SAĞLIK İŞLETMELERİNDE İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ - Deneme Sınavı - 4

Sosyal ve demografik değişiklikleri azaltma değil; Sosyal ve demografik değişikliklere duyarlılık beklenen sonuçtur.

Y kuşağı kuşaklar arasında ‘’kırılma noktası’’ olarak adlandırılır.

Türkiye’de 2000’den sonra doğanlardan oluşan kuşak “Kristal Nesil” olarak adlandırılırken “derin duygusal” olarak da nitelendirilir ve Türkiye’nin %17’sini oluşturmaktadır

Genel anlamda ifade edecek olursak eğer yetenek yönetimi kavramı, bir işletmede yetenek akışının stratejik yönetimidir. Amacı doğru zamanda, doğru işlere, doğru kişileri yerleştirmek için yetenek kaynağını sağlamaktır. Bu bilgiler ışığında sorunun doğru cevabı “doğru zamanda, doğru işlere, doğru kişileri yerleştirmek için yetenek kaynağının sağlanması” seçeneğidir.

Sağlık hizmetlerinde insan ihtiyacının her an doğabilmesi nedeniyle sağlık hizmetleri her zaman hareketli olmalı ve ihtiyaçlara en kısa sürede cevap verecek stratejiler geliştirerek sürekli kendini yenilemelidir.  Bu bilgiler ışığında sorunun doğru cevabı “insan ihtiyacının her an doğabilmesi” seçeneğidir.

Çalışanların farklı örgütlere yönelmeleri sadece ücret düşüklüğünden değil kariyer gelişimleri ve mesleki tecrübe gibi sebepler de ikinci bir örgüte yönelmelerine sebep olmaktadır. Ay ışığı sadece bireyleri değil örgütleri de büyük oranda etkileyen bir sorundur. Çalışanların kendi mesailerinin haricindeki zamanlarda yüklendikleri iş gayreti, belirli bir süre sonra mevcut işlerinde harcamaları gereken enerjiyi de azaltarak performanslarının düşmesine (Bozkurt, 2019), verimliliklerinin ve çalışma azimlerinin de azalmasına sebep olmaktadır.  İş tatminsizliğinden dolayı başka işlere yönelen çalışanların ilgi ve odaklarının diğer işlere kayması, emeklerinin ve zamanlarının büyük bölümlerini de diğer işlere harcamalarına sebep olacaktır (Güngör, 2016). Bu durum ise işe geç kalma, devamsızlık ve raporlu gün sayısını arttıracaktır.

Bunlardan dolayı sorunun cevabı “çalışanların mevcut iş yerinde harcamaları gereken enerjinin azalması” seçeneğidir. Diğer seçenekler ay ışığı sorununun bir sonucu değil; sebebi olduklarından bu sorunun doğru cevabı değildirler.

Psikolojik sermaye 4 alt boyutta açıklanmıştır. Bunlar: Özgüven, iyimserlik, umut ve esneklik olarak belirtilmiştir. Esnekliği yüksek olan çalışanlar rekabetçi ve değişen iş ortamına çok daha kolay uyum sağlarlar. Esneklik tamamen durumlara karşı her zaman başka bir plan yapmaktır. Bu bilgiler ışığında sorunun doğru cevabı “rekabetçi ve değişen iş ortamına kolay uyum sağlama” seçeneğidir.

Cam Tavan Sendromu ile İlgili İlk Çalışma Kadın ve azınlıkların ilerlemesini engelleyen engeller konusundaki artan endişeye yanıt olarak, ABD Çalışma Bakanlığı'na bağlı Cam Tavan Komisyonu tarafından 1991 yılında başlatıldı. Bundan dolayı sorunun doğru cevabı “1991” seçeneğidir.

Duygusal zekâ kavramının temelleri Harvard’lı gelişim psikoloğu Howard Gardner tarafından 1983 yılında atılmıştır ve Mayer ve Salovey tarafından 1990 yılında hazırlanan makalede ilk olarak tanımlanmıştır. Goleman ise 1990’larda yazdığı duygusal zekâ kitabıyla oldukça ses getirmiştir (Chrusciel, 2006). Sorunun doğru cevabı “Mayer- Salovey” seçeneğidir.

Farklılıkların yönetimi modeli üç bileşenden oluşmaktadır: (Pitts, 2009) • İşe alım ve sosyal yardım • Farklılıkların değerlendirilmesi • Pragmatik politikalar ve programları. Bunlardan dolayı sorunun doğru cevabı “işe alım ve sosyal yardım” seçeneğidir.

Sessiz Kuşak (1925-1945): 1925 ve 1945 Yılları arasında doğmuş olan kuşağın genel özellikleri otoriteye saygılı, kanaatkâr, çalışmaya tutkulu ve ilişkilerde uyumlu bireyler olmaları şeklinde tanımlanabilir. Bu kuşağın kültürel öğeleri geniş ailelerinin olması, yerel sosyal gruplara dâhil olmaları ve yoğun komşuluk ilişkilerine sahip olmalarıdır (Konakay, 2018). Bu kuşak büyük buhran ve 2. Dünya Savaşı yaşamış, poster taşımayan, konuşmayan ve McCharthy’e karşı sesini çıkarmayan ve isimleri ilk kez Time Dergisi tarafından 1951 yılında yayımlanan bir makalede “sessiz kuşak” olarak geçen kuşaktır (Ayhan, 2018). Sorunun doğru cevabı “Sessiz Kuşak” seçeneğidir.

X Kuşağı 1965-1979 yıllarını kapsamıştır. Sorunun doğru cevabı “A” seçeneğidir.

Duygusal zekânın dört boyuta ayrıldığı genel kabul görmüş bir sınıflandırmadır (Salovey vd., 2002): • Birinci boyut: Duygusal algı ve ifade; duygu sisteminde sözlü ve sözsüz bilginin tanınmasını ve girilmesi, • İkinci boyut: Düşüncenin duygusal olarak canlandırılması (duygusal zekâ kullanımı olarak da adlandırılır); duyguların yaratıcılık ve problem çözme gibi bilişsel süreçlerin bir parçası olarak kullanılması, • Üçüncü boyut: Duygusal anlayış; duyguların bilişsel işlenmesini, yani kişinin kendisi ve başkalarının hislerini anlamak için sezi ve bilgiyi kullanmasını, • Dördüncü boyut: Duygusal yönetim, duyguların kendisinde ve diğer insanlarda düzenlenmesiyle ilgilidir. Bu bilgiler ışığında sorunun doğru cevabı “duygu sisteminde sözlü ve sözsüz bilginin tanınması” seçeneğidir.

Sağlık hakkının yanı sıra bir de sağlık hizmetleri hususu bulunmaktadır. Sağlık
hizmetleri, 5.1.1961 tarih ve 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun’un 2. maddesine göre; “insan sağlığına zarar veren çeşitli
faktörlerin yok edilmesi ve bu faktörlerin tesirinden korunması, hastaların tedavi edilmesi, bedeni ve ruhi kabiliyet ve melekeleri azalmış olanların işe alıştırılması için yapılan faaliyetler” olarak tanımlanmaktadır.

Toplumsal veya ayrı ayrı fertlerin sağlığının korunması (koruyucu sağlık hizmetleri), hastalıkların tedavi edilmesi (tedavi edici sağlık hizmetleri) ve
rehabilitasyon hizmetleri (rehabilite edici sağlık hizmetleri); daha iyi eğitim, çalışma ve dinlenme koşulları sunularak sağlığın geliştirilmesi (geliştirici
sağlık hizmetleri) gibi tüm hususları kapsayacak şekilde sağlık hizmeti kavramı kullanılmaktadır.

İdarenin kamu faaliyetlerini yürütülürken bazen organizasyondaki aksaklıklardan bazen de hizmetin görevlileri tarafından ortaya konulan davranışlarından
dolayı kişiler zarar görebilmektedir. Bu gibi durumlarda ilgili kişilerin uğradığı zararların karşılanması gerektiğinde, idarenin sorumluluğundan söz edilmektedir.

İdarenin “kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü
olduğu” nu ifade eden Anayasa’nın 125. maddesi son fıkrasına göre “kusursuz sorumluluk” söz konusudur.

Ülkemizde sağlık hizmetlerinin devlet eliyle
yürütülmesi esastır. Sağlık hizmetlerinin sunulması,
yürütülmesi ve denetlenmesi tamamen devletin
sorumluluğundadır.

kamu sağlık kurum ve kuruluşlarında aldığı sağlık
hizmeti sonucunda zarar gören hasta, bu zararını
tazmin ettirmek için idare aleyhine idare hukuku
kurallarına göre ve idari yargıda tam yargı davası
açacaktır.

İdarenin doğrudan yürüttüğü bir kamu hizmeti
olmasa da özel hastanelerde de kamu hizmeti yürütülmekte
ancak buradaki kamu hizmetinin niteliği
idarenin denetimi ve gözetimi altında yürütülen
kamu hizmeti olan “virtüel kamu hizmeti” şeklindedir.
Bu noktada idarenin sorumluluğu gözetim
ve denetim ile sınırlı tutulurken idarenin denetim
ve gözetim eksikliğine bağlı zarar doğuran bir olayın
gerçekleşmesi hâlinde idare, aksi takdirde özel
hastane yönetimi sorumlu tutulmaktadır.