PEYZAJ ÇEVRE VE TARIM - Deneme Sınavı - 25

Gıda kirlenmesine neden olabilecek çok sayıda doğal veya yapay etkenler bulunmaktadır. Bunlar içerisinde patojenler ve tarımsal mücadele ilaçları, gübreler, ağır metaller, radyoaktif maddeler, endüstriyel atıklar, bitkisel hormonlar, antibiyotikler, ambalaj maddeleri vb. yer alır.

2006 yılında değiştirilerek kabul edilen yeni çevre kanunu göre çevrenin tanımı C şıkkında doğru verilmiştir.

Akarsuda yaşayan balığın canlı çevresini o akarsuda avlanan balıkçı oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu seçenek canlı çevreye örnek oluşturabilir.

Yükselti, çevre faktörlerinin topografik yapı özelliklerinden biridir.

Işılbileşim, fotosentez kelimesinin bir diğer anlamıdır.

 Doğada her zaman tek sıralı zincir yoktur.

Toprak Döngüsü,  canlılar için önemli olan madde döngülerinden biri değildir.

Biyolojik Kirlenme, çevre unsurlarına göre değil, çevre özelliklerine göre çevre kirliliği çeşitlerinden biridir.

Kent Yaşamının Düzene Girmesi, ekosistemdeki bozulmaların çevreye etkilerinden biri değildir.

Üreticiler, yeşil bitkiler olmakla birlikte ototrof organizmalar olup kendi besinlerini kendileri üretirler. Planktonlar da kendi besinini üreten fotosentetik organizmalardır. Ayrıştırıcılar bakteri ve mantarlardan oluşan hetotrof canlılar olup, canlı yaşamını bitirdikten sonra yapısındaki organik maddeleri inorganik maddelere dönüştürürler.

Bir bölgenin ekonomik, sosyal ve fiziki yönden mevcut olan doğal çevreyi olumsuz olarak etkilemeyecek, çevre kirliliği oluşturmayacak şekilde planlanması Yapay çevre olarak adlandırılmaktadır.

Kentsel yaşam kalitesi fiziksel çevre, sosyal çevre ve ekonomik çevre kalitesine yönelik bileşenlerden oluşmaktadır. Ekonomik çevre kalitesi yaşam maliyeti ve alım gücü gibi özellikler ile tanımlanırken; sosyal çevre kalitesi yaşam biçimi, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim, örgütlülük ve gönüllülük esasına dayalı toplumsal faaliyetler, güvenlik, bir yerde topluma ait olma duygusu, kimlik, yerellik vb. özellikler ile tanımlanabilir. Fiziksel çevre kalitesi ise açık ve yeşil alan varlığı, ulaşım ağı, ulaşım türü, toplu taşıma, altyapı ve belediye hizmetleri, iletişim, sosyo kültürel aktiviteler, doğal ve tarihi değerlerin korunması, konut ve yaşam çevresinin planlı olması, konut tipi ve kalitesi, çalışma alanlarının çevresel etkilerinin azaltılması, rekreasyon alanlarının varlığı gibi özellikler ile tanımlanabilir.

Üretim faaliyetlerinin insan doğa ilişkisinde neden olduğu asimetri doğal kaynakları aşırı kullanmak, üretim atıklarını doğaya bırakarak onu kirletmek, faunayı ve florayı değiştirmek şeklinde gerçekleşmiştir.

Çevre etiğinin söylemi öncelikle yaşanan çevre sorunlarına kamuoyu dikkatini çekmek üzerine kuruludur. Çevre etikçileri bireyin, çevreye duyarlı bilinçle davranmasını sağlamak üzere insanoğlunun ve doğanın sürdürülebilir geleceğini tehdit eden politikalara karşı olan bir duruş sergilemektedirler.

Radyoaktif ve endüstriyel kirlenme bu tür atıkların çevreye atılması ile ortaya çıkan kirlenme çeşitleridir. Çevreyi meydana getiren toprak, su ve havanın fiziksel özelliklerinin tamamının veya bir kısmının insan, hayvan ve bitki sağlığını tehdit edecek ve olumsuz yönde etkileyecek biçimde bozulması ve değişmesi fiziksel kirlenme; doğal çevreyi oluşturan toprak, su ve havanın kimyasal özelliklerinin canlıların hayati faaliyetlerini ve aktivitelerini olumsuz yönde etkileyecek biçimde bozulması kimyasal kirlenme olarak adlandırılmaktadır. Doğal ortamı oluşturan toprak, hava ve suyun çeşitli patojen mikroorganizmalarla kirlenmesi ise biyolojik kirlenmeyi tanımlar. Kanalizasyon suyunda hastalık yapıcı patojenlerin bulunması, bu sularla sulanan alanlarda biyolojik kirlenmeye neden olmaktadır.

Çevre unsurlarına göre çevre kirliliği çeşitleri hava, toprak, su, ısıl, radyoaktif, gıda, gürültü, elektromanyetik, görüntü, ışık kirliliği şeklinde sınıflandırılabilmektedir. Kentsel kirlilik ise kaynaklarına göre çevre kirliliği çeşitlerinden birisidir.

AB, 1998 yılının Nisan ayında tüm dünyayı tehdit eden küresel ısınmayla mücadele için sera gazı emisyonlarının azaltılmasını amacını taşıyan Kyoto Protokolü’ne imza atmıştır.

Dünyada çevre yönetim sistemleri ile ilgili ilk standart, 1992’de İngiltere Standartlar Enstitüsü tarafından çıkarılan BS7750 standardıdır.

Fiziksel çevre, doğal çevre (dağ, deniz, göl vb.) ve yapay çevre (şehir, kasaba, baraj vb.) olarak ikiye ayrılabilir.

Yaşam için gerekli olmayan, fakat doğal olarak çevrede bulunan maddeler. Altın ve civa elementlerinin ve bileşiklerinin bilinen biyolojik rolleri yoktur ve bazıları ekolojik döngülere girip çıkarlar ama yüksek konsantrasyonlara ulaşmadıkça biyolojik sistemleri etkilemezler.