OKULÖNCESİ EĞİTİMDE ÖĞRENME ETKİNLİKLERİ VE STRATEJİLERİ
Öğrenme alanında geçmişten günümüze ortaya çıkan farklı yaklaşımlardan bahsediniz.
Öğrenme alanında geçmişten günümüze farklı yaklaşımlar ortaya konulmuştur. Örneğin; davranışçılar ve bilişselciler bireye odaklanmakta ve bireyin zihninde olanlarla ilgilenmektedir. Daha yakın zamandaki yaklaşımlar ise sosyal ve kültürel faktörleri göz önüne alarak öğrenmeyi açıklamaktadır. Bilişsel alandaki önemli kuramcılardan Piaget, çocuğun düşünmesini temel problemler hakkında çözümler arayan bilim adamlarının düşünmesine benzetmektedir. Piaget problem çözme ve bilimsel muhakemeye odaklanmıştır. Ona göre dengeleme çocuğun önceki dengeleme durumunu rahatsız edecek bir problem durumunda gerçekleşmektedir. Piaget’ye göre özümseme, uyum ve dengeleme aktif süreçlerdir. Piaget ’nin kuramında “gerçek bulunması için bekleyen bir durum değildir; çocuklar onu zihinsel ve fiziksel eylemlerinden yapılandırmalıdır”.
Vygotsky ve Bruner’in öğrenmeye ilişkin bakış açıları nelerdir? Açıklayınız.
Vygotsky de Piaget gibi bilginin etkin bir şekilde yapılandırıldığına ve problem çözmenin öğrenmede rolüne inanmaktadır. Vygotsky bakış açısında, başkaları ile etkileşimler, öğretmenin ve akranın çocuğun gelişimindeki rolü ve Yakınsal Gelişim Alanı kavramı ön plana çıkmaktadır. Vygotsky yüksek düzey zihinsel işlevler olan sembolik düşünme, bellek, dikkat ve akıl yürütme için çocukların psikolojik araçlara ve bunlara aracılık eden daha bilgili kişilere gereksinimi olduğunu savunmaktadır. Bilişsel gelişim açısından önemli kuramcılardan biri olan Bruner ise çocukların dünyayı anlam ararken ve keşifler yaparak öğrendiklerini savunmaktadır. Bruner’in düşüncesine göre çocuklar cevaplar ve çözümler bulmak için düşünceleri test eden etkin bireylerdir. Bilişsel alandaki bilgileri aydınlatan diğer bir kuramcı Gardner ise çoklu zekâ kuramını ortaya atarak bireylerin bilgiyi farklı yollarla öğrendiklerini ve kullandıklarını savunmaktadır.
Erken çocuklukta öğrenme irdelendiği zaman göze çarpan noktalar nelerdir? Sıralayınız.
Erken çocukluk döneminde öğrenme irdelendiği zaman göze çarpan noktalar;
- Çocuklar etkin öğrenenlerdir.
- Çocukların öğrenmeleri olgunlaşma ile etkilenir.
- Çocukların öğrenmeleri çevreden etkilenir.
- Çocukların öğrenmeleri erken eğilimler ve algılarla etkilenir.
- Çocuklar fiziksel deneyim, sosyal etkileşim ve yansıtmanın bir birleşimi yoluyla öğrenirler.
- Çocukların öğrenme stilleri farklıdır.
- Çocuklar oyun yoluyla öğrenirler.
Erken çocukluk döneminde öğrenme amaçları genel olarak kaç başlık altında toplanmaktadır? Sıralayınız.
Erken çocukluk döneminde öğrenme amaçları genel olarak;
- Bilgi
- Beceri
- Duygular
- Eğilimler olmak üzere dört temel kategori altında incelenmektedir.
Erken çocukluk dönemindeki öğrenme amaçlarını açıklayınız.
Çocuklar bilgiyi onların sorularına verilen cevaplar, açıklamalar, olaylar, betimlemeler ve yapılandırmacı süreç doğrultusunda anlam oluşturma ile edinirler. Beceriler ise fiziksel, sosyal, sözel, sayma ve çizme gibi becerileri içermekte ve tekrarlar, uygulamalar ve rehberlik aracılığıyla desteklenir. Duyguların bazıları doğuştan (korkular gibi) bazıları (ait olma, güven, öğrenme ve okul ile ilgili) öğrenilmiştir. Eğilimler ise “belirli yönlerde belirli durumlara tepki için yönelimler ya da zihnin alışkanlıkları” olarak ele alınabilir. Merak, yaratıcılık ve arkadaş canlısı olmak eğilimlere örneklerdir.
MEB’in bilişsel alan amaçları nedir? Sıralayınız.
MEB’in bilişsel alan amaçları;
- Kendisi ve ailesi ile ilgili bilgileri kavrayabilme
- Olay ya da varlıkların çeşitli özelliklerini gözlemleyebilme 3. Dikkatini toplayabilme
- Algıladıklarını hatırlayabilme
- Varlıkları çeşitli özelliklerine göre eşleştirebilme
- Varlıkları çeşitli özelliklerine göre gruplayabilme 7. Nesne, durum ya da olayları çeşitli özelliklerine göre sıralayabilme 8. Nesneleri ölçebilme
- Nesneleri sayabilme
- Geometrik şekilleri tanıyabilme
- Günlük yaşamda kullanılan belli başlı sembolleri tanıyabilme
- Mekânda konum ile ilgili yönergeleri uygulayabilme
- Bir örüntüdeki ilişkiyi kavrayabilme
- Parça-bütün ilişkisini kavrayabilme
- Nesnelerle basit toplama ve çıkarma yapabilme 16. Belli durum ve olaylarla ilgili neden-sonuç ilişkisi kurabilme
- Zamanla ilgili kavramlar arasında ilişki kurabilme
- Problem çözebilme
- Nesne grafiği hazırlayabilme
- Atatürk’ü tanıyabilme
- Atatürk’ün Türk toplumu için önemini açıklayabilme.
Etkin öğrenme felsefesi ele alınacak olursa öğrenme hakkında neler söylenebilir? Sıralayınız.
- Kaynaklar ve fikirler ile etkileşimde bulunma sürecidir.
- Bireylerin problemler çözme ve yeni şeyler keşfetmesini içerir
- Kişisel gelişim ve sosyal değişime katkıda bulunur.
- Bazen tek başına ama çoğu zaman işbirlikli olarak ortaya çıkar
- Yaratıcılığı ateşler.
Okul öncesi dönem düşünüldüğünde öğrenmenin desteklenmesi ve öğrenmenin kalıcılığının sağlanması için neler yapılabilir açıklayınız?
Okulöncesinde bilişsel öğrenmenin desteklenmesi ve öğrenmenin kalıcılığı açısından öğretmenin çocukların gelişimlerini uygun yöntemlerle desteklemesi gerekmektedir. Okulöncesi öğretmenlerinin, çocukların bilişsel becerilerini sınıf içi ve dışı ortamlarda bitkiler, hayvanlar ve materyalleri keşfetme ve yaparak yaşayarak öğrenme yoluyla geliştirdiklerini anlamaları önemlidir.
Okulöncesi dönemde öğrenmenin bilişsel boyutunu desteklemek için kullanılan yöntem ve teknikler nelerdir? Bir örnek vererek açıklayınız.
Okulöncesi dönemde öğrenmenin bilişsel boyutunu desteklemek için değişik yöntemler ve etkinlikler kullanılabilir. Balat (2010), okulöncesi dönemde öğretmenlerin, oyunu etkinliklerin merkezine alarak çocukların ve ortamın özelliklerini göz önünde bulundurarak farklı öğretim yöntemleri kullanılabileceğini belirtmektedir. Etkin öğrenme temel alındığında; öğretmenlerin, geleneksel öğrenmede sık kullanılan anlatım tekniğinden farklı olarak alan gezileri, büyük ve küçük grup çalışmaları, kısa ve uzun süreli projeler gibi etkinliklere yer vermesi önerilebilir.
Okulöncesi dönemde bütünleştirilmiş etkinlikler nedir? Bütünleştirilmiş etkinliklere yer verilmesinin yararlar nelerdir? Açıklayınız.
Öğrenme sürecinin planlanmasında ve uygulanmasında, bütünleştirilmiş etkinliklere yer verilmesi de etkin öğrenmenin desteklenmesini, öğrenmenin kalıcılığını ve niteliğini arttırabilir. Kostelnik ve diğerleri (2004) okulöncesi dönemde bütüncül felsefeye dayanarak etkinliklerin ve rutinlerin tek tek değil bütünleştirilmiş olarak ele alınması gerektiğini vurgulamakta ve çocukların bir etkinlikte farklı gelişim alanlarının desteklenmesi gerektiğini belirtmektedirler. Örneğin; çocukların dil, bilişsel ve sosyal süreçleri birbiriyle bütünleştirilmiş bir etkinlikte yer almaları onların bütüncül gelişimini desteklemek açısından daha etkili olabilir. Denizaltındaki canlılar ile ilgili bir fen etkinliğini Türkçe etkinlikleriyle bütünleştiren bir öğretmen, çocuğun bütüncül gelişimini daha çok destekleyen bir yaklaşım sergilemiş olur.
Etkin öğrenmenin desteklenmesi için kullanılan öğrenme merkezleri nedir? Yararları nelerdir?
Etkin öğrenmenin desteklenmesi için öğretmen tarafından sınıf içinde uzun süreli veya kısa süreli olarak oluşturulan geçici ilgi köşeleri ya da öğrenme merkezleri de kullanılabilir. Çocuklara yaparak yaşayarak ve arkadaşlarıyla etkileşim içinde öğrenme ortamları sağlayan öğrenme merkezleri eğlenceli olmasının yanı sıra farklı özelliklerde (açık uçlu ya da yapılandırılmış) olabilir. (Slentz & Krogh, 2001). Öğrenme merkezleri çocukların gereksinimlerini karşılayan, sunduğu seçeneklerle gelişimsel farklılıklardan kaynaklanan güçlüğü azaltan bir aracı olarak kullanılabilir (Kostelnik ve diğ., 2004). Örneğin, etkin öğrenmeyi desteklemek isteyen bir öğretmen sınıf içinde değişik dokuları, renkleri olan malzemeleri içeren, resim yapmak için şövalelerin yer aldığı, iki ve üç boyutlu çalışmaların gerçekleşebileceği, kil, tel ve değişik kâğıtların bulunduğu bir sanat merkezi düzenleyebilir. Oluşturulan bu küçük sınıf atölyesi çocukların günün her saatinde farklı etkinlik zamanlarında kullanabilecekleri bir öğrenme alanı sağlayabilir. Bu şekilde düzenlenen etkileşime imkân sağlayan bir sanat merkezi, Reggio Emilia yaklaşımının kurucusu Malaguzzi (1998) tarafından ifade edilen “Çocuğun Yüz Dilini” (yazma, çizme, boyama, dil, oyun, üç boyutlu çalışmalar oluşturma gibi) desteklemekte kullanılabilir. Farklı sembolik dilleri kullanmayı içeren etkinlikler çocukların sorularına cevap aramasına, keşfetmesine ve bilgilerini genişletmelerine imkân sağlayabilir.
Okulöncesi sınıflarında yararlanılabilecek bilginin yapılandırılmasında öğrenin etkin olduğu öğrenme yaklaşımları nelerdir? Sıralayınız.
Okulöncesi sınıflarında yararlanılabilecek bilginin yapılandırılmasında öğrenenin etkin olduğu ve diğer bireylerle etkileşimin önemli olduğu öğrenme yöntem/yaklaşımlarından bazıları şu şekilde sıralanabilir;
- Araştırmaya dayalı öğrenme
- Oyun temelli öğrenme - İşbirlikli öğrenme
- Proje temelli öğrenme.
Beyin temelli öğrenme nedir? Açıklayınız.
Beyin temelli öğrenme ezbere dayalı eğitim yaklaşımlarını en aza indirgemeyi ve dinamik, etkin ve deneyime dayanan öğrenmeleri artırmayı öngörmektedir. Beyin temelli öğrenme, öğrenmenin öğretmen rehberliğinde ve çocuk merkezli ancak karmaşık bir süreç olduğunu, bu süreçte sosyal olarak paylaşım, etkileşim ve keşfetmenin ön planda olduğunu savunmaktadır. Beyin temelli öğrenmede çocuk etkin, sosyal etkileşimlerde bulunan, çözüm üreten, anlamlandıran ve sorumluluk alandır. Öğretmenin rolü ise danışman, rehber, kolaylaştırıcıdır; öğretmen sadece sınıf içi değil sınıf dışı etkinliklere de önem verir.
Beyin temelli araştırmalar öğrenme açısından ele alındığında hangi ilkeler üzerinde durulması gerekmektedir? Açıklayınız.
Beyin temelli araştırmalar öğrenme açısından ele alındığında 12 önemli ilke üzerinde durulması gerektiği belirtilmektedir. Bunlar:
- Beyin birden fazla işi aynı anda yapar. Beyin tek bir işlemle değil birden fazla işlemle aynı anda ilgilenebilir. Duygular, düşünceler ve eğilimler aynı anda işlemektedir.
- Öğrenme fizyoloji ile ilgilidir. Zihin ve beden birbiriyle bağlantılıdır. Fizyolojik işlevleri etkileyen her şey öğrenmeyi de etkilemektedir. Bu yüzden beyin okul ve yaşam deneyimlerinden etkilenmektedir.
- Anlamı araştırma içseldir. Anlam arayışı insan beyni için temeldir ve birey bilgileri anlamlandırmaya çalışır.
- Beyin, anlamı örüntüleme yoluyla araştırır. Beyin, anlam araştırırken örüntüler oluşturmakta ve bu süreçte anlamsız ve ilgisiz gelen kısımları reddetmektedir.
- Örüntü oluşturmada duygular önemlidir. Bir deneyimin duygusal etkisi deneyim sonlandıktan sonra uzun bir süre daha devam etmektedir. Duygular bilgilerin depolanması ve saklanmasında önemlidir.
- Beyin parça ve bütünleri aynı zamanda algılar. Beynin sağ ve sol kürelerinin arasında farklılıklar vardır ama iki yarım küre birbirleriyle etkileşim halindedir. Bilginin düzenlenmesinde iki ayrı ama eş zamanlı bir eğilim bulunmaktadır: Birisi bilgilerin parçalara ayrılması, diğeri bütün olarak algılanmasıdır.
- Öğrenme hem odaklanmış dikkati hem de çevresel algıyı içerir. Beyin doğrudan farkında olduğu veya dikkat ettiği bilgileri almasının yan› sıra o an dikkat alanı içinde olmayan bilgileri de kaydedebilir.
- Öğrenme hem bilinçli hem bilinçsiz süreçleri içerir. Bilinçli olarak öğrenilenlerden daha çok öğrenme, bilinçsiz düzeyde etkileşir.
- İki tür bellek sistemi vardır: Uzamsal bellek sistemi ve ezberleyerek öğrenme Bazı bilgiler ezbere dayalı olarak depolanırken uzamsal bellek, anlamı araştırmak için çalışan bir sistemdir.
- Beyin, bilgi ve beceriler doğal uzamsal belleğe yerleştirildiğinde daha iyi hatırlar ve anlar. Eğitim günlük deneyimlerin içine yerleştirildiğinde zenginleşir. Doğal uzamsal bellek deneyimsel öğrenme ile en iyi şekilde kullanılır.
- Öğrenme teşvikle artar ve tehditle azalır. Beynin korku altında performansı azalır. Uygun zorlama ve teşviklerle beyin üst düzeyde öğrenmeyi gerçekleştirir.
- Her beyin eşsizdir. Beynin yapısı ve sistemleri benzer olmasına rağmen her bireyin beyni eşsizdir. Öğrenmeler gerçekleştikçe bu tek olma özelliği daha da belirginleşir.
Beyin temelli öğrenmenin ilkeleri eğitim açısından incelendiğinde ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?
Beyin temelli öğrenmenin ilkeleri eğitim açısından incelendiğinde şu sonuçlar çıkarılabilir; Öğretmenlerin ezbere dayalı eğitimden uzaklaşıp daha anlamlı öğrenmeye yönelmeleri; uygun uyarılma durumlarının yaratılması, tanıdık ortamların yanı sıra merak; yenilik ve keşfetme ortamlarının oluşturulması, çocukların etkin katılabilecekleri; anlamlı örüntüler oluşturabilecekleri ve üst biliş süreçleri ve yansıtma yapabilecekleri deneyimler sağlamaları; farklı yöntem ve stratejileri kullanmaları daha etkili bir öğrenme için gereklidir. Öğretmenler projeler, alan gezileri, belirli deneyimlerin görsel kayıtları ve drama gibi gerçek yaşam etkinliklerinden yararlanmalıdır. Son olarak duygusal ve fiziksel uyaranların düzenlenmesine dikkat edilmelidir.
Bir etkinliğin oyun olarak tanımlanması için hangi özelliklere sahip olması gerekmektedir? Sıralayınız.
Bir etkinliğin oyun olarak tanımlanması için şu özellikleri içermesi gerektiği belirtilmektedir.
• Oyunda içsel güdülenme vardır. Çocukların herhangi bir dışsal ödüle gereksinim olmadan oyun oynamak içlerinden gelir ve çocuklar oyunun içine doğal olarak dâhil olur.
• Oyunda serbest seçim vardır. Çocuk oyun oynamayı kendi özgür iradesiyle seçtiği sürece, bir etkinlik oyun olarak adlandırılır. Eğer çocuk zorunlu olarak bir etkinlik ile ilgileniyorsa bu oyun değil, iştir.
• Oyunda eğlence ve olumlu duygulanım vardır. Oyun sırasında alınan zevk ve doyum çocuğun oyuna katılmasını ve oyununu devam ettirmesini sağlar.
• Oyunda gerçeğe uygunsuzluk vardır. Oyun sırasında çocuklar gerçeği değiştirirler ve hayallerindeki gibi davranırlar. Oyunda nesnelerin alışılmış anlamları bir kenara bırakılır ve nesnelere yeni anlamlar katılır. Örneğin, tahta bloklar yumurtaymış ya da bir oyuncak Lego su bardağıymış gibi kullanılır.
• Oyun ürün yerine süreç odaklıdır. Çocuklar, oyunda birtakım ürünler ortaya çıkarmalarına rağmen onlar için önemli olan süreç içerisinde yaşadıklarıdır; bazı oyunlardan hoşlandıkları için tekrar tekrar aynı oyunu oynarlar.
Oyun nedir? Vygotsky ‘nin yaklaşımını benimseyenler oyunun hangi temel etkilerini vurgulamaktadırlar? Açıklayınız.
Oyun, bireyin tüm gelişim alanlarının bir bütün içerisinde ilerlemesine katkı sağlayan bir etkin öğrenmedir. Golinkoff, Hirsh-Pasek ve Singer (2006) ‘oyun eşittir öğrenme’ gerçeğine dikkat çekerek oyunun öğrenmeyi desteklediğine vurgu yapmaktadır. Oyun, bireyin tüm gelişim alanlarının bir bütün içerisinde ilerlemesine katkı sağlayan bir etkin öğrenmedir. Golinkoff, Hirsh-Pasek ve Singer (2006) ‘oyun eşittir öğrenme’ gerçeğine dikkat çekerek oyunun öğrenmeyi desteklediğine vurgu yapmaktadır.
Vygotsky ‘nin yaklaşımını benimseyenler oyunun şu beş temel etkisini vurgulamaktadırlar:
• Oyun, entelektüel gelişimin farklı alanları için bir potansiyel gelişim alanı yaratır.
• Oyun, düşüncenin nesnelerden ve eylemlerden ayrılmasını kolaylaştırır.
• Oyun, öz düzenlemenin gelişimini kolaylaştırır.
• Oyun, motivasyonu etkiler.
• Oyun, benmerkezcilikten uzaklaşmayı kolaylaştırır.
Oyunun çocuğun gelişimi ve öğrenmesi açısından yararlarına örnek vererek sıralayınız.
• Problem çözme, temsili yetenek, üstbilişsel öğrenme ve kavramsal gelişimi destekler.
• Sembolik oyun okuryazarlık gelişiminin önemli bir aracı olarak görülmektedir. Vygotsky’e (1978) göre “mış gibi oyun” yazılı dilin en önemli destekleyicisidir.
• Fiziksel enerjinin boşalımı için önemli bir gereksinim olan oyun, kasları kullanma, kontrol etme ve motor koordinasyon gibi yeteneklere destek olur ve fiziksel gelişimde önemli bir yere sahiptir.
• Mış gibi oyun, okul ortamında sosyal ve akademik başarıda etkili olan öz düzenlemenin gelişiminde önemli role sahiptir.
• Oyunda çocuklar yeterlilik duygusu geliştirir.
Öğretmenler oyun süreçlerine hangi şekillerde yardım edebilirler? Sıralayınız.
Öğretmenler oyun süreçlerine şu şekillerde yardım edebilirler; Öğretmenler oyun süreçlerine şu şekillerde yardım edebilirler;
1. Çocukların oynamak için yeterli zamanları olduğundan emin olun.
2. Çocukların deneyimlerini genişleten ve oyunu zenginleştiren temalar için fikirler üretin.
3. Uygun aksesuarlar ve oyuncakları seçin.
4. Çocukların kendi oyunlarını planlamalarına yardımcı olun.
5. Oyunun gelişimini izleyin.
6. Yardıma ihtiyacı olan çocuklara yol gösterin.
7. Temaların birlikte nasıl ele alınabileceği konusunda model olun ya da öneriler getirin.
8. Anlaşmazlıkları uygun yollarla çözmede model olun.
9. Oyunda çocukları, birbirlerine rehberlik etmeleri için cesaretlendirin.
Araştırmaya dayalı öğrenmenin temel noktaları nedir? Sıralayınız.
Araştırmaya dayalı öğrenmenin temel noktaları; Araştırmaya dayalı öğrenmenin temel noktaları;
• Öğrenme araştırma ile uyarılır, örneğin sorular ve problemlerle dürtülenir;
• Öğrenme bilginin ve yeni anlayışların yapılandırması sürecine dayalıdır;
• Yaparak yaşayarak öğrenmeyi içeren ‘etkin’ bir öğrenme yaklaşımıdır;
• Öğretmenin rolünün kolaylaştırıcı olduğu öğrenci merkezli bir yaklaşımdır;
• Öğrencilerin kendi öğrenmelerinde artan bir şekilde sorumluluk aldığı öz yönelimli bir öğrenmeye geçiştir.
İşbirliğine dayalı öğrenme durumları nasıl gerçekleşmektedir?
İşbirliğine dayalı öğrenme durumlarında çocuklar birbirleri ile tartışır, görüş alışverişinde bulunur ve ortak bir amaca yönelik çalışırlar. Akran etkileşimi, çatışması ve pazarlık etmeleri bilişsel gelişim için çok güçlü öğelerdir. Piaget’ye göre çocukların akranları ile çatışması farklı bakış açılarını görmelerini sağlamaktadır. Vygotsky ’nin kuramına odaklanan araştırmalar işbirliğini bilişsel gelişim için bir kaynak olarak ele almışlardır. Düşüncelerin üretilmesi, tartışma ve paylaşılmış sosyal bilginin alışverişi bilişsel çatışmayı üretir.
Çocukların mevcut Açıkhava ortamlarından yararlanmasını engelleyen faktörler nelerdir? Bahsediniz.
Çocukların mevcut açık hava ortamlarından yararlanmasını engelleyen faktörleri ise şu şekilde sıralamaktadır: Çocukların okullaşması, ailelerin çalışması nedeniyle evde yetişkinlerin bulunmaması, olumsuz sosyal durumlardan dolayı güvenli olmayan park alanları, iletişim teknolojilerine yönelme ve çocukların güvenliği ile ilgili yasal davalar.
Reggio Emilia yaklaşımı nedir? Reggio Emilia okullarında yapılan etkinliklere bir örnek veriniz.
İtalya’nın Reggio Emilia şehrinde ortaya çıkan Reggio Emilia Yaklaşımında ele alınan uzun süreli projeler de sınıf dışı öğrenmenin güzel örneklerini sunmaktadır. Kuşlar için eğlence parkının oluşturulması gibi projelerde çocuklar doğal materyallerle doğal ortamlarda çalışma olanağı bulmuşlardır. Örneğin, Reggio Emilia okullarının birinde “şehir ve Yağmur” adlı uzun süreli bir projede çocuklar yağmur öncesinde şehrin sokaklarının ve tanıdık yerlerin resimlerini çekmişler ardından yağmur yağdığında ne gibi değişiklikler olduğunu gözlemlemişlerdir. Çocuklar, yağmurda insanların davranışlarını gözlemenin yanı sıra toprağın aldığı şekil, yağmur damlalarının farklı yüzeylere çarptığında çıkardığı sesler ve yağmurun oluşturduğu yansımaları izleme olanağına sahip olmuşlardır.
Alan gezilerinin yaraları nedir? Sıralayınız.
Alan gezilerinin yararları; Alan gezilerinin yararları;
• Çocuklar planlı gezi çalışmalarından hoşlanır.
• Doğrudan deneyimleme ve gözleme fırsatı oluşur.
• Çevreyi tanıma ve keşfetme becerileri gelişir.
• Duyuların gelişimine yönelik fırsatlar sunar.
• Okulöncesinde pek çok konuya ilişkin gezi ve gözlem çalışmaları yapılabilir örneğin, meslekler, yiyecekler, hayvanlar, sağlık, doğa, fen ve bilim çalışmaları gibi.
• Çocuklara somut öğrenme yaşantıları sağlar.
Müzelerin eğitim rolünün etkili bir örneği olan çocuk müzelerini açıklayınız?
Çocuk müzeleri diğer müzelerden farklı olarak çocukların sadece nesneleri gördükleri yerler değil nesnelerle etkileşime geçerek bilgilerini oluşturdukları yerlerdir. Çocuk müzeleri katılımcı merkezli, öğrenenin ilgi ve isteklerinin ön planda yer aldığı, nesnelerle doğrudan yaşantının önemli olduğu kurumlardır.
Sınıf dışı öğrenmeye engel olan dışsal faktörler nelerdir? Sıralayınız.
Sınıf dışı öğrenmeye engel olan dışsal faktörler; Sınıf dışı öğrenmeye engel olan dışsal faktörler;
• Sağlık ve güvenlik ile ilgili korku ve endişeler,
• Öğretmenlerin açık havada öğretme konusundaki güven eksikliği,
• Okul programının gereklilikleri,
• Zaman, kaynak ve destek sıkıntısı,
• Eğitim sektörünün içinde ve dışında büyük değişiklikler sayılabilir.