Endüstri Yapısını Belirlemek İçin Kullanılan Yöntemler
Yoğunlaşma kavramı nasıl açıklanır?
Yoğunlaşma, ekonomik kaynak ve faaliyetler toplamının büyük bir yüzdesinin, bu toplama sahip olan veya kontrol eden birimlerin küçük bir yüzdesi veya birkaç tanesi tarafından kontrol edilmesi veya sahiplenilmesidir.
Ekonomik kaynak ve faaliyetler toplamı nasıl açıklanır?
Ekonomik kaynak ve faaliyetler toplamı dendiğinde ise genellikle çalıştırılan emek gücü, satışlar, yaratılan gelir ve firmaların sahip oldukları varlıklar kastedilmektedir. Bizim ilgilendiğimiz konu bu ekonomik büyüklüklerin, örneğin gelirin ekonomi içinde ya da bireysel piyasalarda faaliyet gösteren firmalar arasında ne şekilde dağıldığının belirlenmesidir.
Ampirik çalışmalarda en yaygın olarak kullanılan indeks nedir?
Bütün yoğunlaşma ölçütleri arasında en eski ve özellikle ampirik çalışmalarda en yaygın olarak kullanılan N-firma yoğunlaşma indeksidir.
Yoğunlaşmanın keyfi bir ölçü olma nedeni nedir?
Bir ölçüt olarak N-firma yoğunlaşma indeksi, bir sanayideki tüm firmaları dikkate almamakta sadece en büyük firmaların nispi büyüklükleri üzerinde durmakta ve büyük firmalarla endüstrinin geriye kalan firmaları arasındaki ilişkiler konusunda pek bir şey söylememektedir. Buna ek olarak hesaplamanın değişik aşamalarında subjektiflik olduğundan yoğunlaşma keyfi bir ölçü olmaktadır.
Herfindahl-Hirchman İndeksidir (HHİ) nedir?
Yoğunlaşma derecesinin ölçümünde kullanılan diğer bir ölçüt Herfindahl-Hirchman İndeksidir (HHİ). Bu indeks ilk kez Hirchman tarafından 1945’te geliştirilmiş daha sonra Herfindahl tarafından bağımsız olarak formüle edilmiştir. Piyasalardaki tüm firmaların piyasa paylarının karelerinin toplamı olarak tanımlanmaktadır.
Lorenz Eğrisinin tanımı nedir?
Ekonomide, olası gelir dağılımının birikimli dağılım fonksiyonunu ifade eden bir grafiktir. Bu grafiğin her iki ekseninde de yüzde değer bulunur. 1905 yılında Max Otto Lorenz tarafından gelir dağılımının ifade edilmesi amacıyla geliştirilmiştir. Eğride x eksenindeki değerin y eksenindeki dağılımın yüzde kaçına sahip olduğu yine yüzde ile gösterilir.
Endüstriyel yoğunlaşmanın ölçümünde kullanılan yaklaşımlar nelerdir?
Aynı ekonomide rekabet eden 100 büyük firma ile her biri ayrı malın monopolüne sahip 100 firma farklı olgulardır. Bu nedenle endüstriyel yoğunlaşmanın ölçümünde iki farklı yaklaşım kullanılmaktadır. Bunlardan ilkinde ekonominin bütünü içindeki yoğunlaşma ölçülmekte, diğerinde ise seçilmiş mal piyasalarındaki yoğunlaşma üzerinde durulmaktadır.
Ekonominin bütünü içindeki yoğunlaşmaya ait bulgular nasıl değerlendirilir?
Ekonominin bütünü içindeki yoğunlaşmaya ait bulgular iki açıdan değerlendirilebilir.
i. Yoğunlaşmanın, ekonomik ve politik gücün toplum içindeki dağılımına etkisi
ii. Yoğunlaşmanın, rekabetin ekonomik faaliyeti düzenleyici rolü üzerindeki etkisi
Endüstri içindeki yoğunlaşmanın hesaplanmasında cevaplandırılması gereken sorular nelerdir?
Endüstri içindeki yoğunlaşmanın hesaplanmasında cevaplandırılması gereken sorular aşağıdaki gibi sıralanabilir.
i. Endüstri içindeki firma sayısının belirlenmesi,
ii. Oligopolistik bağımlılığın bilinmesi (yani, endüstri içindeki bazı firma paylarının fiyat, miktar ve diğer politikalarla ilgili kararlarda oligopolistik bağımlılık yaratacak büyüklükte olup; olmadığının belirlenmesi),
iii. Oligopolistik bağımlılığın derecesinin belirlenmesi.
Atomistik kavramı nasıl tanımlanır?
Atomistik, sosyal bilimler bağlamında; birbirinden ayrı, birbirine dışsal ve birbirini etkileyen küçük birimleri tanımlar.
Yoğunlaşmayı belirleyen etkenlerde kullanılan hipotezler nelerdir?
Bu konuda üç hipotez ileri sürülmektedir. Willard P. Mueller yoğunlaşmanın devrevi (cyclical) hareketlerle geliştiğini ileri sürmektedir. Bu durum düzenli tekrarlar gerektirmektedir. Ancak Morris A. Adelman’a göre bu hipotezi destekleyen deliller yetersizdir. İkinci hipotez yoğunlaşma derecesinde düzensiz dalgalanma bulunduğunu ileri sürmektedir. Üçüncü hipotez ise verilerde gerçek anlamda bir değişme olmadığını ancak bunalım, savaş, yeniden inşa gibi nedenlerin bulgularda bazı anlamsız değişikliklere neden olduğunu ileri sürmektedir. Adelman gerçeğin ikinci ve üçüncü hipotez arasında bir yerlerde saklı olduğuna inanmaktadır.
Yoğunlaşma derecesinin yüksek olduğu endüstrilerde, yüksek kârlılığın bulunduğunu gösteren araştırma sonuçları nasıl özetlenebilir?
Yoğunlaşma derecesinin yüksek olduğu endüstrilerde, yüksek kârlılığın bulunduğunu gösteren pek çok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalarla ulaşılan sonuçları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.
i. Kâr, endüstride faaliyette bulunan satıcı sayısı ile ters yönlü fonksiyonel ilişki içindedir. Yani endüstride faaliyet gösteren satıcı sayısı azaldıkça, bu faaliyetler sonucu elde edilen kâr artmaktadır. Bu durumda yüksek yoğunluklu endüstrilerde yüksek kârlara ulaşılmaktadır.
ii. Kâr, giriş engellerinin yüksekliği ile doğru yönlü fonksiyonel ilişki içindedir. Girişin güç olduğu endüstrilerde elde edilen kâr girişin kolay olduğu endüstrilerde elde edilenden daha yüksektedir.
iii. Kâr, firmanın büyüklüğü ile pozitif bir ilişki içindedir. Büyük firmaların kârı yalnızca yüksek değil, aynı zamanda yıldan yıla daha istikrarlıdır,
iv. Kâr, reklam harcaması ile pozitif yönlü fonksiyonel ilişki içindedir.
"Endüstri içindeki bir ya da birkaç firmayı koruyan önemli giriş engelleri genellikle firmaların sahip oldukları üç kurumsal avantajdan kaynaklanmaktadır."
Bu avantajlar nelerdir?
Bu avantajlar şunlardır:
i. Stratejik üretim teknikleri ve mal tasarımı üzerinde ayrıcalık sağlayan patent hakları
ii. Üretim için çok önemli bir kaynağın arzı üzerinde monopolist güç
iii. Tüm gerçek ve potansiyel satıcılar üzerinde mal farklılığı avantajı
Hukuki yapının firmalar açısından önemi nedir?
Hukuki yapı firmaların endüstri içindeki büyüklüklerinin ve yoğunlaşma derecelerinin belirlenmesinde oldukça önemlidir. Genel kanı hukuki engellerle yoğunlaşmadaki artışın önüne geçileceği yönündedir. Bununla birlikte devlet politikası bazen aksi yönde de çalışabilmektedir. Bunun yanında patent kanununun endüstri içindeki belirli satıcılar için oynadığı koruyucu rol, şirket kanunlarının holdinglere izin verecek şekilde değiştirilmesi, bazı endüstrilerde yabancı rekabetini yasaklayan koruyucu gümrük kanunları, rekabeti kısıtlayan dolayısıyla satıcı yoğunlaşmasını yükselten öteki uygulamaları yoğunlaşmayı arttırıcı etki oluşturur.
Teknolojik gelişmelerin yoğunlaşmayı azaltıcı etkisi nasıl örneklendirilebilir?
Teknolojik değişmelerin daima daha büyük tesislerin kurulmasına yol açacağını düşünmek hatalı olmaktadır. Teknolojik gelişmeler bazen de üretimin daha küçük birimlerde yapılmasını kolaylaştırmaktadır. Örneğin elektrik iletimindeki gelişmeler, portatif jeneratörler, güç yayın makinelerinin hemen hemen her yere kurulabilmesini kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle artık, güç kaynağından tam anlamı ile yararlanabilmek amacı ile tekstil fabrikasının büyük bir birim olarak su kenarına kurulmasına gerek kalmamaktadır.
Oligopol piyasası nasıl oluşur?
Bir endüstrinin yapısını belirlemede izlenilen diğer önemli bir yol da bu endüstride etkili bir şekilde faaliyet gösteren firma sayılarının incelenmesidir. Bu amaçla, endüstrideki firmaların maliyet fonksiyonları ile endüstrideki üretim için piyasa talebi ilişkilendirilerek etkinlik için yapısal koşullar belirlenir. Eğer endüstride optimal (etkin) bir üretim düzeyi için gereksinim duyulan firma sayısı fazla ise bu endüstri doğal olarak rekabetçi bir endüstri sayılmaktadır. Endüstride maliyeti minimize ederek üretimde bulunan firma sayısı bir tane ise bu durumda endüstride doğal monopol bulunmaktadır. Yine bu iki aşırı uçlar arasındaki durum ise oligopol piyasasını oluşturmaktadır.
Endüstri açısından teknolojik bilginin önemi nedir?
Endüstri çıktısını en düşük maliyetle üreten firma sayısı ise büyük ölçüde üretim tekniğine bağlıdır. Genelde kapitalin yoğun olarak kullanıldığı endüstrilerin (Bunlar; büyük ya da bölünebilirliği az araçlarla üretimi gerçekleştirirler.) doğal olarak monopol ya da oligopol olduklarını, yine emek yoğun endüstrilerin ise daha çok rekabetçi piyasaya uygun oldukları düşünülür. Dolayısıyla teknolojik bilgi anahtar rol oynamaktadır çünkü firmanın maliyet yapısını belirlemede teknoloji önemli rol oynar.
Ölçek ekonomileri (Scale economies) nasıl tanımlanır?
Ölçek ekonomileri (Scale economies): En sade şekliyle tek bir malın üretildiği bir firma için tanımlarsak; üretimde kullanılan girdilerin tümünü aynı oranda arttırdığımız zaman üretimin bu orandan daha az mı, aynı oranda mı veya daha fazla mı artacağı hususu ölçek
ekonomilerini karşımıza çıkarmaktadır.
Uzun dönemde firmaların ortalama maliyet eğrilerinin genelde U şeklinde olmasının nedeni nedir?
Uzun dönemde firmaların ortalama maliyet eğrilerinin genelde U şeklinde olması ölçek ekonomilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Firmaların boyutları büyüdükçe ve üretim düzeyi yükseldikçe ölçeğe göre getiride değişmektedir. Genellikle koşullarda bir değişiklik yok ise üretimin başlangıcında ölçeğe göre artan getiri söz konusu olmaktadır. Üretim arttığında ölçeğe göre getiri zamanla azalmaktadır. Bu firmanın Toplam maliyet eğrisinden kaynaklanmakta ve bundan elde edilen Ortalama ve Marjinal maliyetlere göre şekillenmektedir.
Ölçek ekonomileri ne amaçla kullanılmaktadır?
Ölçek ekonomileri genelde etkinlik ve firma ölçekleri arasındaki ilişkiyi açıklamada başvurulan yöntemlerden biri olmakla beraber endüstri yapısı hakkında bilgi edinmeye yardımcı olmaktadır, sonraki ünitelerde monopol konusunda daha geniş olarak açıklanacağı gibi ölçeğe göre artan getiri durumlarında endüstrinin monopolleşmeye yöneldiği görülmektedir. Endüstride yeteri kadar büyük talep bulunduğunda ve firmalar için ölçeğe göre azalan getiri var olduğunda, endüstrinin rekabete ve/veya oligopol piyasalarına yöneleceğinden
bahsetmek mümkündür.