aofsorular.com
SHZ101U

21. YÜZYILDA TOPLUMSAL DEĞİŞME SÜRECİNDE SOSYAL ÇALIŞMA ÜZERİNE DEĞERLENDİRME

8. Ünite 20 Soru
S

Toplum kalkınması kavramını açıklayınız.

Toplum kalkınması; küçük toplulukların içinde bulundukları ekonomik, toplumsal ve kültürel koşulları iyileştirmek amacıyla giriştikleri çabaların devletin bu konudaki çabalarıyla birleştirilmesi, bu toplulukların ulusun bütünüyle kaynaşması, ulusal kalkınma çabalarına tam biçimde katkıda bulunmalarının sağlanması sürecidir.

S

Sosyal hizmet nasıl ortaya çıkmıştır?

Sosyal hizmet, Amerika ve Avrupa gibi sanayileşme dönüşümünün ve buna koşut diğer toplumsal değişmelerin yaşandığı ülkelerde meslek olarak kendini belirlemeye başlamıştır ve sosyal hareketlerin ürünü olarak ortaya çıkmıştır.

S

Sosyal devlet anlayışını açıklayınız. 

Sosyal devlet (social state) sistemi, kapitalist ekonomi düzenini koruyan, ancak sosyal sınıflar arasında uzlaşma sağlanmasını amaçlayan, bunun için gerek ekonomik, gerek sosyal gelişmeler açısından bu düzenin daha iyi işlemesini sağlayıcı önlemlerin alınması gereğini duyan bir devlet sistemi olmaktadır. 

S

Sosyal refah kavramını açıklayınız. 

Sosyal refah, kişilerin ve grupların verim kabiliyetlerini tam olarak geliştirebilmeleri ve aileleri ile toplumlarının ihtiyaçlarını karşılayarak refaha ulaştırabilmeleri için doyurucu bir hayat ve sağlık standardına ulaşmalarını ve aynı zamanda bireysel ve sosyal ilişkilerini dengeli olarak devam ettirmelerini sağlamak amacı ile sosyal hizmetler ve sosyal kurumların organize edilmiş bir sistemidir. 

S

Sosyal refah ve sosyal çalışmacı ilişkisini açıklayınız. 

Sosyal refah hizmetleri kapsamında sosyal çalışmacının özellikle müracaatçı sistemlerini koruyucu, destekleyici, arabulucu, uzlaştırıcı, savunucu, tedavi edici, hizmetin kime sunulacağını kararlaştırıcı, toplum kaynaklarını yönlendirici, hizmetleri yönetici ve geliştirici, politika belirleyici olması açısından müracaatçıların haklarını kullanmalarına yardımcı olabilecek stratejik bir konumdadır. Dolayısıyla sosyal ilişkileri geliştirmeyle ilgili olan sosyal çalışma mesleğinin hizmet ve eylem odağına sahip olduğu bilinmektedir. Sosyal refah alanı çeşitli insani hizmet mesleklerinin işlevlerini içine alan bir yapıya sahip olduğundan tarihsel bir birliktelik söz konusudur.  Öyle ki; 1) insanların tüm iyilik durumunu, 2) bu duruma erişmek için gerekli sistemi, 3) bu amacı gerçekleştirmekle yükümlü olan devletin niteliğini, belirlemek için üç ayrı anlamda kullanılmakta olan sosyal refah terimi ve devleti sosyal çalışma mesleğinin değerleri, amaçları, hedefler ile örtüşmekte, birbirini tamamlamaktadırlar. Dolayısıyla sosyal çalışma mesleği de sosyal refah alanında tek olmamakla beraber öncelik taşıyan bir meslek olarak varlığını olanaklı kılmakta, işlevsel olmaktadır.

S

Sosyal çalışma mesleğinin alanda çalıştığı  sosyal sorun kategorilerine örnek veriniz? 

Sosyal çalışma mesleğinin alanda çalıştığı belli başlı sosyal sorun kategorileri şunlardır; işsizlik, yoksulluk, kadın hakları, sağlık, gecekondulaşma, çalışan çocuklar, azınlıklar, yaşlılık, engellilik, suçluluk, göç... Bu sosyal sorunlarla mücadelede sosyal çalışma mesleğine önemli görevler düşmektedir.

S

Küreselleşme ve sosyal hizmetler denildiğinde akla ilk gelen kavram olarak görülen "küresel eşitsizlik" durumunun altında yatan temel iki olgu nedir?

Küreselleşme ve sosyal hizmet dendiğinde akla ilk gelen kavram olan küresel eşitsizlik yeni bir şey değildir, son iki yüzyılın sömürgecilikle birlikte küresel kapitalizminin trajik bir sonucudur. Buradan küresel eşitsizliğin altında yatan iki temel olgunun sömürgecilik ve küresel kapitalizm olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. 

S

21. yüzyılda küreselleşme sonucunda ortaya çıkan ve sosyal çalışma mesleğinin çalışma alanı kapsamında ele alınan sorun alanı nedir? 

Küreselleşme 21. yüzyılda bilindiği gibi yeni sorun alanları inşa ediyor. Yoksul insan gruplarının küresel hareketliliği iç savaşlarla birlikte modern düzenin endişe duyduğu en etkili sosyal sorun haline geldi. Sosyal çalışma mesleğinin hedef kitlesinde yer alan mülteciler, sığınmacılar, yabancılar, dışlananlarla ilgili yaşananlar küresel
vicdanda yeni arayışları beraberinde getiriyor.

S

Sosyal hizmet konferanslarının gerçekleştirilme amacı nedir? 

Sosyal Hizmet Konferansları sosyal davranışları uyarmak, yeni düşüncelerin doğmasını sağlamak, mevcut uygulamayı değerlendirmek hayır sevenler ile hayır kurum ve dernekleri arasındaki ilişkilere ışık tutmak, hizmetler arasındaki koordinasyonun önemini belirtmek ve kamuoyunun ilgisini ülkenin sosyal ihtiyaçları üzerine çekmek amacı ile yapılmaktadır.

S

Sosyal politikaların iki büyük aracı olarak ele alınan yollar nelerdir? 

Bunlardan biri devlet eli ile oluşturulan ve mevzuat denilen (yasa, tüzük, yönetmelik ve kararnameler) yol, öteki de doğrudan ilgililerin yani çalışanların örgütleri, başka bir deyimle sendikaların etkinlikleri yoludur.

S

Küreselleşmenin ülkemizdeki sosyal sorunlara olan etkisini örnek vererek açıklayınız.

Küreselleşmenin sosyal sorunlara olan etkisini ve sosyal hizmetin sunumunu kısıtlayan yapısını hatırda tutarak kısaca şunu  söyleyebiliriz. Türkiye’de özellikle 12 Eylül mantığı bir kuşağın
bilimine, kimliğine, yaşam tarzına, düşünce taşlarına, hayatı algılayış biçimine, özlemlerine, tüketim alışkanlıklarına değin birçok bireysel ve sosyal yönüne derinlemesine girmiştir. Küreselleşme süreci bu değişimi beslemiştir. Sonuç olarak ortaya çıkan tabloda sosyal sorunların ağırlığı inkâr edilemez bir hâl almıştır. Özellikle 20. yüzyılın sonlarına doğru yaygınlaşan neoliberal ekonomi politikaları, gerek sanayileşmiş ve gerekse gelişmekte olan ülkelerde, yoksullukla mücadele başta olmak üzere, bütün sosyal politika alanlarında ağırlığını hissettirmeye başlamıştır.

S

Toplumsal değişmeye uymak ne demektir? Açıklayınız.

Toplumsal değişme çok karmaşık ve çok boyutlu bir olgudur. Onun yarattığı ya da getirdiği yeni ortam, insanın etrafında yeni bir uyarıcı ağı ve çok değişmiş yaşama koşulları yaymaktadır. Değişmeye ya da yeni ortama uyma sorunu (genel olarak) biyolojik uyma ve psikolojik uyma olmak üzere iki düzeyde kendini göstermektedir. Üretici kişiler için yeni mesleklere başlamak ya da alışmak hem biyolojik hem psikolojik çabalar gerektirecektir. Birkaç örnek daha vermek için şunları ekleyebiliriz: Gittikçe genişleyen kentsel çevreye uymak için yöneticiler yeni ortamın gerektirdiği çabaları göstermekle yükümlü olacaklardır. Bilgilerin ve tekniklerin yeni durumunun gerekliklerine uymak için her tür öğretmen ve öğrenciden biyolojik ve psikolojik uyma beklenecektir. Kısacası, toplumsal değişmenin yarattığı yeni ortamın koşulları, bu koşullara uyum sorununu da beraber getirmektedir. Ayrıca toplumsal ortamın yeni insan tiplerine uyumu söz konusudur. Örneğin, önceleri hastane, bakımevi gibi yerlerde yaşayabilen kişilerin tıptaki ilerlemeler sayesinde toplum içinde yaşamaları toplumsal ortamın onlara uyumunu gerektirecektir…

S

Tanilli'ye göre 27 Mayıs süreci neyi ifade etmektedir, açıklayınız.

27 Mayıs’ın önemine farklı açıdan yaklaşan Tanilli’ye göre, 27 Mayıs, Cumhuriyet’e sahip çıkmak isteyen kimi ordu üyelerinin, üniversite, gençlik ve ‘bir kısım basın’la birlikte, serbest seçimle gelse de karşıdevrimciliğe dönüşen bir gidişe karşı, ‘demokrasiyi devrimci temellere oturtma girişimi’dir.

S

Toplum kalkınması sürecini tanımlayınız.

Toplum kalkınması; küçük toplulukların içinde bulundukları ekonomik, toplumsal ve kültürel koşulları iyileştirmek amacıyla giriştikleri çabaların devletin bu konudaki çabalarıyla birleştirilmesi, bu toplulukların ulusun bütünüyle kaynaşması,
ulusal kalkınma çabalarına tam biçimde katkıda bulunmalarının sağlanması sürecidir.

S

Toplum kalkınması geri kalmış yerel ve genel anlamdaki toplumların hızla gelişmişlik düzeyine ulaşabilmeleri amaçlamaktadır. Bu süreçteki etkin yol nedir açıklayınız.

Toplum kalkınması geri kalmış yerel ve genel anlamdaki toplumların hızla gelişmişlik düzeyine ulaşabilmeleri amacıyla, insansal, doğal ve özdeksel kaynaklarının devletin katkısı ve desteğiyle bir araya getirilerek örgütlendirilmesi ve işletilmesi
yoludur.

S

Sendikaların sosyal politika oluşturma sürecindeki rolü ne zaman başlamıştır?

Sendikaların sosyal politika oluşturulmasındaki rolü ekonomik ve siyasal olarak tanınmalarından sonra başlamıştır.

S

Küreselleşme sürecinin üç en belirgin niteliğini nedir?

Küreselleşme sürecinin en belirgin nitelikleri şu şekilde değerlendirilebilir: Küreselleşmenin birinci niteliği, siyasal ve askeri alanda Amerika Birleşik Devletleri’nin egemenliği ve ‘dünya jandarmalığı’ rolüne soyunmuş olmasıdır. Küreselleşmenin ikinci niteliği, ekonomik alanda uluslararası sermayenin egemenliği olarak ortaya çıkmıştır. Küreselleşmenin üçüncü alanı kültüreldir.

S

Sosyal çalışmanın varoluşsal gerekliliği küresel eşitsizliğe karşı nasıl bir tutum geliştirmesini gerektirir?

Sosyal çalışma var olmasının bir gereği olarak küresel eşitsizleştirici koşulların karşısındadır

S

Küreselleşme sürecini 21. yüzyılın ekonomik, sosyal, kültürel işleyişi bağlamında bizlere ne tür veriler sunmaktadır açıklayınız.

Küreselleşme süreci 21. yüzyılın ekonomik, sosyal, kültürel işleyişinin anlaşılmasında bizlere çok fazla veri sunmaktadır. Özellikle ekonominin mekânsız ve esnek hareketliliği sosyal ve kültürel yapılardan tutun da mikro milliyetciliğe kadar çok çeşitli alanlar açmıştır. Konumuz açısından baktığımızda küreselleşmenin
toplumsal sonuçlarının aslında olumlu özellikler sergilemediğidir. Küreselleşmenin en radikal tepkisi ulusdevletlere, sosyal devlete milli ekonomilere verdiği zararlar ve ortaya çıkardığı sosyal sorunlarla irdelenebilir. Örneğin yoksulluk küreselleştiği gibi sosyal devlet mekanizmasının işlevsizleşmesi, kamu kaynaklarının kısıtlanması, sosyal hizmetlere gereksinim duyan insan gruplarının sayısını artırmıştır. Bu nedenle sosyal çalışma uygulamaları günümüz toplumları için daha yaşamsal bir yön almıştır.

S

Sosyal çalışmanın, sosyal adaletin kurumsallaşmasında etkin bir meslek olma rolünü açıklayınız.

Sosyal çalışma, sorgulamasız insan haklarının gelişimiyle varolan bir meslektir. İnsan haklarının düşünsel açıdan en temel boyutu,
toplumda adaletin sağlanmasıdır. Adalet gibi bir soyut kavrama geçerlik kazandırmak, toplumsal yaşamda adaleti en üstün değer olarak baş köşeye oturtmak hukuk düzenlerine düşen en temel görevdir.