Karlofça ve Rövanşı (1699-1718)
Osmanlı kuvvetlerinin Viyana önlerinde mağlup olmalarının yanısıra daha sonraki savaşların çoğunu kaybetmesinin asıl sebebi nedir?
Osmanlı kuvvetlerinin Viyana önlerinde mağlup olmalarının yanısıra daha sonraki savaşların çoğunu kaybetmesinin üzerinde durmak, hadiseleri anlamak açısından önemlidir. Avrupa’nın dört büyük devletine karşı birçok cephede savaş vermek zorunda kalınması mağlubiyetlerin asıl sebebidir.
Osmanlı ordusu Avusturya ile kaç kez savaşa girmiş ve kaçını kazanmıştır?
Osmanlı ordusu, 1618-1648 yılları arasındaki Otuz Yıl Savaşları döneminde askerî sahada büyük gelişme sağlayan Avusturya karşısında 1683-1699 yılları arasında yaptığı 15 meydan muharebesinin 12’sinde mağlup oldu.
Osmanlı ordusunun yenilgiye uğramasında en önemli sebeplerden biri olan Avusturya ordusu tarihinin en önemli komutanları kimdi?
Charles de Lorraine, Ludwig von Baden ve Savoylu Prens Eugene gibi Avusturya askerlik tarihinin en önemli komutanlarının Viyana bozgun yıllarında Osmanlı’nın karşısında olması alınan mağlubiyetlerin başlıca sebeplerindendi.
Osmanlı imparatorluğu hangi savaş sonucu kaybettiği yerleri geri alma hayalini yitirmiştir?
Osmanlı İmparatorluğu, 1697 Zenta Muharebesi’nde aldığı büyük mağlubiyetle, Viyana bozgun yıllarında kaybettiği yerleri geri alma hayallerini tamamıyla yitirip, barışa sıcak bakmaya başladı.
Barış görüşmelerinin durdurulup savaşların devam etmesini isteyen ülkeler hangileriydi?
Sadrazam Amcazâde Hüseyin Paşa, barış için zemin aramaya başlamıştı. Avusturya ve Venedik de barış istiyorlardı. Ancak Lehistan ile Rusya istedikleri yerleri alamadıkları için savaşın devamından yanaydılar. Fransa, İspanya veraset meselelerinden dolayı Avusturya ile aralarının açılması ihtimali nedeniyle Osmanlılar’ın sulh imzalamamasını istiyordu. İngiltere ve Hollanda ise ticarî menfaatleri için barış taraftarıydılar ve bunun için aracılık yapıyorlardı.
Karlofça barış görüşmelerinde Osmanlı’yı kimler temsil etti?
Uzun yazışmalardan sonra Tuna kıyılarında, dağ eteklerindeki Karlofça kasabası iki tarafça da kabul edildi. Karlofça’daki görüşmelerde Osmanlı İmparatorluğu’nu Reisülküttap Ramî Mehmed Efendi ile Tercüman Aleksandre Mavrakordoto, Avusturya’yı C. d’Ottingen, C. de Marsigli, C. de Schlick, Lehistan’ı P. de Posnanie Kojakie Malacowsky, Venedik’i Ch. Carlo Ruzzini, Rusya’yı Boganowitsch temsil ediyordu. Ayrıca İngiltere adına William Paget, Hollanda adına da M. de Colliers görüşmelere katılmıştı.
Karlofça Antlaşması nerede ve hangi yılda imzalanmıştır?
16 Ekim 1698 Perşembe günü Karlofça’ya gelen heyetlerin müzakereleri görüşmelerin başlamasından 103 gün sonra, 26 Ocak Pazartesi günü bitti. 26 Ocak saat 10’da antlaşmanın imzası için görüşme çadırında toplanıldı, merasimin bitmesinden sonra da tüfekler atılarak, antlaşma kutlandı.
Karlofça antlaşması sonucunda sınırlar nasıl belirlemiştir?
Bu antlaşmayla Avusturya, Tımışvar hariç bütün Macaristan ve Erdel’i aldı. Lehistan, Podolya ve Ukrayna’nın Osmanlı hakimiyetinde olan bölgelerini alırken, bunun karşılığında işgali altında olan Boğdan’ı boşalttı. Ayrıca Osmanlılar, Kırım Tatarları’nın Lehistan’a saldırmayacaklarına dair garanti verdiler. Venedik ise Mora’yı, Adriyatik Denizi’ndeki birkaç ada ile sahil şeridinden bazı yerleri aldı. Taraflar arasında sınırlar ana hatları ile çizildiğinden, antlaşmadan sonra kesin sınır tespiti için heyetler kurularak, ülkeler arasındaki sınırların tam olarak nereden geçeceği ve sınır taşlarının dikilecekleri yerler tespit edildi.
İstanbul Antlaşması kaç yılında ve hangi ülkeler arasında imzalamıştır ve hangi kararlar alınmıştır?
Cevap: Ruslar’a bırakılırken, buna mukabil olarak Özi civarındaki bazı kaleler Osmanlılar’a verildi. Ayrıca Ruslar İstanbul’da daimi elçi bulundurmak hakkını da kazandılar.
Karlofça antlaşmasının Osmanlı üzerindeki etkileri ve sonuçları ne olmuştur?
16 yıl süren savaşların sonunda imzalanan Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları ile 300 bin kilometrekareden fazla toprak kaybedilmişti. Bu toprakların kaybedilmesi imparatorluğu prestij kaybına uğratıp, devlet gururunu incitmiş, buralardan elde edilen gelirlerin de kaybedilmesine sebep olmuştu. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu’na vergi ve asker veren devletler de (Erdel, Lehistan) bu yükümlülüklerinden kurtulmuşlardı. Osmanlılar Karlofça’dan sonra bütün politikalarını bu mağlubiyetin rövanşını alıp, eski topraklarına tekrar sahip olmaya göre ayarladılar.
Cizvitler kimdir ve Ermeniler ile olan ilişkileri nedir?
Cizvitler, 17. yüzyılın başlarında imparatorluktaki, misyoner faaliyetleriyle dikkat çekmiş ve Osmanlı yönetimi tarafından takibe alınmışlardı. 17. yüzyılda aynı mesele yine gündeme geldi. 1695’te Sakız Adası’nda Cizvitler ile Rum ruhbanlar arasında patlak veren kavga yüzünden dönemin padişahı II. Mustafa, Osmanlı İmparatorluğu’nun Hristiyan tebaasının Katolik mezhebine geçmesini yasakladı. Bir kadim kehanete göre, savaşçı bir Frenk halkı Ermenistan’ı işgalcilerden temizleyip, Ermeni milletinin bağımsızlığını ve özgürlüğünü yeniden tesis edecekti. İşte Frenk diyarından kopup gelen Cizvitler bu mesut geleceğin mimarlarıydı. Bağımsızlık vaadi, gerçekten de Ermeniler’in ruhlarına işledi ve Ermeni toplumu arasında mezhep değiştirme furyasını çığ gibi büyüttü. 18. yüzyılın ilk üç yılında Katolikliğe geçen Ermeniler’in sayısı, yalnızca İstanbul ve çevresinde değil, imparatorluğun doğusunda, özellikle de Erzurum’da bir hayli arttı.
1700’lü yıllarda Osmanlıda yangınlar da oldukça zarar vermiştir. Bu yangınların en bariz örnekleri hangileridir?
Alınan tedbirlere rağmen II. Mustafa döneminde de alevlerin İstanbul’u pençesine alması önlenemedi. 18. yüzyılın ilk yangını 23 Haziran 1700’de gece vakti çıktı ve 100’den fazla evi harap etti. 4 Aralık 1701’deki yangın yine gece saatlerinde İstanbul ve imparatorluğun zanaat ve ticaret kalbi Bedesten’de çıktı. Eski ve Yeni Bedesten’i, Sipah Çarşısı’nı, Cebeciler Hanı’nı, Bitpazarı’nı ve Mercan Çarşısı’nı etraftaki diğer dükkânlarla birlikte ağır hasara uğrattı.
Amcazâde Hüseyin Paşa kimdir?
Köprülü Mehmed Paşa’nın küçük kardeşi Hasan Ağa’nın oğlu olan Hüseyin Paşa, Fazıl Ahmed Paşa’nın sadrazamlığı sırasında “Amcazâde” diye şöhret bulmuştu. Amcazâde Hüseyin Paşa, Viyana bozgunundan sonra Köprülü ailesinden olduğu için bir ara hapsedildiyse de, daha sonra çeşitli valiliklerde bulunup, 1697’de sadrazamlığa getirildi. 1702’de padişahın hocası ve devrin şeyhülislâmı Feyzullah Efendi ile olan anlaşmazlığı yüzünden, istifayla son bulan beş yıllık sadrazamlık döneminde önemli icraatları oldu.
Şeyhülislâm Feyzullah Efendi’nin devlet işlerine müdahalesi, Amcazâde Hüseyin Paşa’nın işlerindeki etkisi ne olmuştur?
Hüseyin Paşa’yı iş yapamaz hâle getirmişti. Feyzullah Efendi’yi etkisizleştirmek için çabalayan Hüseyin Paşa bunda başarılı olamayınca II. Mustafa’nın yerine kardeşi Şehzâde Ahmed’i geçirmek için harekete geçti. Bu iş için de yeğeni Kıblelizâde Ali Bey’i ve kâhyası Şehrizorlu Hasan Paşa’yı görevlendirdi. Ancak bu tertibi öğrenen Sultan, Amcazâde’nin yeğenini idam ettirdiği gibi, kâhyası Şehrizorlu Hasan Paşa’yı da Şehrizor’a sürgün ettirdi. Hasan Paşa’nın arkasından idam fermanı gönderdiyse de, paşa kaçarak kurtuldu.
Amcazâde Hüseyin Paşa’nın ölümünden sonra göreve kim getirilmiş ve Şeyhülislâm Feyzullah Efendi ile arasındaki anlaşmazlıkların sonucu ne oluştur?
Amcazâde Hüseyin Paşa’nın ölümünden sonra göreve Daltaban Mustafa Paşa getirildi. Şeyhülislam Feyzullah Efendi Daltaban Mustafa Paşa’nın yaptığı tayinlere müdahale ettiği için bu ikili arasında çatışma adeta kaçınılmaz oldu. Daltaban Mustafa Paşa, kendini sürgünden kurtaran ve sadaret mührüne sahip olmasını sağlayan Feyzullah Efendi’nin devlet içindeki otoritesinin önünü almak için harekete geçti ama bu hareket paşanın hayatına mâl oldu. Daltaban Mustafa Paşa 28 Ocak 1703’te idam edildi ve yerine de Karlofça Antlaşması’nın mimarı Ramî Mehmed Paşa getirildi.
1703 Edirne Vakası’nın sebepleri nedir?
1703 Edirne Vak’ası’nın görünürdeki sebebi Gürcü seferine gönderilen yaklaşık 200 cebeciye birikmiş maaşlarının ödenmemesiydi. Ancak birbiriyle bağlantılı ve birbirini tetikleyen başka birçok farklı etkenler de vardı. Edirne Vak’ası için sebepler çok önceden oluşmaya başlamıştı. II. Mustafa’nın, Köprülü ailesiyle iktidar mücadelesine girmesi, Seyyid Feyzullah Efendi’nin üst düzey kadroları kendi adamlarıyla doldurması ve devlet işlerine gereğinden fazla müdahale etmesi, olumsuz sonuçlarına rağmen Karlofça Antlaşması’nın imzalanması, II. Mustafa’nın hükümet üyeleriyle İstanbul’u terkederek Edirne’ye yerleşmesi, hem padişah hocası hem de şeyhülislâm olan Feyzullah Efendi’ye gereğinden fazla itimat etmesi ve seferlerde reayadan da binlerce kişinin asker yazıldıktan sonra barışın tesis edilmesinin ardından bunların askerî sınıftan çıkarılmak istenmesi asıl önemli sebeplerdi.
Edirne Vakası’nda asiler II. Mustafa’nın yerine tahta kimin çıkmasına karar verdiler?
Asiler Edirne yolunda tahta kimin çıkarılacağını tartışmışlardı. Kimi II. Ahmed’in oğlu Şehzâde İbrahim’in tahta çıkarılmasını, kimi de sultanın kardeşi III. Ahmed’in tahta çıkmasını istemişti. Meşverette Kırım hanlarının torunlarının veya Sultan II. Selim’in kızı İsmihan Sultan’dan olan İbrahim Han’ın torunları olan İbrahimhanzâdelerden birinin padişah olmasını önerenler de olmuştu. Sonunda Şehzâde Ahmed’in tahta çıkarılması kararlaştırıldı. Bu tartışmalarda Osmanlı hanedanına alternatif arayışı görülmüştü.
Osmanlı Ordusu’nun başında sefere çıkan son padişah kimdir?
II. Mustafa tahta çıktıktan sonra ordunun başında sefere giderek, yıllardır devam eden bozgunu durdurmak için büyük gayret gösterdiyse de başarılı olamamıştır. Ordunun başında sefere çıkan son padişahtır.
Kılıç Alayı nedir?
Osmanlı İmparatorluğu’nda yeni bir hükümdar tahta çıktığında Avrupa’da olduğu gibi taç giyme töreni değil, kılıç kuşanma töreni yapılırdı. Saraydaki biat merasiminden sonra, padişahın halk içine ilk çıkışı kılıç kuşanma münasebetiyle tertiplenen alayla olurdu. Padişahlar, kılıç alayı adı verilen bu törenle Eyüp Sultan’a giderek kılıç kuşanırlardı.
Prut seferinin nedenleri nelerdir?
İsveç Kralı Demirbaş Şarl ve Kazak lideri Mazepa’nın Osmanlı topraklarına sığınması, Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya’nın arasını açmıştı. Osmanlı İmparatorluğu’nun şahinleri Karlofça’nın rövanşını almak için ilk fırsatın doğduğuna inanıyorlardı. Bu niyetlerini gerçekleştirmek için 1710’da sadrazamlığa Halep Valisi Baltacı Mehmed Paşa’yı getirttiler. Rus Çarı Petro İsveç kralının Osmanlı topraklarında bulunmasını savaş sebebi olarak gösterdi ve Osmanlı ülkesine karşı saldırıya geçti.
Prut Antlaşması ne zaman imzalanmış ve hangi kararlar alınmıştı?
23 Temmuz 1711’de imzalanan Prut Antlaşması, aslında Osmanlılar açısından çok da kötü değildi. Antlaşmaya göre Azak Kalesi Ruslar’dan geri alınacak, Osmanlı sınırındaki Rus kaleleri yıkılacak, Rusya Lehistan’a müdahale etmeyecek, İsveç kralının ülkesine dönmesine müsaade edilecek ve Rusya eskiden olduğu gibi Kırım Hanlığı’na vergi verecekti.
Demirbaş Şarl’ın Türkiye’de kalması ve Doğru Kültürü ile tanışması ülkesi açısından ne gibi etkileri olmuştur?
Demirbaş Şarl’ın Türkiye’de kalması ve Doğu kültürü ile tanışması İsveç üzerinde günümüze kadar gelen derin izler bıraktı. İsveç kralının ülkesine dönmesinden sonra dolma, buzlu şerbet ve kahve İsveç’e geldi. “Kalabalık, sofa, yıldırım, yaramaz, köşk, divan” gibi kelimeler, İsveç diline girdi. İsveç kralı, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki şehir planlamasından etkilenmişti. Stockholm’da aynı tarz planlamaya gitmeye çalışarak parklar yaptırttı. Demirbaş Şarl, yaptırttığı iki yeni gemiye jilderim yani yıldırım ve jaramas, yani yaramaz isimlerini koymuştu. İsveç gemilerinde hâlâ aynı isimler kullanılır.
Moran kaç yılında yeniden fethedilmiştir?
Osmanlılar, Mora’yı geri almak için fırsat kollarken, Venedik, imparatorluk topraklarından Karadağ’da isyan çıkarttı. Kendilerine sığınan asileri himaye etti. Osmanlı gemilerine de saldırılarda bulunulunca, Karlofça Antlaşması hükümlerini ihlal ettiği gerekçesiyle 8 Aralık 1714’te Venedik’e savaş açıldı. Sadrazam Ali Paşa, Gördüs’ü kuşattı. Bir süre direnen Venedikliler, 3 Temmuz’da kaleyi teslim ettiler. Ardından Anabolu, Modon, Koron ve Navarin fethedildi. Üç buçuk ay gibi kısa sürede Mora yeniden elegeçirilmişti. Mora’nın fethi oldukça kolay olmuş, Venedik Osmanlı ordularının karşısında duramamıştı.
Petervaradin Muharebesi kaç yılında yapılmış ve nasıl sonuçlanmıştır?
Petervaradin Muharebesi 5 Ağustos 1716 da Prens Eugene, Osmanlı ordusunun muharebe için hazırlık yapmasına fırsat vermeden, harp meclisini bile toplamadan, hemen saldırıya geçmeye karar verdi. Arkasına koruma olarak Petervaradin Kalesi’nin top ateşine alıp, emrindeki 70 bin kişilik ordusuyla Osmanlı ordusuna saldırdı. Muharebede Sadrazam Ali Paşa şehit olmuş ve Osmanlı ordusu büyük bir bozguna uğramıştır. Muharebede, sadrazamla birlikte 30 bine yakın asker şehid düşmüştü. Savaşta tarif edilemez derecede gaddarlıklar yaşanmıştı.
Belgrad kim tarafından ve ne zaman fethedildi?
II. Murad ve Fatih Sultan Mehmed dönemlerinde iki defa kuşatılmasına rağmen alınamayan Belgrad, Kanunî tarafından 1521’de fethedildi. Belgrad halkının bir kısmı İstanbul’a götürülerek İstanbul’da bugün kendi isimleriyle anılan Belgrad Kapı ve Belgrad Ormanları civarındaki köylere yerleştirildi.
Pasarofça Antlaşması ne zaman imzalandı?
Avusturya, elde ettiği zaferlere rağmen İtalya meselesi yüzünden barış istiyordu. Antlaşma görüşmeleri için de tarafsız bir bölge olarak görülen Pasarofça seçildi. Dört hafta süren müzakerelerden sonra, 21 Temmuz 1718’de barış imzalandı. Tımışvar dahil olmak üzere, Banat, Belgrad ve Sırbistan’ın büyük bir kısmı Avusturya’ya bırakıldı. Buna karşılık Venedik’ten Mora alındı. Ayrıca Pasarofça Antlaşması’yla Avusturyalı tüccarlar Osmanlı İmparatorluğu’nda ticaret yapmak için bazı imtiyazlar kazandılar. Fakat ticarette Avusturya’nın umduğunun tam tersi oldu. Antlaşma hükümlerinden faydalanan Osmanlı tüccarları Avusturya ticaretinde oldukça etkin bir hâle geldiler.