SENDİKACILIK - Deneme Sınavı - 6

Stagflasyon

İşletme ve fabrika ölçeğinin küçülmesi

2. Dünya Savaşı'ndan 1973 petrol krizine kadar geçen dönemde sendikalar kurumsallaşmış ve en güçlü dönemlerini yaşamıştır.

Sanayi Devrimi ile birlikte işveren ve işçi arasında iş ilişkileri ve çalışma statüsü değişerek çıkar çatışması ve sınıf oluşum temeline oturmuştur. Bunun sebebi sermaye sınıfının satın almış olduğu yeni teknolojileri karşılayabilme daha çok kar elde edebilmek amacıdır. Bu dönem vahşi kapitalizmin ortaya çıktığı dönemdir. Taylorizm daha sonraki dönemlerde ortaya çıkmıştır.

1960'lı yılların ikinci yarısından itibaren sendikaların işveren ve hükümetlerle olan ilişkilerinde uzlaşmacı bir tutum sergilemesinin ana sebebi ekonomik değişkenlerde ortaya çıkan yeni gelişmelere uyum sağlamak amacı ile hükümetlerin geleneksel iktisat politikalarını tamamlayıcı nitelikte olan gelirler politikasını uygulamaya başlamasıdır.

Post-Fordist üretim sisteminde üretimde esneklik ve tam zamanında üretim ön plana çıkmaktadır. Diğer seçenekler Post-fordist dönem için doğru değildir.

2. Dünya Savaşı-1973 petrol krizi arası dönemde sendikalar kurumsallaşmış ve en güçlü dönemlerini yaşamıştır.

Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler anlayışına göre bireysel çıkarlarla toplumsal çıkarlar arasında bir çatışma değil uyuşma vardır. Bu nedenle sendikalara gerek yoktur. Çalışma ilişkisinde tarafların hukuksal eşitlik ve sözleşme özgürlüğü gereğince kendi çıkarlarını optimize etmeye çalışacakları dolayısıyla sendikaların bireysel sözleşme, üretim ve ticaret özgürlüğünü engelleyeceği düşünülmüştür.

İlk sendikal örgütlenmeler meslek sahibi nitelikli işçiler arasında görülmüş meslek sendikalarıdır.

Neol liberal anlayış sendikaları emek esnekliğini engelleyen, ücret hadlerini işçilerin marjinal gelir verimliliklerini aşacak şekilde yükselttikleri için potansiyel istihdamı daraltan örgütler oldukları için desteklememişttir.

Çekirdek işgücü, tam zamanlı çalışan, tatmin edici ücret, çalışma koşulları ile iş güvencesine sahip ve ikamesi güç nitelikleri olan işgücüdür. Bu nedenle sendikalaşmaya ihtiyaç duymazlar.

Korporatist yaklaşımın önem kazanmasıyla birlikte sendikaları çatışmacı ve müdahaleci kimliklerini bırakarak uzlaşmacı ve işbirlikçi bir kimliğe sahip olmuşlardır.

Taylorist yönetim sistemi ile işin en iyi, en hızlı ve en az gayret sarf edilerek nasıl yapılacağının yanı sıra kaytarmaya meyilli işgücünün nasıl kontrol edileceği de ortaya konulmuştur.

Keynesyen politikalar işçilerin alım güçlerini arttırması için sendikaların kurulmasının ve güçlenmesinin önündeki engelleri yasal düzenlemelerle kaldırmayı amaçlamaktadır.

İlk işçi örgütü İngiltere'de'  1792 yılında Thomas Hardy isimli bir iskoç ayakkabıcı önderliğinde kurulan Londra Yazışma Örgütü'dür.

Buhar gücü ilk kez İngiltere'de dokuma endüstrisinde kullanılmıştır

Stuart Mill, klasik iktisadi yaklaşımın şekillenmesinde yaklaşımlarından yararlanılan  düşünürlerden biri değildir.

Ücretlerin Tunç Kanunu, olarak adlandırılan klasik liberal yaklaşım ücretler seviyesini emeğin arz ve talebine bağlamaktadır.

Sendikaların ücret fonunun hacmini etkileyebileceklerini, işçilerin örgütlenerek işverenlerle pazarlıkta güçlerini arttırabileceklerini kabul eden klasik iktisadi düşünür J. Stuart Mill'dir.

Korporatizm, sosyalizme ilişkin yapılan genel tasnifte yer almaz.