aofsorular.com
TAR209U

BALKANLARA GEÇİŞ: FETİH VE İSKAN

2. Ünite 20 Soru
S

Osmanlı tarihi açısından Rumeli kelimesi ne ifade etmektedir?

Rumeli kelimesi Bizans imparatorluğunun hakim olduğu toprakları ifade etmek üzere kullanılan memleket-i Rum gibi bir tanımlamadır. XIII. yüzyıl seyyahları eserlerinde Türklerin hakimiyetindeki Anadolu için Turkmenia kelimesini kullanırken Bizans imparatorluğu toprakları için Romania tanımlamasını tercih etmişlerdir. Romania ise Türk kaynaklarında Rumili/eli şeklinin ortaya çıkışına temel olmuş ve Balkan yarımadası için yaygın bir şekilde kullanılmıştır. 

S

Osmanlı beyliğinden önce Balkanlara hangi beylikler geçmiştir ve orada neden tutunamamışlardır?

Osmanlı beyliğinden önce Karesi, Aydın, Saruhan ve Menteşe beylikleri, Ege adaları ve Trakya'ya defalarca geçmişlerdi. Fakat Karesi beyliği dışında diğerlerinin bulundukları yerler, Ege denizinin kuzeyindeki ve batısındaki topraklara uzaktı. Bu da ulaşım ve destek problemlerini beraberinde getirmekteydi. Ayrıca bu denize yönelik gaza yapan beylikler ulaştıkları bu yeni topraklarda dayandıkları insan gücünü zayıflatmamak için kalıcı bir yerleşme ve hakimiyet kurma anlayışını benimsememişlerdi. 

S

Osmanlı Beyliği'nin 1350'li yıllarda Rumeli'de ilk tutunma çabalarının başarıya ulaşmasındaki etkenler nelerdir?

Özellikle ilk olarak çıktıkları Gelibolu yarımadasında sıkı bir şekilde yerleşmelerinde hem idareleri altında bulunan Karesi denizci beylerinin hem de o sıralarda Bizans imparatorluğunun içinde bulunduğu karışıklıkların önemli payı vardır. Özellikle Bizans tahtına geçmeye çalışan Ioannes Kantakuzenos'un imparatorluğu elde etme yolunda Orhan Bey ile sıkı ilişki içine girmesi siyasi ve askeri açıdan Osmanlılar için iyi bir fırsat olmuştur.. 

S

Türklerle yaptığı ittifaktan ötürü tahttan çekilmek durumunda kalan Bizans imparatoru Kantakuzenos bu ittifakı neleri gerekçe göstererek savunmuştur?

Aynı zamanda bir tarihçi olan İmparator VI. İoannis Kantakuzenos tahttan çekildiği sırada yaptığı bir konuşmada Türklerle olan ittifakını savunarak onların gelecekte Bizans için ne derecede tehlikeli olacaklarına dikkat çekmişti. Tecrübeli bir devlet adamı olarak Türklerle barışın şimdilik korunmasını daha sonra güçlü bir hazine, ordu ve donanma oluşturularak onlara karşı saldırıya geçmenin gerekliliğine işaret etmekteydi. 

S

Edirne'nin kazanılmasının Osmanlı devleti açısından stratejik önemi neydi?

Edirne'nin alınışı Trakya ve Balkanlar için bir dönüm noktası teşkil ettiği gibi bir bakıma İstanbul'un fethini de kolaylaştıracak bir adımı oluşturur. Burası bir üs haline getirilerek bir taraftan Balkanlar'a diğer taraftan İstanbul'a yönelik iki cephe ortaya çıkmıştır. 

S

Osmanlı mali tarihi açısından haraç sözcüğünü tanımlayınız. 

Haraç, İslam hukukuna göre Müslüman topraklarda yaşayan gayri Müslim topluluklarından alınan şahsi bir vergidir. Cizye olarak da bilinir ve varlık derecesine göre üç seviyede alınır (a'la/yüksek, evsat/orta ve edna/düşük). 

S

Rumeli'de fethedilen toprakların Bizanslı ahalisi idare değişikliğinden neden fazla etkilenmediler?

Özellikle siyasi belirsizlik içinde bulunan ve baskılarla yıldırılmış, yeni Osmanlı idaresini benimsemekte tereddüt etmediler. Vaktiyle Bursa bölgesinde kuruluş yıllarında uygulanan sistem, Rumeli yakasında da kendisini gösterdi. Yani Osmanlılar her önlerine çıkan Hıristiyanı kılıçtan geçirmediler, aksine kendi taraflarına geçmeye ikna edip kır ve şehir kesiminde halkı yerinde tutmaya çalıştılar. Aldıkları haraç onların daha önce Bizanslı idarecilere ödediklerinden fazla değildi. 

S

Osmanlı mali sistemi açısından büyük öneme sahip tımar sistemini açıklayınız.

Tımar sistemi, askeri hizmet karşılığı bazı toprakların vergi gelirlerinin tahsis edildiği bir sistemdir. Bu sistemde devlet sipahi denilen atlı askerlerin maaşlarını bulundukları bölgedeki halkın vergi gelirlerini onlara ayırarak karşılamış oluyordu. 

S

Osmanlı beyliğinde merkezi bir yapının temelleri hangi dönemde ve neden atılmıştır?

Anadolu ve Balkanlar'da giriştiği faaliyetlerle Osmanlı Beyliği'ni bir devlet haline getiren I. Murad döneminde yeni ihtiyaçlar, askeri sistemin düzenlenmesine ve devlet teşkilatında önemli değişikliklere yol açmış, merkezi bir yapının temelleri atılmıştı. 

S

Çirmen savaşının Osmanlılar açısından en önemli sonucu nedir?

Çirmen savaşında kazanılan başarı Osmanlılara Makedonya, Sırbistan, Yunanistan kapılarını açtı. Birçok Sırp prensi, Despot Dragaş, kardeşi Konstantin dahil haraç ödemek şartıyla bağlılık bildirdiler. Haraç yanında I. Murad'a talep etmesi halinde asker de yollayacaklardı. 

S

1376-1381 yılları arasında I. Murad'ın Rumeli'de oldukça rahat hareket etmesini sağlayan gelişmeler nelerdi?

IV. Andronikos'un hakimiyeti ve İstanbul ile Galata'daki Cenevizliler arasındaki iç savaş bu imkanı I. Murad'a vermişti. 

S

I. Kosova Savaşı'nın Sırp milli kimliğindeki yerini tartışınız. 

Kosova savaşında alınan yenilgiye rağmen Sırp destanları ve kilise Kosova mücadelesini bir zafer olarak işledi. Özellikle 19. yüzyılda bu popüler mitosun oluşumunda, milli bir benlik inşa etme ideolojisi etkili olmuştu. Sırp milliyetçiliğinin kökenlerinde Lazar kültü bu bakımdan öne çıkar. Bu mitos Lazar'ın şahsında toplandı. Sırp Ortodoks benliği milli duygularla karıştı, ilahi bir tarza büründü. Sırplar'ın ana yurdu, ana kalbi olarak Kosova büyük bir önem kazandı. Lazar kendisini Sırplar için feda eden ve onların acılarını taşıyan bir aziz mertebesine yükseltildi. Bu anlayış Sırp milliyetçiliğinde derin akisler bulurken zamanımıza kadar gelen derin izler bıraktı. 

S

Bogomilizm kavramını açıklayınız.

Bogomilizm X.-XV. asırlarda Balkanlar'da yaygın hale gelen düalist bir Hıristiyan mezheptir. Hıristiyanlık inancı içinde teslisi kabul etmeyip Hz. İsa'yı sadece bir peygamber olarak tanırlar. Bedene bürünme (Allahın oğlu inancı) öğretisine karşı çıkarlar. Mezhep mensupları özellikle Bosna ve Hersek'te yaygın olup bunların çoğunun İslamiyeti kabul ettikleri düşünülür. 

S

Balkanlarda Hıristiyanların Osmanlı himayesinde dinlerini devam ettirebilmelerinde neler etkili olmuştur? 

İmtiyaz tanınan kiliseler dini ve sosyal hayatı derinden etkileyecek bir tarzda ve eskisinden de daha rahat şartlar altında faaliyetlerini sürdürmüşlerdi. Ortodoks Hıristiyanlığı maddi ve manevi açıdan gelişmişti, Osmanlı resmi makamları bunları tanımış, kilise hiyerarşisini koruyup desteklemişti. Hatta kiliseler imtiyazlı bir statü de kazanmıştı. Bunların daha sonraları XIX. yüzyılda Osmanlı idaresine karşı direniş organize edebilecek bir konuma gelmeleri de aslında bu korunmalarının bir sonucudur. Balkan milletlerinin benliklerini korumalarında yeni fâtihlere yani Osmanlılara karşı yerli halkın iktisadi ve sosyal, kültürel bakımdan üstün olmalarının etkili olduğu yolundaki görüşler, tarihi gerçeklere uygun düşmez. Bu görüşler Osmanlı hukuk, iktisadi sisteminin ve uygulanış şekillerinin layıkıyla kavranamamış olmasından kaynaklanmıştır. Çünkü Osmanlı devleti İslam hukukuna dayalı olarak gayri Müslimlere bir zimmet hukuku bahşetmişti. Bu hukuk bozulmaz derecede karşılıklı olarak hakları belirli alanlarda sağlamaktaydı. Yani İslamiyet kendi siyasi gücü altındaki Hıristiyan ve Yahudiler için özel bir hukuki uygulama pratiği geliştirmişti. Bu gruplar topluda tanınan ve yeri olan topluluklar durumundaydı. 

S

Zimmet hukuku terimini açıklayınız.

Zımni kelimesi İslam devletinin koruması altındaki kitap ehli gayri Müslim unsurları işaret eder. Bunlar için İslam hukukunda geliştirilen sistem bütün Müslüman devletlerce uygulanmıştır. Bu hukuk sistemiyle Hıristiyan ve Yahudilerin kendi dini inanç ve adetlerini belirli kısıtlamalar dışında rahatlıkla yapabilmeleri garanti altına alınmıştır. 

S

Osmanlıların Rumeli'de tutunmaya başlamaları Batı Anadolu Türkmen beylikleriyle olan ilişkilerini nasıl etkilemiştir?

Osmanlıların Rumeli'de tutunmaya başlamaları daha 1350'li yıllardan itibaren onların Batı Anadolu Türkmen beylikleri ile olan münasebetlerinde bir dönüm noktası olmuştur. Özellikle Rumeli'de sınır hatlarında kendi askeri gruplarıyla gaza yapan uç beyleri büyük şöhrete sahip oldular. Bu aynı zamanda onlara ihtişam ve zenginlik de katmıştı. Söz konusu ihtişam ve bu bölgede elde edilenler, Anadolu'da gerek Osmanlı gerekse diğer beylikler tebaası üzerinde büyük bir etki yaptı. Batı anadolu ve Orta Anadolu beylerinin tabanlarının ve askeri zümrelerinin Osmanlı tarafına kayması, aynı imkanlara kavuşma hevesi dolayısıyla, kolaylaştırdı. 

S

Karamanoğullarının Gorigos seferinin Osmanlının yükselişine nasıl bir katkısı olmuştur?

Karaosmanoğulları Osmanlıların gaza şöhretlerini kendilerinin de gösterebileceklerini kanıtlamak için Gorigos seferine çıktılar. Bu seferde Kıbrıs birlikleri karşısında bozguna uğrayan Karaosmanoğullarının imajı beylikler nezdinde dağıldı. Böylece Rumeli'de başarılı gazalarla ön plana çıkan Murad Bey birden üstün bir konum kazanmış oldu. 

S

1387'de Osmanlılar karşısında uğradıkları yenilgiden sonra Osmanlıların himayesine giren Karamanoğulları beyliği hangi olaydan sonra tekrar umutlanarak Osmanlıya karşı isyan etmiştir?

I. Murad'ın Kosova'da savaş meydanında bir suikasta uğrayıp şehit düşüşü, söz konusu ittifakın çözülmesine, Karamanoğullarının son bir çabayla diğer beylikleri kendi yanına alarak Anadolu'daki Osmanlı topraklarına saldırmasına yol açtı. 

S

Osmanlılara çeyiz yoluyla geçen bölgeler hangileridir?

I. Murad oğlu Bayezid'i Germiyanoğlu Süleyman Bey'in kızı ile evlendirmiş, karşılığında çeyiz olarak Kütahya, Emet, Simav ve Tavşanlı Osmanlılara verilmişti. 

S

Bosna'da İslamiyetin yayılmasının sebeplerini tartışınız. 

Bosna'da İslamiyetin yayılış sebepleri tartışmalı olmakla birlikte Katolik baskısı altındaki grupların Osmanlı idaresi altında İslamiyeti seçtikleri, İslamiyetin birden değil tedrici olarak yayıldığı, bunda ekonomik ve sosyal sebeplerin rol oynadığı üzerinde durulur. İslamlaşmanın şehirlerden köylere doğru bir yayılma eğilimi göstermiş olduğu düşünülmektedir. Ayrıca İslamiyetin yayılışında yerli unsurların Osmanlı idaresinde söz sahibi olmak, mevkilerini kuvvetlendirmek maksadının da etkili olduğu ileri sürülmüştür. Ancak bütün bu görüşler içerisinde Türk kolonizasyonunun tesirleri, tekkelerin, dervişlerin, manevi rolleri yeterince incelenmiş değildir. Bosna bölgesinde yaygın olan Bogomilizm faktörü ise bütün bu sebepler içinde en zayıf olanıdır.