Ortak Düzenlemeler
Zorunlu sigortalılık ile isteğe bağlı sigortalılığın çakışması durumunda ne yapılır?
5510 sayılı Kanun’da sadece zorunlu sigortalılıkların çatışması hâlinde uygulanacak kural belirlenmemiş, zorunlu sigortalılık ile isteğe bağlı sigortalılığın çakışması hâlinde nasıl bir işlem yapılması gerektiği de açıklığa kavuşturulmuştur. Buna göre, isteğe bağlı sigor- talı olanların 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına tabi olacak şekilde çalışmaya başlamaları hâlinde isteğe bağlı sigortalılık hâli sona erer (m.53/III). Böylece zorunlu sigortalılığın asıl olduğu yasa metni olarak ifadesini bulmuştur. Öte yandan Kanun’da bu kuralın da bir istisnası bulunmaktadır. Gerçekten, isteğe bağlı sigortalılık kısmında tekrar belirtileceği üzere, kısmi süreli çalışanlar, zorunlu sigortalılı- ğın dışında kalan süreler için isteğe bağlı sigortalı olabilirler (m.51/III). Böylece bir kişinin aynı anda hem zorunlu hem de isteğe bağlı sigortalı olabilmesi mümkün kılınmıştır.
Yasal düzenlemeye uygun olmayan sigortalılık hâli ve türü için prim ödenmesi nasıl olur?
Kanun’un m.53/V fıkrası bu olasılığı düzenlemektedir. Buna göre sigortalının, sigortalı sayılması gerekenin dışında başka bir sigortalılık hâli için prim ödemesi hâlinde, ödenen primler m.53/I fıkrasına göre esas alınan sigortalılık hâli için ödenmiş ve esas alı- nan sigortalılık hâlinde geçmiş kabul edilir (m.53/V). Böylece Kanun koyucu, sigortalıya sigortalı sayılmadığı sigortalılık türüne göre ödediği primleri iade edip, sigortalı sayılması gereken sigortalılık türüne göre de gecikme faizi ile prim ödeme zorunluluğu getirmek yerine, bizce de isabetli olarak, daha basit bir yöntem benimsemiştir.
Uzun vadeli sigorta kollarından bağlanacak aylıklarda 5510 sayılı kanun’a göre neler yapılır?
5510 sayılı Kanun’a göre
-
Hem malullük hem de yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya, bu aylıklardan
yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık aylığı (m.54/I,a,1),
-
Malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı ile birlikte ölen eşinden dolayı da
aylığa hak kazanan sigortalıya her iki aylığı (m.54/I,a,2),
-
Ana ve babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan çocuklara, yüksek olan aylığın
tamamı, az olan aylığın yarısı (m.54/I,a,3),
-
Birden fazla çocuğundan aylığa hak kazanan ana ve babaya en fazla ödemeye
imkân veren ilk iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı, düşük olan aylığın yarısı
(m.54/I,a,4),
-
Hem eşinden hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara terci-
hine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığı (m.54/I,a,5),
-
Kanun’a göre vazife malullüğü aylığı almakta iken tekrar sigortalı olanlardanhem vazife malullüğüne hem de malullük aylığına hak kazananlara bu aylıklar- dan yüksek olanı, aylıkları eşitse yalnızca vazife malullüğü aylığı, bunlardan hem vazife malullüğü hem de yaşlılık aylığına hak kazananlara, bu aylıkların her ikisi
(m.54/I,a,6),
-
Evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda sonraki eşinden de aylığa hak
kazananlara tercih ettiği aylığı bağlanır (m.54/I,a,7).
Kısa vadeli sigorta kolundan bağlanacak gelirlerde 5510 sayılı Kanun’a göre nasıl düzenlenir?
5510 sayılı Kanun’a göre
-
Sürekli iş göremezlik geliriyle birlikte ölen eşinden dolayı da gelire hak kazanan eşe
her iki geliri (m.54/I,b,1),
-
Ana ve babadan ayrı ayrı gelire hak kazananlara, yüksek olan gelirin tamamı, az
olanın yarısı (m.54/I,b,2),
-
Birden fazla çocuğundan gelire hak kazanan ana ve babaya, en fazla ödemeye
imkân veren ilk iki dosyadan yüksek olan gelirin tamamı, düşük olan gelirin yarısı
(m.54/I,b,3),
-
Hem eşinden hem de ana ve/veya babasından ölüm gelirine hak kazananlara, ter-
cihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak geliri (m.54/I,b,4), (06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanacak gelir ve aylıklar açısından farklı bir düzenleme için bkz. 506 sayılı Kanun geç. m.91, ayrıca bkz. YHGK, T. 21.03.2012, E. 2012/21-21, K. 2012/223),
-
Evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda sonraki eşinden de gelire hakkazananlara tercih ettiği geliri bağlanır (m.54/I,b,5).
Gelir ve aylıkların düzeltilmesi 5510 sayılı Kanun'a göre alt sınırı nasıl ayarlanır?
5510 sayılı Kanun’a göre sigortalıya bağlanacak aylıklar ile ölen sigortalının hak sahiplerinin aylıklarının hesabına esas tutar, çalışma sürelerindeki her yıl için 82. maddeye göre tespit edi- len prime esas günlük kazanç alt sınırları dikkate alınarak, talep veya ölüm yılına ait ocak ayı itibarıyla 29. maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenen ortalama aylık kazancın % 35’inden, sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eşi veya çocuğu varsa % 40’ından az olamaz. Hak sahibi kimselerin aylıkları, hak sahibi bir kişi ise bu fıkraya göre hesaplanan alt sınır aylığının % 80’inden, hak sahibi iki kişi ise % 90’ından az olamaz. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri gereğince bağlanan kısmi aylıklar için bu fıkra hükümleri uygulanmaz (m.55/III).
m.4/I/a,b ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için ayrı ayrı olmak üzere malullük sigortasından dosya bazında her yıl bağlanan aylıkların aylık başlangıç tarihinin ait ol- duğu yılın ocak ayı itibarıyla yıl içine ait artışlar uygulanmaksızın hesaplanacak tutarları, yaşlılık sigortasından bir önceki yılın son ödeme ayında söz konusu sigortalılar için ayrı ayrı dosya bazında ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olamaz (m.55/IV).
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu başka birinin sürekli bakımına muhtaç duruma gelen sigortalı için ödenmesi gereken sürekli iş göremezlik geliri, 82. maddeye göre tespit edilen prime esas kazanç alt sınırının aylık tutarının % 85’inden az olamaz (m.55/V).
Gelir ve aylıkların düzeltilmesi 5510 sayılı kanuna göre nasıldır?
5510 Sayılı Kanun’a göre gelir veya aylık bağlanan sigortalı ile hak sahibi kişilerin du- rumlarının, kendilerine veya başka hak sahiplerine bağlanmış bulunan gelir veya aylık tutarının düzeltilmesini gerektirir bir şekilde değişmesi hâlinde gelir veya aylık tutarları, değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki ödeme dönemi başından başlanarak yeni duruma göre düzeltilir (m.55/I).
Gelir ve aylıkların artırılması 5510 sayılı kanuna göre nasıldır?
Gelir ve aylıklar, her yılın ocak ve temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak belirlenir (m.55/II).
Gelir, aylık ve ödenekler ne gibi durumlarda haczedilemez?
Gelir, aylık ve ödenekler; 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafa-ka borçları dışında haczedilemez.
Gelir ve aylık bağlanmayacak hâller 5510 sayılı Kanun’a göre nasıl düzenlenir?
5510 sayılı Kanun’a göre kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı kasten öldürdüğü veya öldürmeye teşebbüs ettiği veya bu Ka- nun gereğince sürekli iş göremez hâle veya malul duruma getirdiği kesinleşmiş bir mah- keme kararı ile sabit olan kişilere gelir ve aylık ödenmez (m.56/I,a). Aynı şekilde kendi- sinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık bağlanmamış olan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlediği veya bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçılıktan çıkarıldığı bir mahkeme kararı ile sabit olanlara aylık bağlanmayacaktır (m.56/I,b). Ödenmiş bulunan gelir ve aylıklar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.
Görüldüğü gibi maddede sadece kasten öldürme hâline yer verildiğinden kastı aşan fiil sonucu ya da taksirle öldürme durumunda ölüm aylığı bağlanabilecektir (Güzel/Okur/ Caniklioğlu, 559; Tuncay/Ekmekçi, 2011, 417). Bunun gibi maddede mirası redde ilişkin bir hüküm bulunmadığı için mirası ret ölüm aylığı talep hakkını etkilemeyecektir (Güzel/ Okur/Caniklioğlu, 559; Tuncay/Ekmekçi, 2011, 401-402; Uşan, 245).
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu görevleri nelerdir?
Kurul, sigortalılar hakkında vazife malullük derecesi iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik derecesi tespiti ile çalışma gücünün maluliyeti gerektirecek derecede kaybına ilişkin Kurumca verilen kararlardan itiraza konu olanları inceleyerek karara bağlar. Kurul, sigortalı veya hak sahiplerinin talebi üzerine görevlendirdiği uzman bir hekimi dinlemek zorundadır (m.58/IV). Ayrıca Kurul, bu Kanun’da yazılı görevlerle sınırlı olmak kaydıyla, mahkemelerden intikal eden ve bilirkişi sıfatıyla rapor düzenlenmesi talep edilen dava dosyaları hakkında, gerekli incelemeleri yaparak görüş bildirir. Mahkemeler, bahse konu dosyalar için belirlediği bilirkişi ücretini kurul üyelerine iletilmek üzere Kuruma gönderir (m.58/V).
Sosyal sigortaların zorunluluğu 5510 sayılı kanunda nasıl düzenlenmiştir?
Sigortalı olmak, kişi açısından yalnızca bir hak değil aynı zamanda bir yükümlülük- tür. Başka bir ifadeyle sigortalı olup olmama konusunda kişinin iradesi rol oynamaz kişi istese de istemese de belirli koşulların varlığı hâlinde sigortalı olmak zorundadır. Sigortalı niteliği elde edildikten sonra, bu niteliğin sağladığı haklardan ve yükümlülüklerden kaçı- nılamaz ve vazgeçilemez. SSGSSK. m.92, belirtilen esasları şöyle ifade etmektedir: “Kısa ve uzun vadeli sigorta kapsamındaki kişilerin sigortalı ve genel sağlık sigortalısı olması, genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin ise genel sağlık sigortalısı olması zorunludur. Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir”.
Genel Sağlık Sigortası Bakımından kontrol muayenesi yaptırılması hangi durumlarda talep edilir?
Kurum sigortalı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmetini satın alarak sun- maktadır. Bazen uygulamada bu durumu kötüye kullanmalar söz konusu olabilmektedir. İşte bu nedenle Kanun’da Kuruma bu durumu araştırma ve kontrol muayenesi yaptırma olanağı tanınmıştır. Gerçekten Kurum, yürütülen soruşturma kapsamıyla sınırlı olmak üzere, sağlık hizmeti alan genel sağlık sigortalısından veya bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerden, sağlık hizmetinin gerçekten alınıp alınmadığını ve sigortalının, isteğe bağlı sigortalının veya bunların hak sahiplerinin malullük, iş göremezlik raporlarında belirtilen rahatsızlıklarının mevcut olup olmadığını tespit amacıyla kontrol muayenesi ve tetkik yaptırılmasını talep edebilir (m.94/I,a,b). Böylece uygulamada ortaya çıkabilen kö- tüye kullanmaların önüne geçilmek istenmiştir.
Gelir, Aylık, İşgöremezlik Ödenekleri ile Masraf Ödemelerinde zaman aşımı ve hakkın düşmesi nasıl gerçekleşir?
Kanun’da aksine hüküm bulunmayan hâllerde iş kazası, meslek hastalığı vazife malullü- ğü ve ölüm hâllerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmı zaman aşımına uğrar (m. 97/I). Ancak Kuruma müracaat etmemenin haklı bir sebebe dayandığını genel hükümlere göre ispat edenler hak kaybına uğramazlar (m.97/II).
Kısa vadeli sigorta kollarından ve ölüm sigortasından kazanılan diğer haklar ise hak- kın doğduğu tarihten itibaren beş yıl içinde istenmezse düşer (m.97/III). Bu hükümde sözü geçen haklar iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortasından ödenen ge- çici işgöremezlik ödenekleri ile ölüm sigortasından ödenen evlenme ve cenaze ödeneğidir. Görüldüğü gibi kanun koyucu, gelir ve aylıklar bakımından hakkın zaman aşımına uğra- ması esasını benimsemiş iken ödenekler bakımından hakkın düşmesini kabul etmiştir.
Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin alacakları ise hakkı do- ğuran olayın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içinde istenmezse zaman aşımına uğrar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren ise beş yıl sonunda düşer (m.97/V). Hükümde iki yıl geçmekle zaman aşımına uğrayan hakkın beş yıl geçmekle tamamen ortadan kalması kabul edilmiştir. Bilindiği üzere hak düşümü süresi durma ve kesilmeye tabi değilken zaman aşımı süresinde kesilme ve durma söz konusudur (Uşan, 308). Ayrıca hâkim hak düşümü süresini kendiliğinden dikkate almak zorundadır.
İdari para cezası gerektiren hâller nelerdir?
Sigortalının Kuruma Bildirilmemesi
Sigortalılık Niteliğinin Sona Erdiğinin Bildirilmemesi
İşyeri Bildirgesinin Verilmemesi
Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Verilmemesi
Defter ve Belgelerin Kuruma İbraz Edilmemesi
Defter ve Belgelerin Geçersizliği
Kurumun İstemesine Rağmen Bilgi ve Belge Vermeme
Bakmakla Yükümlü Olunan Kişinin Tescilin Yapılmaması
Kanun’a göre aylık prim ve hizmet belgesini belgeleri, süresi içinde Kurumca belirlenen şekilde ve usulde vermeyenlere her bir fiil için nasıl düzenlenir?
-
Belgenin asıl olması hâlinde aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla bel- gede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin beşte biri tutarında (m.102/ I,c,1),
-
Belgenin ek olması hâlinde aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla herbir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin sekizde biri tutarın- da (m.102/I,c,2); ek belgenin 86. maddenin beşinci fıkrasına istinaden Kurumca resen düzenlenmesi durumunda, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin yarısı tutarında (m.102/I,c,3),
- Belgenin mahkeme kararı, Kurumca veya diğer kamu idarelerinin denetim eleman- larınca yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bazı ku- rum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden, hizmetleri veya kazançları Kuru- ma bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması hâlinde belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın aylık asgari ücretin iki katı tutarında (m.102/I,c,4), idari para cezası uygulanır. İdari para cezasının uygulanmış olması, Kanun’da belirtilen belge- lerin Kuruma verilmesi yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz (m.102/III).
Kanun’da sağlık hizmet sunucuları bakımından bazı idari yaptırımlar öngörülmüştür. Bunlar nasıl düzenlenir?
Kanun’da sağlık hizmet sunucuları bakımından bazı idari yaptırımlar öngörülmüştür. Buna göre Kurumca yapılan inceleme neticesinde
a) Sağlık hizmeti sunulmadığı hâlde sağlık hizmetini fatura ettiği,
b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği, c) 64’üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde
olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,
d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatu-
ra ettiği,
e) 73’üncü madde gereğince belirlenen tavanın üzerinde ilave ücret aldığı tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96. maddeye göre geri alınır (m.102/I).
İdari para cezalarında zaman aşımı nasıldır?
İdari para cezaları on yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Zaman aşımı süresi, fiilin işlen- diği tarihten itibaren başlar (m.102/VII). 506 sayılı Kanun döneminde beş yıl olan zaman aşımı 5510 sayılı Kanun’la on yıla çıkarılmıştır.
İdari para cezaları hakkında, 5510 Kanun ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nda hüküm bulunmayan hâllerde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uy- gulanır (m.102/VIII).
İdari para cezalarına itiraz nasıl olmaktadır?
İdari para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendile- rine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilir- ler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması hâlinde idari para cezası kesinleşir (m.102/VI).
İdari para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde peşin ödenmesi hâlinde bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi hâlinde daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 89. maddenin ikinci fıkrası hükmü dedikkate alınarak tahsil edilir (m.102/V). Mahkemeye başvurulması idari para cezasınıntakip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde ödenmeyen idari para cezaları, 89. madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir (m.102/VI).
İdari para cezası nedir? Açıklayınız.
5510 sayılı Kanun’da öngörülen cezaların büyük bir kısmı idari para cezası niteliğin- dedir. Kanun’da idari para cezaları asgari ücrete bağlanmış olup burada sözü geçen as- gari ücret, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 39. maddesine göre 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen asgari ücrettir. Ayrıca idari para cezasının uygulanmasında fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan asgari ücret dikkate alınır. Belirtelim ki fiile uygulanacak idari para cezasında değişiklik hâlinde failin lehine olan idari para cezasının uygulanması gerekir.
İşyeri bildirgesinin verilmemesi durumunda ne gibi durumlar gerçekleşir?
İşyeri bildirgesini, Kanun’daki usule ve süreye uygun olarak Kuruma vermeyenler hakkında, kamu idareleri ile bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için asgari ücretin üç katı, diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için asgari ücretin iki katı, defter tutmakla yükümlü olmayanlar için ise aylık asgari ücret tutarında idari para cezası verilir.