Sağlık Personeli ve Hasta İletişimi
Sağlık personeli açısından empatik dinleme nasıl tanımlanır?
Empatik dinleme, hastanın gözüyle görüp kulağıyla duyabilecek biçimde dinleme anlamına gelir. Empatik dinlemede hastanın bakış açısıyla bakılmalı ve düşünceleri, duyguları doğru olarak analiz edilmelidir.
Etkin dinleme yapabilmenin empati kurma sürecindeki işlevi nedir?
Etkin dinleme yapabilmek, empati kurmayı önemli ölçüde kolaylaştırır ancak empati kurmak için bu tek başına yeterli değildir. Empati, bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecidir. Bu nedenle empati kurulacak kişi, mümkün ve gerekli olduğu kadar çok kanaldan dinlenmeli, düşünceleri, tutumları ve duyguları anlaşılmaya çalışılmalıdır. Bu kanallar, sözlü ve sözsüz olarak gönderilmiş iletilerdir.
İletişim sürecinde geri bildirim ögesi nasıl tanımlanır ve işlevi nedir?
Geri bildirim; konuşmacının ilettiği iletinin, dinleyen tarafından anlamlandırılıp değerlendirilmesi sürecinden sonra dinleyicinin anlamlandırıp değerlendirdiği konuşma içeriğini konuşmacıya bildirmesidir. Bir başka anlatımla etkin ve empatik dinlemeden sonra dinleyicinin elde ettiği, anlamlandırdığı ve değerlendirdiği iletiyi, konuşana geri iletmesidir. Çünkü iletişim devamlılığı olan, dairesel bir süreçtir. Karşılıklı bir konuşmada kaynak konumunda olan sağlık personeli alıcı ya da dinleyici konumuna da geçer. Bu doğrultuda geri bildirim iletinin anlamının algılanıp algılanmadığını kontrol etmeye yardım eder.
Etkili iletişim becerilerinin ögelerinden biri olan sözsüz iletişim nasıl tanımlanır?
Kişilerin birbirlerine oturuş veya duruş mesafeleri, oturuş düzenleri, göz ilişkileri, beden duruşları, baş ve yüz hareketleri (mimikleri), kol ve bacak hareketleri (jestleri), ses tonları ve kişisel görünüşleri ile mesaj iletmesine sözsüz iletişim denilmektedir.
Sözsüz iletişim ögeleri nelerdir?
Sözsüz iletişimin ögeleri;
- Ses tonu
- Göz ilişkisi
- Baş ve yüz hareketleri (mimikler)
- Kol ve bacak hareketleri (jestler) ve
- Oturma düzeni olarak ifade edilir.
Sözsüz iletişim sürecinde, bir kişinin kollarını göğüste kenetlemesi karşısındakine hangi mesajı verir?
Kolların göğüste kenetlenmesi, kişinin iletişime kapalı olduğunu ya da iletileni kabul etmek istemediğini göstermektedir. Kolların her iki yana açılması ise, karşı taraftakini kucaklamaya, kabullenmeye hazır olunduğunu göstermektedir.
Kişilerin bir masanın yatay yanına 90 derecelik açıyla oturmasının, etkili iletişim açısından işlevi nedir?
Bir masanın yatay yanına 90 derecelik açıyla oturmak, en önemli iletişim oturuşudur. Özellikle ortak nokta bulmak istenilen kişilerle bu şekilde oturulmalıdır. Çünkü bu oturuşta belli bir noktada bakışların kesişmesi mümkün olmaktadır. 90 derecelik açıyla oturan kişilerin bakışları mutlaka belli bir noktada kesişmektedir. Böylelikle karşıdaki kişiye biz seninle aynı şeyleri düşünüyoruz, seninle belli bir noktada kesişiyoruz, seninle ortak noktalarımız olabilir ve biz bu ortak noktaları bulabiliriz, mesajları verilebilmektedir. Sonuç olarak bu oturuş düzeniyle anlaşma yolunda ilk adım atılabilmektedir.
Sözlü iletişim ögeleri nelerdir?
Sözlü iletişim ögeleri;
- Devam ettirici tepkiler
- Yol açıcı tepkiler ve
- Kendinden referans verme tepkileridir.
Sözlü iletişim ögelerinden biri olan devam ettirici tepkilerin, sağlık personeli açısından kullanım amaçları nelerdir?
Devam ettirici tepkiler, etkileşimi ve iletişimi geliştirirken sağlık personeli ve hasta arasındaki paylaşımı artırmaktadır. Devam ettirici tepkilerin, hastayı konuşmaya devam etme konusunda cesaretlendirme ve hastanın problemini açıklığa kavuşturma olarak özetlenebilecek iki amacı vardır.
Devam ettirici tepkilerden biri olan içerik tepkisi nasıl tanımlanır?
İçerik tepkisi, hastanın söylediği içeriği özetleyen ve bu özet içeriğin hastaya yansıtılması şeklinde ifade edilebilecek bir tepkidir. İçerik tepkisi, sağlık personelinin hastanın en son söylediğini, etkileşim sırasında hastanın kullandığı çeşitli ifadeleri ya da tüm iletişimi özetleme şeklinde olabilmektedir. Hastanın söylediğini tekrarlamak en basit içerik tepkisi olarak belirtilmektedir.
“Sanki ............................ hissediyorsunuz. Çünkü anlattıklarınızdan ............. anladım. Sanki bana ..................... demek istiyormuşsunuz gibi geldi. Belki de ......................... hissediyorsunuzdur.” gibi kalıp cümlelerle verilen tepkiye ne ad verilir?
“Sanki ............................ hissediyorsunuz. Çünkü anlattıklarınızdan ............. anladım. Sanki bana ..................... demek istiyormuşsunuz gibi geldi. Belki de ......................... hissediyorsunuzdur.” gibi kalıp cümlelerle duygu tepkisi adı verilir. Duygu tepkisi, konuşanın henüz adını koymadığı bir duygusunu konuşma içeriğinden anlamak ve konuşana iletmek şeklinde tanımlanmaktadır.
Sözlü iletişim ögelerinden biri olan yol açıcı tepkilerin, sağlık personeli açısından kullanım amacı nedir?
Yol açıcı tepkiler, hastanın sorunlarını çözümleme sürecini başlatmayı amaçlamaktadır. Yol açıcı tepkiler sağlık personeli ve hasta iletişiminin ve etkileşiminin doğasını değiştirmektedir. Bu tepkilerin amacı daha çok hastanın davranışını değiştirmek yönündedir. Bu tepkiler hastanın problemi belirlendikten sonra kullanılabilmektedir.
Yol açıcı tepkilerden biri olan soru sorma tepkisinde kullanılacak sorular; açık uçlu mu, kapalı uçlu mu olmalıdır?
Sağlık personeli kapalı uçlu sorular sormak yerine açık uçlu sorular sormayı tercih etmelidir. Açık uçlu soru, sorunun bir yanıtla kısıtlanmadığı soru şekline denmektedir. Örneğin “Bugün ne yapmak istersiniz?” vb. sorular sorulabilir. Kapalı uçlu soruda ise soru, sorulanın ‘evet veya hayır’ şeklinde cevap vereceği soru şekline denmektedir. Örneğin “Bugün el işi kursuna katılmayı ister misiniz?”, “ Hayır, istemem.” gibi.
Kendinden referans verme tepkileri bağlamında, kendini katma ile kendini açığa vurma arasındaki fark nedir?
Kendini katma, dinleyenin konuşma içeriği hakkında hissettiği duyguları karşıdakiyle paylaşma tepkisi olarak tanımlanmaktadır. Kısaca, sağlık personelinin hastanın konuşma içeriği hakkında hissettiği duygularla ilgilidir.
Kendini açığa vurma, sağlık personelinin kendisi ile ilgili olarak bazı gerçek bilgileri hastaya sunmasına denmektedir. Kendini açığa vurma, sağlık personelinin de probleminin olabileceğini hastaya göstererek, hastaya yardımcı olmak amaçlandığında kullanılmaktadır.
Kısaca kendini katma, sağlık personelinin hastanın söylediklerine ilişkin duygularını içerirken, kendini açığa vurma kendiyle ilgili açıklamalarıdır.
Konuşmadaki ileti ya da geri bildirimin sen diliyle ifade edilmesi, hasta açısından hangi olumsuzlukları içerir?
Konuşmadaki ileti ya da geri bildirimin sen diliyle ifade edilmesi hastanın davranışından çok kişiliğine yönelik eleştiri yapılmasına neden olmaktadır. Bu nedenle sen dili hastayı suçlayıcı olmaktadır. Hastayı gücendirmekte, kırmakta, hastanın iletişimde verilen mesajı alma ve kabullenme konusunda direnmesine neden olabilmektedir. Hastanın yeniden konuşma isteğini, sağlık personeli ile iletişime geçme isteğini engelleyebilmektedir. Çünkü hasta kendini suçlanmış ve anlaşılmamış hissetmektedir.
Ben dili nedir ve etkili iletişim için hangi durumlarda kullanılması önerilir?
Ben dili, olumsuz duyguların yaşandığı kişiye önce davranış veya durumun tanımlanarak, bu davranış veya durumdan nasıl etkilendiği belirtildikten sonra, ne hissedildiğinin söylenmesine dayalı bir ifade şeklidir.
Olumlu ve olumsuz düşünceler ‘ben dili’ ile ifade edilebilmektedir. Ancak ben dili özellikle olumsuz duyguların yaşandığı durumlarda kullanıldığında daha etkili olmaktadır.
“Çok ağır konuşuyorsun ve beni gücendiriyorsun”
Sen dili ile ifade edilmiş olan yukarıdaki cümle, ben dili ile nasıl ifade edilebilir?
“Çok ağır konuşuyorsun ve beni gücendiriyorsun” cümlesi, sen dili ile ifade edilmiştir, suçlayıcı bir içerikte kurulmuştur.
Ben dili, olumsuz duyguların yaşandığı kişiye önce davranış veya durumun tanımlanarak, bu davranış veya durumdan nasıl etkilendiği belirtildikten sonra, ne hissedildiğinin söylenmesine dayalı bir ifade şeklidir. O halde, öncelikle durum saptaması yapılmalı, sonra da bu durumdan nasıl etkilendiğinin ifade edilmesi gerekir. Bu açıklama doğrultusunda bu cümle, ben diliyle şu şekilde ifade edilebilir:
“Benimle alaycı bir ses tonuyla konuşulduğu zamanlarda (durumu nötr bir şekilde tanımlama) çok ağrıma gidiyor ve güceniyorum.(Duyguları ifade etme)”
Siz bu örneğe uygun, ben dili ile benzer ifadeler de kurabilirsiniz.
Etkili iletişimde, uygun istekte bulunma süreci nasıl işler?
Uygun istekte bulunmak için durum açıklanır, bu durumun kişinin duygu ve davranışlarını nasıl etkilediği ifade edilir, değişmesi istenilen şey açıkça belirtilir, istek yerine getirildiği takdirde olası olumlu ve olumsuz sonuçlar açıklanır.
Örneğin ev arkadaşınız size haber vermeden kendi özel misafirini eve yemeğe davet ediyor. Bu duruma çok kızıyorsunuz. Uygun istekte bulunma süreci şöyle işlemelidir:
Yemeğe misafir geleceğinden haberim yoktu. (Durumu nötr bir şekilde tanımlama) Doğrusu, arkadaşının geleceğini haber vermediğin için önemsenmediğimi hissettim. (Duyguları ifade etme) Bu evi birlikte paylaşıyoruz, haberimin olmasını isterdim. (Bu durumun sizi etkileyen yönünü açıklama) Akşam yemeğine misafir geleceğinden haberim olsaydı, kendimi yemekteki gruba daha fazla ait hissederdim ve daha az çekingen davranırdım. (Uygun istekte bulunma)
Sağlık personeli sürekli istekleri olan bir hastayla karşılaştığında, etkili iletişim için nasıl bir yol izlemelidir?
Sürekli istekleri olan hastaların korkmuş, gergin, öfkeli hatta suçluluk hissediyor oldukları bilinmelidir. Bu tarz hasta davranışlarıyla karşılaşıldığında öncelikli hedef sürekli istekleri olan hastanın bu davranışa neden olan temel duygusunu anlamaya çalışmak olmalıdır. Duygu anlaşıldıktan sonra, hastanın bu duygusunun yoğunluğu azaltılmaya çalışılmalıdır. Bir başka yöntem olarak hastanın sağlık personeline yöneltilmiş öfke gibi bir duygusu varsa, bu duygu yönetilmeye çalışılmalıdır. Bunun için hastaların yakınmaları dinlenmelidir.
“Bu soruna şimdi üzülüyorum ve öfkeleniyorum. Ancak bu sorunda yaşadığım öfkem zaman geçince geçmişte diğer sorunlarımda yaşadığım öfke gibi önemsizleşecek ve geçmişte kalacak. Bu sorun da dünyanın sonu değil. Diğer sorunlarımda olduğu gibi, gelecekte bu sorunum için de dünyanın sonu olmadığını düşüneceğim. Şimdi soğukkanlılığımı koruyup sorunu akılcı çözmeliyim”
Hangi öfke kontrol yönteminde yukarıdaki gibi düşünmek gerekir?
Bu yöntem, öfke kontrolünde kullanılan ve etkili bir yöntem olan düşünceleri değiştirme yöntemidir.
Öfkeli olunan zamanlarda genellikle olaylar istenmeden abartılı ve çarpıtılmış olarak algılanabilmektedir. Bu tür düşünce biçimlerinin fark edilmesi ve daha mantıklı düşüncelerle değiştirilmesi süreci, düşünceleri değiştirme olarak ifade edilmektedir.