aofsorular.com
SHZ202U

DİĞER SOSYAL HİZMET ALANLARINDA SOSYAL HİZMET UYGULAMALARI VE GENEL DEĞERLENDİRME

8. Ünite 20 Soru
S

LGBTT bireylerle çalışan sosyal  çalışmacıların mesleki çalışma sırasında dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir ?

LGBTT bireylerle çalışan sosyal çalışmacıların mesleki çalışma sırasında dikkat etmeleri gerekenbirtakım ilkeler bulunmaktadır (Buz, 2011):

  • Sosyal çalışmacılar bu gruba karşı kendi davranış, tutum, inanç sistemi, ahlaki değerlerinin yanısıra önyargı ve ayrımcılık potansiyelini fark etmelidir.
  • Anlayış ve bilginin eksik olmasından korkmamak gereklidir. LGBTT konusunda profesyonellerarasında bile büyük bir inkar yaşanmaktadır. LGBTT bireylerin algı, ilgi ve deneyimlerini öğrenmek için çok çalışmak gereklidir.
  • Cinsel yönelimini tanımak ve kabul etmek karmaşa ve belirsizlikle geçen yıllardan sonra kolaydeğildir. Heteroseksüel olduklarını kanıtlamak için farklı yolları deneyebilirler. Böyle içselçatışmaların özellikle adölesanlar için zor olduğunu ve bazen intihara yol açabileceğini bilmekgereklidir.
  • Bazı LGBTT’lerin cinsel yönelimlerini açıklamakta zorlanacaklarını, toplum tarafındankimliklerini saklamaya zorlandıklarını, toplumda reddedilme durumunu da dikkate alarak,müracaatçıya acı, kızgınlık ve adaletsizlik duygularını açıklaması için yardım edilmelidir.
  • Yardım ilişkisine girmede, ayrımcılık ve önyargı deneyimleri nedeniyle çok incindikleri içintedbirli ve korkulu olabilirler. Sosyal çalışmacıların önyargısız olduğunu anlayana kadar cinsel yönelimlerini açıklayamayabilirler.
  • Açılma (coming out) müracaatçıyla çalışmanın bir hedefi olmamalıdır. Açılma, özgürleştirici vepolitik olarak teşvik ediy olsa da kişi, ailesine yabancılaşma, işini kaybetme gibi büyükbedeller ödeyebilir.
  • Eşcinsel bir çiftle çalışırken heteroseksüel çiftlerdeki uzun dönemli sorunlar karşımıza çıkabilir.Parasal, ev/iş sorumlulukları dengesi, çocuk bakımı, başarısız cinsel ilişki, umutsuzluk, şiddetgibi. Bununla birlikte eşcinsel çiftlerin ilişkisi daha farklıdır çünkü yasal bir evliliğin getirdiğistatü, koruma ve haklardan yoksundurlar. Bu çiftlere özel, yasal düzenlemeler gerekebilir
S

Türkiye' de sığınmacı ve mültecilere yönelik sunulan hizmetlerin planlanmasında ki eksiklikler nelerdir ve daha iyi planlanması nasıl olmalıdır ?

Türkiye’de sığınmacılara yönelik hizmetler kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri tarafından yürütülmektedir.Ancak sorunların çözümü konusunda sistematik ve bütüncül bir hizmet ağının varlığından bahsetmek mümkün değildir. Özellikle sivil toplum örgütleri kaynakları doğrultusunda ve proje temelli çalışmaktadır. Dolayısıyla sığınmacılara yönelik olarak yürüttükleri hizmetlerin kalıcı ve sürdürülebilir olması mümkün olmamaktadır. Sığınmacılara yönelik hizmetlere ilişkin olarak köken ülkeden kaçışlarına neden olan olaylardan başlayarak, kaçıs sırasında yaşadıkları travmalar, aile bölünmesi, tehlikeli yolculukve Türkiye’deki gündelik yaşamda karşılaştıkları sorunlar dikkate alınarak hizmetlerin bu bütünlük içinde planlanması gereklidir

S

Okul ortamında çalışan sosyal çalışmacıların görevleri nelerdir?

Okul sosyal hizmeti, öğrencilerin içinde bulundukları gelişim dönemi, aile ve yaşam koşulları nedeniyle yaşadıkları sorunların çözümü, gereksinim duyulan hizmetlerden yararlanmaları ve böylece eğitim etkinliklerini başarı ile sürdürmelerini sağlama gibi hizmetleri yürütmek üzere okullarda yer alan, sosyal çalışmanın önemli uygulama alanlarından birisidir .Okul ortamında çalışan sosyal çalışmacıların ne tür profesyonel görevleri ve ne tür çalışmaları yürüttükleri ile ilgili bilgiler farklı boyutlarda sınıflandırılabilir.

  • Öğrencinin gereksinimlerini değerlendirme
  • Program planlama ve değerlendirme
  • Direkt hizmet etme
  • Savunuculuk
  • Konsültasyon / liyezon
  • Koordinasyon ve işbirliği
  • Yönetim / organizasyon
S

Avrupa'da yaygın olan sosyal hizmet uygulamalarını açıklayınız ?

Yabancılarla sosyal hizmet (Sozialarbeit mit Ausländern), ülkelerinde geçici bulunan ve herhangi birsosyal hizmete ihtiyaç duyan yabancıların sosyal sorunlarının çözülmesi için programlar yapar ve uygulamaya aktarırlar.

Uluslararası sosyal hizmet (internationale Sozialarbeit) boyutunda sosyal çalışmacılar, sosyal çalışma mesleğinin ülkelerinde daha da gelişmesi için diğer uluslarla, devletlerle ve yabancı uzman elemanlarıla ilişkiler kurarak ve birlikte çalışarak uluslararası sosyal çalışmanın ve uluslararası sosyal hizmetlerin gelişmesine, birbirleriyle karşılıklı – çift taraflı – ilişkilerinin ve iletişimlerinin geliştirilmesine çaba harcarlar.

S

Türkiye'de bulunmayan ama Avrupa'da hizmet veren türkçe çevirisi ile  “iyileştirme eğitimcisi” ya da “sağlık eğitimi bakıcısı” olarak sağlık kuruluşlarında hizmet veren sosyal yardımcıların görevleri nelerdir ?

İki yıllık (önlisans eğitimli) sosyal yardımcılar sağlık alanında “HeilerziehungspflegerIn”,  Türkçe çevirisiyle “iyileştirme eğitimcisi” ya da “sağlık eğitimi bakıcısı” olarak sağlık kuruluşlarında hastalarla ilgileniyorlar. Ağır hastalık dönemlerinden nekahet dönemlerine kadar hastaların iyileşmesi için gerekli rutin işlerde hastanın yanında oluyorlar. Onların eli ayağı oluyorlar. İyileşmelerine büyük katkılar sağlıyorlar. Bunlar sağlık alanında çalışan sosyal eğitmenlerin yardımcılarıdır.

S

Farklı teorik yaklaşımlar ve bu yaklaşımlara olan kayıtsızlık göz önünde bulundurulduğunda, sosyal çalışma mesleği bir yol ayrımında bulunduğunda seçtiği uyumlaştırıcı misyonunu açıklayınız ?

Farklı teorik yaklaşımlar ve bu yaklaşımlara olan kayıtsızlık göz önünde bulundurulduğunda, sosyal çalışma mesleği bir yol ayrımında bulunmaktadır. Ya özgürleştirici bir pratik olmayı seçecek ya da uyumlaştırıcı misyonunu sürdürecektir. Söz konusu iki tercihin farklı ideolojik kaynakları bulunmaktadır. Özgürleştirici pratikler statükoya meydan okudukları oranda toplumların diyalektiğinden türemektedir.Uyumlaştıran pratikler, öte yandan, toplumları disipline edici mekanizmalarla iş görmekte ve itaat kültürünü yaygınlaştırmayı hedeflemektedir.Uyumlaştırıcı bir perspektiften kurulan sosyal hizmet pratiği bireylerin yaşamlarına odaklanır ve birey edimlerini kişisel arızalar olarak görerek arzu edilen yönde değiştirmeyi ve/veya disipline etmeyi hedefler. Özgürleştirici ve eleştirel bir sosyal hizmet pratiği ise birey edimlerini etkileyen ve/veya belirleyen üst toplumsal-ekonomik-siyasal yapıları anlamaya yönelir.Uyumlaştırıcı ortodoks sosyal çalışma anlayışının eleştiriye muhtaç olduğu ortadadır ve özgürleştirici bir pratik olarak sosyal çalışma anlayışı önerilmelidir. Özgürleştirici sosyal çalışma anlayışı felsefe ve sosyal bilimler bağlamında tartışılmalıdır. Sosyal çalışmayı statükonun denetleyici aracı olmaktan çıkarıp insanları özgürleştiren bir pratiğe dönüştürmenin yolu onu felsefe ve sosyal bilimlerle yeniden ilişkilendirmekten geçmektedir.

S

Endüstri Devrimin sosyal çalışma mesleği üzerinde etkisini açıklayınız?

Sosyal çalışma mesleğinin müracaatçıları düşünüldüğünde, yeniden kurulan sosyal alan için en büyük tehditlerden birinin yoksulluk ve yoksullukla bağlantılı sorunlar (evsizler, dilenciler, sokak çeteleri, vb.) olduğu görülmektedir. On sekizinci yüzyılın ikinci yarısından itibaren Batıda merkezi hükümetler  yoksullara yardım etkinliklerinde doğrudan rol almaya başlamışlardır. Örneğin, kurallara uymayan ve  aylak dolaşan gençler için birtakım kurumlar açılmıştır. Devletin bu doğrudan müdahalesi, refahın amaçlarına dair algıyı toptan değiştirmiştir. Cavallo’ya göre (1995, s.225-227), artık amaç salt yardım değil, yoksul işgücünün disipline edilmesidir.

Endüstri Devrimi’nin ardından oluşan yeni dünyada sosyal çalışma statükonun arzu ettiği toplum düzenini gerçekleştirmeye soyunan bir alan olarak ortaya çıkarken sosyal bilimler de ayrı ayrı kendi ontolojilerini ve epistemolojilerini tanımlamaya girişmişlerdi. Bunu yaparken temel belirleyici ise doğa  bilimleri oluyordu.

S

Sosyal çalışmanın ve sosyal bilimler arasındaki ilişkiyi  açıklayınız ?

Sosyal bilimlerdeki hızlı gelişmeler karşısında sosyal çalışma daha çok tepkisiz kalmış ve bu gelişmeleri geriden takip edebilmiştir. Sosyal çalışmanın sosyal bilimlerle ilişkisi salt uygulamayı besleyen bilgilerle donanmak çerçevesine mahkûm olmuştur.Sosyal bilimlerde İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yepyeni tarzlar ve düşünme biçimleri ortaya çıkarken sosyal çalışma geleneksel pozitivist yönelimini sürdürmeyi tercih etmiştir. Bugün dahi sosyal çalışmanın en sorunlu yanları bu tercihten kaynaklanmaktadır.Ne tamamıyla sosyal bilimler içinde konumlanabilen ne de sosyal bilimler dışında epistemolojik bir açılım getirebilen sosyal çalışma, yalnızca sosyal bilimlerin birikimini acemice uygulamaya aktarmaya çalışmıştır, ancak uygulamaya bilimsel bir merak duygusuyla yaklaşmayan sosyal çalışmanın en büyük olumsuzluğu uygulamaya yabancılaşmış olmasıdır.

S

Sosyal çalışmanın salt bir meslek düzeyine indrgenmiş olmasının sebepleri neler olabilir ?

Sosyal çalışmanın salt bir meslek düzeyine indirgenmiş olmasını onun felsefe ve sosyal bilimlerle bağlarının çok zayıf bir biçimde kurulmuş olmasıyla açıklamak olasıdır. Felsefeden yoksun bir sosyal hizmet uygulaması yaşama ve yaşamın sorunlarına karşı entelektüel bir merak duygusu geliştirememiş ve böylelikle sorunların nedenlerine ilişkin soruşturma ihtiyacı duymamıştır. Sorunların bireyler üzerindeki etkilerine odaklanmakla yetinen sosyal çalışmanın bu sorunların ortadan kaldırılmasına ilişkin hiçbir iddiası söz konusu olamamıştır (bkz. Cılga, 2004: 53). Statükoyla kurduğu ilişki de burada aranmalıdır.Sorunların yapısal nedenlerine ilişkin bir soruşturma statükonun eleştirisini zorunlu kılacaktır, hâlbukisosyal çalışma geleneksel yönelimi itibariyle statükonun toplum tasavvuruna hizmet etmektedir.

S

1980’lerden sonra sosyal çalışma literatüründe eleştirel diye tanımlanabilecek olan modellerin konu başlıkları nelerdir?

Eleştirel diye tanımlanabilecek modellerden bir kısmı şunlardır: ırkçılık karşıtı ve çok kültürlü sosyal çalışma, baskıcı ve ayrımcı karşıtı sosyal çalışma, feminist sosyal çalışma, toplum çalışmasının çeşitli kolları, Marksist sosyal çalışma, radikal sosyal çalışma, yapısal sosyal çalışma ve katılımcı ve eylem biçimindeki araştırma türleri.

S

Eleştirel sosyal çalışma yaklaşımlarının vurguladığı noktalar nelerdir?

Eleştirel sosyal çalışma yaklaşımları şunları vurgular:

  • Baskı altındaki ve güçsüzleştirilmiş nüfus gruplarıyla aynı yerde durmaya bağlılık
  • Uzmanlar ve hizmetten yararlananlar arasındaki diyalojik ilişkilerin önemi
  • Bireysel deneyimlerin ve toplumsal ilişkilerin oluşumunda toplumsal, ekonomik ve politik sistemlerin rolü
  • Değişim araştırması, değişim için eylem ve değişimi tetiklemeye bağlılık

Eleştirel sosyal çalışma yaklaşımlarının en önemli vurgusu müracaatçı-uzman ilişkisinin eşitlikçi ve adil bir düzlemde yeniden kurulduğu çerçeve olarak ülke bağlamını öne çıkarmak ve müracaatçının deneyimlediği sorunların nedenleri olarak yapısal açıklamalara yönelmektir.

S

Sosyal politikayı  tanımlayınız  ?

Sosyal politikanın en geniş anlamda, çeşitli sosyal sorunlara dair uygulanan politika ve önlemler bütünü  olduğu söylenebilir. Sosyal politikanın hedef ve önlemlerini belirleyen, sosyal ihtiyaçlar ve istemlerdir (Koray ve Topçuoğlu, 1995:1-2). Sosyal politika, Karataş’a göre (Karataş, 1999: 42), sosyal değişmeyi yönlendirmeyi ve sosyal sorunların çözümünü amaçlayan kamusal çabaları ifade etmektedir.

S

Sosyal politika üzerindeki sosyolojik tahlinin önemini açıklayınız ?

Neyin ihtiyaç olduğunu sosyal politika üreticisi varsayamaz; ihtiyaç muhtacın saptaması halinde tezahür ettiği oranda rasyonel bir temele oturacaktır. Bunu başarmanın yolu sosyolojik bir bakış açısından geçmektedir. Sosyolojik düşünce, sosyal politikaların en etkili işlev görmesi için, toplum içindeki dinamiklerin, kültürel ve sosyal farklılaşmaların, sembollerin anlaşılmasını ve bir bütün olarak tekamülünü sağlamanın yoludur. Bu tahlil, sosyolojinin sosyal politika araştırması ile yakınlığı, benzerlikleri ve bazen aynılığını ortaya sermek için yapılmaktadır; hiç değilse, sosyal politika araştırmasının sosyolojik tahayyülden bağımsız ele alınamayacağını iddia etmekle iktifa edilecektir. 

S

LGBT bireylerle sosyal hizmette güçlendirme hususunda çalışmalarda nelere dikkat edilmelidir ?

Güçlendirme: LGBTT’ler azınlık statülerinden dolayı baskı ve ayrımcılıkla karşılaşma olasılığı olan bir gruptur. Risk altındaki gruplar sosyal ve politik olarak da marjinalleştirilirler. Güçlendirme odaklı çalışırken, güçlerini tanımlamak ve müdahale stratejilerinde dikkate almak önemlidir.

S

Amerikan Ulusal Sosyal Çalışmacılar Birliği’nin okul sosyal çalışmasına ilişkin belirlediği ilkeler nelerdir?

Amerikan Ulusal Sosyal Çalışmacılar Birliği’nin okul sosyal çalışmasına ilişkin belirlediği ilkelerden bir kısmı aşağıdaki gibidir:

  • Okul sosyal çalışmacıları, sorumluluklarını yerine getirmek ve konumlarının gerektirdiği ödevleri tamamlamak üzere zamanlarını, enerjilerini ve iş yüklerini organize edeceklerdir.
  • Okul sosyal çalışmacıları; yerel eğitim kurumu personeline, okul yönetim kurulu üyelerine ve toplum temsilcilerine anlayışı ve okul sosyal hizmetlerinin etkili kullanımını teşvik etmek üzere danışmanlık hizmeti verecektir.
  • Okul sosyal çalışmacıları, öğrencilerin ve ailelerinin çokkültürlü bir anlayış içinde hizmetlere erişebildiklerinden emin olacaktır
  • Okul sosyal çalışmacıları resmi ve gayrıresmi toplum kaynaklarına erişmek ve bu kaynaklardan istifade edebilmek üzere öğrencileri ve ailelerini güçlendirecektir.
  • Okul sosyal çalışmacıları eğitim kurumunun amaçlarını ve misyonunu işaret eden eğitim programları geliştirecek ve temin edecektir.
S

Avrupa’da adalet sektöründe, suçluluk alanında Türkiye uygulamalarının dışında neler vardır?

Cezaevlerinde tutuklular ve hükümlüler kadrolu sosyal eğitmenler tarafından sürekli iletişim içinde tutulmaktadır. Amaç, onları suçtan ve dolayısıyla cezadan uzaklaştırmaktır… Topluma en kısa zamanda ve yeniden kazandırmak hedeflenir… Böylelikle bir yandan bireyler adalet sisteminin cezalarından sosyal çalışmacılar eliyle korunmuş olurlar, bir yandan da adalet kurumunun cezaevi boyutunda ekonomik yükü azaltılmaya çalışılır. Yani, sosyal eğitmenlerin (sosyal çalışmacıların) sosyal eğitim çalışmaları bir yandan bireyleri topluma kazandırarak, suçtan uzaklaştırarak adaletin penceresinden korurken bir yandan da devleti cezalandırma ve hükümlü tutma masraflarından uzak tutuyor. Almanya’da tüm cezaevlerinde sosyal eğitimciler ve psikologlar doğrudan ve tam yetkiyle görev yapmaktadır. 

S

Sosyal çalışmadaki teorik yaklaşımların konu başlıkları nelerdir?

Problem çözme

Sistem yaklaşımı

Güçler perspektifi

Baskı karşıtı uygulama

Post modern uygulamalar

S

İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına dek hâkim olan pozitivist yöntembilim, sosyal bilimlerde ortaya çıkan yeni tarzlarla birlikte nasıl bir değişim göstermiştir?

İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına dek hâkim olan pozitivist yöntembilim, sosyal bilimlerde ortaya çıkan yeni tarzlarla birlikte ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya kaldı. Toplumu doğa bilimleri modeliyle anlamaya çalışan paradigmaya karşı insan öznelliği ile bağlamsal anlama vurgu yapan anlamacı ve yorumsamacı gelenek ortaya çıktı. Bu yeni geleneğin içinde feminist ve Marksist itirazlardan kültür vurgusunu önceleyen etnografik perspektiflere kadar geniş bir yelpaze oluşmaya başladı.  İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından sosyal bilimlerde iki önemli okul belirgin bir biçimde ortaya çıktı. İlki Almanya’dan Holocaust sonrası Amerika’ya sığınan Yahudi bilim adamlarının oluşturduğu Frankfurt Okulu ve onun Eleştirel Kuramı, diğeri ise Fransız tarih geleneği içinde çok büyük bir yer tutan ve tarihi vakanüvislik olmaktan çıkaran Annales Okulu idi. Bu iki okulun önemi geleneksel pozitivist yaklaşıma ilk sistematik ve kurumsal itirazları getirmiş ve yeni yöntembilimsel yaklaşımlar önermiş olmalarıdır.

S

Sosyal çalışmanın statükoyla ilişkisinin iyileştirilmesi için neler yapılmalıdır?

Sosyal çalışma statükoyla ilişkisini ancak ontolojisini yeniden kurmak yoluyla gözden geçirebilir. Buna göre, sosyal çalışma bilim felsefesi çerçevesinde yeniden tanımlanmaya muhtaç görünmektedir. Sosyal çalışma herhangi bir uygulama alanı olarak değil bilimlerin uygulaması olarak yeniden tanımlanmalıdır. Günümüzde toplumsal yaşamdan enikonu uzaklaşmış ve gitgide ezoterikleşen bilimler aslında doğaları gereği yaşama içkin ve müdahil olmak ve gelişmeden yana taraf tutmak zorundadır. Bir diğer deyişle, bilimlerin varolma nedeni ezoterik kozmoloji soruşturması değil, “kozmos”a müdahale etmek ve toplumsal yaşamın her bakımdan gelişmesi için çaba harcamaktır. Şu halde, tüm bilimler aynı zamanda uygulamaya dairdir. Sosyal çalışmanın bu ontolojinin dışında ele alınması söz konusu değildir. Sosyal çalışma, bilimlerin uygulaması olarak yeniden kurulduğunda hem uygulamaya yabancılaşmaktan uzaklaşacak hem de uygulamadan bilimlere katkı sağlayacak kuramsal açılımlar çıkaracaktır. Şu halde, sosyal  çalışma uygulayıcısı aynı zamanda bir bilim adamı perspektifine sahip olmak zorundadır. Sosyal çalışmayı geleneksel hayırsever anlayışlardan ve statükoyla kurduğu sorunlu ilişkiden kurtarmanın ve onu gerçek anlamda “modern” bir alana dönüştürmenin yolu onu sosyal bilimler içinde yeniden konumlandırmaktan geçmektedir. Bu durumda, sosyal çalışma uygulaması zorunlu olarak disiplinler arası bir çerçeveye oturacaktır. 

S

Ülke bağlamına duyarlı bir sosyal çalışmayı açıklayınız ?

Ülke bağlamına duyarlı bir sosyal çalışma, aktarmacı gelenekle bağlarını koparmalı ve tüm eleştirelgeleneklerden yararlanmak suretiyle ekonomi-politik bir analiz çerçevesi oluşturmalıdır. Bu çerçeve sosyal çalışmanın sosyal adalet için daha etkili uygulamaları gerçekleştirmesine imkân verecektir. Görünen o ki, sosyal çalışma uygulaması makro yapılardan ve özel olarak sosyal politikadan azade olarak ele alınamaz. Böylesi bir bakış ise ancak sosyolojik bir bakış açısı ile mümkündür. Yani sosyal çalışma uygulaması sosyolojik imgelem ve sosyal politika çözümlemesi olmaksızın kuru ve tekdüze kalacaktır ve kalıcı/gerçekçi çözümler üretemeyecektir.