REKLAMDA YARATICILIK VE YAZARLIK

Torrance’ye göre yaratıcılık, bireylere çekici gelen sihir, deha, üstün yeteneklilik vs. gibi çoklu kavramları çağrıştıran bir kişilik özelliği olarak bilinmektedir. Yaratıcılık; sorunlara, bozukluklara, bilgi eksikliğine, kayıp öğelere, uyumsuzluğa karşı duyarlı olma, güçlüğü tanımlama, çözüm arama, tahminlerde bulunma ya da eksikliklere ilişkin hipotezler geliştirme, bu hipotezleri değiştirme ya da yeniden sınama, daha sonra da sonucu başkalarına
iletmektir

Yaratıcılık bazı insanların sahip olduğu, diğerlerinin yoksun olduğu bir özellik değildir. Zekanın bir işlevidir. Çok çeşitli biçimleri vardır, çok çeşitli kaynaklardan
yararlanır ve hepimizin çok çeşitli yaratıcı güçlerimiz vardır

Akılcılık, esneklik ve özgünlük içeren bir süreçtir. Yaratıcılık; alternatifli düşünme,
problem çözme gibi zihinsel süreçleri de içerdiğinden, yalnızca bir süreç değil, süreçler dizisi olarak düşünülmelidir.

Yaratıcılık, sihirli güçlere, çok üstün bir zekaya ya da doğuştan gelen bir yeteneğe bağlı değildir. Çünkü yaratıcılık öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir kişilik özelliğidir

Yaratıcılık araştırmaları tarihinde dönüm noktası olan çalışmalara 1960’lı yıllarda başlanmıştır

Yaratıcılığa ilişkin çalışmalar, üç farklı yönde gelişmektedir. Bunlardan birincisi yaratıcı kişiliği tanımlama olarak ortaya çıkmaktadır. İkincisi, örgütsel faktörlere ilişkin olarak gelişmiştir. Bu araştırmalar hangi faktörlerin yaratıcılığı arttırdığı ya da engellediği sorusu üzerine kurulmuştur. Üçüncüsü ise eğitim ve geliştirmeye yöneliktir.

Andreasen (2009), yaratıcılığın üç temel bileşenden oluştuğunu belirtmiştir:Birinci bileşen özgünlüktür. İkinci bileşen fayda ya da işe yararlıktır. Üçüncü ve son bileşen ise, sonuçta bir çeşit ürün ortaya koyması gerektiğidir.

Yaratıcı düşüncede klasik bir bölümleme vardır. Hazırlık, kuluçka, aydınlanma ve gerçekleşme.

Yaratıcı sürecin temelini oluşturan üç hayati özelliği şöyledir:
• Kendi yaratıcı gücünüz için en doğru ortamı bulmanın önemi
• Bu ortamı denetleyebilme gerekliliği
• Deney yapmak ve risk almak için gerekli özgürlük

Dışarıdan dayatılan kuralları sevmezler, kendi içlerinden
gelen yönelimlerle hareket ederler. Dışlarındaki dünyanın sıradanlığına uyum sağlayamamaları yabancılaşma ve yalnızlık duygularını yoğun yaşamalarına neden olabilir.

Yaratıcılık, sihirli güçlere, çok üstün bir zekaya ya da doğuştan gelen bir yeteneğe bağlı değildir. Çünkü yaratıcılık öğrenebilen ve geliştirilebilen bir kişilik özelliğidir. Ünlü yaratıcılık eğitmeni Edvard de Bono, yaratıcılığın varolan değerlerden katma değer elde etmenin en ucuz ve en iyi yolu olduğunu belirtmektedir.

Birinci bileşen özgünlüktür. Yaratıcılık; yeni ilişkiler, bakış açıları, betimleme yolları sezmeyi içerir. Bu yeni ilişkiler doğada keşfedilip, yeni doğa yasalarıyla ya da roman ve şiir gibi bir ürünle ifade edilebilir.

Yaratıcı gelişmeyi kolaylaştırmak karmaşık bir süreçtir ve öğrenme becerilerini, imgelemi harekete geçirip, yeni fikirler keşfetmekle iyi dengelemek gerekir. Yaratıcılık, yalnızca bir denetim meselesi değildir. Yapılan işi zihinde tartmak, yeni ufuklar keşfetmek ve imgelemi kullanabilmektir. Bu da yaratıcı sürecin temelini oluşturan özelliklerden deney yapmak ve risk almak için gerekli özgürlük özelliğini açıklamaktadır.

Yaratıcı bireyler fazlasıyla meraklı olma eğilimindelerdir. İşlerin nasılını-nedenini, anlamayı, birşeyleri bozup yeniden yapmayı, gelenekçi toplumun gizli ve yasak olarak algıladığı zihin ve ruh alanlarına koymayı severler.

Gerçekçilerin bir kısmı yüzeysel ve dar görüşlü, diğerleri ise gerçeklerin dışına fazla çıkamayan ancak yine de enerjik bireylerdir.

Bu kişiliklerin özünde sembolleştirme ve genelleştirme düşünceleri yatar. Kendilerinde kavramların bileşkesi şeklinde içsel bir yaşamın baskın olduğu soyut düşüncelilerdir.

Daha az katılımcı olmak yaratıcı kişinin başkalarına ilişkin tutumlarından biridir. Diğerleri yaratıcı kişinin iş tutumlarındaki özellikleridir.

Kusursuzluk isteği, yaratıcı düşüncenin öndeki kurumsal sorunlardan birisidir. Diğerleri yaratıcı düşüncenin önündeki toplumsal sorunlardır.

Reklam doğru ve zevkli mi?: Reklamverenler, tüketicileri rahatsız edebileceği kadar reklamın doğru olup olmadığını da göz önünde bulundurmaktadır.

Beklendik-Yeni "yenilik boyutu"nun bileşenlerinden biridir. Diğerleri "kararlılık boyutu" bileşenleridir.