aofsorular.com
TAR206U

XIV-XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde İskâna Tâbi Tutulan Grupların Hukukî ve Ekonomik Durumları, İskânda Ortaya Çıkan Problemler

3. Ünite 19 Soru
S

Osmanlı toplumu iki ana gruptan meydana gelmekteydi. Bunlar nelerdir?

Osmanlı toplumu iki ana gruptan meydana gelmekteydi. Bunlardan ilki askerlik hizmetini yapanlar ile devletten memur statüsünde bir görev alan herkesin oluşturduğu askerî sınıftı. Diğeri ise şehirliler, köylüler ve konar-göçerlerin oluşturduğu reaya denilen vergi mükellefi gruptu.

S

Osmanlı Devleti’nde konar-göçerler nasıl adlandırılırlardı?

Osmanlı Devleti’nde konar-göçerler Yörük veya Türkmen olarak adlandırılırlardı.

S

Konar-göçerler, üzerinde yaşadıkları toprağın tasarruf şekillerine göre nasıl sınıflandırılırlardı?

Konar-göçerler, üzerinde yaşadıkları toprağın tasarruf şekillerine göre timâr, zeamet, hâs veya evkaf reayası olabilirlerdi.

S

Kanuni Sultan Süleyman devrinden itibaren Yörüklerin devlet tarafından görevlendirildikleri işler nelerdir?

Kanuni Sultan Süleyman devrinden itibaren Yörüklerin devlet tarafından aşağıdaki işlerle görevlendirildikleri anlaşılmaktadır.
a. Sahil bölgelerinde yaşayanlar gemi yapım malzemesi temini ve gemi yapımında,
b. Yolların emniyeti ve tamiri, köprü yapımı ve tamiri, derbendçilik, suyolu
yapımı ve tamirinde,
c. Madenlerde,
d. Seferler sırasında menzillere zahire indirmekte,
e. Seferler sırasında topların naklinde,
f. Kale yapım ve onarımı faaliyetlerinde görevlendirilmişlerdir.

S

Osmanlı Devleti’nde Kanuni Sultan Süleyman devrinden itibaren düzenlenen
Yörük kanunnâmeleri daha çok hangi konulardan bahsetmektedir?

Osmanlı Devleti’nde Kanuni Sultan Süleyman devrinden itibaren düzenlenen
Yörük kanunnâmeleri daha çok onların idarî yapısı, hukukî durumları ve malî
mükellefiyetlerinden bahsetmektedir.

S

Sürgün hükümlerinde genellikle neler beyan edilirdi?

a. Yeni fethedilen memleketlere insanların kendi istekleriyle gitmelerini teşvik için bölgenin ikliminin güzelliği ve toprağın oldukça verimli olduğu
belirtilirdi.
b. Bölgedeki kalelerin tamir edilerek, içerisine asker yerleştirildiği yani dışarıdan gelecek saldırılara karşı güvenliğin sağlandığı açıkça yazılarak, bu
hususta insanların endişesi önlenmeye çalışılırdı.
c. Bölgeye gidecek olan göçmenlerin belirli bir süre vergilerden muaf tutulacakları beyan edilirdi.
d. Sürgün için belirlenen yerleşim yerlerinde ailelerin hangi oranda sürgüne
tâbi tutulacakları ifade edilirdi.
e. Sürgüne gönderilecek kişilerin kırsal kesimde özellikle dağlık alanlarda
yaşayan toprağı olmayan, toprağını terk ederek başka yerlere giden, aralarında uzun senelerden beri yaylak, tarla, bağ, bahçe anlaşmazlığı bulunan
ve halkın huzurunu bozan kişi ve topluluklardan; şehir ve kasabalarda ise
meslek sahipleri ve esnaf zümresinden seçilmesi istenilirdi.

S

Evlâd-ı Fâtihân teşkilatı ne zaman  askerlik ve vergi mükellefi hâline getirilmişlerdir?

Evlâd-ı Fâtihân teşkilatı Tanzimat Fermanı’nın ardından 1845 yılında muafiyetleri ortadan kaldırılarak, askerlik ve vergi mükellefi hâline getirilmişlerdir.

S

Rumeli’ye iskân edilen Yörükler ile Anadolu’da kalanlar arasında hukukî durumları açısından bir takım farklılıkların olmasının sebebi nedir?

Osmanlılar Rumeli’yi fethedip, bölgeyi Türkleştirme faaliyetlerine başladıkları
zaman Batı Anadolu Yörüklerini bu iş için kullanmışlardır. Gazâ bölgesine yerleştirilen bu gruplar devletin ileriki yıllardaki fetihlerinin hazırlanmasında önemli vazifeler yerine getirmekteydiler.

S

Osmanlı Devleti'nde konar-göçerlerı yerleşik halktan ayıran nedir?

Osmanlı Devleti’nde konar-göçerler reayadan sayılır ancak hayat tarzları dolayısı ile yerleşik halktan ayrılır.

S

Osmanlı Devleti’nde konar-göçerler neye göre Yörük veya Türkmen olarak adlandırılırlardı?

Kesin bir ayrım olmamakla beraber Kızılırmak yayının batısında yaşayan konargöçerlere Yörük, doğusunda kalanlara ise Türkmen denilirdi.

S

Yörüklerin yerleşik hayata geçmelerini kolaylaştıran unsurlar nelerdir?

Yörükler daha çok belli bir sancağın sınırları içerisindeki yaylak ve kışlaklarda yaşarlardı. Yaylak ve kışlakları arasındaki mesafenin kısa oluşu sebebiyle dar alanlarda konar-göçerlik yaptıklarından yerleşik hayata geçmeleri daha kolay olmaktaydı. Çünkü tarım
alanlarına yakın bölgelerde yaylaladıklarından kışın hayvanlarının ot ve saman ihtiyaçlarını temin için çoğu zaman kiracı veya ortakçı olarak tarım faaliyetlerinde bulunuyorlardı. Bu faaliyetleri, onların yerleşik hayata geçmelerini hızlandırmaktaydı. T

S

Konar-göçerler, üzerinde yaşadıkları toprağın tasarruf şekillerine göre kaça ayrılırdı ve bunlar neydi?

Konar-göçerler, üzerinde yaşadıkları toprağın tasarruf şekillerine göre timâr, zeamet, hâs veya evkaf reayası olabilirlerdi.

S

Voyvodolar ne zaman tayin edilirdi ve görevleri neydi?

Konar-göçer teşekküllerin vergi gelirleri mukataaya verilerek tahsil edildiğinde başlarına devlet tarafından voyvoda adı verilen bir idareci tayin olunurdu. Voyvodalar başında bulunduğu konar-göçer topluluğun vergilerini toplamak, inzibatı sağlamak gibi vazifeleri yerine getirmekteydiler. Bu voyvodalara Türkmen Voyvodası veya Türkmen Ağası denildiği de olurdu.

S

Osmanlı Devleti bir müddet sonra belli bir vergi dairesine bağlanan ve birbirlerinden yaşadıkları bölgelerle ayrılan konar-göçer grupları, bir idare altında toplamak için kazâlar oluşturmak yoluna gitmiştir. Belli bir merkezi olmayan bu kadılar konar-göçer teşekküllerle birlikte hareket ederlerdi. Bu şekilde oluşturulmuş kazâ idarî bölgeleri nelerdir?

Osmanlı Devleti bir müddet sonra belli bir vergi dairesine bağlanan ve birbirlerinden yaşadıkları bölgelerle ayrılan konar-göçer grupları, bir idare altında toplamak için kazâlar oluşturmak yoluna gitmiştir. Belli bir merkezi olmayan bu kadılar konar-göçer teşekküllerle birlikte hareket ederlerdi. Türkmanân-ı Yeni-il, Yörükân-ı Ankara, Türkmanân-ı Halep bu şekilde oluşturulmuş kazâ idarî bölgeleridir

S

Yörükler XVI. yüzyılın ortalarında kaç kişilik ocaklara ayrılmışlardı?

Yörükler XVI. yüzyılın ortalarında 25 kişilik ocaklara ayrılmışlardı

S

Sefere veya devlet hizmetine giden eşkincilere avarız-ı divaniye vergisi
karşılığında kaç akçe ödenirdi?

Sefere veya devlet hizmetine giden eşkincilere avarız-ı divaniye vergisi
karşılığında ellişer akçe ödenirdi.

S

Sefere veya devlet hizmetine giden eşkincilere avarız-ı divaniye vergisi
karşılığında ellişer akçeyi kim öderdi?

Her ocakta nöbetleşe sefere katılmak veya ihtiyaç duyulan devlet hizmetini yerine getirmek için beş eşkinci bulunurdu. Bunlar ocaklarının amirleri zaim
(mir-i yörükân) ve ser-askerlerinin (çeribaşı) idaresinde savaşlara katılırlardı veya devletin uygun gördüğü hizmeti yerine getirirlerdi. Yamak adı verilen diğer yirmi beş kişi sefere veya devlet hizmetine giden eşkincilere avarız-ı divaniye vergisi karşılığında ellişer akçe öderlerdi. Bu ücret karşılığında eşkinciler bütün yiyecek ve harp malzemelerini kendileri temin eder, devletten veya yamaklardan başka bir şey talep edemezlerdi.

S

1691 yılında Rumeli’deki Yörük grupları Evlâd-ı Fâtihân adı altında yeniden teşkilatlandırılmıştır. Bunun amacı nedir?

Kötüye giden savaş ortamını düzeltmek ve bu manada savaşlardaki insan gücünü temin etmek amacıyla 1691 yılında Rumeli’deki Yörük grupları Evlâd-ı Fâtihân adı altında yeniden teşkilatlandırılmıştır. Yapılan düzenlemeler ile Rumeli Yörükleri, Evlâd-ı Fâtihân adı altında eskiden olduğu gibi bulundukları bölgelerde çeribaşılarının idaresi altında birleştirilmiştir.

S

Evlâd-ı Fâtihân gruplarına düzenli talim yapmaları sistemi ne zaman uygulanmıştır?

1828 yılında Evlâd-ı Fâtihân gruplarına düzenli talim yapmaları sistemi uygulanmıştır.