aofsorular.com
TAR120U

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NA GİDEN YOL (1929-1939)

1. Ünite 20 Soru
S

John Maynard Keynes 1929 ekonomik krizinin sebeplerini nasıl açıklar?

Keynes, 1921-1929 yılları arasında düşük ham madde fiyatlarının ve ılımlı bir biçimde yükselen ücretlerin, fiyatları ve de sanayi kârlarının artmasına yol açtığını öne sürdü. Buradan hareketle büyük oranda kârların ve yatırımların artışındaki çekicilik, borsa spekülasyonlarının artmasına neden oldu, böylece üretim potansiyeli talepten daha hızlı arttı. Bu fazla kapasite, sermayenin kâr oranının düşmesine yol açtığından, borsa endişe ve paniğe kapıldı. ABD’nin New York borsasında 24 Ekim 1929’da başlayan ve kısa sürede küresel krize dönüşen bu olay, laissez-faire sistemine öldürücü bir darbe vurdu. 

S

1929 Dünya Ekonomik Krizinin uluslararası sistem üzerinde nasıl etkileri oldu?

1929 Dünya Ekonomik Krizi kapitalist ekonomik modelin en büyük krizlerinden biri kabul edilmektedir. Ancak siyasi sistem üzerinde de etkili oldu ve 1919’dan sonra kurulmaya çalışılan uluslararası sistemin başarısızlığa uğramasının nedenlerinden biri sayıldı. Milletler Cemiyeti uluslararası sorunları çözmede ve saldırgan ülkelere karşı etkili bir yaptırıma sahip olmaması nedeniyle zayıf­ladı. Japonya’nın Mançurya’yı ele geçirmesi ve Milletler Cemiyeti üyesi olan Çin’in tüm itirazlarının sonuçsuz kalması yeni dönemin en trajik gelişmelerinden biri kabul edilmektedir. Japonya, Mançurya’yı işgal ederek 1933’te Milletler Cemiyeti üyeliğinden ayrılmakla sadece Uzak Doğu’da dengeleri bozmakla kalmadı, aynı zamanda 1919’dan beri sürdürülmeye çalışılan ortak güvenlik sistemi ile genel silahsızlanma girişimlerinin de başarısızlığa uğramasını da hızlandırdı. Nitekim Milletler Cemiyetinin 1925 yılından beri üzerinde durduğu silahsızlanma konusu 2 Şubat 1932’de Cenevre’de 62 ülkenin katılımıyla düzenlenen konferansta ele alındı ancak uluslararası sistemin koşullarının değişmesi, Japonya’nın Mançurya’ya saldırması, Almanya’nın “eşitlik” ilkesinde ısrar etmesi ve ABD ile İngiltere’nin etkili bir siyaset yürütememesi gibi nedenlerden dolayı başarısızlığa uğradı. Saldırgan devletler tüm güçleriyle silahlanmaya başladı.

S

Mussolini'nin faşizm anlayışı nasıldır?

Mussolini’ye göre Faşist anlayış bir devlet bireyciliğidir. Faşist için her şey devlet içindir; devlet dışında insansal ya da ruhsal hiçbir şey yoktur... Devlet dışında ne bireyler, ne de siyasal partiler, sendikalar, dernekler gibi gruplar vardır. Onun için faşizm, sınıfları tek bir iktisadi ve ahlaksal gerçeklikte birleştiren devlet bütünlüğünü tanımayan ve sınıf savaşıyla tarihsel akışı sertleştiren sosyalizmin karşısındadır. Faşizm sınıf çıkarlarını devlet birliğinde birleştiren korporasyonlar sistemine değer verir.

S

I. Dünya Savaşı sonrası Almanya'nın genel durumu nasıldı?

Savaş, Almanya’nın iki milyondan fazla insan kaybetmesine ve  milyonlarcasının sakat kalmasına neden olmasının yanısıra tarihin kaydettiği en büyük sefaletlerden biriyle yüz yüze kalmasına da yol açtı. Savaş öncesinde dünya ekonomisinin en güçlü devletlerinden biri olan Almanya’da sanayi yerle bir oldu.Kentlerde işsizlik, yoksulluk, sefalet ve işçi gösterileri birbirini izledi. Hatta bazen mağazalar yağmalanarak, toplumsal şiddet üst noktaya çıkartıldı. Özellikle, 28 Haziran 1919’da ağır koşullar taşıyan Versailles Antlaşması’nın imzalanması, siyasi yelpazenin sağında ve solunda bulunan tüm Almanların tepkisine yol açtı. Alman kamuoyu, barış antlaşmasının öngördüğü ödemelerin yapılmasını, AlsaceLorraine’nin Fransa’ya verilmesini, Kuzey Scheswig’in Danimarka’ya bırakılmasını, Eupen ve Malmedy’in Belçika’ya terk edilmesini büyük bir öf­keyle izledi. Bunlara ek olarak Cumhuriyet yönetiminin iç ve dış politikadaki başarısızlığı, ekonomik önlemler almadaki yetersizliği, işsizlik sorununu ve sefaleti de artırmıştı. Alman markının değerinin düşmesi halkın yaşamını zorlaştırmıştı. 

S

İtalyan faşizmi ile Alman nasyonal sosyalizmi arasındaki farklılıklar nelerdir?

Nasyonal sosyalizm siyasal olarak faşizmin Almanya’da uygulanmış hâlidir. Ancak hem İtalyan faşizmini hem de Alman nasyonal sosyalizmini tek bir kavram altında toplamak doğru görünmekle birlikte teorik olarak bazı farklılıkları da içermektedir. İtalyan faşizminde devlet en yüksek amaçtır ve kutsaldır. Hitler 1924’te Mein Kampf’da (Kavgam) bu farklılığa dikkat çekmişti: “Devlet bir amaç değil, bir araçtır. Büyük bir uygarlığın kurulması için, devlet en önde gelen koşullardan biridir. Ama bu yüksek uygarlığın doğrudan olarak ilk koşulu değildir. Çünkü uygarlık özellikle uygarlık kurma yeteneği olan bir ırkın varlığında saklıdır. Biz nasyonal sosyalistler için devlet bir biçimden ibarettir. Devletin, daha doğrusu bu topluluğun içeriği millettir

S

Nazi ideolojisinin yükselmesinde savaş tazminatlarının nasıl bir etkisi oldu?

Nazi ideolojisinin yükselmesinde savaş tazminatlarının -yeni bir ödeme düzeni öngören Young ve Dawes planlarına rağmen- ödenmesinde sıkıntı çekilmesi ve 1929 Dünya ekonomik bunalımının toplumu etkilemesi büyük rol oynadı. Ekonomik bunalımdan dolayı birçok küçük fabrika ve orta işletme iflas etti. Altı milyondan fazla Alman işsiz kaldı. Birçok çiftçi ürün fiyatlarının hızla düşmesinden dolayı arazilerini satmak zorunda kaldı. Bu çöküntü halkın radikal partilere kaymasına neden oldu. Nitekim Nasyonal Sosyalizm 1930 seçimlerinde Parlamentodaki milletvekili sayısını 12’den 107’ye çıkardı.

S

Hitler, iktidara geldiğinde ilk yaptıkları nelerdir?

Hitler, iktidara gelir gelmez eşi görülmemiş bir ustalıkla ve hızla harekete geçti. Bir yandan endişeli müttefiklerini rahatlatırken, öte yandan art arda çıkarttığı kararnamelerle diktatörlüğünü kurmaya başladı. 3 Şubat 1933’te ordu komutanlarıyla yaptığı görüşmede iç ve dış politikada izleyeceği stratejiyi açıkladı. Hitler’e göre, ilk yapılması gereken politik gücün tekrar ele geçirilmesiydi. Buna göre iç politikada; mevcut durumun tam tersine döndürülmesi, amaca aykırı düşen farklı düşüncelere göz yumulmaması, Marksizmin kökünün kurutulması, gençliğe ve halka savaşın tek çözüm olduğu fikrinin yerleştirilmesi ve en katı biçimiyle otoriter devlet yönetiminin kurulması gerekiyordu. Dış politikada ise Versailles Antlaşması’nın ortadan kaldırılması ve bunun için müttefikler bulunması yoluna gidilmeliydi.

S

1933’te Berlin’de Reichstag binasının (parlamento) kundaklanmasının sonuçları nelerdir?

1933 ilkbaharı seçimlerinden önce 27 Şubat 1933’te Berlin’de Reichstag binası (parlamento) kundaklandı. Nasyonal Sosyalist iktidarın dönüm noktalarından biri olan bu ünlü olay, Alman Komünist Partisi’ne mal edildi. Yangını kamuoyunu galeyana getirmek ve komünistleri ezmek için Nasyonal Sosyalistler tarafından tertiplendiği bilinmektedir. Nitekim Nasyonal Sosyalistlerin, 5 Mart 1933’te yapılan seçimlerden sonra oluşturdukları koalisyon hükûmeti, Komünist Parti’yi feshetti.

S

Hitler döneminde kabul edilen Yetki Yasası’nın sonuçları nelerdir?

Hitler’in diktatörlüğünü mutlaklaştıran, Yetki Yasası’nın Sosyal Demokrat Parti’nin muhalefetine rağmen parlamentoda kabul edilmesidir. Bu düzenlemeyle Reichtag’ın (parlamento) kanun çıkarma yetkisi hükûmete devredildi. Gerçekte ise Hitler olağanüstü yetkilerle donatıldı. Hiçbir diktatörün bu kadar kesin bir gücü olmamıştı.

S

Hitler, "führer" unvanını nasıl almıştır?

Hitler, Cumhurbaşkanı Hindenburg’un 2 Ağustos 1934’te ölümü üzerine Cumhurbaşkanlık ve başbakanlık makamlarını şahsında birleştirerek “führer” oldu. Orduya ve kiliseye de hükmetti.

S

Lenin'in 1924’te ölümünden sonra hangi gelişmeler yaşanmıştır?

Lenin 1924’te öldüğünde, Komünist Parti devlet iktidarını eline alarak konumunu sağlamlaştırmış, Batılı emperyalist ordular ve yerel karşı devrimciler yenilgiye uğratılmış, kilit önemdeki sanayi sektörleri devletleştirilmiş, köylülere toprak dağıtılmış ve sanayi ile gıda üretimi yeniden canlandırılmıştı. Lenin’in ölümünden sonra Joseph Stalin’in iktidarı eline geçirmesiyle Leon Troçki, Nikolay Buharin, Lev Borisoviç Kamanev ve Grgori Zinovyev gibi devrimin etkili mimarları arasındaki ideolojik tartışmalar daha da belirginleşti. Stalin, bütün dikkatini tek ülkede sosyalizmin inşa edilmesine, hızlı sanayileşmeye, büyük ölçekli kolektif çiftliklerin geliştirilmesine ve sınai gelişim ile tarımsal üretimin eş güdümünü sağlayacak merkezî planlamanın gerçekleştirilmesine topladı.

S

Japonya militarist yönetiminin özellikleri nelerdir?

Japonya’da yönetici seçkinler 19. yüzyılın ortalarından itibaren devlet aygıtını militarist ve modernleşmeci anlayışla biçimlendirmeye çalıştılar. Reformcu güçlerin desteklediği genç imparator Mutso-hito 1868’de “aydınlanmış yönetim” anlamına gelen “Meici” adını alarak bu dönemi başlattı. Modernleşme yukarıdan aşağıya doğru yapıldı ve bunun sonucunda feodal yapı dönüştürülmeye çalışıldı. Öte yandan eski egemen güçler de dönüşerek kendilerini yenileyerek yeni iktidar yapısında varlıklarını sürdürdüler. Meici dönemi 1937’ye kadar sürdü ve bu dönemde devlet desteğiyle güçlü bir sanayi burjuvazisi oluşturuldu. Japon kapitalizminin bu hızlı büyüme evresinde köylüler üzerinde baskı kuruldu ve geniş halk kitleleri zorbalığa dayalı yöntemlerle yönetildi.

S

Versailles Barış Antlaşması’nın en önemli hükümlerinden biri olan silahsızlandırma hükmü nasıl feshedilmiştir?

Hitler, Eylül 1936’da da tam bir savaş ekonomisi öngören “Dört Yıllık Planı” yönetmesi için Mareşal Göring’i görevlendirdi. Böylece Almanya, Versailles Barış Antlaşması’nın en önemli hükümlerinden biri olan silahsızlandırma hükmünü tek taraf­lı olarak feshetti ve statükonun bozulması yönünde önemli bir adım attı. Almanya’nın bu silahlanma politikası, İngiltere ve Fransa’yı endişelendirmiş ise de bu ülkeler bu konuda etkin önlemler alamadılar.

S

Hitler, Versailles Barış Antlaşması’nın öngördüğü statükoyu bozmak ve Alman ırkına dayalı büyük bir imparatorluk kurmak için nasıl bir yol izlemiştir?

Hitler, Barış Antlaşması’nın öngördüğü statükoyu bozmak ve Alman ırkına dayalı büyük bir imparatorluk kurmak için geniş bir program hazırlamıştı. Üç aşamaya bölünen program şu şekildeydi: İlk aşamada Almanya’nın yeniden silahlandırılmasına, Versailles’in yasakladığı zorunlu askerliğin geri getirilerek Orta ve Doğu Avrupa’da yeni bölgelerin elde edilmesine çalışmaktı. İlk aşamada Hitler, bir yaşam alanı oluşturmaya çalıştı. Bununla birlikte bu istek ülkenin dışında yaşayan Almanları ülke sınırları içine almayı yani “Tek Millet-Tek Devlet” idealini de amaçlıyordu. İkinci aşamada ise buna paralel olarak Sovyetler Birliği’nin Avrupa’daki topraklarının işgali gerçekleştirilecek ve burada elde edilen yaşam alanının sömürülmesinin önü açılacaktı. Üçüncü aşamada ABD’ye karşı bir savaşla küresel üstünlük ele geçirilmeye çalışılacaktı.

S

İtalya’nın Habeşistan’ı işgalinin sonuçları nelerdir?

Habeşistan’ın işgali, İngiltere’nin UzakDoğu’daki ekonomik çıkar alanlarına giden rotanın tam üzerinde bulunması bakımından 1930’lu yıllarda statükonun bozulmasına yol açan en önemli olaylardan biriydi.

S

Japonya’nın Mançurya’yı işgal etmesinin nedenleri nelerdir?

Mançurya bölgesi Japon ekonomisini besleyen önemli bir damardı. Zira Japonya buradan yılda dokuz milyon ton kömür satın almaktaydı. Japonya için bölge tamamen ele geçirilmesi gereken hayati bir yerdi. Bu durumun altında öncelikle 1929 büyük ekonomik krizi yatmaktaydı. Bir ada ülkesi olan Japonya’da ekonomik kriz dengeleri alt üst etmişti. Bununla birlikte ada coğrafyası artan nüfusu besleyecek durumda değildi. Böylece Japonlar kuzeydeki Mançurya topraklarını ekonomik krizden çıkmak için tek çare gibi görmeye başladılar.

S

İspanya iç savaşını tetikleyen olay nedir?

16 Şubat 1936’da yapılan seçimleri Halk Cephesi kazandı ve sol-Cumhuriyetçiler iktidara geldi. Solcuların iktidara gelmesiyle General Franco, başarısız bir hükûmet darbesi girişiminde bulundu. Bu girişimin
ardından Franco, Kanarya Adaları’na vali olarak atanarak ülkeden uzaklaştırıldı. 1936 yazında Castillo adında bir solcunun öldürülmesi ise İspanya İç Savaşı’nı tetikledi. 17 Temmuz 1936 tarihinde Fas’taki İspanyol askerler ayaklandı ve General Franco, Fas’a gelerek ayaklanmanın lideri oldu. Böylece üç yıl sürecek iç savaş başlamış oldu.

S

Karlsbad Programı nedir?

Önce “Vatan Cephesi”, ardından da “Südet Almanları Partisi” adını alan örgütün lideri Konrad Henlein, 23 Nisan 1938 tarihinde Südet Almanları için sekiz maddelik bir liste hazırladı. Listede, bölgenin kendini yönetme hakkına sahip olması, istedikleri rejimi seçmeleri, Çekoslovakya’nın SSCB’den uzaklaşarak Almanya’ya yaklaşması istekleri vardı.

S

Lenin, Komünist Parti’nin 1921 yılının Mart ayında yapılan X. Kongresi’nde ortaya attığı Yeni Ekonomi Politikası (NEP) ile neyi amaçlamıştır?

Lenin, Komünist Parti’nin 1921 yılının Mart ayında yapılan X. Kongresi’nde Yeni Ekonomi Politikası (NEP) olarak  bilinen ünlü önerisini ortaya attı. NEP’le köylülerin tahılına el koymak yerine bu kesime çok daha düşük oranlı yeni bir vergi  getirilmesine, köylülerin ellerindeki fazla ürünü satmak için serbest ticaret yapabilmelerine, başta tarım olmak üzere küçük ticaret ve atölye üretiminde kapitalist girişimlere izin verilmesine olanak sağlandı. Böylece ekonomi yeniden yapılandırılarak kapitalist ülkelerin sosyoekonomik gelişmişlik düzeyine ulaşılacaktı. Özellikle de köylülerin talepleri karşılanarak rejimin istikrara kavuşturulması sağlanacaktı. Ancak Parti içinde devrimin liderleri arasında NEP odaklı tartışmalar sona ermedi.

S

Faşist hareketler İngiltere'de nasıl gelişim gösterdi?

İşçi Partisi’nin Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Liberal Parti ile Muhafazakâr Parti’nin güçlü konumunu sarsarak 1923’te iktidara gelmesi, grevlerin yaygınlaşması, 1920’de Komünist Parti’nin kurulması ve Bolşevik Devrimi’nin yarattığı korku İngiliz sermaye çevrelerini endişeye sürükledi. Rotha Lintorn- Orman adında bir kişi Northhumberland Dükünün yardımlarıyla “Britsh Fascisti” adlı bir grup kurarak kısa zaman içinde etkili olmaya çalıştı. Diğer bir faşist hareket ise Yahudi Sorunu’nu eksen alan ve Yahudilerin kitleler şeklinde katledilmesini savunan “Imperial Fascist League” idi. Ancak İngiltere’de bu akımın güçlenmesi parlak bir kariyere sahip Oswald Mosley’in İşçi Partisi’nden ayrılarak 1 Ekim 1932’de “İngiliz Faşistler Birliği”ni kurmasıyla mümkün oldu. İngiliz siyasi ortamı bu hareketin daha fazla gelişmesine olanak tanımadı. İkinci Dünya Savaşı’ndan kısa bir süre önce kamuoyunun desteğini önemli ölçüde yitirdi.