Siyâsî Düşünceler ve İdeolojiler
İngiltere ve Fransa'da mutlakiyetçi düşüncenin gelişimini ana hatlarıyla özetleyiniz.
İngiltere’de geleneksel aristokratlarla yeni yetişme sosyal sınıflar arasında sivil savaş baş göstermiş, bu savaşların sonucunda 1648 ve 1688 devrimleri gerçekleşmiştir. İngiltere’deki iç karışıklığın ancak sınırsız yetkilere sahip güçlü bir otorite ile aşılabileceğini düşünen Thomas Hobbes, bireylerin tüm haklarını devrettiği sınırsız
güce sahip, mutlak bir devlet yapısı öngörmüştür. Benzer bir düşünce biçiminin Fransa’da da geliştiğini görüyoruz. Fransa’da on yedinci yüzyıl boyunca Protestanlar ve dinde reform yanlılar aleyhine sürdürülen katliamlar burada da güçlü merkezî bir otoriteye ihtiyaç hissettirmiştir.
Mutlakiyetçi düşüncenin insana bakışı hakkında neler söylenebilir ?
Mutlakiyetçi düşünceyi savunan düşünürler insanı bencil, aç gözlü, doyumsuz ve saldırgan bir varlık olarak kabul ederler. Thomas Hobbes, bu düşünceyi “insan insanın kurdudur” ifadesiyle dile getirmiştir. Hobbes’a göre doğası itibariyle saldırgan ve bencil olan insan, mutlak bir siyâsî güç olmadan başkasıyla barış içinde bir arada yaşayamaz.
Mutlakiyetçi düşüncede devletin ve otoritenin yeri nedir?
Mutlakiyetçi düşünce bireyi değil, devleti önemser. Toplumsal kargaşayı, ayrışmayı önlemek ve toplumda birlik ve beraberlik ruhunu oluşturmak için güçlü, kuşatıcı bir devlet otoritesine ihtiyaç vardır.
Milli irade ne demektir?
Bir toplumda tek tek herkesin iradesinin toplamı anlamına gelir. Demokratik toplumlarda Millî İrade seçimler aracılığıyla oluşur. Seçimler sonucunda ortaya çıkan tablo Millî İrade’yi yansıtır.
Diyalektik ne demektir?
Zıt kutupların birbiriyle çatışma halinde olduğunu öne süren kavramdır.
Liberalizmin bireye ve topluma bakışı ne durumdadır?
Liberalizmin, ikisi bireye, ikisi de toplumsal yaşama ait olmak üzere dört temel değeri bireycilik, özgürlük, çoğulculuk ve hoşgörüdür. Liberalizm, her şeyden önce bireyci bir düşünce biçimidir. Liberalizm bireyi, sivil hakların, sosyal düzenin, iktisadi ve siyâsî yaşamın temel birimi olarak kabul eder. Liberalizm, temel insan haklarını birey ekseninde formüle ettiği gibi, birey-devlet ilişkisini de bireyi esas alarak kurgular.
Liberalizm siyasi yapı ve demokrasi hakkında nasıl bir tutum takınmaktadır?
Liberalizm, demokratik bir siyâsî yapıyı öngörür. Modern dünyadaki demokrasinin, liberalizmin siyâsî projesi olarak geliştiğini söyleyebiliriz. Demokrasinin temel değerleri olan hukukun üstünlüğü, güçler ayrımı, çok partili sistem, temsili sistem, serbest seçimler, özgürlük, hukuk önünde eşitlik gibi değerler liberalizme ait değerlerdir.
Liberalizmin ekonomik boyutunu ve Smith'in temel düşüncelerini açıklayınız.
Liberalizmin önemli değerlerinden biri de ekonomik alanda görülür. On yedinci yüzyılda Adam Smith ile başlayan iktisadi liberalizmin temel felsefesi “laissez faire, laissez passer” düşüncesiyle dile getirilen “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” öğretisidir. Adam Smith, firmaların devletin sınırlamasına maruz kalmaksızın rahatça yatırım ve üretim yapabildikleri ve bu ürünleri gümrük engeline takılmadan dünyaya pazarlayabildikleri bir toplumda zenginlik ve refahın gelişeceğini ileri sürmüştür.
Pazar ekonomisi ne anlama gelmektedir?
Serbest piyasa ilkelerine göre işleyen ekonomi modeli. Bu ekonomik anlayışa göre devletin engeli olmaksızın her tür mal ve hizmetler özel sektör tarafından serbestçe üretilmeli ve fiyatlar piyasa şartlarında taraflar arasındaki anlaşmaya göre belirlenmelidir.
Fransız devrimi hakkında bilgi veriniz.
1789 yılında Paris’teki Bastille cezaevinde çıkan isyanın ardından gerçekleşen Fransız Devrimi Avrupa tarihinde bir dönüm noktası olup Fransa’da mutlak monarşinin yıkılıp yerine cumhuriyet rejiminin kurulmasını sağlamıştır. Fransız Devrimi’nden sonra bu devrimin geliştirdiği eşitlik ve özgürlük gibi değerler sadece Avrupa’da değil, dünyanın diğer ülkelerinde de yaygınlaşmıştır.
Kurgulayıcı akıl kavramı neyi ifade etmektedir?
Toplumu, tarihten ve kültürden bağımsız, masa başında mühendislikçi biçimde tasarlamayı öngören yaklaşımdır.
Muhafazakar düşüncenin insana bakışı hakkında neler söylenebilir?
Muhafazakâr düşünce, genel olarak insanın sınırlı bir varlık olduğunu kabul eder. Muhafazakârlar, insanların toplumu ve otoriteyi oluşturmadığını aksine toplumun insanın yapısını, kapasitesini, düşüncesini, ahlaki değerlerini, inançlarını oluşturduğunu ileri sürerler.
Muhafazakar bakış açısı toplumu ne şekilde değerlendirir?
Toplum, keyfî biçimde müdahale edebileceğimiz, istediğimiz şekle sokabileceğimiz, sözleşme sonucu oluşturduğumuz mekanik bir araç değildir. O hepimizi kuşatan, bizlerin toplamından daha büyük, daha kapsayıcı ve kompleks bir varlıktır. Toplum, sadece mevcut insan kümelerinden müteşekkil olmayıp geçmişten geleceğe uzanacak olan canlı, karmaşık, kompleks ve karşılıklı ilişkiler bütününden meydana gelen bir organizmadır.
Sosyalizmin tarihsel altyapısı hakkında bilgi veriniz.
Sosyalizm, Avrupa’da gerçekleşen sanayi devrimine karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Avrupa’da Sanayi Devrimi sonrasında sosyal sınıflar arasındaki uçuruma varan gelir dağılımı dengesizliğine tepki olarak, sömürünün olmadığı, devletten, sosyal sınıflardan ve özel mülkiyetten arınmış eşitlikçi sosyalist bir toplum arayışı ortaya çıktı.
Artık değer nedir?
Bir işçinin ürettiği tüm değerin, işçinin kendisinde kalmayan kısmı. Sözgelimi bir işçi günde 10 birimlik bir değer ürettiğinde, bunun 3 birimini maaş olarak alıyorsa geriye kalan 7 birimlik değer artık değer olur.
Sosyalist rejimlerin özellikleri nelerdir?
Sosyalist rejimlerde genel olarak tek partili bir sistem hakimdir. Demokratik toplumlardaki çok partili hayata burada izin verilmez. Sosyalist ülkelerde sistemi kontrol eden Komünist Partiler aynı zamanda devletle bütünleşmiştir. Sosyalist rejimlerde toplumsal farklılaşmaya da izin verilmez. Tüm toplumun sosyalist ideolojiye göre değiştirilip dönüştürülmesi öngörülmüştür. Bu da doğal olarak Komünist Parti eliyle olmuştur. Sosyalist rejimlerde sistemin meşruiyeti hukukun üstünlüğüne veya insan haklarına değil, sosyalist ideolojiye dayanmıştır.
Sosyal demokrasi hangi değerleri savunur?
Sosyal demokratlar her şeyden önce liberallerden farklı olarak devleti adalet, güvenlik ve savunma gibi temel işlevlerin yanı sıra sağlık, alt yapı, eğitim, sosyal refah gibi alanlarda da sorumlu tutarlar. Sosyal demokratlara göre devlet toplumsal kesimler arasında eşit imkân ve fırsatları sağlamak zorundadır. Bireyler ancak bu zemin üzerinden gerçek anlamda özgür olabilirler. Devletle birey ilişkisi söz konusu olduğunda liberallerin daha çok özgürlüğe, sosyal demokratlarınsa eşitliğe önem verdiğini belirtmek gerekir. Buradan hareketle liberal demokratlar sınırlı bir otorite ve devlet anlayışını savunurken sosyal demokratlar kapsayıcı bir devlet anlayışını savunurlar. Kapsayıcı devlet, bireyin ve toplumun tüm yaşamını kuşatan bir devlettir. Devletin bireyin yaşamında yer alması ona pozitif katkı sağlaması içindir. Devlet bireyin yaşamında yer alarak bir yandan onun potansiyelini ortaya çıkarır, bir yandan da ona eşitlik temelinde imkân ve fırsatlar yaratır.
Üçüncü yol kavramını açıklayınız.
İgiltere’de sosyolog Anthony Giddens tarafından geliştirilen ve İşçi Partisi’ne bir yol haritası oluşturan Üçüncü Yol, liberal ekonomi anlayışı ile sosyal demokrat sosyal devlet anlayışını sentezleyen bir düşünce biçimidir.
Versay antlaşması hakkında bilgi veriniz.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında, savaştan galip çıkan İngiltere, Fransa ve Rusya gibi İtilaf Devletleri’nin Almanya’ya 1919 yılında kabul ettirdiği ve Almanya için ağır yaptırımlar getiren anlaşma. Savaştan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu’na da Versay Anlaşması’na benzer bir anlaşma olan Sevr Anlaşması dayatılmıştır.
Faşizm hangi değerleri savunur ?
Faşizmin başlangıç noktası, insanların eşitsizliği düşüncesidir. Faşistler insanların tabiatları itibariyle farklı olduklarını, bazılarının üstün olarak yaratıldığını, dolayısıyla doğal olarak yönetme hakkının bunlara ait olması gerektiğini savunurlar. Faşist ideoloji bununla birlikte bireyciliğe, toplumsal farklılaşmaya, sosyal hareketlere, çok partili sisteme karşı çıkar. Faşist ideoloji, lider-parti-devlettoplum dörtlüsüne inanır. ‹talyan faşizmine göre Mussolini, her şeye mutlak anlamda gücü yeten, her şeyin üstünde olan, her şeyi en iyi bilen ebedi şef Duçe’dir. Benzer biçimde Almanya’da da Hitler, en üstün özellikleri şahsında toplayan, toplumuna yol gösteren ve toplumunu peşinden sürükleyen bir Führer’dir. Faşizme göre toplumun ve siyâsî yaşamın en tepe noktasında lider bulunur. Liderin altında yer alan ve onun öğretisi doğrultusunda hareket eden Faşist Parti vardır. Devlet, tek parti tarafından yönetilir. Gerek Mussolini, gerek Hitler, gerekse Franco iktidara geldikten sonra diğer partileri tasfiye ederek tek partili sistemler kurmuşlardır. Faşizmde hiyerarşi çok önemlidir. Bir toplumdaki hiyerarşik yapı toplum-devlet-parti-lider şeklinde olmalıdır. Hiyerarşinin en tepe noktasında lider yer alır