SOSYAL MEDYA ARAÇLARI II - Deneme Sınavı - 5

s: 56 Örneğin, heyecan
verici içerikler hep mavi tonlarıyla çıkarken; uyarı
içeren içerikler her zaman siyah beyaz tonlarıyla
çıkabilirler.

Aynı şekilde aşırı parlak görseller de
kullanıcıyı rahatsız edeceğin için uzak durulmalıdır.
Görsellerinizde yeteri miktarda kontrast olması
denge sağlar, okumayı kolaylaştırır (Sehl, 2019).

Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan
birisi de görselinizin boyutudur. Paylaşacağınız
görseli, kullanacağınız sosyal medya platformunun
içerik formatına uygun hâle getirmelisiniz. En sık
düşülen hatalardan birisi, bir adet görsel çalışması
yapıldıktan sonra bu görseli bütün sosyal medya
platformlarında kullanmaktır. Bu elbette başlı başına
bir hata değildir ama "bir görseli paylaşacağınız
sosyal medya platformuna göre boyutlandırmazsanız,
görselin kalitesi düşebilir veya ortaya istemeyen
bir görüntü çıkabilir."

Sosyal medya grafik tasarım çalışmaları için bu
uygulamadan faydalanmaya elinizde bulunan gör
selleri kullanarak başlayabilirsiniz. Eğer elinizde
halihazırda görsel yoksa Canva, kullanıcılarına ücretsiz
stok görseller sunar, bunlardan da yararlanabilirsiniz

s: 59

3 farklı fiyatlandırma modeli olan Canva’yı başlangıç
paketi ile ücretsiz olarak kullanabilirsiniz. Ücretsiz
paket hızlı projeler üzerinde çalışan bireyler ve
küçük gruplar için önerilir.

Fotor, sosyal medya pazarlaması için yardımcı
olabilecek olanaklara sahiptir. Bu olanakların başında Hızlı bir şekilde oluşturabileceğiniz promosyon bannerları gelir.

s: 60 Otomatik şablonlar ile
içeriğiyle birlikte otomatik olarak yeniden boyutlandırılan ara yüz tasarımları oluşturabilirsiniz. özelliği FİGMA'ya aittir. 

Figma, tasarım, prototip oluşturma ve kod oluş
turma araçlarıyla, tarayıcı tabanlı bir kullanıcı ara
yüzü (user interface) ve kullanıcı deneyimi (user ex
perience) tasarım uygulamasıdır.

İnternet 60’lı yıllarda gelişmeye başlamış ancak bugün web sayfalarını kullanmamızı sağlayan ağ yapısı olan “world wide web” (dünyayı saran ağ) 1989-91 yılları arasında geliştirilmiştir. İnternet’in oluşumunun ardından bazı araştırmacılar kullanıcıların serbestçe bilgiye ulaşabilecekleri, birbiriyle bağlantılı sayfaların oluşturulabileceği düşüncesini ortaya atmışlardı. Bu düşüncelerden esinlenen Berners-Lee ve ekibi, web’in en temel dört ögesi olan ‘html’, ‘http’, bir ‘web server’ ve bir tarayıcının (“browser”) ilk versiyonunu geliştirmişlerdir. Geliştirilen ilk web sayfaları, siyah-beyaz ve tamamen metne dayalı bir yapıda ve temelde bilgi verme amaçlıydı ve web siteleri, statik bir yapıya sahip ve sadece okumaya elverişli sayfalardır. Daha sonra bu
dönem web 1.0 olarak adlandırıldı.

Web 1.0 ile gelişimine başlayan web; web 2.0 ile internet kullanıcılarının tek taraflı iletişimi bırakıp içeriği değiştirebildikleri konuma gelmeleriyle başka bir boyut kazanmıştır.

İnternetin ülkemize ilk gelişi 1987 yılında Ege Üniversitesi liderliğinde, Türkiye Üniversite ve Araştırma Kurumları Ağı ile olduğu görülmektedir. Bu bağlantı Ankara-Washington arasındaki hat ile mümkün olmuştur. Ayrıca ODTÜ ve Bilkent üniversiteleri ilk web sitelerini devreye sokmuştur. 1994 yılında ise internet sistemine kurumlar ve işletmeler de ulaşabilir hâle gelmiştir.

Toplumda bu kadar güçlü bir yer edinen sosyal medyanın kendine özgü ana özellikleri bulunmaktadır. Araştırmacılar, hâlâ üzerinde tartışmaya devam etseler de, genel olarak Richard A. Rogers’ın çalışmalarında ortaya koyduğu üç başlık çevresinde uzlaşmaktadırlar. Bunlar; etkileşim, kitlesizleştirme ve eş zamansızlık olarak listelenmiştir.

Açıklık: Yeni medyanın sunduğu servisler kullanıcıların doğrudan (aracısız) etkileşimine ve geribildirimine açıktır. Bu servisler aracılığıyla başka kimseye veya ek bir araca ihtiyaç duymadan kullanıcılar arası içerik paylaşımı sağlanabilmekte ve yorum yapılabilmektedir. İçerik paylaşıcıları veya moderatörler tarafından kimi zaman kısıtlamalar getirilebilmekte ancak bunlar sistem kısıtı değil kullanıcı tercihi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Konuşma: Geleneksel medyada alışık olduğumuz tek yönlü bilgi akışı burada iki yönlü olarak karşılıklı gerçekleşmekte. Karşılıklı ve aynı zamanda kitlesel bu içerik akışının kapsamı da elektronik metin kullanımı sayesinde oldukça geniş, her türlü veri ve multimedyayı kapsamaktadır.

Toplum: Hızlı ve etkili bir şekilde topluluk oluşturulabilmektedir. Sosyal gruplar adı verilen bu topluluklarda üyeler ilgi alanları odaklı olarak bir araya gelmekte ve sevdikleri içeriği herhangi bir engellemeye maruz kalmadan karşılıklı olarak paylaşabilmektedirler.

Bağlantılılık: Yeni medyanın en büyük avantajlarından biride dış bağlantılara imkân sunmasıdır. Web sitelerindeki video, haber, fotoğraf, araştırma, metin gibi unsurlara link verilebilmektedir.

Gazeteler günde bir kez ve sabaha karşı basılır ve dağıtılır ya da televizyon izleyebilmek için fiziksel olarak televizyonun bulunduğu yerde olmak gerekir. Yeni medyanın ise belirlenmiş herhangi bir yayın zamanı ya da mekân sınırlılığı yoktur. Taşınabilir PC, tablet, ya da cep telefonu gibi yeni medyaya ilişkin teknolojiler aracılığıyla istenilen zamanda ve yerde medya içeriklerine kolayca erişilebilir.

7/24 çevrimiçi olan bir dünyada, haber içeriğine eklemeler yapıp güncel tutabilme imkânı veren yeni medya teknolojileri haberciliğin işlevini de etkilemektedir.

“E-öğrenme” kavramı ilk kez 1999 yılında Bilgisayar Temelli Öğretim (BTÖ) sistemleri seminerinde kullanılmıştır ve bu tarihten beri varlığını hızla yaygınlaşarak sürdürmektedir.

E-öğrenme kavramı hakkında bilinmesi gereken başlıca özellikler şunlardır:
• Dersleri harici sürücülerde, bulutta, yerel
dahili veya harici bellekte veya Internet veya
intranetteki sunucularda elektronik biçimde saklar ve / veya iletir.
• Öğrenme hedefi ile ilgili içeriği içerir.
• İçeriği iletmek için anahtar kelimeler ve resimler gibi medya öğelerini kullanır.
• Öğrenmeyi teşvik etmek için örnekler, uygulama ve geri bildirim gibi öğretim yöntemlerini kullanır.
• Eğitmen önderliğinde (senkron e-öğrenme)
veya kendi hızınızda bireysel çalışma
(asenkron e-öğrenme) için tasarlanabilir.
• Öğrencilerin, bireysel öğrenme hedefleriyle veya kurumsal performansı iyileştirmek
için yeni bilgi ve beceriler geliştirmelerine
yardımcı olur.