Portföy Oluşturmada Temel ve Teknik Analizin Kullanılması
Temel analizde ne amaçlanır?
Temel analizde, uluslararası ve yerel makro ekonomik koşullar, yatırım yapılması planlanan
endüstrinin kendine özgü yapısı ve işletmelerin finansal tabloları gibi önemli değişkenler analiz edilerek fiyat tespiti yapılması amaçlanır. Ayrıca temel analiz ile portföye alınacak varlıkların gelecekteki finansal performansları da tahmin edilmeye çalışılır.
Teknik analizdeki amacın temel analizden farkı nedir?
Teknik analiz ise portföye alınacak varlıkların gelecekte göstereceği finansal performanstan çok,
geçmiş fiyat hareketleriyle ilgilenir. Buna bağlı olarak teknik analiz de, geçmiş fiyat ve hacim bilgilerinin geleceğe yönelik fiyat hareketleri hakkında iyi bir gösterge olabileceğine inanılır.
Temel ve teknik analizin temel önemi nedir?
Yatırımcılar açısından, yatırım yapılan finansal varlığın gelecekteki fiyatının önceden tahmin edilmesi
yatırımın kazanç ve kaybının büyüklüğü bakımından son derece önemlidir. Her türlü politik, ekonomik ve özel gelişmeler ile bu gelişmelerin olası sonuçlarının piyasalar üzerinde yaratacağı etkileri araştırırken bir takım yöntemlerden yararlanılır. Yatırımcıların yatırım yaptıkları finansal varlıkların gelecekteki durumunu ve yatırımlarının değerlerini tahmin edebilmek için kullandıkları yöntemlerden başlıca ikisi “temel analiz” ve “teknik analiz”dir.
Temel ve teknik analizlerin ortak özelliği nelerdir?
Aktif portföy yönetimi amacıyla yapılan bu iki analiz birbirinin almaşığı olmayıp tamamlayıcı özellik
göstermektedir. Teknik ve temel analiz yaklaşımlarının her ikisi de aynı sorunu çözmeye; fiyatların
gidecekleri muhtemel yönü belirlemeye çalışır. Her iki yaklaşım da soruna değişik açıdan yaklaşır. Temel analizci, piyasa hareketinin nedenlerini incelerken, teknik analizci, piyasa hareketinin sonuçlarını inceler. Dolayısıyla, temel analiz hangi finansal varlığa yatırım yapılacağı kararının verilmesinde kullanılırken, teknik analiz bu yatırımın ne zaman yapılacağı ve finansal varlığın ne zaman satılacağı hakkında yatırımcılara bilgi sunacaktır.
Temel analiz nasıl başlar?
Temel analiz firmaların geçmiş kazançlarının ve finansal tablolarının inceleme ve analizi ile başlar.
Temel analizin ön çalışmasında neler yer alır?
Temel analizin ön çalışmasında küresel şartların analizi yer alır. Sonra yatırım yapılacak ülke tespit
edilir. Söz konusu yatırım yapılacak ülkenin sırasıyla makroekonomik analizi, endüstri ve firma analizleri yapılır. Analiz “yukarıdan aşağıya”, bazı durumlarda firmadan başlayarak “aşağıdan yukarıya” yapılabilir. Ancak, bu durum firmanın özel durumunun çok önemli olduğu zamanlarda ve çok nadir durumlarda yapılabilir.
Bir ülkede ekonomik şartların çok iyi olarak analiz edildiği bir dönemde neler gözlenebilir?
Bir ülkede ekonomik şartların çok iyi olarak analiz edildiği bir dönemde, bazı endüstri veya
endüstriler ve bazı firmalarda durgunluk veya küçülme gözlenebilir. Ekonominin durgunluk yaşadığı
dönemlerde bazı endüstriler ve firmalar ekonomik faaliyetlerini artırabilirler. Bu duruma; alacakların
tahsilini üstlenen firmaların, durgunluk dönemlerinde iş hacimlerini artırmaları örneği verilebilir.
Avrupa Birliği (AB) genişleme sürecinde ekonomik performanslar nasıl farklılıklar göstermektedir?
Benzer gelişmeler, Avrupa Birliği (AB) genişleme sürecinde de görülmektedir. AB’ye üye olacak
aday ülkelere direkt yabancı yatırımların akışı, bu ülkelerdeki ekonomik faaliyetleri ve performansları
artırıcı etki yapmakta ve yabancı portföy yatırımlarının bu ülkelere girişi gözlemlenmektedir. Bu tür
gelişmeler, sadece ekonomik olmamakta, aynı zamanda sosyal gelişmelere, liberalleşmeye ve
entegrasyona katkı sağlamaktadır.
Küresel gelişme yerel firmaları nasıl etkilemiştir?
Küresel gelişme ile yerel firmalar, halka açılmakta ve gelişmiş yabancı ülkelerin sermaye
piyasalarından fon sağlamaktadırlar. Örneğin, Türkcell firması, pay senetlerinin bir kısmını New York
Borsası’na kote ettirerek fon sağlama yoluna gitmiştir. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Avrupa ve Uzak
Doğu piyasalarında tahvil satarak borçlanma yoluna gidebilmektedir. Ayrıca, Türk yatırımcılar, yabancı ülke ve şirketlerin ihraç ettikleri menkul kıymetleri aracı kurumlar aracılığıyla satın alabilmekte ve portföylerinde uluslararası çeşitlendirme yapabilmektedir.
Makroekonomik göstergeler nelerdir?
Ekonomik şartların analizinde birçok ekonomik veri kullanılır. Bu verilerden hareketle gelecekle ilgili
doğru tahminler yapılabilir. Genel olarak makroekonomik göstergeler şunlardır:
• Gayri safi milli hâsıla (GSMH)
• Kişi başına harcanabilir gelir
• Para arzı
• Faiz oranı
• Enflasyon oranı
• Bütçe açığı
• Ödemeler dengesi açıkları
• Döviz kuru
• Döviz rezervleri
• İşsizlik oranları
• İşgören verimlilik endeksi
• Tüketici güven endeksi
• Mevduat tutarları
• Borçlanma ve kredi kullanma oranları
• Sabit yatırım harcamaları
• Öncü sektörlerdeki gelişmelergelişmeler
• Kapasite kullanım oranları
• Endüstri malları sipariş endeksi
• Enerji tüketim endeksi
• Yurtiçine giren ve çıkan yabancı sermaye tutarları
• Para ve maliye politikaları
• Verilen teşvik belgesi sayısı ve tutarları
• Hazine borçlanma senetlerine verilen dereceler.
Ekonomik göstergelerdeki değişimler piyasaların yönünü nasıl etkiler?
GSMH’nın artması, özellikle menkul kıymet piyasalarında olumlu etki yapmaktadır. GSMH’deki
artış, ülkede ekonomik performansın iyi yönde gelişme gösterdiğini belirtmektedir. GSMH’nın istikrarlı ve sürdürülebilir şekilde yıllarca artması; ülkedeki işletmelerin sayısında artışa ve kapasite kullanım oranlarının artması ile de mevcut firmaların daha çok iş yaptıkları anlamına gelmektedir. Bu durum, menkul kıymet piyasaları üzerinde olumlu etki yapacaktır. GSMH’nın artmış olması ülkede sosyal dengeleri kurmada tek başına yeterli değildir. Bunun için, gelirin dengeli dağılımını ve sosyal gelişmeyi gösteren “kişi başına düşen harcanabilir gelir” rakamına bakmak gerekir. Kişi başına harcanabilir gelirin yüksek olması, ülkede faaliyette bulunan işletmelerin mallarına olan talebin artacağı, daha çok tüketim ve tasarrufun olacağı anlamına gelir. Kişi başına harcanabilir gelirin yüksek olması ve artış göstermesi, menkul kıymet piyasaları açısından olumlu algılanacaktır.
Bütçenin açık vermesinin nedenleri nelerdir?
Bütçe açıkları arzu edilen bir sonuç değildir. Bütçenin açık vermesinin nedenleri olarak, doğru bir
planlama yapılamaması, beklenmeyen harcamaların yapılması, harcama disiplininden uzaklaşılması,
gelirlerin toplanamaması veya yıl içinde işletmelerin yeterince iş yapamamasından kaynaklanan vergi
ödeme problemleri sayılabilir.
Ekonomik dalgalanmalardan etkilenme derecesine göre gruplara ayrılan sektörler nelerdir?
Ekonomik dalgalanmalardan etkilenme derecesine göre sektörler dört gruba ayrılabilir:
Aşırı Duyarlı Sektörler: Madencilik, metal mamulleri sanayi, mekanik sanayi, orman ve işlenmiş
orman ürünleri sanayi vb.
Duyarlı Sektörler: Otomotiv sanayi, küçük mekanik sanayi, toprak ve cam mamulleri sanayi vb.
Az Duyarlı Sektörler: Enerji sanayi, giyim sanayi, deri ve deri mamülleri sanayi, kağıt ve kağıt
mamulleri sanayi, petrol ve kömür ürünleri sanayi vb.
Duyarlı Olmayan Sektörler: Gıda sanayi ürünleri, kamu hizmetleri vb.
Sektörlerin ortaya çıkışı ile geçirdiği aşamalar nelerdir?
Her sektör ortaya çıkışı ile birlikte belirli aşamalardan geçer. Bu dönemler dört aşama ile ifade
edilebilir. Şekil 6.1 söz konusu aşamaları göstermektedir. Bunlardan ilki başlangıç dönemidir. Bu dönem, sektörün ortaya çıktığı ve yapılandığı bir dönemdir. Bu dönemde, büyüme ve gelişme hızı ekonominin ve diğer sektörlerin oldukça üzerinde seyreder. Hayat eğrisinde ikinci dönem büyüme dönemidir. İstikrarlı olarak büyümenin devam ettiği, yatırımların tamamlandığı bir dönemdir. Üçüncü dönem olan olgunluk döneminde ise büyüme oranı ekonominin ve diğer sektörlerin ortalamalarına yaklaşıldığı bir dönemi ifade etmektedir. Bu aşamadan itibaren söz konusu endüstri kolunda büyüme hızları ve dolayısı ile karlılıkta eski artış hızları gözlenmeyecek, hatta yavaş yavaş azalmalar da başlayacaktır. Son dönemde ise düşüş yaşanmaktadır. Sektörün satışlarında azalmalar olmaktadır. Bu sebeple, yatırımlar, karlılık ve iş hacminde daralmalar yaşanmakta, bu aşamada bulunan kuruluşlar ya kapanmaya ya da sektör değiştirerek farklı iş kollarında faaliyet göstermeye başlamaktadırlar.
Gelişen sektörlerin analizinde hangi ölçütler kullanılmalıdır?
Endüstri analizinde endüstrinin hangi aşamada olduğu ve satışlardaki büyümesinin nasıl olacağı tespit edildikten sonra, endüstriler arasında tercih yapılmalıdır. Yatırımlarda önemli unsurlardan birisi de gelişen sektörleri saptamaktır. Bu analizi yaparken, aşağıdaki ölçütlerin kullanılması gerekir:
• Karlılık oranları,
• Kar dağıtım oranları,
• Üretim ve satış oranları,
• Büyüme oranları,
• Ekonomik dalgalanmalardan etkilenme oranları,
• Sektör ile sendika ilişkileri,
• Sektörler arası rekabetin boyutu,
• Sektördeki teknolojik gelişme,
• Sektördeki kapasite kullanım oranı,
• Dışa bağımlılık derecesi,
• Sektörün çevre sorunlarıyla ilgisi.
• Sektörün hükümetlerin ekonomik plan ve programlarına uyumu
Yatırımcılara önemli fikirler vermesi açısından işletmeyle ilgili hangi bilgilere ulaşmak gerekir?
• Şirketin unvanı, geçmişi ve şöhreti,
• Sermayesi, yedekleri,
• Personel sayısı, işçi-işveren ilişkileri,
• Yöneticilerin yeterlilik ve yetenekleri,
• Üretim konusu, kapasitesi ve cirosu, ihracat imkânları, üretim, satış ve ihracattaki yıllık artışlar,
• Faydalandığı teşvik tedbirleri,
• Kredi imkânları,
• Yatırım projeleri, sermaye artırım ihtimali ve imkanları,
• Yeniden değerleme fonu,
• Rakiplerine kıyasla piyasadaki durumu,
• Maliyetleri ve karlılık durumu,
• Hammadde tedarik imkânları, yerli malzemeyle çalışma veya bağımlılık durumu, mevcut stokları,
• Kar dağıtma politikası,
• Üretilen mal ve hizmetlerin kalitesi,
• İşletmenin uzun vadeli stratejileri ve planları,
• İşletme sahip ve/veya yöneticilerinin kamuoyu ile ilişkileri.
Finansal analiz işletme ile ilgili hangi konularda açık bilgiler verir?
Finansal analiz sonuçları işletme ile ilgili çeşitli çıkar grupları tarafından kullanılır. Çünkü finansal
analiz işletme ile ilgili aşağıda belirtilen konularda açık bilgiler verir:
• İşletmenin likidite durumu,
• Karlılık durumu,
• Finansal durumu,
• Aktiflerini kullanma durumu,
• İşletme hakkındaki önemli trendler.
Finansal tabloların analizinde hangi yöntemler kullanılır?
Finansal tabloların analizinde aşağıdaki yöntemler kullanılır:
Karşılaştırılmalı Mali Tablolar Analizi: Karşılaştırmalı mali tablolar analizinde, firmanın birkaç
döneme ait mali tablolarının yan yana konması suretiyle incelenmesiyle, firmanın iktisadi ve mali
yapısındaki, karlılığındaki, verimliliğindeki gelişmeler konusunda önemli bilgiler elde edilir. Bu teknikle firmanın geçmişteki durumu ile bugünkü durumu karşılaştırılmak suretiyle elde edilecek bilgiler firmanın geleceğiyle ilgili kararlara da ışık tutar.
Eğilim Yüzdeleri (Trend) Analizi: Eğilim yüzdeleri (trend) analizi ile firmanın gösterdiği gelişmeler yıllar itibariyle görülür. Bu analize yatay yüzde analizi de denir. Bu yöntemde birbirini izleyen dönemlere ait finansal tablolarda yer alan kalemlerin temel alınan finansal tablo kalemlerine göre gösterdiği artış veya azalışlar yüzde olarak hesaplanır. Bu analizde seçilen temel yılın her bakımdan firmanın faaliyetlerini yansıtacak normal bir yıl olması, mümkün olduğunca geçmiş yılları kapsaması ve enflasyon etkisinin de dikkate alınması gerekir. Bu analiz türünde, değişimlerin yönü hakkında net bir fikir sahibi olabilmek için, geçmiş yıllara ait en az 5-6 yıllık verileri kullanmak gerekir.
Dikey Yüzde Analizi: Dikey yüzde analizi ile finansal tablolarda bulunan bir kalemin toplam veya
grup içindeki oransal büyüklüğü analiz edilir. Bu analiz yöntemi, firmalar arası karşılaştırmalar veya
firmanın sektör içindeki yerini belirleme açısından veya firmanın finansal yapısında meydana gelen
değişiklikleri izleme açısından yararlı bir araç niteliğindedir.
Oran Analizi: Oran veya rasyo analizi ile finansal tablolarda yer alan tutarların nispi ilişkileri
incelenerek, firmanın finansal durumu hakkında bilgi edinilir. Anlamlı sonuçlar verecek olan finansal
tablo kalemleri, birbirleriyle oranlanır. Daha sonra, bulunan sonuçlar, geçmiş yıl sonuçlarıyla, benzer
firma oranlarıyla, bütçe hedefleriyle veya genel standartlarla karşılaştırılarak firmanın finansal durumu
yorumlanır.
Teknik analizin temelinde bulunan üç ana ilke nelerdir?
Gelişimi itibariyle, teknik analizin temelinde üç ana ilke bulunmaktadır. Bunlar;
• Piyasa her şeyi iskonto eder,
• Fiyatlar trendler halinde hareket eder,
• Tarih tekerrürden ibarettir.
Bilgiyi, bilginin ait olduğu zaman ve bilginin elde edilebilirliği açısından kaç gruba ayrılır?
Bilgiyi, bilginin ait olduğu zaman ve bilginin elde edilebilirliği açısından 3 gruba ayrılabiliriz. Bunlar;
• Geçmiş döneme ait bilgiler,
• Kamuya açıklanan bilgiler (geçmiş döneme ait bilgiler da dâhil),
• İçsel bilgiler (firma içerisinden bilgi sağlanması) de dâhil olmak üzere firmaya ait tüm bilgiler