ÖZEL GÜVENLİK HİZMETLERİNDE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Terörizm, insanların hayatlarında uzun süredir
kendini göstermektedir. Bir diğer ifadeyle terörizmin tarihi çok eski zamanlara götürülebilmektedir. Tarihte belirli olaylar ve dönemler, siyasi hayatı değiştirdiği gibi terörizmi de değiştirmiştir. Örneğin, Sanayi Devrimi ve Fransız İhtilali’nin terörizm tarihinde kırılma noktası olabilecek bir geçmişi bulunmaktadır. 1979 İran Devrimi ve 9/11 ABD’deki terör saldırıları da benzer şekilde terörizmin tarihinde önemli roller oynamaktadır.Doğru cevap A'dır.

Terör, şiddet kullanma ya da şiddet tehdidi içeren normal dışı yollar ile siyasal davranışları etkilemek üzere tasarlanmış sembolik fiildir. Doğru cevap B'dir.

Bu tanımlardan yola çıkarak terörizmin barındırdığı bazı olmazsa olmaz özelliklerden bahsetmek
mümkündür.
1. Bir terör eyleminde yasadışı kuvvet kullanımı olması gerekmektedir. Kuvvet kullanımı kanunlar çerçevesinde sadece devlete aittir.
Terörizmde meşru olmayan bir şiddet vardır.
2. Terörizmin barındırdığı şiddet, sıradan bir şiddet olmamalıdır. Şiddet, mutlaka politik amaçlar barındırmalıdır. Politik amaç barındırmayan şiddetler, terörün kapsamında değildir.
3. Terörizmde şiddet alışılmadık yöntemleri barındırmaktadır. Bu yöntemlerin içerisinde beklenmedik anlarda saldırıya geçmek de vardır. Beklenmedik anlarda büyük saldırılar, terörizmin yöntemidir. Örneğin,
büyük illerin merkezlerinde yapılan bir intihar saldırısı bu maddenin örneğini oluşturmaktadır.
4. Seçilen hedefler sadece devletin organlarını temsil eden meslek kurumları ve memurları değil, aynı zamanda sivil halk da olabilmektedir.
5. Bütün saldırı ve eylemler, bir kitleyi etkileyebilmek için yapılmaktadır. Doğru cevap C'dir.

Devlet terörizmin ilk defa literatüre Fransız İhtilali sonrası rejimi korumak için devletin uyguladığı ölümcül politikalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Doğru cevap D'dir.

1990’lar Sovyetler Birliğinin çökmesi ile dinî motifli terör örgütlerinin büyümesi hızlanmıştır. Küresel terörizm de bu dönemde ortaya çıkmaktadır. Doğru cevap B'dir.

Geleneksel terörizm ise eylemlerinde şu maddeleri göz etmektedir:
1. Örgüt ve hedefler genel olarak tanımlanabilirdir,
2. Küçük silah ve patlayıcılar ile eylemler tercih edilmektedir,
3. Motivasyon kaynakları genellikle etnik milliyetçilik gibi ideolojik kaynaklardır. Doğru cevap A'dır.

İdeolojik veya dinî gruplar, sınıfsal ve etnik temelli oluşumlar grup düzeyinde terörizm ile açıklanabilecek temalardır. Örneğin, Avrupa’nın
gelişmiş ülkelerinde yaşayan bir kişi etnik yahut dinî nedenlerden dolayı kendini toplumun dışladığını düşünerek dinî motifli bir radikal terör
örgütüne katılım gösterebilmektedir. Bu yüzden Avrupa’dan Suriye’ye DEAŞ ve diğer dinî terör örgütlerine katılım olduğu görülmektedir. Doğru cevap D'dir.

Örgütlerin bombalı terör eylemleri ile amaçladıkları şu şekilde sıralanabilmektedir:
1. Az maliyet ile karşı tarafa büyük zarar vermek
2. Tek bir eylem ile dikkatleri kendilerine çekmek
3. Siviller ve devlet üzerinde korku ortamı yaratmak
4. Örgüt mensuplarının ve sempatizanlarının
motivasyonunu arttırmak
5. Yıpratma ve yıldırma politikalarını başarılı hâle getirmek.  Doğru cevap E'dir.

Demokratik rejimlerde devletin misilleme gücü çok sınırlıdır. Uluslararası
arena ve insan hakları konuları devletin bir hukuk çerçevesi içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Dolayısıyla sadece silahlı güç sorunların çözümü için anahtar kelime olmamaktadır. Eğitim, adaleti sosyal ve ekonomi politikaları bu rejimde önplanda rol oynamaktadır. Fakat bu noktada dikkat çekici konu da intihar saldırıları ya da bombalı terör eylemleri en çok bu rejim tiplerine sahip devletlerde görünmektedir.Doğru cevap A'dır.

Bombalı terör eylemlerinin geçmişini 19. Yüzyıla kadar götürmek mümkündür. 1881 – 1885 yılları arasında İrlanda Cumhuriyetçileri, Büyük Britanya’dan ayrılmak ve bağımsız bir yönetim sistemi kurmak üzere terör eylemleri gerçekleştirmiştir. Bu eylemler sürecinde bombalı saldırılar kullanılan stratejilerden biri olarak tarihe geçmiştir. 1881 – 1885 yılları arasında “Fenian Dynamite Campaign” (Asi Dinamit Kampanyası) adı altında
 irleşen ve saldırılarda bulunan örgüt, hedef olarak çoğunlukla devlet kurumları ve yöneticilerini seçmiştir. Doğru cevap B'dir.

Bu tanımlardan yola çıkarak terörizmin barındırdığı bazı olmazsa olmaz özelliklerden bahsetmek mümkündür.

Bir terör eyleminde yasadışı kuvvet kullanı- mı olması gerekmektedir. Kuvvet kullanımı kanunlar çerçevesinde sadece devlete aittir. Terörizmde meşru olmayan bir şiddet vardır.

Terörizmin barındırdığı şiddet, sıradan bir şiddet olmamalıdır. Şiddet, mutlaka politik amaçlar barındırmalıdır. Politik amaç barındırmayan şiddetler, terörün kapsamında değildir.

Terörizmde şiddet alışılmadık yöntemleri barındırmaktadır. Bu yöntemlerin içerisinde beklenmedik anlarda saldırıya geçmek de vardır. Beklenmedik anlarda büyük saldırılar, terörizmin yöntemidir. Örneğin, büyük illerin merkezlerinde yapılan bir intihar saldırısı bu maddenin örneğini oluşturmaktadır.

Seçilen hedefler sadece devletin organlarını temsil eden meslek kurumları ve memurları değil, aynı zamanda sivil halk da olabilmek- tedir.

Bütün saldırı ve eylemler, bir kitleyi etkileyebilmek için yapılmaktadır.

Üçüncü dalga terörizm, büyük terör eylemlerinin yapıldığı bir dönemdir. Uçak kaçırma, bombalama ve önemli kişilere suikastlar gibi büyük çapta eylemler geçekleştirilmiştir. Filistin’deki bir sorun için Avrupa’da eylem yapılmıştır. Avrupalı sempatizanlar, Filistin’deki kamplarda eğitimler almıştır. Avrupa’da kaçırılan bir uçak, Afrika’ya götürülmüştür. Bu örneklerden de anla- şılacağı üzere terörizm, bölgesel boyuttan çıkmış ve uluslararası boyuta gelmiştir. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler (BM) sahneye inerek, önemli roller alma ihtiyacı duymuştur. Bu örneklerin bazıları şu şekildedir:

1. Uçaklarda işlenen suçlar ve diğer eylemler ile ilgili sözleşmeler (Tokyo 1963)

2. Uçakların yasadışı olarak ele geçirilmesinin önlenmesi sözleşmesi (Hague 1970)

3. Sivil havacılığın güvenliğine karşı kanunsuz hareketlerin önlenmesi sözleşmesi (Montre- al 1971)

4. Diplomatlar ve uluslararası korunan kişilere karşı işlenen suçların engellenmesi ve ceza- landırılması sözleşmesi (New York 1973)

5. Nükleer maddelerin fiziksel korunması hakkındaki sözleşme (Viyana 1988) (Uni- cankara)

Küreselleşme ile bir ülkedeki olay, tüm dünya- nın gündeminde dikkat çekebilmektedir. Bu özel- liği bilen terör örgütleri, dünyada seslerini duyu- racak, dikkat çekici eylemlerde bulunmaktadırlar. Örneğin, FKÖ’nün eylemleri buna örnek gösteri- lebilmektedir. İsrail devleti ile mücadelesinde ulus- lararası kamuoyu yaratmak ve dikkat çekebilmek amacıyla FKÖ bazı saldırılar düzenlemiştir. Örne- ğin, Münih Olimpiyatlarında İsrailli sporcuların rehin alınması, küreselleşme ve terör arasındaki sıkı ilişkiyi göstermektedir. Bu eylem sayesinde, FKÖ sesini tüm dünyaya duyurmayı amaçlamıştır.

Bu bilgilerden hareketle terör örgütleri küreselleşmeden zarar değil fayda sağlamaktadırlar. Bununla birlikte daha fazla gizlilik önlemleri almak yerine kendilerini tanıtmak için fırsat elde etmektedirler.

1373 sayılı kararlar özetle şunları içermektedir:

Devletlerin terör örgütlerine yardımlarını önlemek

Terör örgütleri mensuplarına mülteci hakların verilmesini önlemek ve taleplerini reddetmek

Terör örgütleri bilgilerini diğer devletler ile paylaşmak

Terör örgütlerine karşı devletler arasında iş birliği sağlamak (Rustemova, 2006:182).

Yeni Terörizm, devletler ve hedefinde bulunan örgüt ve kişilere eylem yaparken şu şekilde hareket etmektedir:

Minimum emir komuta gözeterek, hücre tabanlı ağlar kurmaktadır,

Gerek duyulduğu vakit asimetrik savaş için kitle imha silahları satın alma ve kullanma isteği,

Motivasyon kaynağı olarak siyasi amaçlar değil, daha çok dini ve mistik amaçların tercih edilmesi,

Kitle imha silahları gibi yüksek yoğunluklu silahlar ile tek saldırıda çok sayıda insan ve mülk kaybı hedeflemek,

Teknolojinin üst düzey kullanımı, internet ve medya ile olayların manipüle edilmesi

Geleneksel terörizm ise eylemlerinde şu maddeleri göz etmektedir:

1. Örgüt ve hedefler genel olarak tanımlanabilirdir,

2. Küçük silah ve patlayıcılar ile eylemler tercih edilmektedir,

3. Motivasyon kaynakları genellikle etnik milliyetçilik gibi ideolojik kaynaklardır

Bombalı eylemler herhangi bir örgüt mensubu bireyin tek başına gerçekleştirebileceği bir eylemdir. Ciddi örgütsel bir boyutta iş birliği gerektirmemektedir. Devlet ve terör örgütü arasın- daki güç farkını azaltmakta ve örgütün minimum güç sahibi iken maksimum zarar vermesini sağla- yan bir eylemdir. Bir diğer ifadeyle asimetrik savaş taktiğidir. Motivasyon kaynağı olarak hem örgüt mensuplarını hem de örgüte sempati duyan birey- leri güdülemekte ve onların “mücadele” hırslarını arttırmaktadır. Bir bombalı eylem sayesinde çok sayıda insan ölümü sağlanabilmekte, büyük ses ge- tirebilmekte ve ciddi ekonomik kayıplar doğurabil- mektedir. Saldırılar, teknolojik yardım ile internet vasıtasıyla geniş kitlelere anlık iletilebilmekte ve bu sayede geniş çaplı bir taraftar kitlesine ulaşılabil- mektedir.

Örgütlerin bombalı terör eylemleri ile amaçladıkları şu şekilde sıralanabilmektedir:

Az maliyet ile karşı tarafa büyük zarar vermek

Tek bir eylem ile dikkatleri kendilerine çekmek

Siviller ve devlet üzerinde korku ortamı ya- ratmak

Örgüt mensuplarının ve sempatizanlarının motivasyonunu arttırmak

Yıpratma ve yıldırma politikalarını başarılı hâle getirmek

Politik amaçlara daha kısa sürede ulaşmak ve kendilerini ulusal ve uluslararası kamuoyunda tanıtabilmek için örgütler bombalı eylemlere başvurmaktadır.

Terör örgütlerin provokasyon stratejilerine karşı olarak devletlerin tepkileri önem teşkil etmektedir. Bu noktada ülkelerin rejim tipleri de önemli rol oynamaktadır. Otoriter yahut totaliter rejimlere sahip devlet yönetimleri terör saldırıları ve provokasyonlar için çok uygun bir hedef olmamaktadır. Bu rejim tipleri herhangi bir terör örgütü ile mücadelede “soykırım” yapma potansiyeli taşıdığı için bu tarz bir devlet stratejisinde örgütler kendilerine destekçi bulamayabilmektedirler. Bu durumun zıttı olarak hukuka ve insan haklarına çok bağlı bir hükümette kışkırtma için kötü bir hedef olacaktır çünkü bu rejimler gelişigüzel cezalar vermez ve böylece halkı onlara karşı provoke etmek zorlaşır. 

Sonuç olarak, devletler terör örgütlerinin yıpratma, yıldırma veya provokasyon stratejilerine karşı akılcı politikalar üreterek ve bunları istikrarlı bir şekilde organları vasıtasıyla uygulayarak başarıya ulaşabilmektedirler. Örneğin; bazı örneklerde, geniş çaplı bir askeri operasyon, ülkenin güvenliğini azaltmaktansa arttırmaktadır. Eğer hedef olan hükümet, terörist organizasyonun liderini veya onun altında çalışanları yok etme kapasitesine sahipse terörizm genelde yok olur veya azalır. Geniş çaplı bir askeri müdahale bir ülkenin güvenliğini arttırabilir fakat buna rağmen bazı kesimleri daha da radikalleştirebilir. Eğer diğer terörist gruplardan ek saldırılar gelirse bu bir yıpratma savaşı olarak görülebilir. Dolayısıyla, devletin terörizmle mücadele stratejisi örgütlerin provokasyonlarına yardımcı olmadan, örgütün üst yönetim ve finansal kaynaklarını yok etme üzerine temellendirilmelidir. Bu stratejiyi sosyal, ekonomik, eğitim, adalet ve kültür politikaları ile destekleyerek radikalleşmenin de önüne geçilmelidir.