Modern Portföy Yönetimi
Modern portföy teorisi hangi yılda kim tarafından geliştirilmiştir?
Modern portföy teorisi 1952 yılında Harry Markowitz tarafından geliştirmiştir.
Modern portföy yaklaşımı belli başlı hangi düşünceleri içeren bir yaklaşımdır?
Modern portföy yaklaşımında, sadece portföy çeşitlendirmesine gidilerek riskin azaltılamayacağı, çünkü portföyde yer alan menkul kıymetlerin ya da menkul kıymet gruplarının, aynı ya da ters yönde hareket ettikleri ileri sürülmektedir. Ayrıca modern portföy teorisi, menkul kıymetlerin getirileri arasındaki korelasyon ilişkisi ile birlikte kayıtsızlık eğrileri, etkin sınır, fırsat kümesi ve optimal portföy seçimi gibi konuları da içeren daha kapsamlı bir yaklaşımdır. Modern portföy teorisi iki veya daha fazla menkul kıymetden oluşan portföylerin riskinin ve getirisinin nasıl ölçüleceğini gösterdiği gibi, mevcut yatırım altenatifleri arasında opimal portföylerin nasıl tespit edileceğini de matematiksel olarak göstermektedir.
Tekli endeks modeli kim tarafından geliştirilmiştir?
William Sharpe, tekli endeks modelini geliştiren kişidir.
Sermaye Varlıklarını Fiyatlama Modeli hangi isimlerin çalışmaları sonucu geliştirilmiştir?
Portföy yönetimi konusunda, daha sonraları, Sharpe (1964), Lintner (1965) ve Mossin (1966), bütün tasarruf sahiplerinin modern portföy kuramına uygun olarak, menkul kıymetlere ve özellikle pay senetlerine yatırım yapmaları halinde, fiyatların ne yönde değişeceğini araştırmışlardır. Bu çalışmaların sonucunda, (SVFM) Sermaye Varlıklarını Fiyatlama Modeli geliştirilmiştir.
Portföy analizinin kaç boyutu bulunmaktadır?
Portföy analizinin iki boyutu bulunmaktadır. Bunlardan ilki, menkul kıymetlere yatırım yapan yatırımcılardır. Diğeri ise, portföyü oluşturan fınansal varlıklardır. Portföy analizi yapılırken, öncelikle, yatırımcıların beklentileri göz önüne alınmalıdır.
Modern portföy kuramının temelini hangi iki unsur arasındaki ilişki oluşturur?
Modern portföy kuramının temelini, portföy getirilerinin belirsizliği (ya da riski) ve menkul kıymet getirileri arasındaki ilişki şeklinde ele almak mümkündür.
Portföy analizi yapılırken hangi iki yaklaşım tüm yatırımcılar için geçerlidir?
İki temel yaklaşım, tüm yatırımcılar için geçerlidir. 1. Tüm yatırımcılar, aynı risk düzeyinde daha fazla getiriyi daha az getiriye tercih ederler. 2. Tüm yatırımcılar, aynı getiri düzeyinde daha az riski, daha fazla riske tercih ederler.
Modern portföy kuramının varsayımları kaç ana başlık altında toplanabilir?
Modern portföy kuramının varsayımlarını beş ana başlık altında toplanabilir:
1. Yatırımcının amacı fayda fonksiyonunu maksimize etmektir. Bütün yatırımcılar rasyonel düşünürler. Yatırımcılar her dönemde beklenen faydayı en çoklamayı amaçlarlar.
2. Yatırımcılar, yatırım kararlarını, yalnızca beklenen getiri ve riske göre alırlar. Getiri ölçütü, portföyü oluşturan varlıkların beklenen getirilerinin ortalaması, riskin ölçütü olarak bu portföy getirilerinin varyansı kullanılır.
3. Yatırımcıların, risk ve getiri hakkındaki beklentileri homojendir. Başka bir deyişle, tüm yatırımcılar, aynı risk düzeyinde daha fazla getiriyi daha az getiriye tercih ederler.
4. Yatırımcılar özdeş zaman ufkuna sahiptirler.
5. Modern portföy teorisine göre, sermaye piyasası oldukça etkindir. Başka bir deyişle, bilgiler süratle, tamamen ve doğru olarak menkul kıymet fiyatlarına yansır. Piyasa her zaman dengededir. Bilgi akışına herhangi bir kısıtlama konmamıştır ve yatırımcılar için söz konusu bilgilere eş-zamanlı olarak ulaşmak mümkündür.
Kayıtsızlık eğrilerinin iki temel özelliği nedir?
Kayıtsızlık eğrilerinin iki temel özelliği mevcuttur:
• Kayıtsızlık eğrileri birbirini kesmezler ve buna bağlı olarak aynı kayıtsızlık eğrisi üzerindeki tüm portföyler yatırımcıya eşit şekilde fayda sağlar.
• Yatırımcılar kendisine daha fazla fayda sağlayan kayıtsızlık eğrisi üzerindeki portföyü, daha az fayda sağlayan kayıtsızlık eğrisi üzerindeki portföye tercih ederler.
Kayıtsızlık eğrilerinin eğiminin yüksek olması ve alçak olması neleri ifade eder?
Kayıtsızlık eğrilerinin eğiminin yüksek olması (diğer bir ifadeyle eğrinin görünümünün dikey eksene paralel olması) yatırımcının riskten kaçındığını; kayıtsızlık eğrilerinin eğiminin düşük olması (eğrinin görünümünün yatay eksene paralel olması) ise yatırımcının daha fazla riski göze aldığını göstermektedir.
Portföy oluşturarak, yatırımcıların çeşitlendirme aracılığıyla en iyi risk getiri bileşimini oluşturmaları mümkündür. Bu aşamada kullanılabilecek yöntem nedir?
Portföy oluşturarak, yatırımcıların çeşitlendirme aracılığıyla en iyi risk getiri bileşimini oluşturmaları mümkündür. Bu aşamada kullanılabilecek yöntem, Markowitz tarafından geliştirilen “ortalama varyans modeli”dir.
Ortalama varyans modeli hangi iki varsayıma dayanır?
Ortalama varyans modeli şu iki varsayıma dayanır:
1. Yatırımcılar riskten kaçan bireylerdir.
2. Yatırımların olasılık dağılımı normal dağılıma yakınsamaktadır.
Markowitz çeşitlendirmesinin temel özellikleri nelerdir?
Markowitz çeşitlendirmesi, herhangi bir portföyün gelirini feda etmeksizin, portföy riskini azaltmak için aralarında negatif ilişki olan menkul kıymetlerin bir portföyde toplanması olarak bilinir. Markowitz çeşitlendirmesi, riski sistematik düzeyine düşürebilir. Markowitz çeşitlendirmesi, geleneksel portföy yaklaşımındaki yalın çeşitlendirmeden daha analitiktir ve menkul kıymetlerin korelasyonlarını göz önünde tutar. Menkul kıymetler arasında korelasyon azaldıkça, risk de azalır. Eğer menkul kıymetler arasındaki korelasyon katsayısı -1 düzeyinde ise, teorik olarak portföyün sistematik olmayan riski sıfıra indirebilir.
Markowitz' göre “etkin sınır" nedir?
Markowitz, değişik risk ve getiri düzeylerindeki etkin portföyleri birleştiren eğriyi “Etkin Sınır” olarak tanımlamış ve portföy yöneticisinin amacını “etkin sınır üzerindeki noktaları belirlemek” olarak ifade etmiştir.
“Yatırım fırsatları kümesi" nedir?
N sayıda riskli menkul kıymetin var olduğu bir ortamda, yatırımcı için sayısız portföy bileşimleri söz konusudur. Bu bileşimlerden oluşan kümeye “yatırım fırsatları kümesi” adı verilir.
Portföy yatırımlarındaki uluslararası çeşitlendirmeler yoluyla riskin azaltılması ve getirinin artırılması neden kaynaklanmaktadır?
Portföy yatırımlarındaki uluslararası çeşitlendirmeler yoluyla riskin azaltılması ve getirinin artırılması, ülkeler arasındaki ekonomi politikalarının, endüstrilerin gelişmişlik düzeylerinin, işletmelerin yapısının, enflasyon oranlarının ve piyasaların farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Farklı ülkelerden portföye dâhil edilen menkul kıymetler, portföyün riskini artırmaksızın, beklenen getiriyi artırabilmektedir. Benzer şekilde, farklı ülkelerden portföye dâhil edilen menkul kıymetler, beklenen getirinin düşmesine neden olmaksızın, portföyün riskinin düşmesini sağlayabilmektedir. Çeşitlendirmenin bu faydası, uluslararası sermaye piyasalarının birbirleriyle ilişkilerinin zayıf olmasından kaynaklanmaktadır.
Portföy çeşitlendirmesi ile riskin azaltılması neye bağlıdır?
Portföy çeşitlendirmesi ile riskin azaltılması, portföyde yer alan menkul kıymetlerin birbirleriyle ne kadar ilişkili olduğuna bağlıdır. Menkul kıymetler arasındaki korelasyon düştükçe bu menkul kıymetlerden oluşan çeşitlendirilmiş portföy de daha az riskli olmaktadır. Eğer menkul kıymet getirilerinin ülkeler arasındaki pozitif korelasyonları, bir ülke içindeki korelasyonlarından daha düşükse, risk azalmasından kaynaklanan kazançlar uluslararası çeşitlendirmenin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Gelişmekte olan ülke pay senedi piyasaları, gelişmiş ülke pay senedi piyasalarından daha yüksek getiri imkânına sahip olabilmeleri hangi sebeplerden kaynaklanır?
Gelişmekte olan ülke pay senedi piyasaları, gelişmiş ülke pay senedi piyasalarından daha yüksek getiri imkânına sahip olabilmektedir. Bunun nedeni olarak gelişmekte olan ülke ekonomilerinin yüksek büyüme hızına sahip olması, bazı sektörlerin yeni gelişiyor olması ve işgücü maliyetlerinin gelişmiş piyasalara göre ucuz olması gösterilebilir. Bunlara ilave olarak, gelişmekte olan ülke hükümetlerinin düzenlemeleriyle işletmelerin düşük maliyetli kaynak kullanabilmesi, üretim girdilerinin devletten ucuza temin edilebilmesi ve ihracatta sübvansiyon uygulamasının varlığı da bu ülkelerin işletmelerinin sahip olduğu diğer avantajları oluşturmaktadır.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin pay senedi piyasalarındaki getiriler arasındaki dört önemli fark nedir?
Daha önceki araştırmaların sonuçları, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin pay senedi piyasalarındaki getiriler arasında, dört önemli fark olduğunu ortaya koymaktadır: 1. Gelişmekte olan pay senedi piyasalarında ortalama getiriler daha yüksektir. 2. Gelişmekte olan pay senedi piyasalarında risk daha yüksektir. 117 3. Gelişmekte olan piyasalardaki pay senedi getirileri ile gelişmiş piyasaların getirileri arasındaki korelasyon düşüktür. 4. Gelişmekte olan pay senedi piyasalarındaki getirilerin tahmin edilebilme olasılığı daha yüksektir.
Ülke dışında pay senedi, tahvil gibi menkul kıymetlerin satın alınması durumunda, ulusal para cinsinden sağlanacak getiri, kaç bölümden oluşur?
Ülke dışında pay senedi, tahvil gibi menkul kıymetlerin satın alınması durumunda, ulusal para cinsinden sağlanacak getiri, üç bölümden oluşur. Bunlar i) temettü geliri, ii) sermaye kazancı ve iii) kur farkları nedeniyle oluşabilecek gelirdir.
ortföyü oluşturan menkul kıymetlerin getirileri arasındaki korelasyonun tam olması durumu neyi ifade eder?
Korelasyon Katsayısının (+1) Olması Durumu: Portföyü oluşturan menkul kıymetlerin getirileri arasındaki korelasyonun tam olması durumunda (ρAB=l), portföy riskini sınırlamak mümkün değildir. Çünkü portföydeki menkul kıymetlerin fiyatları aynı yönde değişmektedir. Başka bir deyişle, portföy tek bir menkul kıymetten oluşmuş gibidir.
Korelasyon katsayısının sıfır olması durumu neyi ifade eder?
Korelasyon Katsayısının Sıfır Olması Durumu: Portföyü oluşturan menkul kıymetlerin getirileri arasında herhangi bir ilişki bulunmuyorsa, çeşitlendirme yoluyla risk azaltılabilir. Korelasyonun sıfır olduğu bir durumda (ρAB=0), menkul kıymetlerin seçimi yoluyla riskin sınırlandırılması, tüm yatırımcılar için kolaylıkla yapılabilecek bir çeşitlendirme türüdür.
Korelasyon katsayısının -1 olması durumu neyi ifade eder?
Korelasyon Katsayısının (-1) Olması Durumu: Menkul kıymetlerin getirileri arasındaki korelasyon katsayısının -1 olması ihtimali en az rastlanan bir durumdur. Korelasyon katsayısının negatif olması halinde, portföy riski minimum düzeye indirilebilir. Eğer korelasyon katsayısı (-1) ise, menkul kıymetler arasında mükemmel negatif tam korelasyon var demektir. Bu durumda, portföy riski, belirli bir menkul kıymet bileşiminde sıfır olacaktır. Portföy çeşitlendirmesinde menkul kıymetler arasındaki korelasyon katsayısının -1 veya yakın bir değerde olması arzu edilir. Eğer yatırımcı, yeterince düşük korelasyona sahip menkul kıymetleri bulabilirse, Markowitz çeşitlendirmesi yoluyla portföy riskini sistematik risk düzeyine indirebilir. Ancak, piyasada her zaman korelasyon katsayısı -1 veya bu değere yakın menkul kıymetler bulmak mümkün değildir.