ORTAÇAĞ FELSEFESİ II - Deneme Sınavı - 8
I. Ahlaklı ve mutlu bir hayat ancak akıl ve irade gücünün rehberliğinde tutkuların (hevâ) üstesinden gelmekle elde edilebilir.
II. Bütün davranışların altında yatan tasarı ve tasavvurların da akıl gücünün ürünüdür.
III. İnsanın fiil ve davranışlarının ahlaki sayılması için onun akıllı olması tek başına yetmez.
IV. Ahlaki erdemlerle donanmanın esas yolu, akıl ve iradenin yerli yerinde kullanılması yani bilgiyle aydınlanmak ve adaleti ilke edinmekten geçer.
de olsa hiçbir varlığın bulunmadığını savunan düşünür kimdir?
yolunun kimyasal analizlerden geçtiğini ileri sürmüş; bu sırların kötüye kullanılabileceği kaygısıyla da düşünceleri gizemli ve mistik bir dille ifade etmiştir?
“beş ezelî ilke” (el-kudemâü’l -hamse) adını verdiği yaratıcı (Tanrı), nefis (ruh), heyûlâ (madde), hâlâ (mekân) ve dehr (zaman) kavramlarıyla açıklamıştır?
I.Ölüm bir yok oluş değil, adaletin gerçekleşeceği bir hayatın başlangıcıdır.
II.Râzî, ahlak anlayışını akıl, irade ve tutku kavramları etrafında şekillendiremekle, bir bakıma ahlakı psikoloji temeli üzerine oturtmuş olmaktadır.
III. Bencillik ve alışkanlıklar, insanın kendi hata ve kusurlarını görüp eleştirmesinin önündeki en büyük engellerdir.
IV.Nefislerin her birinin işlevini yerine getirmesinde ortaya çıkan aşırılık (ifrat) veya eksiklik (tefrit) ahlak açısından olumsuzluk doğurur.
I. İzafî zamanın ölçülebilir ve sınırlı oluşuna karşılık mutlak zaman ölçülemez ve sınırsızdır.
II.Mutlak zaman bir hareket türü yahut hareketin sayısı değildir.
III. Mutlak ve izâfî zaman ayırımını ortaya koyarak, Aristoteles’in hareketin ölçüsü saydığı zaman ile Eflâtun’un ezelîlik ve ölümsüzlük düşüncesini bir arada değerlendirip yorumlamak istemiştir.
IV. Râzî’nin dehr, sermed ve müddet terimleriyle ifade ettiği ezelî saydığı beşinci ilke ezel ve ebedi kuşatan sonsuz-sınırsız zamandır.