aofsorular.com
SAĞ108U

Sık Görülen Ruhsal Bozukluklar

7. Ünite 20 Soru
S

Depresyonun tanımını yapınız?

Depresyon sürekli devam eden mutsuzluk, keyifsizlik, isteksizlik, zevk alamama, umutsuzluk, değersizlik ve suçluluk düşünceleri, halsizlik-enerji kaybı, uyku ve iştah değişiklikleri, hayatı yaşamaya değer bulmama ve intihar düşünceleri ile özellikli ruhsal bir bozukluktur.

S

Depresyonun cinsiyete göre oranı hakkında bilgi veriniz?

Depresyon kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmektedir. Özellikle doğum sonrası dönemde kadınlarda sık karşılaşılan ruhsal bir bozukluktur. Ayrıca yaş, psikososyal stresörler (boşanma, iflas, yakınlarını kaybetme vb.), kronik tıbbi hastalıklar (kanser, diyabet, koroner arter hastalıkları, romatizmal ve nörolojik hastalıklar vb.) da depresyon için birer risk etmeni olarak tanımlanmıştır.

S

Depresyonun tedavisi hakkında bilgi veriniz?

Depresyon ilaç ve/veya psikoterapi (konuşma tedavisi) ile tedavi edilebilen bir bozukluktur, bu nedenle yeterince tanınması oldukça önemlidir ancak olanakların yetersiz olması, yanlış tanı konması ya da toplumsal damgalanmadan ötürü psikiyatri hekimlerine başvurulmaması gibi nedenlerle depresyon hastalarının yarısından azı yeterince tanı alıp tedavi görmektedir.

S

Durkheim'e göre intihar nedir?

Durkheim’a göre “Ölen kişi tarafından ölümle sonuçlanacağı bilinerek yapılan olumlu ya da olumsuz bir edimin doğrudan veya dolaylı sonucu olan her ölüm olayına intihar denir.” ve intiharlar toplumsal kaynaklıdır.

S

İntihar girişimi ile başvuran bireylere nasıl davranılmalıdır?

İntihar girişimi ile başvuran bireylere karşı ciddiyetle yaklaşılmalı, bireyi yargılamadan anlamaya yönelik olarak iyi ilişki kurmaya odaklanılmalıdır. Tüm intiharları önlemek her ne kadar mümkün olmasa da riskli gruplarda psikososyal desteğin artırılması ve/veya mevcut ruhsal bozuklukların tedavi edilmesi söz konusudur.

S

Kaygı ve fobi nedir?

Kaygı (anksiyete) belirli ya da belirli olmayan stresli durumlar karşısında endişe ve korku hissetme halidir. Fobi ise bir nesneye karşı duyulan korku biçiminde tarif edilmektedir. Örneğin, kan-yaralanma fobisi, yükseklik fobisi, yılan fobisi ve sosyal fobi gibi.

S

Kaygı bozukluklarının temel özellikleri nedir?

Kaygı bozukluklarının temel özellikleri kişilerin yaşamlarına engel olacak düzeyde yoğun endişe, kaygı ve korku hissetmeleri ve kaygı yaratan bazı durumlardan kaçınmalarıdır. Örneğin kan-yaralanma fobisi olan bir kişi hasta olduğu halde doktora gidip kan vermekten kaçınabilir. Ruhsal travma bireyin dehşet duygusu uyandıran, yaşamı tehdit eden olaylarla karşılaşması ya da bu tür olaylara tanık olması durumu olup bu kişiler travmanın etkisini uzun süre yaşarlar. Deprem sırasında yakınlarını kaybeden ve göçük altında kalan bir kişi uzun süre yaşadığı bu olayın etkisinden kurtulamayabilir, yoğun sıkıntı ve kaygı yaşayabilir, kapalı alanlara girmekten kaçınabilir ve/veya uykusuzluk çekebilir

S

Demans hastalığını açıklayınız?

Demans (bunama) başta bellek olmak üzere bilişsel/zihinsel işlevlerin ilerleyici olarak bozulmasıdır. Bilişsel/zihinsel işlevler bellek, dikkat, konuşma, akıl yürütme, hesap yapma, yer-yön bulma, tanıma, sosyal ilişkileri yürütme, empati kurma gibi işlevlerdir. Her ne kadar ileri yaş demans için bir risk etmeni ise de demans beyni etkileyen çeşitli hastalık ya da bozukluklara bağlı olarak her yaşta ortaya çıkabilmektedir. Diğer bir deyişle demans yaşlanmanın doğal bir parçası değildir. Tüm dünyada yaklaşık olarak 50 milyon demans hastası olduğu bildirilmektedir. Alzheimer hastalığı en sık görülen demans nedenidir, demans olgularının % 60-70’i Alzheimer hastalığına bağlıdır.

S

Sık görülen demans türlerinden vasküler, Lewy cisimcikli ve frontotemporal demanslarını açıklayınız?

Vasküler demans beyinde meydana gelen yaygın damarsal hasara bağlı olarak gelişir. Lewy cisimcikli demans ise Parkinson hastalığına benzer bir durum olup motor koordinasyonda bozulma, görsel halüsinasyonlar (varsanılar) ve demans ile seyretmektedir. Frontotemporal demans ise konuşma bozuklukları ya da davranışsal sorunlar ile seyreden bir demans nedenidir.

S

Şizofreni nedir?

Şizofreni düşünce, algı, lisan, bilişsel işlevler, davranış, sosyal ve mesleki işlevsellik gibi alanlarda bozulmalarla seyreden kronik (uzun süreli) psikotik bir bozukluktur.

S

Şizofreninin nedeni nedir?

Şizofrenin kesin nedeni bilinmemekle beraber bozukluğun gelişiminde çeşitli genetik ve çevresel etmenlerin birlikte rol oynadığı üzerinde durulmaktadır. Şizofreni tedavi edilebilir bir bozukluk olup hastaların yarısının uygun tedaviyi alamadığı bilinmektedir.

S

Damgalanma nedir?

Damgalanma kişiye, diğer bireyler tarafından içinde yaşadığı toplumun “normal” saydığı ölçülerin dışında sayılması nedeniyle, saygınlığını azaltıcı bir atıfta bulunulmasıdır. Ruhsal bozukluğu olan birçok hasta yakın çevresi ve toplum tarafından damgalanmaya maruz kalmakta, bu nedenle hem ruhsal durumları bozulmakta
hem de toplumdan uzaklaşmaktadırlar.

S

Psikoz hastalarında görülebilecek semptomlar nelerdir?

Psikoz hastalarında sesler duyma şeklinde işitsel halüsinasyonlar, olmayan şeyleri görme şeklinde görsel halüsinasyonlar, var olmayan kokuları duyma şeklinde koku halüsinasyonları ya da bedeninde olmayan duyumlar hissetme gibi dokunsal halüsinasyonlar bulunabilir. Ayrıca bu hastalarda anormal, dağınık davranışlar ve konuşma
ile negatif psikotik belirtiler olarak da bilinen çevreye karşı ilgisizlik hali (apati), sosyal içe çekilme, zevk alamama (anhedoni), konuşma yoksulluğu, enerji kaybı, kişisel bakım ve hijyenin azalması gibi belirtiler de görülebilmektedir.

S

Tükenmişlik sendromu nedir?

Genellikle sağlık çalışanları ya da bakım verenlerde ortaya çıkan, kendini duygusal açıdan tükenmiş hissetme, yaptığı işe karşı duyarsızlaşma ve kişisel başarı hissinin azalması ile özellikli bir durumdur. Bakım verenlerde tükenmişlik sendromunun önlenmesi için bakım verme işinin paylaşılması ve bakım verenin psikososyal açıdan desteklenmesi önerilmektedir.

S

Panik bozukluğunun belirtileri nedir?

Panik bozukluk ani başlayan korku, panik hissi ile beraber çarpıntı, nefes darlığı, titreme, baş dönmesi, bulantı, kusma vb. bedensel kaygı belirtileri ile seyreden panik atakların tekrarlayıcı biçimde ortaya çıkması durumudur. Panik bozuklukta hastalar panik atak yaşamasalar dahi panik atak yaşama korkusu duyarlar.

S

Sağlık ekibiyle kurulan iletişim ile anksiyete arasındaki ilişki nedir?

Ayrıca kaygı bozuklukları başta depresyon olmak üzere birçok ruhsal bozukluğa da eşlik etmektedir. Bununla beraber hastane ortamında birçok hastada var olan hastalıklara, verilen tedavilere ve sağlık ekibi ile yeterince etkili iletişim kuramamaya bağlı olarak da sıklıkla anksiyete durumları ortaya çıkabilmektedir. Sağlık ekibi ile etkili iletişim kuramamadan kastedilen hastaların sağlık personeli tarafından yeterince dinlenmediklerini düşünmeleri, tanı ve tedavi süreçlerini yeterince anlayamamaları ya da yanlış anlamalarıdır. Hastalıklar ve tedavileri konusunda hekimleri tarafından doğru biçimde
bilgilendirilen hastaların kaygıları yatışmakta ve tedaviye uyumları artmaktadır.

S

Özgül fobi nedir?

Özgül fobi kişinin bir nesne ya da duruma karşı yoğun korku duyması ve bunlardan kaçınması halidir. Yükseklik fobisi, örümcek, kedi, köpek, yılan gibi hayvan fobileri, kapalı alan fobisi, kan-yaralanma fobisi sık görülmektedir.

S

İntihar oranları hakkında açıklamalar nasıl yapılır?

İntiharla ilişkili istatistiklerin çeşitli nedenlerle gerçeği yansıtmıyor olabileceği üzerinde durulmaktadır. Yine de özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde intihar oranları daha yüksek bulunmaktadır.

S

İntiharda risk etmenleri nelerdir?

Önceki girişimler intihar için önde gelen risk etmeni olmakla beraber ergenlik-genç erişkinlik ve yaşlılık dönemleri, dul/ boşanmış olmak, yalnız yaşamak, başta depresyon olmak üzere ruhsal bozukluk/bozuklukları bulunmak, alkol-madde kullanımı, yeterli psikososyal desteği bulunmamak, eşlik eden kronik tıbbi hastalıkların (kanser vb.) varlığı, yeti yitimi gibi risk etmenleri de tanımlanmıştır. Ayrıca intihar araçlarının kolay ulaşılabilir olması da riski arttırmaktadır. Örneğin mesleği gereği silah taşıyan kişilerde silahla, sağlık personelinde ilaçlarla intihar etme gibi. Bununla beraber yemek yemeyi, su içmeyi, tedaviyi reddetme gibi pasif intiharlar da görülebilmektedir.

S

Depresyonun önlenmesi hakkında neler söylenebilir?

Depresyonun tedavi edilmesi kadar önlenmesi de önemlidir. Fiziksel sağlığın korunması, alkol-madde kullanım bozukluklarının önlenmesi ve egzersizin depresyonu önlemede etkili olduğu bilinmektedir. Ayrıca psikososyal desteğin depresyonun önlenmesinde oldukça önemli olduğu söylenebilir. Örneğin doğum yapmış kadınların ya da kayıp yaşayan kişilerin aile ve yakın çevrelerinden destek görmeleri depresyona yakalanmalarını önleyebilmektedir.