SOSYAL MEDYA ARAÇLARI I

Kurumsal web sayfaları ve e-ticaret dönemi, nispeten kısa bir süre önce Amazon ve eBay’in 1995’te kurulmasıyla başlamıştı. Bu nedenle, sosyal medyaya yönelik mevcut eğilim, Internet’i yeniden değiştirdiği için İnternet köklerinde bir evrim olarak görülmektedir. Son 20 yılda yapılan teknik ilerlemeler, 1970’lerin sonlarındaki BTS’den temel olarak farklı ve daha güçlü bir sanal içerik paylaşımı biçimini mümkün kılmaktadır. Cevap D seçeneğidir.

Montaj hattının ortaya çıkmasıyla, manzara radikal bir şekilde değişti. Taylor’ın Bilimsel Yönetim İlkeleri (1911) kitabı yeni sanayi dünyasının standardı haline geldi. Saati atölyeye getirdi, her görevin ortalama süresini takip etti ve işçiyi artık kendi işi üzerinde söz sahibi olmayan bir otomat haline getirdi. İşçiler, katkılarının süresiz olarak tekrarlanan tek bir harekete düşürüldüğünü gördüler; kendi “bilgi birikiminden” uzaklaştırıldılar. Sanayi neden yüzyıllardır birikmiş olan işçinin mesleki bilgisinden mahrum kaldı? Çünkü Taylor’ın sistemi eskisi gibi işçileri istemiyordu. (…) Georges Friedmann, Amerikan bağlamında “birçoğu Güney’den gelen siyahların büyük fabrikalara kitlesel girişlerini, temiz ve iyi ücretli, modern tekniklerin empoze edildiği işlere katılımlarını bir lütuf olarak gördüklerini” belirtiyor. Montaj hattı, siyahların Güney’in sefaletinden kaçmasını sağlayan bir entegrasyon yoluydu. Vasıflı ve vasıfsız işçiler arasındaki denge tamamen paramparça oldu. Taylorizm vasıfsız işçilerin toplu olarak üretim dünyasına girmesini sağladı. Cevap C seçeneğidir.

Henry Ford, otomotiv üretim bandında işgücünün ruhsal ve fizyolojik sorunlarından kaynaklanan verim düşüklüğünü ve üretim sürecinde yaşanan sorunları aşmak için bir dizi önlem ve teşvikler yapmak zorunda kalmıştı. 1914 yılında Ford, çalışan­larının ücretini günde 5 dolara çıkarmayı teklif etti. Teklifin ertesi günü, Ford fabrikalarının kapılarına 10.000’den fazla iş arayan yığıldı. Analistler, “bu­nun Ford için iyi bir anlaşma olduğu” sonucuna vardı. İşçilerin şirkete bağlılığı, motivasyonları ve verimlilikleri arttı. Ford’un insan kaynakları mü­dürü John Lee’nin hesaplamalarına göre, 1914’te işçi verimliliği yüzde 51 arttı. Devamsızlık yarı ya­rıya azaldı ve işçiler önemli ölçüde daha uysal hale geldi. Ford’un kendisine, bu maaş artışının şimdiye kadar uyguladığı en büyük maliyet azaltma yönte­miydi. Ancak bu kısa vadeli bir çözümdü. İşçilerin verimliliğini artırmak için maaşları ikiye katlama­nın yeterli olmadığını hemen fark etti. Önemli olan işçilerin başka herhangi bir işte kazanabileceğinden daha fazla kazanabilmesi idi. Böylece ekonominin geri kalanı da aynı maaş stratejisini uyguladığında uzun vadede Ford fabrikasında çalışmanın hiçbir cazibesi kalmadı. Fordizm krizi, işçi verimliliğinin eğitim veya deneyim tarafından belirlenmediğini ortaya koymuştu. Verimlilik, ister işçilerle şirket ara­sında ister işçilerin kendi aralarında olsun sürdürü­lebilir bir işbirliğine bağlıdır. Cevap E seçeneğidir.

Küreselleşme genel olarak, uzak yerelleri, yerel olayları uzak konumlardaki olaylarla şekillendirecek şekilde birbirine bağlayan dünya çapında iliş­kilerin yoğunlaşması olarak görülmektedir. Daha dar anlamda, küreselleşme kurumsal uluslararası operasyonların işlevsel bir entegrasyonudur. Temel olarak doğrudan yabancı yatırımlar (DYY) ve bilgi transferi yoluyla teknoloji transferi ve ağ oluşturma da dâhil olmak üzere istihdamı, ticareti ve değişimi etkileyen sınırsız, kesintisiz bir küresel ekonomiyi dokuyan çok uluslu şirketler (ÇUŞ) tarafından hız­landırılmaktadır. Küreselleşme, kaçınılmaz olarak döviz kontrolü ve sermayenin serbestleşmesine yol açan finansal, sermaye ve işgücü piyasalarının ulus­lararasılaşmasıyla yoğunlaşmıştır. Küreselleşmenin mimarları ve bundan fayda sağlayan, ne ulusal bağ­lılığı ne de sosyal sorumluluğu umursayan, kapi­talizmin amansız mantığıyla hareket eden küresel şirketlerdir. Cevap B seçeneğidir.

1970’lerden bu yana, birçok araştırmacı ileri sanayi ülkelerinde üretim odaklı bir hizmetten hizmet odaklı ekonomiye geçişin olduğunu söyledi. Bu değişiklik genellikle endüstri sonrası veya Fordist sonrası dönem olarak ifade edilir. Cevap C seçeneğidir.

Kondratieff Dalgaları Nikolai Dimitrieviç Kondratieff, 20. yüzyılın başında yaşamış bir Rus iktisatçıdır. Stalin döneminde tutuklanmış ve hüküm giymiştir. Hakları ise ancak 50 yıl sonra iade edilmiş. Teorileri, Ruslardan daha fazla Batılı iktisatçıların ilgisini çekmiş ve ekonomide dön­güsellik üzerine ileri sürdüğü tezler, daha da ge­liştirilmiş. Günümüzde bu teori, bazı iktisatçılar tarafından büyük dalgaların analizinde kullanılı­yor. Teoriye göre, her dalgayı sürükleyen bir itici teknoloji var ve büyüme bu teknoloji etrafında gelişiyor. Cevap A seçeneğidir.

Kondratieff Dalgaları teorisinde, uzun dalgalardaki temel ye­nilikler ise birçok sektörü etkilemekte ve yenilik­lere ve birkaç sektör arasında transformasyona yol açmaktadır. Her bir Kondratieff dalgasındaki yenilik kümeleri dönemlerinin yüksek teknoloji endüstrilerini ortaya çıkarmıştır. Buna örnek ola­rak 1800’lerde telgraf, telefon ve elektrikle ilgili yenilikler ile 1900’larda radyo, televizyon, radar, elektronik eşyalar ve bilgisayarlar ile ilgili yenilik­leri verilmektedir. Bütün bu yenilikler, belki de beşinci Kondratieff dalgasının belirleyicisi olacak ve bilgisayar ve telekomünikasyon teknolojile­rinin bütünleştiği yakınsak bilgi teknolojilerine dâhil olacaklardır. Cevap A seçeneğidir.

Prosumer, producer (üretici) ve consumer (tüketici) kelimelerinin birleşimiyle türetilmiştir, Prosump­tion üzerine düşünürken,ileri gitmeli ve bildiğimiz anlamda üretim ve tüketim kavramlarından tamamen uzaklaşmalıyız. Bunun nedeni, üretimin her zaman ve her yerde tüketimi ve tersine tüketimin her zaman ve her yerde üretimi içermesidir. Başka bir deyişle, üretim ve tüketim her zaman prosumption süreci olmuştur ya da başka bir deyişle, prosumption her zaman üretim ve tüketimin bir karışımını içerir. Saf üretim (en azından biraz tüketim olmadan) ya da saf tüketim (en azından biraz üretim olmadan) diye bir şey yoktur; iki süreç her zaman iç içe geçer. Yani, Üretim ve tüketim birliği oluşur. Cevap B seçeneğidir.

Büyük sosyal ağların piyasa değerleri ne kadar fazla içeriğe sahip olduğu ile alakalıdır. Kullanıcı sayısı düşük olan bir sosyal ağ sınırlı tüketim ürünü sunduğu için insanlara hiç cazip gelmez. Kullanıcı sayısının artmasına paralel olarak içerik üretimi do­layısıyla tüketilebilecek ürün de artmaktadır. prosumerlar sosyal medyayı tüketirken aynı zamanda bu servis sağlayıcılar için önemli veriler üretmekte­dir. Ürettikleri bu veri kendilerine talebi arttırmak için var olan en gelişmiş reklamcılık stratejisi olarak geri dönecektir. Prosumerlar ücret almadan içerik üreterek bu firmaların gelirlerinin artmasını sağla­makta, bir yandan da reklamlar ile tüketime teşvik edilmektedirler. Cevap D seçeneğidir.

1960 ile 1980 yılları arasında ortaya çıkan bilgisayar kavramı çok kısa sürede çok büyük değişimlere sebebiyet verdi. Bilgisayar dünyasının devrimi, 1971’de Intel’in mikroişlemciyi icat etmesiyle gerçekleşti. Ardından Apple ve IBM; Machintosh ve Microsoft piyasaya çıktı. Cevap E seçeneğidir.

Taylor'un 1911 yılında yayınladığı Bilimsel Yönetim İlkeleri kitabı yeni sanayi dünyasının standardı haline gelmiştir.

Taylorizm, vazıfsız işçilerin toplu olarak üretim dünyasına girmesini sağlamıştır.

Elektrikle ilişkilendirilen ikinci sanayi devriminden sonrasında ortaya çıkan, bilgisayarla ilişkilendirilen yeni sanayi devrimi 1971 senesinde Intel'in mikroişlemciyi icat etmesiyle başladı.

Taylor’ın Bilimsel Yönetim İlkeleri (1911) kitabı yeni sanayi dünyasının standardı haline geldi.

Kurumsal web sayfaları ve e-ticaret dönemi 1995’te başlamıştır.

Bilgisayarlarla ilişkilendirilen bizim sanayi devrimimiz, 1971’de Intel, Moore Yasasına göre gücü 18 ayda bir ikiye katlanacak olan mikroişlemciyi icat ettiğinde başladı.

Sanayi devriminin başlamasını sağlayan yeniliklerin ortaya çıktığı dönem olan 1700’lerin sonlarından itibaren kapitalist kalkınmayı sırayla yükseliş ve çöküş şeklinde 4 tane dalga karakterize etmiştir. Bu 50 yıllık periyotlar ilk olarak 1919 yılında Nikolai Kondratieff (1892-1938) tarafından ele alınmıştır.

Üretim kapitalizmin ekonomik “başarısının” ana kaynağı Marx’a göre, proletaryanın sömürülmesinde yatar. Proletaryanın ürettiğinden elde edilen kârın çok küçük bir miktarı onlara ödenir. Kapitalistin zenginliğinin kaynağı buna dayanmaktadır.

Bugün bu iki inovasyon setinin bileşimi prosumer sömürüsünün temelini oluşturmaktadır. Bu çift yönlü sömürünün örnekleri olarak self servis restoranlar, ATMler, marketlerdeki self servis kasalar, hava yollarındaki check-in makineleri gösterilebilir. Tüm bu sistemlerde, bir zamanlar ücretli çalışanlar tarafından yapılan işler artık aynı işi ücretsiz olarak tüketiciler tarafından yapılıyor.

İnterneti doğuran olayları takip ederek bu keşiflerin “sosyolojisini” anlamak mümkündür. 1969’da ABD Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA), Amerikan askeri iletişimini nükleer saldırıların bozulmasından korumak olan devrimci bir iletişim ağı kurdu. Bu sistem, Pentagon ile sözleşmesi olan akademisyenler tarafından giderek daha fazla kullanıldı. 1978 yılında, Savunma Bakanlığı’nın sunucusu dışında ücretsiz iletişim kurmak isteyen iki Chicago Üniversitesi öğrencisi tarafından modemin icadı sayesinde kamuya açıldı.