SOSYAL HİZMETE GİRİŞ

I, II, III, IV

I, II, III, IV

I, II, III, V

Gönüllüler

I, III, IV, V

I ve II

Vakıflar

Sosyal Hizmetler Akademisi

I, II, III, IV

Cumhuriyet Dönemi

Bir yardım ve dayanışma biçimi olarak sosyal hizmetin dağıtımı, ilk dönemler en gözle görülebilir yönleriyle din ve toplum liderleri tarafından yapılmıştır. Devletlerin ve belediyelerin bu anlamdaki girişimleri ise Endüstrileşme devrimi sürecinde gerçekleştirilmiştir.

18. yüzyılın sonlarında başlayıp 19. yüzyılda etkili olan Sanayi Devrimi, ekonomik açıdan büyük bir gelişme sağlamış ama toplumsal açıdan kalabalık halk kitlelerinin yoksullaşmalarına yol açmıştır. Gelişmenin ürünleri halka yayılıp refah yaygınlaştırılamamıştır. Sosyal çalışma felsefesinin odağını etkileyen bu durum, sosyal çalışmanın kimlikleşmesi için gerekli koşulları da olgunlaştırmıştır. A ve C seçeneklerindeki toplum gönüllüleri;sosyal hizmet uygulamalarında bulunan ilk temsilciler ve rollerine ilişkindir. D seçeneği 20. yüzyıl, E seçeneği ise 21. yüzyıldaki sosyal çalışma tablosunu yansıtır. Dolayısıyla doğru cevap B seçeneğidir.

Osmanlı döneminde vakıflar; yoksul, dul ve yetimlerin gereksinimlerini karşılamada etkin olmuş, aynı zamanda geniş bir eğitim olanağı yaratmıştır. Vakıfların yanı sıra zanaatkârlar ve küçük esnaf arasında kurulmuş mesleki sosyal yardım örgütleri olan fütüvvetler gelişirken, kent ve mahallelerde de sosyal yardım düşüncesi örgütlenmeye başlamıştır. Bunlara en güzel örnek mahalle sandıklarıdır. Başlangıçta dinsel temellere dayalı fütüvvetler ise daha sonraları Müslüman olmayanların da üye olarak kabul edilmesiyle laikleşmiş ve lonca adını almıştır. Loncaların ortak fonları, günümüzün sosyal güvenlik sisteminin benzeri işlevi yerine getirmiş ve 20. yüzyılın başlarına kadar devam etmiştir.

Türkiye'de 1982 yılında 2828 sayılı yasayla Sosyal Hizmet ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun kurulmasıyla sosyal hizmetler daha çağdaş bir yaklaşımla ele alınmaya başlanmıştır.

Türk tarihinde, çocukların korunmasıyla ilgili alınan ilk resmi ve düzenli önlemlere ilk Müslüman kavimlerden İlhanlılarda, Gazan Mahmut Han zamanında (1271-1304) rastlanmıştır.

E seçeneği; sosyal çalışma disiplininin gelişme eğrisini Batı toplumlarında belirginleştirmesinin ana nedenlerinden biri değildir. Sosyal çalışma disiplini gelişme eğrisini Batı toplumlarında belirginleştirir. Çünkü bu gelişim çizgisi laiklikle eştir; sekülerdir. Oysa Asyagil toplumlarda laiklik, nesnel toplumsal koşullarca belirlenmemiştir. Bu toplumlardaki egemen dinsel-geleneksel düşünüş, modernleşmeyi gerçekleştirecek özellikler içermez. Batı, sosyal çalışma alanında dinin etkisini büyük oranda safdışı bırakabilmiştir. Dolayısıyla hak olarak kabul gören sosyal hizmet, sosyal devletin olmazsa olmaz koşullarından birisi olmuştur.

Dünyada "Sosyal çalışma okulu" olarak açıkça tanımlanan ilk okul, Hollanda'da 1899’da açılmıştır.

Sosyal Hizmetler Akademisi ile  Sosyal Çalışma Yüksekokulu’nu, disipliner ve mesleksel biçem olarak birbirinden ayıran temel fark;Sosyal Hizmetler Akademisi 'nin birey, Sosyal Çalışma Yüksekokulu’nun ise toplum ve toplumbilim ağırlıklı oluşu idi.

1820’de John Griscom tarafından kurulan ilk sosyal refah örgütlenmesi kurumunun adı "Yoksulluğu Önleme Derneği"dir.

Emre Kongar ’a göre sosyal hizmet mesleği iki temel kaynaktan doğmuştur. Birincisi; kapitalist kalkınma yöntemini kullanarak hızla kalkınan ülkelerin,ortaya çıkan toplumsal yaralarını sarma çabalarıdır. İkinci ise insancıl amaçlardır. Bu anlayış çerçevesinde sosyal çalışmanın amacı; "bir veri olarak ele alınan sosyo-ekonomik yapı içinde, bireylerin ve toplulukların sorunlarını çözmek" şeklinde ele alınır.