SAYISAL GÖRÜNTÜLEME TEKNOLOJİLERİ - Deneme Sınavı - 5

Monitöre tam karşıdan baktığımızda ideal görüntüyü alırken, biraz yukarıdan bakıldığında görüntü açık tonlarda görünmeye başlarken biraz aşağıdan bakıldığında görüntü koyulaşır ve belli bir açıdan sonra neredeyse tamamen kaybolur. Bu nedenle hassas renk kontrolü gereken fotoğrafçılık gibi alanlarda tercih edilmemelidir

Her ne kadar dijitalleşme yaygın olsa da hâlen bazı durumlarda tarayıcılara ihtiyaç duyulmaktadır. Böyle durumlarda tarayıcı tercih edilirken dikkat edilmesi gereken en temel özellikler, tarayıcının desteklediği maksimum çözünürlük ve renk derinliğidir.

Kâğıttan farklı olarak, kumaş, seramik gibi malzemelere baskı yapılmak istendiğinde, Süblimasyon baskı tekniği kullanılır

UV baskı cam, ahşap, seramik, metal, pvc gibi her türden sert yüzey üzerine, uygun tekstil ürünlerine hatta düzgün yüzeyli taş üzerine bile baskı yapabilen bir teknolojidir.

Rengin baskın olan dalga boyunu tanımlar ve onu kırmızı, sarı, yeşil, mavi vb. gibi diğer renklerden ayıran rengin özelliğidir. Daha basit bir tanımla; renge baktığımızda gördüğümüz, rengin kendisidir.

"Ticari bir kullanıma sahip olan ilk mekanik dokuma tezgâhı İngiliz mucit Edmund Cartwright tarafından 1784 yılında gerçekleştirildi. Bu tarih aynı zamanda Birinci Endüstri Devrimi’nin başlangıcı olarak da kabul edilir. " (s.4) Bu nedenle cevap a seçeneğidir.

"Sayısal çağ birkaç farklı kavramla da ifade edilir. Bunlar; dijital çağ, bilgi çağı, bilgisayar çağı ya da yeni medya çağıdır. Hangi kavramla ifade edilirse edilsin bu çağ, 20. yüzyılda başlayıp günümüze kadar süregelen değişim ve dönüşümleri ifade etmek için kullanılır. " (s.3). Buna göre cevap d seçeneğidir.

"Thomas Savery ve Thomas Newcomen’in de katkılar sağladığı buhar makinesi, esas olarak 1781 yılında İskoçyalı mühendis James Watt tarafından geliştirilmiş ve birkaç yıl sonra gerçek anlamda üretimdeki yerini almıştır" (s.3). Buna göre cevap b seçeneğidir.

"Birinci Endüstri Devrimi’nden sonra da yeni gelişmeler ve icatlar ortaya çıkmaya devam etmiştir. Bu gelişmelerin en önemlileri şunlardır: Ucuz çelik üretim yönteminin icat edilmesi, demir yolu ağlarının yaygınlaşması, petrolle çalışan içten yanmalı motorların kullanılmaya başlanması, Henry Ford’un otomobil üretimi için tasarladığı seri üretim bandı, fabrikalarda ve şehirlerde elektriğin kullanılmaya başlanması, Atlantik-ötesi ile iletişimi kolaylaştıran telgraf, radyo sistemleri ve daktilo. Bu gelişmeler İkinci Endüstri Devrimi olarak adlandırılır." (s.4). Buna göre I, II ve III. maddeler doğrudur. 

"Endüstri 3.0 olarak da nitelendirilen Üçüncü Endüstri Devrimi’nin doğmasına yol açan bazı önemli gelişmeler II. Dünya Savaşı’nın ardından ortaya çıkmaya başlasa da esas olarak 1970’li yıllarla birlikte etkileri daha fazla hissedilmeye başlanmış ve 2010 yılına kadar etkinliğini sürdürmüştür. Öncelikle Z1 olarak adlandırılan ve mekanik elektrikle çalışan hesap makinesinin üretilmesi, akabinde de bilgisayara kadar uzanan, çığır açıcı dijital gelişmeler, üretim süreçlerine de yeni bir boyut kazandırmıştır." (s.5) Buna göre IV. madde Üçüncü Endüstri Devrimi ile ilgili olup cevap c seçeneğidir.

Sayfa 13'deki bilgilere göre a,b,c,d seçenekleri dijital fotoğraf makinelerin dezavantajlarıdır. Bununla birlikte;

"Dijital kameralarla yapılan çekimlerin çok daha az maliyetli olması" (s.13) söz konusu olduğu için cevap e seçeneğidir.

"Bilinen ilk hareketli görüntü de belirli bir hızda art arda gösterilen fotoğraflardan oluşuyordu. Bu konuda ilk çalışma yapan isimlerden biri İngiliz fotoğrafçı Eadweard Muybridge’dir. 1830-1904 yılları arasında yaşamış olan Muybridge hareketli nesne, hayvan ve insanları bazen çok kısa aralıklarla yerleştirdiği fotoğraf makineleriyle, bazen de o günün teknolojisinin elverdiği hızlarda arka arkaya çekerek görüntülemiştir. Yaptığı serilerin en ünlülerinden biri atın dörtnala koşuşunu gösterendir (Canikligil, 2017: 14). Muybridge 1878 yılında çok sayıda kamera kullanarak koşan bir atın görüntülerini kaydettikten sonra zoepraksinoskop (zoopraxiscope) adını verdiği projektörle kaydettiği bu görüntüleri belirli bir hızda art arda göstererek hareketli bir görüntü oluşturmayı başarmıştır" (s.14). Buna göre cevap b seçeneğidir.

"1895: Dünyanın ilk sinema filmi kamerası icat edildi. Dünyanın ilk film yapımcıları Auguste ve Louis Lumiere, sinematografın (sinema makinesinin), bir sinema kamerasının ve projektörünün patentini aldı" (s.15). Buna göre cevap a seçeneğidir.

"Mobil TV, televizyon içeriğinin hareket eden ya da hareket edebilme potansiyeline sahip olan araçlara kablosuz olarak etkileşimli veya etkileşimsiz bir biçimde iletimidir." (s.19). Buna göre cevap c seçeneğidir.

"IPTV altyapısının sunduğu bazı hizmetler şunlardır: VoD (Video on Demand/İsteğe Bağlı Video- Ismarlama Video), Öde -İzle (Pay TV), İçerik Kaydı (PVR), Canlı Yayını Durdurabilme (Pause Live TV), Gecikmeli Yayın İzleme (Cathc-Up TV), Elektronik Program Rehberi (EPG)"(s.19). Buna göre cevap e seçeneğidir.

Temel video görüntüsü, dikey ve yatay çizgilerden oluşan bir yığın hâlinde düzenlenmiş, piksel adı verilen çok sayıda küçük noktadan oluşur. Aşağıda piksel cinsinden bilinen ekran çözünürlükleri ve ilgili ekran en-boy oranları verilmiştir:

VGA 640 x 480 (4:3)

SVGA 800 x 600 (4:3)

XGA 1024 x 768 (4:3)

SXGA 1280 x 1024 (5:4)

UXGA 1600 x 1200 (4:3)

HDTV 1920 x 1080 (16:9)

QXGA 2048 x 1536 (4:3)

UHDTV 3840×2160 (16:9)

UHDTV2 7680 × 4320 (16:9) 

Bu çözünürlüklerin izleyici monitörleri ile ilgili olduğu unutulmamalıdır.

Elektronik görüntü sabitleme (EİS) ve Optik görüntü sabitleme (OIS) özellikleri isimlerinden anlaşılacağı üzere görüntü sabitlemeyle ilgilidir. Bu özelliği taşımayan kameralarda görüntü sabitlemek için gimbal gibi dış ekipmanlar kullanılır.

Dijital video sistemleri, AR görüntü sağlamazlar.

Dijital video dünyasında MPEG-2, MPEG-4, H.264, VC-3 gibi çok sayıda standart kodek vardır. Doğru cevap C şıkkıdır.

RAW video, Uncompressed, ve Log sıkıştırılmamış ham görüntü formatlarıdır. Yüksek veri barındırırlar. Bu sıkıştırılmamış formatlar her kamerada bulunmamaktadır ve daha gelişmiş dijital kameralarca üretilen bu formatlar sayesinde bilgisayar ortamına aktarılan ham görüntülerin üzerinde sıkıştırılmış görüntülere kıyasla daha fazla düzenleme yapmak mümkündür.

Dijital aksiyon kameralarında başlat ve durdur düğmesinin ötesinde çok az özellik bulunmaktadır.