Para Politikasının Etkililiği
Para politikasının nihai amacı nedir?
Para politikasının nihai amacı millî gelir, istihdam ve fiyatlar genel düzeyi için belirlenen hedeflere ulaşmaktır.
Bir ekonomide toplam harcama kararları üzerinde etkili olan faiz oranları hangileridir?
Ekonomik birimlerin tüketim ve yatırım kararlarını almalarında ve dolayısıyla ülkenin reel ekonomik faaliyetlerinin etkilenmesi bakımından etkili olan faiz orta ve uzun vadeli faiz oranlardır. Yani, bir ekonomide toplam harcama kararları üzerinde etkili olan faiz oranları orta ve uzun vadeli faiz oranlarıdır. Örneğin, taşıt kredileri genellikle 3 -5 yıl gibi vadelere sahipken konut kredilerinde vade 15 yıla kadar çıkabilmektedir. Benzer bir şekilde firmalarda yatırımlarını finanse etmek için uzun vadeli kredilere başvurmaktadır.
Merkez bankalarının kullandıkları faiz oranlarının vadesi nasıldır?
Merkez bankalarının kullandıkları politika faiz oranı çok kısa vadelidir. Örneğin, TCMB para politikası referans faiz oranı olarak Mayıs 2010’a kadar gecelik borçlanma faiz oranını kullanmakta iken bu tarihten sonra bir hafta vadeli repo faizini politika faizi olarak kullanmaktadır
Vade yapısı nedir?
Aynı risk, likidite ve vergi ayrıcalıklarına sahip tahvillerin vadelerinin farklı olması nedeniyle faiz oranlarının farklılaşması faiz oranlarının vade yapısı olarak adlandırılmaktadır.
Bekleyişler teorisi neyi açıklar?
Bekleyişler teorisine göre; uzun vadeli tahvillerin faiz oranları, bugünkü ve gelecekte beklenen kısa vadeli tahvil faiz oranlarının ağırlıklı ortalamasıdır.
Getiri eğrisi nedir?
Getiri eğrisi: Farklı vadelerdeki menkul kıymetlerin faiz oranlarının, genel yapısını gösterir ve faiz oranlarının genel seyrinin görülmesine yardımcı olur. Aynı düzeyde risk, likidite ve vergi ayrıcalıklarına sahip tahvillerin getirileri arasında zamanın belirli noktasındaki ilişkiyi gösteren eğri getiri eğrisi olarak adlandırılmaktadır.
Para politikasının belirli bir kurala göre yürütülmesini savunanların önerdiği para politikası kuralları kaça ayrılır? Açıklayınız.
Para politikasının belirli bir kurala göre yürütülmesini savunanların önerdiği para politikası kuralları araç kuralları ve hedef(leme) kuralları olarak iki başlık altında incelenebilir. Hedef(leme) kuralları temel olarak para politikası kapsamında hedef olarak belirlenen değişkenlerde yaşanan ve hedeften sapmaları en aza indirgemeyi amaçlayan kuralları kapsamaktadır. Araç kuralları ise para politikasının kullandığı araç değişkenin, ölçülebilen değişkenlerin bir fonksiyonu olarak belirlenmesi gerektiğini savunan kuralları kapsamaktadır.
Taylor kuralı nedir?
Taylor Kuralı, merkez bankalarının enflasyon ve üretim hedeflerine ulaşabilmek amacıyla para politikası aracı olarak kullandıkları kısa vadeli faiz oranlarının belirlenmesine yönelik bir araç kuralıdır. Bu kuralın temelinde enflasyonda veya ekonomik konjonktürde oluşabilecek hedeflerden sapmalar karşısında para politikasının kurala bağlı olarak değiştirilmesi ve böylece para otoritesinin davranışlarının daha tahmin edilebilir olmasını sağlamak amacı yer almaktadır.
Taylor Kuralı’nda para politikası referans faiz oranı kaç faktöre bağlı olarak değiştirilir? Bunları açıklayınız.
Taylor Kuralı’nda para politikası referans faiz oranı dört faktöre bağlı olarak değiştirilir. İlk faktör gerçekleşen enflasyon oranıdır. İkinci faktör ise denge reel faiz oranıdır. Gerçekleşen enflasyon oranı ve reel faiz oranı toplamı nominal faiz oranını vermektedir. Üçüncü faktör, gerçekleşen enflasyonun hedeflenenden sapmasına dayalı olarak enflasyon açığının ayarlanmasıdır. Faiz oranının enflasyon açığına göre ayarlanması faktörü, gerçekleşen enflasyon oranının hedeflenen enflasyon oranının üstünde olması durumunda para politikası referans faiz oranının yükseltilmesi ve tersi durumda ise düşürülmesi gerektiğini belirtir. Dördüncü faktör, potansiyel reel üretim ve gerçekleşen reel üretim arasındaki farka bağlı olarak üretim açığının ayarlanmasıdır. Bu faktör üretim açığı pozitif olduğunda yani gerçekleşen reel üretimin potansiyel reel üretiminin üzerinde olması durumunda, nominal faiz oranının yükseltilmesi ve tersi durumda ise düşürülmesi gerektiğini ortaya koyar. Taylor Kuralı’nda yer alan üçüncü ve dördüncü faktörler para politikasının iki temel amacı olan istikrarlı yüksek bir büyüme ile bunu teşvik eden düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranının bir arada gerçekleşmesi amacına hizmet etmektedir.
Enflasyon açığı nedir?
Enflasyon açığı hedeflenen ve gerçekleşen enflasyon
oranları arasındaki farka eşittir.
Üretim açığı nedir?
Üretim açığı: Bir ekonominin potansiyel reel üretim düzeyi ile gerçekleşen reel üretim düzeyi arasındaki farka eşittir.
Finansal sistem nedir? Açıklayınız.
Bir ekonomide finansal sistem, piyasalar, kurumlar, aracılar ile yasal altyapıdan oluşmaktadır. Finansal sistemin temel işlevi fon fazlası olan tasarruf sahipleri ile fon açığı içerisinde olan yatırımcıları karşı karşıya getirmektir. Finansal sistem bu işlevini yerine getirirken tasarrufları yatırımlara kanalize etmekte ve böylelikle ekonomik büyümenin öncelikli şartı olan sermaye stokunu büyütmektedir.
Servetin Tüketim Üzerindeki Etkisini açıklayınız.
Servetin Tüketim Üzerindeki Etkisi: Varlık fiyatlarındaki değişmeler ekonomik birimlerin servetlerini doğrudan etkilerler. Örneğin, hisse senetlerinin %30 değer kazanması durumunda, tasarruflarını bu piyasada değerlendiren ekonomik birimlerin servetleri de aynı ölçüde artacaktır. Servette yaşanan bu artış bireyleri daha fazla mal ve hizmet satın almaya yönlendirecektir. Dolayısıyla tüketim artacak ve toplam harcamalar artacaktır.
Hisse senedi fiyatlarının yatırımlar üzerindeki etkisini açıklayınız.
Hisse Senedi Fiyatlarının Yatırımlar Üzerindeki Etkisi: Varlık fiyatlarındaki değişmeler aynı zamanda toplam harcamaların dört bileşeninden biri olan yatırımlar üzerinde de etkili olabilmektedir. Örneğin firmalar yeni yatırımlarını finanse etmek için hisse senedi ihraç etmek yöntemini tercih edebilmektedir. Hisse senedi fiyatlarının yükselmesi durumunda, firmaların her bir hisseden elde edecekleri fon miktarı artacaktır. Dolayısıyla da yatırım harcamaları artacaktır.
Varlık fiyatlarındaki değişimin net değer ve teminatlar üzerindeki etkisini açıklayınız.
Net Değer ve Teminatlar Üzerindeki Etkisi: Varlık fiyatlarındaki değişmeler banka kredilerine ulaşımı kolaylaştırarak da toplam harcamaları etkilemektedir. Yüksek hisse senedi fiyatları ise firmaların net değerlerini yükseltecektir. Net değerde yaşanan artış firmaların daha az riskli yatırımlara yönelmelerine sebep olacak ve finansal piyasalarda gözlenen ahlaki tehlike ve ters seçim sorunlarını azaltacaktır. Eksik bilgiye bağlı olarak ortaya çıkan bu sorunların azalması bankaların verdiği kredileri arttırmalarına neden olacaktır. Yatırımlar artacak, toplam talep ve üretim düzeyi yükselecektir.
Kredi daralması nedir? Açıklayınız.
Kredi daralması genel olarak kredi arzının birden daralması veya herhangi bir faiz oranından verilen kredinin azalması şeklinde tanımlanmaktadır. Kredi daralmasının doğal bir sonucu, borçlanma kıstaslarının ve borçlanma maliyetinin artmasıdır. Kredi daralmasının başlıca nedenleri; banka sermayesinde yaşanan kötüleşmeler, başarısız mevduat kurumlarının faaliyetlerine devam edememesi, banka denetimini üstlenen kurulun katı uygulamaları, bankacılık sektörünün kredi standartlarında yaşanan değişmeler olarak sıralanabilir.
Banka sermayesinde yaşanan daralmalar nasıl oluşur? Açıklayınız.
Banka Sermayesinde Yaşanan Daralmalar: Yasal olarak bankaların öz kaynaklarının belirli bir sermaye yeterlilik oranının altına inmesine izin verilmez. Burada amaç bankaları iflas etme riskine karşı koruyacak belirli bir sermaye yeterliliğini sağlamaktır. Örneğin, Uluslararası Basel II uzlaşısına göre sermaye yeterlilik oranının alt limiti %8 olmak zorundadır. Yani genel bir ifadeyle bankaların sermayesinin varlıklarına oranının %8’den aşağıda olmaması gerekmektedir. Kredilerin geri ödenmemesi gibi varlıkların değerini düşüren sebeplerden dolayı bankaların sermayelerinde azalmaya yol açan gelişmelerin ardından bankalar, sermaye yeterlilik oranı koşulunu tutturabilmek için krediler kalemi de dâhil olmak üzere varlıklarını azaltma yoluna gitmek zorunda kalırlar. Bankaların kredi kullandırma miktarlarını azaltmalarına sebep olacak şekilde sermayelerinin azalmasına sermaye daralması adı verilir.
Başarısız mevduat kurumlarını nasıl bir son beklemektedir? Açıklayınız.
Başarısız Mevduat Kurumlarının Faaliyetlerine Devam Edememesi: Geri ödenmeyen krediler gibi faktörler bankaların sermayelerini azaltırken, bazı durumlarda bankaların toplam yükümlülükleri toplam varlıklarının üstüne çıkabilir. Bu durumda banka borçlarını ödeyemeyecek duruma düşmüştür yani iflas etmiştir. Finansal piyasaların sağlıklı olması için iflas eden bankaların ve yönetimin iyileştirilmesi gerekir. Ülkemizde bu sorumluluk Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) aittir. Faaliyetlerini sürdürmeye yetecek bir bilançoya sahip olmayan bankalar bankacılık siteminden ayıklanarak TMSF tarafından devralınır. TMSF yönetimi altına giren bankaların, geri dönmeyen varlık portföyünü sağlıklı bir yapıya kavuşturduktan sonra bankayı satmak suretiyle tekrar piyasaya kazandırır.
Bankacılık sisteminde istikrarı açıklayınız.
Bankacılık sisteminde istikrar; bankaların mevduat toplamak için güvenli bir yer olması, mevduat sahiplerinin ihtiyaç duymaları hâlinde mevduatlarına istikrarlı bir şekilde ulaşabilmeleri ve mevduatların geri çekilmesine bankaların hazırlıklı olması koşullarını gerektirir.
Parasal aktarım mekanizması nedir?
Merkez bankalarının para politikası uygulamaları sonucunda finansal piyasalar üzerinde bir etkiyle başlayan ve daha sonra harcamalar, üretim ve istihdamda değişiklikler yoluyla çalışan, fiyat düzeyi ve daha özellikli olarak enflasyon üzerinde bir etkiyle sonlanan, bir dizi etki ortaya çıkmaktadır. İktisatçılar bu gelişmeler zincirine parasal aktarım mekanizması adını vermektedir.
Para politikası uygulamalarının reel ekonomi üzerinde etkili oluş sürecinde temel olarak kaç aşamadan bahsedebiliriz? Açıklayınız.
Para politikası uygulamalarının reel ekonomi üzerinde etkili oluş sürecinde temel olarak üç aşamadan bahsedebiliriz. Merkez bankası kısa vadeli nominal faiz oranlarında yaptığı değişikliklerin faizler genel düzeyi, kredi piyasası, varlık fiyatları ve bekleyişler üzerinde yarattığı etki aktarım mekanizmasının ilk adımıdır. Bu aşamada, faizlerdeki değişiklikler varlık fiyatlarına, döviz kuruna ve kredi koşullarına yansımak suretiyle öncelikle finansal piyasaları etkilemektedir. İkinci aşamada finansal piyasalardaki değişiklikler ekonomik birimlerin harcamalarını etkileyecek ve ekonomide toplam talep düzeyi değişecektir. Üçüncü aşamada ise toplam harcamalardaki bu değişmeler yurt içi enflasyon beklentisini, üretimi ve fiyatlar genel düzeyini etkilemektedir.
Para politikasının faizler üzerindeki etkisini kısaca açıklayınız.
Para Politikasının Faizler Üzerindeki Etkisi: Merkez bankasının para politikası kararları sonucunda faiz oranlarını düşürmesi durumunda piyasa faiz oranları da düşecek ve sermaye kullanımının maliyeti de düşecektir. Sermaye maliyetlerindeki bu azalış işletmelerin yeni yatırımlara yönelmelerine ve bireylerin kredi kullanarak araba veya gayrimenkul gibi ürünleri daha fazla satın almalarına neden olacaktır. Dolayısıyla tüketim ve yatırımlar artacak ve toplam harcamalar artacaktır.
Para politikasının varlık fiyatları üzerindeki etkileri nelerdir?
Para Politikasının Varlık Fiyatları Üzerindeki Etkileri: Para politikasının varlık fiyatları üzerindeki etkileri ile temel olarak kastedilen, para politikası kararlarının hisse senedi fiyatları üzerinden yatırımları etkilemesidir. Hisse senedinin temel değeri, gelecek dönem elde edilecek temettü ödemelerinin bugünkü değerine eşittir. Faiz oranları düştükçe, bugünkü değerimiz artacak ve hisse senedinin fiyatı artacaktır. Buna ek olarak, para politikasındaki bir gevşeme tüketicilerin ve firmaların gelecek dönemdeki ekonomik büyümeye ilişkin beklentilerini arttıracaktır. Ekonominin daha fazla büyümesi daha yüksek getiri ve kâr olanaklarının ortaya çıkması demektir. Beklentilerdeki bu olumlu gelişme de hisse senedi fiyatlarını yukarıya çekecektir.
Para politikasının banka kredileri üzerindeki etkilerini açıklayınız.
Para Politikasının Banka Kredileri Üzerindeki Etkileri: Merkez bankasının politika faiz oranını değiştirmesi piyasa faizlerini etkileyecektir. Merkez bankasının politika faizinde indirime gitmesi ve piyasa faizlerinin de düşmesi durumunda bankacılık sistemine bağımlı küçük firmaların elde edebileceği fonlara ulaşım kolaylaşacaktır. Bu da yatırımlarda bir artışa yol açacaktır. Buna ek olarak genişlemeci bir para politikası, firmaların net değerlerini arttırarak bilançolarını iyileştirecektir. Yüksek bir net değer, firmaların kullandıkları krediyi geri ödeyememe durumunda katlanacakları maliyeti artıracaktır. Yani, yüksek net değer firmaların kullandıkları kredilerle riskli ve maceralı işlere girişme eğilimlerini azaltacaktır.
Para politikasının beklentiler üzerindeki etkilerini açıklayınız.
Para Politikasının Beklentiler Üzerindeki Etkileri: Para politikası kararları firmaların ve hane halklarının beklentilerini doğrudan ve dolaylı yoldan etkilemektedir. Hane halklarının tasarruf ve tüketim kararları ile firmaların yatırım kararları sadece bugünkü faiz oranına değil aynı zamanda gelecekte beklenen faiz oranına da dayanır. Döviz kurları da önümüzdeki dönemlerde beklenen kur ve faiz beklentilerine göre şekillenir. Gerçekleşen enflasyonun önemli belirleyicilerinden biri gelecekteki enflasyon beklentileridir. Merkez bankası para politikası kararları firmaların ve hane halklarının gelecek beklentilerinin şekillenmesinde önemlidir. Kısaca merkez bankasının para politikası kararları beklentileri, beklentiler de ileriye yönelik yatırım, tüketim ve fiyatlama kararlarını etkiler.
İç gecikme ve dış gecikmeyi tanımlayınız.
İktisatçılar arasında para politikası uygulamalarının ekonomiye aktarımında etkili olan kanallar üzerinde genel olarak görüş birliği sağlanmasına rağmen politika uygulamalarının zamanlaması konusunda fikir birliği nispeten zayıftır. Politika uygulamaları sürecinde ortaya çıkan gecikme sorununu, genel olarak iç gecikme ve dış gecikme olmak üzere iki tür altında özetleyebiliriz. İç gecikme, ekonomide yaşanan gelişmelere bağlı olarak izlenen para politikasında bir değişikliğe ihtiyaç duyulduğu an ile merkez bankasının para politikasındaki değişikliği uygulamaya başladığı an arasında geçen zamandır. Dış gecikme ise belli bir politikayı uygulamaya koyduktan sonra, bu politika kapsamında değişmesi beklenen hedef değişkenin etkilendiği zamana kadar geçen süredir.
Gecikme türleri nasıl sınıflandırılır? Açıklayınız.
Veri Gecikmesi: Para politikası uygulayıcılarının ekonomide yaşanan gelişmeleri takip etmek amacıyla kullandıkları verilerin elde edilmesi sürecinde ortaya çıkan gecikmedir. Örneğin, ekonomik faaliyetlerin düzeyini ölçen GSYİH verisine ancak ilgili çeyrekten üç ay sonra ulaşılabilmektedir.
Tanı (Teşhis) Gecikmesi: Elde edilen verilerin ekonominin gelecekte izleyeceği seyre ilişkin ne tür sinyaller verdiğinin para politikası uygulayıcıları tarafından tam olarak anlaşılması sürecinde geçen zamana bağlı olarak ortaya çıkan gecikmedir.
Düzenleme Gecikmesi: Belirli bir politikayı uygulamaya sokabilmek için bazı durumlarda yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu süreçte geçen süreye bağlı olarak ortaya çıkan gecikmeye düzenleme gecikmesi denilmektedir. Faiz oranlarının düşürülmesi gibi para politikası uygulamalarında düzenleme gecikmesi sorunu pek fazla yaşanmamaktadır. Ancak maliye politikası uygulamaları açısından, yasal düzenlemelerin devreye sokulması sürecinde karşılaşılan bu gecikme oldukça önemlidir. Örneğin, vergilerin arttırılmasına yönelik bir maliye politikasını uygulamaya sokmak için yasal düzenlemeler yapılması gerekecektir. Bu düzenlemelerin hayata geçirilebilmesi için kimi zaman bir yıla kadar varan sürelere ihtiyaç duyulabilmektedir.
Yürütme Gecikmesi: Politika uygulayıcılarının yeni bir politika izlemeye karar vermeleri ile bu politika ile ilgili aracı uygulamaya sokmaları arasında geçen zamandır. Düzenleme gecikmesinde olduğu gibi yürütme gecikmesi de para politikası açısından daha az önemlidir. Merkez bankalarının bir karar almaları ile bu kararı uygulamaya koymaları arasında oldukça kısa bir zaman geçmektedir. Buna karşılık maliye politikası kararlarının uygulamaya konulması zaman alabilmektedir. Örneğin, kamu harcamalarının kısıtlanabilmesi için öncelikle kamu birimlerinin harcama alışkanlıklarının değişmesi gerekmektedir.
Etkinlik Gecikmesi: Bir politikanın uygulamaya konulmasıyla, ekonomi üzerinde etkilerinin ortaya çıkması arasında geçen zamanı ifade etmektedir.
Gecikme sorununun varlığı ile politika uygulamaları arasındaki ilişkiyi kısaca açıklayınız.
Gecikme sorunun varlığı para politikasının etkinliğini kısıtlarken aynı zamanda aktivist olmayan politikayı savunanların görüşlerini destekler. Bu görüşü savunanlar ekonominin kendiliğinden hızlı bir şekilde dengeye geldiğini savunurlar. Buna ek olarak, politika uygulamalarının doğasında var olan gecikme sorunu sebebiyle aktivist politikalar, yaşanan şoklara son derece yavaş tepki verebilecektir. Bu sebeple politika uygulamalarının kesinlikle önceden belirlenmiş bir kural kapsamında yürütülmesi ve bu politika kuralının ekonomide yaşanan şoklar karşısında değiştirilmemesi gerektiği savunulmaktadır.