ORTAÇAĞ-YENİÇAĞ AVRUPA TARİHİ

Fransa’da ilk kağıt fabrikası 1326 yılında Ambert’de kurulmuştur.

Ortaçağ döneminde nüfusun büyük çoğunluğunun geçim kaynağı topraktı. Geçimlerini tarım yaparak karşılıyorlardı.

Capet hanedanı Fransa ‘da hüküm süren hanedandı. Normanlar kuzeyde ve özellikle İngiltere’de, sonraları 11.yy. da Güney İtalya’da varlık gösterdi. Normanlardan sonra da yerlerine Hohenstaufen ve Sicilya Hanedanları varlığı hissedildi.

962- 1254 yılları arasında, Kutsal Roma İmparatorluğu Sakson- Hohenstaufen hanedanları tarafından yönetildi.

İlk olarak II. William babasının yerine tahta oturdu, ağabeyi Robert ise Normandiya dükü oldu. Ancak krallık kardeşler arasında mücadele ve bölünmeye yol açtı. I. Henry, II. William’ın şüpheli ölümünden sonra Robert’la savaşan üçüncü kardeştir. I. Henry İngiltere ve Normandiya ’yı yine birleştirip reformlar yapan başarılı bir kraldı.

Kral keyfi cezalandırmalar yapamayacaktır, tek yetki onda olmayacaktı, baronlara danışacaktı.

Fransa, İskoç krallarını İngiltere’ye karşı kışkırttı ve aralarında mücadele başlattı.

Gelişmeler 13. yüzyılda meydana gelmiştir.

İngiltere hiçbir zaman bu uygulamayı kullanmadı. İspanya ise daha yoğun olarak Müslüman ve Yahudilerde uyguladı.

Sadece I. Haçlı Seferinde Avrupalı asilzadeler İznik’i alarak Selçukluları yendi; sonraları Urfa, Antakya, Kudüs, ve Trablus ellerine geçti. ( 1096-1099) Haçlılar diğer seferlerde yenildi.

Hiyerarşik sıralama: kral, dük, markis, kont, baron, şövalye ve köylü şeklinde ilerlemiştir.

Büyük sözleşme anlamına gelen Magna Carta feodallerin kral karşısında haklarını garanti altına alan bir belgedir.

Alman Kralı I. Otto 962’de Papa tarafından taç giydirilerek İmparator ilan edilmesi Kutsal Roma İmparatorluğunun kuruluşu olarak kabul edilir ve 1806’ya kadar varlığını sürdürmüştür.

Günümüz İspanyasının kuzey-batısında yer alan Asturias Krallığı, bölgenin batısındaki Galiçya topraklarını da ele geçirip Asturias- Galiçya Krallığı olarak anılacak ve ortaçağ boyunca yarımadanın tekrar Hıristiyanlaştırılması anlamına gelen “reconquista” ideolojisinin kurucusu olacaktır. Bu düşünce ortaçağ döneminde Müslümanlara karşı adım adım gerçekleştirilmiştir.

Müslümanları İber yarımadasından çıkarma hareketi yarımadanın en kuzey noktasından başlamış ve yarımadanın en güney noktasında 1492 yılında tamamlanmıştır.

Yukarıda sayılan tüm tarım teknikleri ve aletleri verimi arttırmak için kullanılmış; ayrıca tarım araçlarının alımını kolaylaştırmak amacıyla kooperatifler kurulmuştur. Sonuç olarak tarımda ortalama verim iki katına çıkmıştır.

Ruhbanları yetiştirmek, davranışlarında birlik sağlamak, toplumdaki itibarlarını artırmak amacıyla başlatılan Cluny hareketi manastır tarikatlerinin de ilk örneğini oluşturur. Papalığın üstünlüğüne destek veren bu hareket sayesinde Papalık, reformlarını gerçekleştirmek için güçlü ve disiplinli bir kaynak bulmuş oldu.

Papalık Avrupa içinde gücünü engizisyon mahkemeleri kanalıyla göstermiştir. Katolik kilisenin inisiyatifinde bir adli ve cezai mekanizma oluşturularak Avrupa, Papalığın kontrolü altına sokulmuş oldu.

Engizisyon mahkemeleri hiçbir zaman İngiltere’de uygulanmamıştır. Fransa, İtalya, Almanya ve orta Avrupa ülkelerinde uygulanmıştır. İskandinav ülkelerinde ise nadiren uygulanmıştır.

Feodal sistemin doğmasına yol açan temel unsur otorite boşluğunun varlığıdır. Roma imparatorluğunun parçalanmasıyla merkezi devlet yapısı ortadan kalkmış, Avrupa çeşitli kavimlerin akınlarına uğramıştır. Asayişin kalmadığı böyle bir ortamda otorite boşluğunu askeri ihtiyaçlardan doğan feodalizm doldurmuştur.