aofsorular.com
TAR222U

FRANSIZ DEVRİMİ: ULUS-DEVLET

8. Ünite 20 Soru
S

Bir din adamı olan ve devrimin çeşitli meclislerinde yer alan Emmanuel Sieyès’e (1748­-1836) göre “Tiers état” nedir? Açıklayınız.

Bir din adamı olan ve devrimin çeşitli meclislerinde yer alan Emmanuel Sieyès (1748­1836), kitabının ilk sayfasında, Türkçeye “üçüncü sınıf” ya da “üçüncü tabaka” olarak çevrilebilecek tiers état hakkında üç soru sorar ve bunlara kısacık yanıtlar verir:

  • Tiers état nedir? ­ Her şey.
  • Şimdiye dek siyasal düzende ne olmuştur? ­ Hiçbir şey.
  • Ne istiyor? ­ Bir şey olmak.

Sieyès’e göre, soyluların dışındaki insanlardan oluşan tiers état, topluma yararlı tüm işleri yerine getirdiği için her şeydir, “ulusa ait olan her şeyi kapsamaktadır”, kısacası “tam bir ulustur.” Özünde her şey olan tiers état, soyluların her şeyi gasp etmiş olmaları nedeniyle bugüne dek bir hiç konumuna indirgenmiştir. Oysa soylular, akla ve doğal hukuka aykırı olarak ayrıcalıklara sahip oldukları için, gerçekte toplumsal örgütlenmenin içinde bile değillerdir.

S

Hobbes’un da benimsediği “ayrıştırıcı­birleştirici” yöntemi uygulayan Emmanuel Sieyès’e (1748­-1836) göre, siyasal toplumun (devletin) oluşumunda bulunduğunu ileri surdüğü evreler nelerdir?

Sieyès, tiers état’yı ulusla özdeşleştirmesine karşın, kitabının ilk bölümün­ de üçüncü tabaka için her şeyi (egemenliği) değil, yalnızca “bir şeyi” istemekle yetinir. Bu “bir şey”, toplanacak olan États Généraux’ya ilişkin üç istekten oluşmaktadır. Bu istekler, tiers état’nın gerçek temsilcilerinin olması, bu temsilcilerin sayısının ilk iki tabakanın toplam temsilcilerinin sayısına eşit kılınması ve États Généraux’daki oylamalarda tabakaların değil de kişilerin oy vermesidir. Sieyès, pratik amaçlı bu görüşlerinden sonra, kuramsal bir yaklaşım sergileyerek siya­ setin ilkelerini ortaya koyar. Kendisinin daha sonraları “ulusal egemenlik kura­ mının yaratıcısı” olarak değerlendirilmesine yol açacak olan bu ilkeler, ona göre bir siyasal toplumun ya da bir anayasanın temelinde bulunması gereken gerçek siyasal ilkelerdir. Bu ilkelerin açığa çıkartılması için, siyasal toplumun ne olduğu­ nun ortaya konması gerekmektedir. Bu amaçla Sieyès, Hobbes’un da benimsediği “ayrıştırıcı­birleştirici” yöntemi uygulayarak, siyasal toplumun (devletin) oluşu­ munda üç evrenin bulunduğunu ileri sürer.

  • 1. Evre: Parçalarına ayrılmış olan bütünün yine bu parçalar tarafından kurul­ masıdır. Sieyès’in deyişiyle “birinci evrede, hatırı sayılır sayıda olan ve birleşmek isteyen ayrı bireyler”, kişisel iradeleri doğrultusunda (bir bakıma bir sözleşmeyle) birleşip siyasal toplumu ve aynı zamanda ulusu oluştururlar.
  • 2. Evre: Ulusun kendisini oluşturan bireylerin (bireysel iradelerin) bir toplamı olmaktan çıkıp bir sentezine dönüşmesidir.
  • 3. Evre: Ulusal iradenin siyasal temsil yoluyla ortaya konmasıdır.
S

Jakobenler Kulübü nedir? Açıklayınız.

Jakobenler Kulübü: Devrimin ilk beş yılına damgasını vurmuş olan siyasal bir oluşumdur. Tüm ülkede örgütlenişiyle ve etkinliğiyle modern bir siyasal partiyi andırmaktadır. İlk adı “Anayasa Dostları Derneği” olan ve Eylül 1792’den sonra da “Özgürlük ve Eşitlik Dostları, Jakobenler Derneği” olarak adlandırılan bu kulübe Jakoben sözcüğünün yakıştırılmasının nedeni, Paris’te Jakobenler diye bilinen eski bir Dominiken manastırını dernek binası olarak kullanmış olmalarıdır.

S

Sans-culotte’lar kimdir? Açıklayınız.

Sans-culotte’lar: Paris’teki ve daha sonra diğer kentlerdeki devrimci halk kesimidir ve büyük ölçüde küçük burjuvalardan oluşmuştur. Bu kişiler, özellikle soyluların kullandıkları (ama yüksek ve orta burjuvaların da tercih ettikleri) dizlere kadar bacakları saran culotte yerine bol pantolon giydikleri için sans-culotte’lar (culotte’suzlar) olarak adlandırılmışlardır.

S

"İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi"nin ilk üç maddesi nedir?

İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisinin ilk üç madde şöyle düzenlenmiştir:

  1. İnsanlar, hakları açısından özgür ve eşit olarak doğarlar ve öyle yaşarlar. Toplumsal farklılıklar ancak ortak yarara dayandırılabilir.
  2. Her siyasal topluluğun amacı, insanın doğal ve zaman aşımına uğramaz haklarını korumaktır. Bu haklar, özgürlük, mülkiyet, güvenlik ve baskıya karşı direnmedir.
  3. Her egemenliğin ilkesi, öz olarak Ulus’un içindedir. Hiçbir kurum, hiçbir kişi açıkça Ulus’tan kaynaklanmayan bir otoriteyi kullanamaz.”
S

Ulusal Kurucu Meclis’in reddettiği “emredici vekalet” anlayışı nedir? Açıklayınız.

Ulusal Kurucu Meclis, ilk önce temsilcilerin seçildikleri bölgeyi ve seçmenlerini değil tüm ulusu temsil ettiklerini kabul edip emredici vekâlet anlayışını reddeder. Emredici Vekâlet; temsilcinin, mecliste savunacağı görüşler ve yapacağı işler hakkında seçilirken seçmenlerinden talimat almış olmasıdır. Bu talimatın dışına çıkması mümkün değildir, yoksa seçmenleri tarafından azledilebilir.

S

Mutlak siyasal temsil nedir ? Açılayınız.

Mutlak Siyasal Temsil: Milletvekili Sieyès’e göre, “halk, ancak temsilcileri aracılığıyla konuşur ve hareket eder. (...) Halk’ın ya da Ulus’un tek bir sesi olabilir; bu ses de Ulusal Yasama Meclisi’nin sesidir.” Milletvekili Le Chapelier’ye göre, “devredilmez ve bölünmez olan egemenliğe tek başına sahip olan Ulus, bunu yalnızca temsilcileri aracılığıyla kullanır.” Ya da milletvekili Mounier’ye göre, “iktidarı kullanmayan ve kullanmaması gereken ulusun, vekil tayin ettiği kişilerin iradesinden başka bir iradesi yoktur.”

S

Emmanuel Sieyès’e (1748­1836) göre “seçme ve seçilme hakkı” nedir? Açıklayınız.

Seçme ve Seçilme Hakkı: Emmanuel Sieyès, başkalarına bağımlı insanlar olarak kabul ettiği kadınları, dilencileri ya da hizmetkârları bu haktan yoksun bırakır. Ayrıca, açıkça dile getirmese de bu hakkı mülkiyet ölçütüne bağlayıp yoksulların da siyasal haklara sahip olamayacakları sonucuna varır.

S

Sezarizm nedir? Açıklayınız.

Sezarizm: Roma’daki Sezar gibi, siyasal iktidarı orduya dayanarak ve halkın desteğini alarak yasa dışı bir şekilde ele geçiren güçlü ve karizmatik bir liderin mutlak ve otoriter yönetimidir.

Krallıktan Cumhuriyete syf 220

S

Dağlılar nedir? Açıklayınız.

Cumhuriyeti ilan eden Konvansiyon’da, iktidar mücadeli içine girecek iki siyasal grup vardır. “Sol”u temsil eden Dağlılar gurubu ile “sağ”da yer alan Jirondenler gurubu. Dağlılar; Çoğu Jakobenler Kulübü üyesi olan ve Konvansiyon’un üst sıralarında oturdukları için “Dağlılar” olarak adlandırılan milletvekillerinin oluşturduğu siyasal gruptur.

S

Jirondenler kimdir? Açıklayınız.

Cumhuriyeti ilan eden Konvansiyon’da, iktidar mücadeli içine girecek iki siyasal grup vardır. “Sol”u temsil eden Dağlılar gurubu ile “sağ”da yer alan Jirondenler gurubu. Jirondenler; liderlerinden önemli bir bölümü Bordeaux kentinin bulunduğu Gironde (okunuşu Jirond) bölgesinden seçildiği için Jirondenler (yani Girondelular) diye adlandırılan milletvekillerinin oluşturduğu siyasal gruptur.

S

Meclis Hükûmeti nedir? Açıklayınız.

Meclis Hükûmeti: Yasama ve yürütme erklerinin mecliste toplanmış olmasından dolayı erkler birliği şeklinde işleyen yönetim biçimidir. Konvansiyon döneminde, ilk önce meclis dışından atanan bakanlar meclisin birer görevlisi konumundadırlar; daha sonra yürütme işlevi, üyeleri milletvekillerinden oluşan komiteler (bugünkü adlandırmayla komisyonlar) tarafından yerine getirilir ve bakanlıklar lağvedilir. En önemli komite, teorik olarak meclise bağımlı olan ama gerçekte Jakoben iktidarın temel aygıtı olarak hareket eden Kamusal Esenlik Komitesi’dir.

S

Jakobenizm nedir? Açıklayınız.

Devrim’e damgasını vuran Jakobenler, siyasal literatüre Jakobenizm (Jakobenlik) kavramını armağan etmişlerdir. “Hem bir ideoloji hem de bir iktidar, yani bir simge dizgesi hemde bir eylem dizgesi olan” Jakobenizmin ne olduğu ve ne ifade ettiği üzerinde çoktartışılmıştır, hâlâda tartışılmaktadır. Jakobenliğe olumlu bir biçimde yaklaşanlara göre bu hareket, güçlü ve fetihçi bir demokrasi deneyidir; demokratik ve cumhuriyetçi ilkelerin gerçekleştirilmesi, “vatan tehlikede” politikasının kaçınılmaz sonucu, burjuvazi ile halk kitlelerinin iş birliği, hatta emekçi kitlelerin iktidarıdır. Olumsuz bir yargılama getirenlere göre ise Jakobenizm, bireyi ezen bir “makine”, hatta gelecekteki totaliter sistemlerin ilk kalıbı, ilk örneği dir; halk adına halk üzerinde kurulan bir diktatörlük, belli bir inanç dizgesinden kaynaklanan bir devlet terörü ve küçük burjuvazinin diğer sınıflar üzerindeki baskıcı iktida rıdır.

S

Jakoben lider Robespierre 1794’teki konuşmasında “nesenlerin gücü”nü hangi sözlerle açıklar?

Nesnelerin Gücü: Robespierre de koşulların belirleyiciliğini 2 Şubat 1794’teki konuşmasında şöyle dile getirir: “Konuşmakta olduğum şu ana kadar bile, böylesine fırtınalı koşullar içinde belirlemek fırsatı bulamadığımız doğru bir kuram ile kesin davranış kuralları tarafından değil, fakat Vatan’ın gereksinimleri duygusu ve iyilik sevgisi tarafından yönlendirildiğimizi kabullenmeliyiz.”

S

Jakoben lider Robespierre’in “inanç özgürlüğü”ne yaklaşımını açıklayınır?

Robespierre’in deyişiyle İnanç Özgürlüğü: “aklın egemen olabilmesi için inanç özgürlüğüne saygı gösterilmelidir. Ama inanç özgürlüğü de kamu düzenini bozmamalı ve komploların bir aracı hâline gelmemelidir. Eğer karşı devrimci niyetler inanç özgürlüğünün arkasına saklanacak olursa, onu ezmek zorundasınız.”

S

Jakoben liderler Robespierre ve Collot d’Herbois’e göre “halk düşmanları” kimlerdir? Açıklayınız.

Robespierre’e göre Halk Düşmanları; “halkın yanında olmayan halka karşıdır. (...) İnsanları servetleri ve toplumsal konumları bakımından değil fakat karakterleri açısından ayırt edin.” Bir başka Jakoben lider Collot d’Herbois’ya göre, “en tehlikeli düşmanlarımız ülke içindedir. (...) Bize halkın Fransızların toplamı   lduğu söyleniyor; oysa ben, halk denince, halka karşı omplolar çeviren kişilerin dışındaki iyi yurttaşların  oplamını anlıyorum.”

S

Jakoben lider Robespierre’ye göre devrimci yönetim ve anayasal yönetim nedir? Açıklayınız.

Devrimci Yönetim ve Anayasal Yönetim: Jakoben lider Robespierre’in deyişiyle,“anayasal yönetimin amacı Cumhuriyet’i sürdürmek, devrimci yönetimin amacı ise Cumhuriyet’i kurmaktır. Devrim, özgürlüğün düşmanlarına karşı savaşıdır; anayasa ise zafere ulaşmış huzurlu özgürlüğün rejimidir. (...) Anayasal yönetim medeni [özel alana ilişkin] özgürlükle ilgilidir, devrimci yönetim ise kamusal özgürlükle. Anayasal rejimde bireyleri kamusal gücün aşırılıklarına karşı korumak yeterli olur; oysa devrimci rejimde kamusal gücün kendisi, saldırgan bütün hiziplere karşı kendini savunmak zorundadır.”

S

Robespierre’e göre ulusal bayramların önemi ve işlevi nedir?

Robespierre’in deyişiyle, “bayramlar sistemi, hem kardeşlik bağlarının kurulmasıdır hem de [ulusal] yeniden canlanmanın en güçlü aracıdır. (...) Bütün bayramlar, bir yanda insan yaşamının övünç kaynağını oluşturan yüce duyguları, öte yanda özgürlük coşkusunu, vatan sevgisini ve yasalara saygıyı uyandırsın.”

S

Mao Zedong’un ortaya koyduğu “kültür devrimi” kavramı nedir? Açıklayınız.

Kültür Devrimi kavramı 1960’larda ortaya atıp uygulayan, Çin Komünist Partisi Başkanı Mao Zedong’dur. Geleneksel değerlerden tümüyle arınmak, dolayısıyla kafaları, zihniyetleri değiştirip yeni düzene uydurmak anlamlarını içeren kültür devrimi kavramı, Çin’deki uygulanışında bir iktidar mücadelesi boyutuna da sahip olmuştur.

S

Robespierre’in “düşmanlara karşı terör” kavramını açıklayınız?

Düşmanlara Karşı Terör: Robespierre’e göre, “devrimci yönetimin halk düşmanlarına verebileceği tek şey ölümdür. (...) Ya Cumhuriyet’in iç ve dış düşmanlarını boğacağız ya da Cumhuriyet ile birlikte yok olup gideceğiz. Bu durumda politikamızın ilk kuralı halkı akıl, halk düşmanlarını da terör yoluyla yönetmek olmalıdır. (...) Özgürlük düşmanlarını terörle yola getirin.”