aofsorular.com
İŞL302U

ÖRGÜTSEL EKOLOJİ KURAMI

4. Ünite 24 Soru
S

Uyum yaklaşımına göre örgütler hangi özelliğe sahip yöneticiler tarafından yönetilir?

Uyum yaklaşımına göre örgütler rasyonel yöneticiler tarafından yönetilir. Bu yöneticiler, örgütün çevresini (örneğin, yasaları, rakiplerin neler yaptığını, teknolojik gelişmeleri) sürekli izler. Bu çevrede meydana gelecek değişimleri öngörebilmek için tedbirler alırlar. Örneğin, çevrenin farklı kesimlerini izleyecek uzmanlaşmış bölümler kurarlar. Çevrede büyük bir değişim meydana geldiğinde hemen yeni koşullarla uyumlu olacak örgütsel yapılar tasarlar ve bu tasarıları hızla yürürlüğe koyarlar. Bu sayede örgütler değişen çevreye zamanında tepki verebilir, performanslarının düşmesinin ve hayatta kalma olasılıklarının azalmasının önüne geçebilirler.

S

Uyum yaklaşımının en önemli eksikliklerinden biri nedir?

Uyum yaklaşımının en önemli eksikliklerinden biri, örgütlerin neden pek azının uzun süre yaşayabildiğini açıklayamamasıdır. Eğer örgütler değişen çevresel koşullara uyum sağlayabiliyorsa etrafımızda çok uzun süredir hayatta olan pek çok örgütün olması gerekirdi. Oysa mevcut örgütlerin çok büyük bir kısmı çok gençtir. Bu genç örgütlere kıyasla uzak geçmişte kurulmuş olup da günümüze kadar yaşamayı başarmış çok az örgüt vardır. Uyum yaklaşımı ayrıca bazı tarihsel dönemlerde örgüt kapanma ve kurulmalarının neden arttığını da açıklayamamaktadır.

S

Ayıklama yaklaşımı neyi ifade eder?

Uyum yaklaşımına alternatif bir yaklaşıma göre örgütler çevrelerindeki büyük çaplı değişimlere yapılarını hızla ve bu değişimlerle uyumlu şekilde değiştirerek tepki veremezler hatta vermek istemezler. Ayıklama yaklaşımı olarak adlandırılan bu yaklaşıma göre söz konusu nedenden ötürü çevrede büyük çaplı değişimler ortaya çıktığında mevcut örgütlerin büyük bir kısmı kapanır ve bunların yerine yeni çevresel koşullarla uyumlu yapısal özellikleri olan örgütler kurulur.

S

Örgütsel ekoloji kuramını açıklayınız?

Örgütsel ekoloji, ayıklama yaklaşımına dayalı olarak geliştirilmiş bir örgüt kuramıdır. Ayıklama yaklaşımı çevresel değişimle birlikte mevcut örgütlerin kapanacağını ve bunların yerine yeni örgütlerin kurulacağını öngördüğünden, örgütsel ekoloji kuramı örgüt kurulma ve kapanma oranlarını inceler.

S

Örgütsel ekoloji kuramında çevresel değişimi açıklayınız?

Ayıklama yaklaşımına dayanan örgütsel ekoloji kuramında çevresel değişimler iki gruba ayrılır. İlk grupta küçük taneli değişim yer alır. Bu türden çevresel değişimler sık ortaya çıkan, küçük çaplı değişimlerdir. İkinci tür çevresel değişim ise iri taneli değişimdir. İri taneli değişim seyrek gözlenen ama büyük çaplı çevresel değişim demektir.

S

Örgütsel ekoloji kuramının yapısal özelliğini açıklayınız? 

Örgütsel ekoloji, iki tür yapısal özelliği birbirinden ayırır. Bunların ilki ana yapısal özelliklerdir. Ana yapısal özellikler örgütlerin resmi amaçları, güç ilişkileri (yani, örgüt içinde otoritenin nasıl kurulduğu), temel teknolojileri ve pazarlama stratejileridir. Bunlar bir kez belirlendikten sonra kolayca değiştirilemezler. Çünkü bunların değiştirilmesi hem örgüt içinden hem de örgüt dışından itirazlarla karşılanır. Örgütsel ekolojiye göre çevre değiştiğinde örgütlerin kolayca değiştiremeyecekleri özellikleri işte bu ana yapısal özellikleridir. Örgütlerin ana yapısal özelliklerinin değiştirilmesinin güç olmasına yapısal durağanlık denir. Öte yandan, örgütlerin ikincil yapısal özellikleri de mevcuttur. Bunlar, örgütün hiyerarşik yapısında kaç katmanın olduğu, yöneticilerin emrinde kaç kişinin olduğu, işlevsel bölümlerin sayısı ve büyüklükleri gibi özelliklerdir. İkincil yapısal özellikler değiştirilmesi daha az dirençle karşılaşan ve bu nedenle çevresel değişimle birlikte değişmesi daha olası, dolayısıyla esnek, yapısal özelliklerdir.

S

Örgütlerin toplumsal koşulların izlerini üzerinde taşıması neyle ifade edilir?

Örgütlerin ana yapısal özelliklerini oluşturan resmî amaçları, güç ilişkileri, temel teknolojileri ve pazarlama stratejileri onların ortaya çıktıkları dönemdeki toplumsal koşulların izlerini üzerinde taşır. Buna damgalama denir.

S

Örgütsel biçim neyi ifade eder?

Aynı toplumsal koşulların izlerini taşıyan örgütler bu nedenle benzer yapısal özellikler gösterirler. Çok sayıda örgüt tarafından yeterine uzun bir zaman dilimi boyunca paylaşılan ana yapısal özellikler örgütsel biçimi oluşturur. Dolayısıyla, örgütsel biçimler belirli dönemlerin toplumsal koşullarını yansıtırlar.

S

Örgütsel topluluk nasıl oluşur?

Belirli bir coğrafi-siyasi bölgede (örneğin, bir ülkede) belirli bir zaman diliminde aynı örgütsel biçime sahip olan örgütler de örgütsel toplulukları oluşturur. Örneğin, Türkiye’de 1947 ile 1961 yılları arasında var olan işçi sendikaları, o dönemdeki Türk işçi sendikaları topluluğunu oluşturur.

S

Örgütsel ekoloji kuramından hareketle demografik süreçlerle ilgili yapılan araştırmalar kaç gruba ayrılır?

Örgütsel ekoloji kuramından hareketle demografik süreçlerle ilgili yapılan araştırmalar iki gruba ayrılır. Bunların ilki örgütlerin yaşı ile onların kapanma olasılıkları arasındaki ilişkiyi inceler. İkinci grup araştırma ise örgüt büyüklüğü ile kapanma oranlara arasındaki ilişkiye dairdir. Dolayısıyla örgüt yaşı ve büyüklüğü örgütsel ekolojide incelenen demografik değişkenlerdir. Henüz kurulmamış örgütlerin yaşı veya büyüklüğü olamayacağı için yaş ve büyüklüğün yalnızca var olan örgütlerin kapanma olasılıklarıyla olan ilişkisi incelenebilir. Örgüt yaşı ve kapanma oranı arasındaki ilişkiye dair sunulan ekolojik önermeler yaş bağımlılığı kuramını oluşturur. Örgüt büyüklüğü ve kapanma oranı arasındaki ilişkiye dair
olanlar ise büyüklük bağımlığı kuramını oluşturur.

S

Örgütsel ekolojide yaş bağımlığı ile ilgili kaç farklı görüş vardır?

Dolayısıyla örgütsel ekolojide yaş bağımlığı ile ilgili üç farklı görüş vardır. Bu görüşler yaşlanma ile birlikte etkisini gösteren üç farklı etmene işaret eder. Bunlar öğrenme, çevreyle uyumu kaybetme ve örgüt kurulurken yatırılmış kaynakların tüketilmesidir. Örgüt yaşı ile kapanma oranı arasındaki ilişkinin örüntüsü bu etmenlerden hangisinin baskın olduğuna bağlı olarak değişebilir.

S

Örgütsel ekolojide büyüklük bağımlılığı neyi ifade eder?

Örgütsel ekoloji kuramında da büyük örgütlerin daha fazla kaynağa sahip olduğu, ölçek ekonomisinden yararlandıkları (yani çok büyük miktarda üretimi düşük birim maliyetle gerçekleştirdikleri), çevreleri için daha vazgeçilmez oldukları (örneğin, siyasi olarak kayrıldıkları), çevreleri üzerinde daha fazla kontrol olanağına sahip oldukları ve bu nedenlerle kapanma olasılıklarının daha düşük olduğu fikri kabul görür. Buna örgüt kapanma oranında büyüklük bağımlılığı denir.

S

Örgütlerin kapanma olasılıklarına demografik özelliklerinden başka hangi etkenler etki eder?

Örgütlerin kapanma olasılıklarını yalnızca onların demografik özellikleri (yaşları veya büyüklükleri) etkilemez. Bir örgütün kapanma olasılığını onunla aynı ve benzer bir biçimi paylaşan diğer örgütlerin varlığının yarattığı güçler ve süreçler de çeşitli şekillerde etkiler. Bu etmenlere topluluk dinamikleri adı verilir.

S

Örgütsel biçimin bilişsel meşruiyeti neyi ifade eder?

İnsanlar bir türden örgütü görmezler, onun hakkında bir şeyler duymazlar ise o örgütün biçimi, yani hangi amaçlara hizmet ettiği, nasıl yönetildiği, kimleri üye yapabileceği hakkında da bir şey bilemezler. Böylesi durumlara bir örgütsel biçimin bilişsel meşruiyetinin olmaması denir. Dolayısıyla, bir örgüt biçiminin bilişsel meşruiyeti o biçimin insanların zihninde ne kadar yer etmiş olduğu anlamına gelir.

S

Topluluk dinamiklerinde yoğunluk bağımlılığı nasıl ifade edilir?

Örgütsel yoğunluğun düşük olduğu evrelerde yoğunluktaki artışlar örgüt kurulma oranını artırır ve örgüt kapanma oranını azaltır. Ancak, yoğunluğun yüksek olduğu evrelerde yoğunluktaki her artış örgüt kurulma oranını azaltır ve kapanma oranını artırır. Söz konusu etkilere örgüt kurulma ve kapanma oranlarında yoğunluk bağımlılığı adı verilir.

S

Örgütlerin kurulma oranının artması ve kapanma oranının azalmasına ne denir?

Örgüt topluluklarının gelişimi genellikle ortak bir örüntüye sahiptir. Bir topluluğun üyesi örgütlerin ilk ortaya çıktığı dönemlerde bu örgütlerin sayısı çok yavaş artar. Çünkü bu evrede söz konusu örgütsel biçime sahip örgütlerin kurulma oranı düşük, kurulmuş olanlarının kapanma oranı ise yüksektir. Ancak bir süre sonra topluluk üyesi örgütlerin sayısı, buna örgütsel yoğunluk denir, hızla artmaya başlar. Bunun nedeni kurulma oranının artması, kapanma oranının ise azalmasıdır. Zaman geçtikçe bu büyümenin hızı düşer ve bir süre sonra örgütsel yoğunluk istikrara kavuşur, yani çok az artar veya azalır. Uzun dönemde ulaşılan bu nispeten istikrarlı örgütsel yoğunluğa örgütsel topluluğun taşıma kapasitesi denir.

S

Örgüt yoğunluğunun etkisi nasıl olabilir?

Örgüt yoğunluğunun etkisi “güncel” olduğu gibi (yani, bir zaman noktasındaki örgüt yoğunluğunun aynı zaman noktasında örgüt kurulma ve kapanma oranlarını etkilemesi) “gecikmiş” de olabilir. Örgütler, kuruldukları andaki örgütsel yoğunluğa bağlı olarak farklılaşmış hayatta kalma becerisi sergilerler. Bazı örgütler yoğunluğun düşük ve bu nedenle rekabetçi baskıların az olduğu evrelerde kurulurlar. Bunlar öğrenmek, değerli kaynakları temin etmek ve güçlenmek için daha fazla olanağa sahiptir. Buna ilk giren avantajı da denmektedir. Bazı örgütler ise yoğunluğun yüksek ve dolayısıyla rekabetçi baskıların daha ağır olduğu evrelerde kurulmuştur. Bu örgütler en değerli kaynakları temin etmekte güçlük çekerler.

S

Örgütsel ekolojide  çevredeki değişim genel olarak örgütleri nası etkiler?

Örgütsel ekoloji örgütlerin genel olarak çevredeki değişime ayak uydurmakta güçlük yaşayacağını, büyük bir çevresel değişim meydana geldiğinde mevcut örgütlerin önemli bir kısmının kapanacağını, bunların yerine yeni çevresel koşullarla uyumlu özelliklere sahip örgütlerin kurulacağını önermektedir. Çevresel değişim iki farklı şekilde gerçekleşebilir: küçük taneli veya iri taneli. Küçük taneli değişimler sık tekrarlayan ve zamana yaygın değişimlerken, iri taneli olanlar nadir gözlenen ve aniden gelişen büyük çaplı değişimlerdir.

S

Örgütsel ekolojide çevresel değişimle baş etme becerileri nelerdir?

Örgütsel ekolojide farklı stratejileri benimsemiş örgütlerin bu türden değişimlerle baş etme becerilerinin de farklılaşabileceğini öngörür. Söz konusu stratejik farklılaşma örgütlerin kesim genişliğiyle ilgili olarak tanımlanmıştır. Kesim, bir örgütün hayatta kalabilmesi için gerekli kaynakları temin ettiği ortamdır. Örneğin, bir sendikanın hayatta kalması için en önemli kaynaklardan biri üyesi olabilecek işçilerdir. Bu işçiler söz konusu sendikanın kesimini oluşturur. Aynı biçime sahip örgütlerin (örneğin, sendikalar) bazıları dar bir kesimden kaynak temin ederken, diğerleri daha geniş bir kesimden kaynak temin edebilir. Az sayıda işyerinden, coğrafi bölgeden veya iş kolundan işçi örgütleyen sendikaların kesim genişliği dar, çok sayıda işyeri, coğrafi bölge veya iş kolundan işçi örgütleyen sendikaların kesim genişliği ise bol olur. Kesim genişliği dar olan örgütlere özelci örgütler denir. Özelci örgütler çeşitlenmemiş bir kaynak tabanından beslenirler. Öyle olduğu için bu kaynaktabanının mümkün kıldığı işlerde uzmanlaşırlar. Kesim genişliği bol olan örgütlere
ise genelci örgütler denir.

S

Kurumsal ekoloji nedir?

Örgüt topluluklarının kurumsal çevreleriyle olan ilişkilerinin incelenmesine kurumsal ekoloji denir. Kurumsal ekolojiye göre örgüt topluluklarının içsel dinamikleri bir ölçüde içinde faaliyet gösterdikleri kurumsal çevreye bağlı olarak gelişir.

S

Sosyo-politik meşrulaşma nedir?

Kurumsal ekolojiye göre örgüt topluluklarının içsel dinamikleri bir ölçüde içinde faaliyet gösterdikleri kurumsal çevreye bağlı olarak gelişir. Bu çerçevede öne sürülen en önemli fikir sosyo-politik meşrulaşmadır. Örgütsel biçimler yalnızca bilişsel meşruiyete değil, aynı zamanda sosyo-politik meşruiyete de gereksinim duyarlar. Sosyo-politik meşrulaşma bir örgütsel biçimin (ve ona sahip örgütlerin) önemli sosyo-politik aktörler, özellikle de devlet, tarafından kabul görmesidir. Bilişsel meşruiyet gibi sosyo-politik meşruiyet de örgütlere kaynak temin etmekte yardımcı olur. Ayrıca sosyo-politik meşrulaşma örgütlere önemli sosyo-politik aktörlerinin koruması altına girme olanağı da sunar.

S

Sosyo-politik meşrulaşma ne şekilde gerçekleşir?

Sosyo-politik meşrulaşma türlü şekillerde gerçekleşebilir. Bir örgüt biçiminin yasallaşması sosyo-politik meşrulaşmanın yollarından biridir. Bu sayede örgütler var olma şansı elde ederler ve yasal çerçeve içinde faaliyet gösterdikleri sürece devletin koruması altında olurlar. Sosyo-politik meşrulaşma devletle veya meslek örgütleri gibi diğer güçlü aktörlerle ilişki kurmakla da gerçekleşebilir.

S

Yapısal durağanlık varsayımına göre çevre değiştiğinde örgütlerin ana yapısal özellikleri nasıl etkilenir?

Yapısal durağanlık çevre değiştiğinde örgütlerin ana yapısal özelliklerini çevreye yeniden uyumlamak için girişimde bulunma olasılıklarının düşük olduğunu, değişime girişilse bile bunun örgüt üzerinde yıkıcı etkilerinin olacağını öne sürmektedir. Bu varsayım uyum yaklaşımını benimseyen diğer örgüt kuramlarına kıyasla yöneticilere daha az önem atfetmektedir. Yöneticilerin örgütlerini değiştirme olanaklarının kısıtlı olduğunu, değişime girişebilseler bile sonucun büyük olasılıkla olumsuz olacağını, yani yapısal değişim girişimlerinin örgütün kapanma olasılığını artıracağı öne sürülmektedir.

S

Sınırlı rasyonellik nedir?

Az sayıda örgütün büyük çaplı değişim sonrası ayakta kalabileceğini öne sürmek onların yapılarındaki durağanlığı vurgulamakla kalmaz, örgüt kuramlarında uzun süredir işlenegelen bir başka fikri de öne çıkarır. Bu fikre göre örgütsel aktörler, dolayısıyla örgüt yöneticileri de sınırlı ölçüde rasyoneldir. Sınırlı rasyonellik, geleceği mükemmel olarak öngörememek ve dolayısıyla ancak sınırlı miktarda bilgiyle karar alabilmektir. Bu nedenle, yöneticilerin aldıkları kararlar bazen beklenen etkileri yaratır, bazen de yaratmaz.