SAYISAL FOTOĞRAFA GİRİŞ

Analog sistemler  sürekli sinyaller olurken sayısal sistemler sürekli olmayan basamaklı sinyallerdir. 2 tabanına göre düzenlenmiş bir sistemde 1 ve 0’lardan oluşmuşlardır.

8 bitlik verilere “byte” adı verilir. 8 bitlik veri demetleri olan byte’lar 0 ile 255 arasında, başka bir deyişle 2 üzeri 8=256 farklı değeri ifade ederler.

Sanayi Devrimi ile birlikte yeni bir resmetme tekniği olarak fotoğrafın dönemi başlamıştır. Dönemin tipik bir özelliği olarak makine yoluyla yani fotoğraf makinesi yoluyla resmetme tekniğidir.

Sayısal görüntünün en küçük elemanına piksel (İngilizce: pixel) denir.

Bir sayısal fotoğraf makinesinde, algılayıcı üzerindeki toplam piksel sayısı toplam çözünürlük olarak adlandırılır. Ancak bir fotoğraf makinesindeki algılayıcı üzerindeki tüm pikseller görüntüyü oluşturmak için kullanılmaz. Görüntüyü oluşturmak için kullanılan piksel sayısına “efektif çözünürlük” adı verilir.

Say›sal bir görüntünün çözünürlüğü inç başına düşen piksel sayısı anlamındaki

PPI (pixels per inch) ile tanımlanır.

RGB renk modelinde kırmızı, mavi ve yeşil ışıklarının birleşiminden beyaz ışığın ortaya çıktığı görülür. Bu üç rengin farklı oranlarda birleşmesi ile istediğimiz her rengi elde edebiliriz.

Bir pikselin ne kadar çok bilgi depolayabileceğini, daha net bir ifade ile kaç bitlik bilgi barındırabileceğini, renk derinliği (bit derinliği) belirtir.

RGB formatındaki JPG dosyasındaki renkli görüntülerde her bir renk kanalı

8 bitlik gri tonlardaki bir resim olarak kaydedilir. Bu durumda (3 x 8 bit) 24 bitlik bir renk derinliği kullanırlar.

RAW formatında algılayıcı üzerine düştükten sonra sayısal hâle getirilen veriler işlenmeden kaydedilir. Yüksek görüntü kalitesine sahiptir. Renk ve ton düzeltmeleri için geniş olanaklar sağlar.

Analog ve sayısal sinyaller. Analog sinyaller basamaklanmamış sürekli sinyallerken bilgisayar ortamında kullanılan sinyaller 1 ve 0’lar şeklinde basamaklanmış sinyallerdir. Doğru yanıt E seçeneğidir.

İnsanlık tarihi içinde üç temel resmetme tekniğinden söz edilmektedir: 1. Çizerek, boyayarak ve kazıyarak resmetme tekniği 2. Fotoğrafın (fotografik) resmetme tekniği 3. Elektronik resmetme tekniği. 

1, 2 ve 3 numaraları ile verilen resmetme teknikleri,I, II ve IV numaralı maddelerde yer alan unsurlardır ve resmetme teknikleri arasında kabul edilmektedir. III Numara ile verilen tasarımlayarak resmetme kavramı temel resmetme teknikleri arasında yer almaz. Tasarımlamak bütün rese tekniklerinin başlangıç aşaması olarak tanımlanabilir. Doğru yanıt C seçeneğidir.

Verilen cümle, "Filmin yerini elektronik algılayıcıların aldığı bu süreçte veri olarak ışık, nesneden gelerek fotoğraf makinesinin içine girdikten sonra (1) ve (0)’lar şeklinde işlenerek kaydedilir." biçiminde olmalıdır.

Analog ve sayısal fotoğraf makineleri çok büyük oranda aynıdır. Çalışma prensipleri, süreçleri, netleme ve pozlama ile ilgili kontrol sistemleri ve makineyi kullanabilmek için gerekli olan beceriler çok farklılık göstermez. Farklılığın en büyük ve en belirleyici olduğu aşama, objektiften içeri giren ışığın kaydedilmesi aşamasıdır. Doğru yanıt A seçeneğidir.

Geleneksel fotoğrafta GÜMÜŞ KRİSTALLERİ görüntüyü oluşturan en küçük temel elemanlardır. Sayısal fotoğraf makinelerinde ise filmin yerini algılayıcılar almıştır ve algılayıcılar sayısal fotoğrafın en önemli bileşenidir. Algılayıcı üzerine düşen ışık mikro mercekler aracılığı ile ışığa duyarlı hücreler ya da PİKSELLER üzerine yoğunlaştırılır. Doğru yanıt B seçeneğidir.

Sorunun yanıtı "Algılayıcı"dır. Sayısal fotoğraf makinelerinde kullanılan algılayıcılarda grenlerin yerini ışığa duyarlı hücreler almıştır. Sorunun yanıtında görüntünün kaydedilmesi akıl karıştırmamalıdır. Geleneksel fotoğrafta görüntü film üzerine grenler aracılığı ile kaydedilir, sayısal süreçte ise hafıza kartlarına kayıt yapılır. Ancak algılayıcı görüntüyü oluşturan bir unsur olmakla beraber, film gibi depolama yapmaz. Sadece görüntüyü başka bir ortama (hafıza kartı) aktarır.

Sayısal görüntünün en küçük elemanına piksel (İngilizce: pixel) denir. İngilizcede resim parçası anlamına gelen “picture element” sözcüklerinin kısaltılarak birleştirilmesinden oluşur. Piksel terimi sayısal bir imajı ya da ekrandaki bir görüntüyü oluşturan en küçük birim ya da bir algılayıcı üzerindeki ışığa duyarlı hücreler için kullanılır.

Sayısal bir görüntünün çözünürlüğü inç başına düşen piksel sayısı anlamındaki PPI (pixels per inch) ile tanımlanır. Ancak burada göz önünden bulundurulması gereken şey, bir pikselin standart bir büyüklüğünün olmamasıdır. Çözünürlük arttıkça piksellerin boyutu küçülürken, çözünürlük azaldıkça bu boyut büyür. Doğru yanıt B seçeneğidir.

Sayısal veriler 1 ve 0’lardan oluştuğu için, sayısal görüntüyü oluşturan piksellerin de sadece açık ya da kapalı konumda olacakları düşünülmemelidir. Bir pikselin ne kadar çok bilgi depolayabileceğini, daha net bir ifade ile kaç bitlik bilgi barındırabileceğini, renk derinliği (bit derinliği) belirtir. Renk derinliği yükseldikçe, pikseli tanımlamak için kullanılan bilgi miktarı ve renk sayısı artar. Doğru yanıt E seçeneğidir

Sayısal fotoğraf makineleri, algılayıcı tarafından algılanan ve sayısal veriye dönüştürülen görüntüyü kaydetme aşamasında yaygın olarak üç farklı dosya formatı sunar. Bunlar; JPEG, TIFF ve RAW’dır