SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ I

Doğru cevap B şıkkıdır

Doğru cevap C şıkkıdır

Doğru cevap A şıkkıdır.

Blockchain (Blok Zincir) teknolojisi; istenilen tüm verileri kaydetmek için programlanabilen, tahrif edilemez dijital bir veri tabanı olarak tanımlanmaktadır. Blockchain teknolojisinin tedarik zinciri yönetimine sağlamış olduğu yararlar şunlardır:

• Şeffaflığın Sağlanması,
• Takip Edilebilirliğin Artması,
• Üründe veya Evrakta Sahteciliğin, Hırsızlığın ve Kaçakçılığın Önlenmesi,
• Evrak İşlerinde Kolaylık,
• Finansal Faaliyetlerde Kolaylık,
• İnsan Kaynaklı Hataların Azalması.

Geleneksel veri tabanlarının aksine; blockchain teknolojisinde veriler ve bu teknolojinin yönetimi herhangi bir kişi, kurum, örgüt veya devletin kontrolünde değildir. Veri tabanı ağında bulunan tüm taraflar bütün veri tabanının hepsinin aynı kopyasına sahiptir. Ağdaki herkes veri tabanındaki bilgiye erişebilir. Bu şeffaf ve erişime açık bir sistemdir. Ayrıca, veri tabanına eklenen kayıtlar geri döndürülemez, silinemez ve daimî bir kayıt olarak kalmaktadır. Buradan hareketle; I. ve V. öncül Blockchain teknolojisinin tedarik zinciri yönetimine sağladığı yararlardan değildir. Doğru cevap "C" seçeneğidir.

Doğru cevap D şıkkıdır.

Doğru cevap A şıkkıdır.

Doğru cevap E şıkkıdır

Doğru cevap C şıkkıdır.

Doğru cevap B şıkkıdır.

Doğru cevap D şıkkıdır.

Tedarik zinciri yönetimi planlama, kaynak bulma ve satın alma, üretim, stok yönetimi, depolama, dağıtım, satış sonrası servis hizmeti ve müşteri ilişkileri süreçlerinin yönetilmesi faaliyetlerini kapsamaktadır. Bu anlamda tedarik zinciri yönetimi dinamik bir süreç olup, karşılıklı etkileşim içerisinde olan çok sayıda aktörün bir arada yönetilmesini gerektiren bütünleşik bir yönetim sistemidir.

Üreticiler, dağıtımcılar, perakendeciler, müşteriler ve ürün/hizmet sağlayıcılar tedarik zincirinin
elemanları olarak sayılmaktadırlar. Tedarik zinciri elemanları, ortak fayda gözeterek senkronize hareket etmekte ve bir elemanın performans kaybı veya verimsizliği bütün tedarik zinciri ağını etkileyerek işletme kârlılığı ve sürdürülebilirliğini belirlemektedirler.

Tedarik ve tedarikçi ilişkileri yönetiminin en önemli fonksiyonu satın alma yönetimidir. Satın alma kararıyla başlayan bu süreç, malzemenin temin ya da teslim edilmesiyle son bulmaktadır. Bu
nedenle tedarik ve tedarikçi ilişkileri yönetimi;
1. Satın Alma Kararı ve Yönetimi,
2. Tedarikçi Seçimi,
3. Tedarikçi Yönetimi,
4. Sözleşme Yönetimi olmak üzere dört aşamadan oluşmaktadır

İşletme içerisinde yer alan; insan kaynakları, finans kaynakları, bina, araç vb. fiziki kaynakların bir bütün hâlinde uçtan uca yönetilmesini ve verimli kullanılmasını sağlamak için geliştirilen bir yazılımdır. Kaynakların bir arada değerlendirilebilmesi için bütünleşik bir veri tabanı kullanılmaktadır. Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) tüm işleri ve çalışanların merkezî bir noktadan ve otomatize edilmiş şekilde yönetilmesini sağlar. Bu sayede işletmedeki tüm kaynaklar ve süreçler etkili şekilde kontrol edilir, insan kaynaklı hatalar en aza indirilir, zaman ve maliyet tasarrufu elde edilir.

Kantitatif tahmin yönteminde geçmiş yıllara ait veriler temel alınmaktadır. Bu yöntemin uygulanabilmesi geçmiş yıllara ait verilerin doğru, güvenilir ve matematiksel olarak ölçülebilir olması gerekmektedir. Trend Analizi: Trend talebin uzun dönemde yukarı veya aşağıya doğru hareketidir. Trendin takip ettiği seyri dikkate alarak gelecekte taleple ilgili tahminde bulunabilir.

Bazı faktörler sağlık işletmesinin talep miktarını etkilemektedir. Bu faktörler;
• Mal ve hizmetin fiyatı,
• Demografik yapı,
• Ortaya çıkan farklı ve yeni hastalıklar,
• Bilimsel ve teknolojik gelişmeler,
• İşletme tercihleri,
• Kârlılık beklentileri şeklinde sıralanmaktadır.

Delphi tekniği, uzman görüşlerinin esas alınarak, fikirlerin toplanarak analiz edilmesini sağlayan
anket çalışmasıdır. Bu teknikte geleceğe ilişkin tahminlerin belirlenmesinde yönetici ve uzman personelin görüşleri alınmaktadır. Sağlık kuruluşlarında hizmet ve malzeme ihtiyacının belirlenmesinde hastane yöneticileri, bölüm başkanları, poliklinik ve klinik servis şefleri, hemşire, satın alma, malzeme sorumlusu ve malzeme tüketimini yapan ünitelerin görüşlerinin alınması ve buna göre ihtiyaçların belirlenmesi Delphi tekniğinin uygulanmasıdır.

Devlet Malzeme Ofisi (DMO), kamu kurumlarında hizmetin kesintisiz devam etmesinin sağlanması için ihtiyaç duyulan ürün ve hizmetleri tedarik etmektedir. Bu bağlamda DMO merkezî bir satın alma kurumu olarak faaliyet göstermektedir. DMO, sağlıkla ilgili olarak; bilişim ürünleri, büro makine ve ekipmanları, kâğıt ve kırtasiye ürünleri, mobilya, ilaç, tıbbi cihaz ve sağlık ürünlerini ilgili kurumlar adına satın almaktadır

Stokta bulunan malzemelerin hepsi aynı önem derecesinde olmadığından, bu malzemelerin aynı titizlikle kontrol edilmesine gerek yoktur, aynı zamanda maliyetleri de artıracağından ekonomik değildir. Bu nedenle stoktaki malzemeler önemlerine göre sınıflandırılmakta ve kontrol işlemleri buna göre yapılmaktadır. Bu yöntemde stok üç ayrı gruba ayrılarak kontrol edilmektedir.
A grubu: Az ve pahalı olan kalemler A grubunda toplanmaktadır. Stok değerinin %70-80’ini oluştururken stok çeşitliliğinin %5 ila 10’unu oluşturmaktadır.

C grubu: Stok değerinin %10’unu, stok çeşitliliğinin %70-80’ini oluşturan kalemler bu grup altında yer almaktadır.
ABC analizi kısaca, stok kalemlerinin toplam stok içerisindeki önemine göre gruplandırılmasıdır. Yüksek değerli A grubunda yer alan kalemlerden az bulundurulmalı, kayıtları doğru ve ayrıntılı tutulmalı ve kontrolü sıklaştırılmalıdır. Düşük değerli
C grubunda yer alan kalemlerden bol miktarda bulundurulmalı, kontrol, sipariş ve kayıt işlemleri basit tutulmalıdır.