aofsorular.com
OKÖ408U

5. Ünite 19 Soru
S
Okulöncesi eğitimin temel ilkeleri nelerdir?
Okulöncesi eğitimin temel ilkeleri şunlardır ; 1. Okulöncesi eğitim, çocuğun gereksinimlerine ve bireysel farklılıklarına uygun olmalıdır. 2. Okulöncesi eğitim, çocuğun psiko-motor, sosyalduygusal, dil ve bilişsel gelişimini desteklemeli, öz bakım becerilerini kazandırmalı ve onu ilköğretime hazır duruma getirmelidir. 3. Okulöncesi eğitim kurumlarında çocukların gereksinimlerini karşılamak amacıyla demokratik eğitim anlayışına uygun eğitim ortamları hazırlanmalıdır. 4. Etkinlikler düzenlenirken çocukların ilgi ve gereksinimlerinin yanı sıra çevrenin ve okulun olanakları da göz önünde bulundurulmalıdır. 5. Eğitim sürecinde çocuğun bildiklerinden başlanmalı ve deneyerek öğrenmesine olanak tanınmalıdır. 6. Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarına gereken önem verilmelidir. 7. Okulöncesi dönemde verilen eğitim ile çocukların sevgi, saygı, işbirliği, sorumluluk, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma duygu ve davranışları geliştirilmelidir. 8. Eğitim, çocuğun kendine saygı ve güven duymasını sağlamalı, ona öz denetim kazandırmalıdır. 9. Oyun bu yaş grubundaki çocuklar için en uygun öğrenme yöntemidir. Tüm etkinlikler oyun temelli düzenlenmelidir. 10. Çocuklarla iletişimde, onların kişiliğini zedeleyici şekilde davranılmamalı, baskı ve kısıtlamalara yer verilmemelidir. 11. Çocukların bağımsız davranışlar geliştirmesi desteklenmeli, yardıma gereksinim duyduklarında yetişkin desteği, rehberliği ve güven verici yakınlığı sağlanmalıdır. 12. Çocukların kendilerinin ve başkalarının duygularını fark etmesi desteklenmelidir. 13. Çocukların hayal güçleri, yaratıcı ve eleştirel düşünme becerileri, iletişim kurma ve duygularını anlatabilme davranışları geliştirilmelidir. 14. Programlar hazırlanırken aile ve içinde bulunulan çevrenin özellikleri dikkate alınmalıdır. 15. Eğitim sürecine çocuğun ve ailenin etkin katılımı sağlanmalıdır. 16. Okulöncesi eğitimde çocuğun gelişimi ve Okulöncesi eğitim programı düzenli olarak değerlendirilmelidir. 17. Okulöncesi eğitimde değerlendirme sonuçları çocukların, öğretmenin ve programın geliştirilmesi amacıyla etkin olarak kullanılmalıdır.
S
Çocuklara sorumluluk verilmemesi neden yanlış olarak kabul edilmekteidr ?
Programda, çocuklara sorumluluk verilmemesinin yanlış olduğu vurgulanmaktadır: Çocukları için güvenli bir ortam yaratmaya çalışan ebeveynler, çocuklarının yaptıkları olumsuz davranışların karşısında sonuçlarını görmelerine ve bu deneyimi yaşamalarına izin vermezler. Bunun sonucu olarak da çocuk yaptığı işin sonucunu üstlenmeyi ve sorumluluk almayı başaramaz. Yaptığının sonucunu görme fırsatı elde edemeyen çocuklar yaptıklarının sorumluluğunu da almayı öğrenemezler. Dolayısıyla, çocuklara, sorumluluk alma, gereğince yerine getirme ve sonuçlarına katlanma gibi yaşantılar için fırsat verilmeli ve sorumluluk alması için gerekli ortamlar yaratılmalıdır. Bu durumda, çocuk gerçek sorumluluk bilincini tadabilecek, davranışlarının sonuçlarından ders çıkartabilecek, yaparak-yaşayarak, sorumlu bireyler olmayı öğreneceklerdir.
S
Okulöncesi eğitim programlarından biri olan Reggio Emilia yaklaşımında okul ve toplum arasında nasıl bir bağ kurulmuştur?
Öte yandan, Reggio Emilia yaklaşımından esinlenmiş bir okulda var olan değerler değişebilir. Reggio Emilia’nın temel prensiplerinde var olan değerler, çocuklara bu değerlerin öğretilmesinden daha geniş bir anlama sahiptir. Reggio Emilia Yaklaşımında okul toplumun bir uzantısı olarak görülür ve hazır bir müfredat sunmak yerine prensiplerini sunar ve her okulun kendi kültürüne uygun program geliştirmesini öngörür. Bu yüzden Reggio Emilia kasabası dışındaki okullara ‘Reggio Emilia inspired’ yani Reggio Emilia’dan esinlenmiş denir. Bu yönüyle Reggio Emilia yaklaşımı değerler eğitiminde de var olduğu kültürün değerlerini destekler. Örneğin, Reggio Emilia Yaklaşımından esinlenmiş bir Amerikan okulunda beş değerden bahsedilmektedir.Bunlar: bireysel kimlik, birbirini tanıma, ilişkiler kurma, dinleme, paylaşma, merak, yorumlama, işbirliği ve katılımdır.
S
Çocuklara öğretilen değerlerden sonra çocuklardan beklenen nedir?
Genel olarak, okulöncesi eğitim programı çerçevesinde düşünüldüğünde çocukların bütün bu değerleri kazanması ve üç farklı düzeyde ortaya koyması beklenmektedir. Bunlar: Duygu, düşünce ve hareket. Değerlerin edinilmesinde bahsedilen bu üç düzeyi açıklamakta fayda vardır: 1. Düzey: Değerlerin bilgi düzeyinde çocuk tarafından kavranması, 2. Düzey: Değerlerin duygu düzeyinde çocuk tarafından anlaşılması, 3. Düzey: Değerlerin davranış düzeyinde çocuk tarafından uygulanmasıdır. Buna örnek olarak sorumluluk alma değerini verebiliriz. 1. Aşamada çocuk sorumluluk alma değerinin ne anlama geldiğini anlar; 2. Aşamada çocuk sorumluluk alma değerini bizzat hisseder, sorumluluklarını yerine getirmezse nasıl hissedeceğini bilir, sorumlulukları konusunda dikkatli olması gerektiğini bilir; 3. Aşamada ise çocuk sorumluluklarını yerine getirir. Dolayısıyla, okulöncesi öğretmenlerimizden beklenen çocukların bu değerleri anlaması, bunlara değer vermesi ve uygulamaya koymasını sağlamaktır. Kısacası, çocuklardan kazandıkları değerleri, duygu, düşünce ve hareketleriyle ortaya koyması beklenmektedir.
S
İtaat değerinin çocuklar üzerindeki etkileri nelerdir?
Programda çocuklara kurallara uyma davranışının kazandırılması farklı örneklerle karşımıza çıkmaktadır. Bunlar: Grup etkinliklerinde kurallara uyma, günlük yaşamdaki kurallara uyma, temizlik kurallarına uyma ve görgü kurallarına uymadır. Daha önce farklı değerler altında sosyal uyumun Program dâhilinde sıkça vurgulandığını görmüştük. Yine kurallara uyma da bir çeşit sosyal uyumdur. Kurallara uyma toplumun işleyişini bozmayacak şekilde hareket etmeyi ve insanların bir arada yaşamasını kolaylaştırmak için başkalarının hakkına müdahale etmemeyi gerektirir. Okulöncesi dönemde itaat değerine işaret eden sırasını bekleme en sık vurgulanan kurallardan biridir. Örneğin, MEB Okulöncesi Eğitim Programında çocuklarda dil gelişimi alanında Söz almak için sırasını bekler denilmektedir. Genel bir sosyal beceri olarak da sırasını beklemesi de (örneğin, yemekte sırası geldiğinde tabağını uzatması) kısaca vurgulanmıştır. Sıra beklemek, söz ve yemek sırası beklemek dışında başka birçok konuda karşımıza çıkabilir, örneğin oyuncak sırası bekleme, oyun sırası bekleme, görev sırası bekleme gibi.
S
Çocuklara sorumluluk duygusunu aşılamak için oluşturulan tavsiyeler nelerdir?
Programda çocuklara sorumluluk duygusunu aşılamak için sunulan genel tavsiyeler şunlardır:  Uygun çevre düzenlemesi yapmak,  Çocuğun takvim yaşına, gelişimsel düzeyine, bireysel özellik ve ilgilerine uygun sorumluluklar vermek,  Çocukların seçim yapmasına izin vermek,  Çocuklara olumlu model olmak,  Çocuklara iş birliği dâhilinde çalışma fırsatları sunmak,  Çocukların problem durumlarında kendi başına çözüm yolları bulmasına destek olmak ve sadece gerektiği yerde müdahale etmek,  Çocukların karar verme becerilerini geliştirici etkinlikler planlamak,  Sorumlu şekilde davrandığı durumlarda çocukları mutlaka ödüllendirmek,  Çocukların yaptığı hareketlerin sonuçlarını değerlendirmesini ve bu hareketlerin başkalarını nasıl etkileyebileceğini görmesini sağlamak,  Çocukların empati kurmalarını sağlayabilecek etkinlikler planlamak,  Çocuğun sorumluluk almak istediği durumları iyi değerlendirmeye çalışarak hevesini kırmadan sorumluluğunu yerine getirmesine yardımcı olmak,  Çocuğu üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirebilmesi için cesaretlendirmek.
S
5-6 yaş grubu çocuklar için sorumluluğun analamı nedir ?
Programa göre beş-altı yaşlarındaki çocuklar için sorumluluğun anlamı şunları içerir:  Kendine ve eşyalarına iyi bakmak,  Yaptığı hareketin başkaları üzerindeki etkilerinin farkında olmak,  Gelişmekte olan bir öz kontrole sahip olduğunu göstermek,  Kişisel sınırlılıklarını bilmek ve başkalarına güvenme bilincine sahip olmak,  Kendisi ve başkaları için verdiği kararlar konusunda kendisine güvenmek,  Yaptığı hareketlerle ilgili dürüst olmak.
S
Küçük yaştaki çocuklarda paylaşma ile ilgili çatışmaların çıkmasını engellemek amacıyla ne yapmak gerekir?
Programda materyal paylaşımıyla ilgili olarak ise şöyle denilmektedir: Malzeme kullanımı sırasında sosyal beceriler teşvik edilmeli, çocuklar sıranın kendilerine gelmesini beklemeyi ve paylaşmayı öğrenebilmelidir. Öte yandan çocukların seçim yapması için yeterince oyun seçeneği sunulmalıdır ve gereksiz rekabete veya beklemeye neden olmamaya da özen gösterilmelidir. Çocuklarda paylaşma duygusunu geliştirmek çok önemlidir. Ancak, küçük yaştaki çocuklarda sıkça karşılaşılan materyalleri paylaşma ile ilgili çatışmaların çıkmasını engellemek ve bireysel çalışmaları desteklemek amacıyla, sınıfta her materyal ve oyuncaktan yeteri miktarda bulundurmak gereklidir.
S
Hoşgörü değerinin çocuklar üzerindeki kazanımları nelerdir?
MEB okulöncesi Eğitim Programında çocuklarda hoşgörüyü geliştirmeyi amaçlayan özel bir amaç vardır. Sosyal-duygusal gelişim alanında yer alan bu amaç ve ilgili kazanımlar şunlardır:  Hata yapabileceğini kabul eder.  Kendi hatalarını söyler.  3.Kendisini başkalarının yerine koyarak duygularını açıklar.  Başkalarının hatalarını uygun yollarla ifade eder.  Başkalarının hata yapabileceğini kabul eder.
S
New okulöncesi eğitim programlarını nasıl açıklamaktadır?
Bazı okulöncesi yaklaşım ve programları, bir liste halinde değerleri ortaya koymaz. Çünkü değerlerin o sınıfın üyeleri olan öğretmenler ve öğrenciler tarafından ortaya konulması gerektiği düşünülür.Dolayısıyla, değerler bir reçete halinde programda sunulmaz. Tartışmalar, fikir alış verişleri ve diğer ifade yöntemleri aracığıyla değerlerin ortaya çıkması sağlanır. Belli değerlerin dayatıldığı karakter eğitiminden farklı olarak, değerleri açıklamada öğrencilere değerlerinin ne olduğu söylenmez, ne olduğu sorulur ve bu sorunun doğru veya yanlış cevabı yoktur. New (1999), bu durumu çok güzel açıklamaktadır. New, Amerika’nın 20.yüzyıldan günümüze okulöncesi eğitim programları açısından nasıl bir süreç geçirdiğini kısaca şöyle anlatmıştır: Ne? ve Nasıl sorularından (ne öğretmek, nasıl öğretmek) Neden?e (Neden onu öğretmek, neden öyle öğretmek?) doğru değişmiş bir eğitim anlayışı. Yani daha önce ne öğretileceği ve nasıl öğretileceği tartışılırken, şimdi daha çok bunun nedenlerine inilmekte Kime göre? ve Neden? soruları sorulmaktadır. Bu anlayışa göre, neyin öğretileceği ve nasıl öğretileceğinin kesin bir kıstası yoktur. New, bütünleştirilmiş eğitim programı çerçevesinde bu durumu değerlendirmiştir ve şöyle bir sonuca ulaşmıştır: Kültürel değerler, inançlar ve amaçlar çocukların gelişimi üzerinde etkilidir; dolayısıyla, sadece gelişimsel açıdan uygun genel geçer uygulamalar (Developmentally Appropriate Practices) yerine bütünleştirilmiş eğitimde sosyo-kültürel ortam da dikkate alınarak program geliştirilmelidir.Ancak, sadece tarihsel geçmiş değil, çocukların gelecek için planları ve içinde bulundukları zaman da dikkate alınarak, bütünün tüm parçalarına yani öğrenilecek konu, öğrenecek kişi ve eğitim ortamına uygun program geliştirilmelidir(New, 1999). Dolayısıyla, bazı okulöncesi eğitim programları belli değerleri dayatmak yerine bu şekilde farklı bir yolla değerler eğitimi vermektedir.
S
Çevre bilincinin çocuklar üzerindeki etkileri nelerdir?
Çevre çalışmaları çocukların sadece fen-doğa alanındaki bilgilerini desteklemekle kalmayıp, farklı disiplinlerle işbirliği içinde, çocukların tüm gelişim alanlarını (örn., bilişsel, psiko-motor, ahlak), öğrenme alanlarını (örn., matematik, dil, müzik) ve yetilerini (örn., bilimsel süreç becerileri) desteklemekte, bilinçli bireyler olarak yetişmelerini sağlamaktadır. Programda da çevre eğitimi kapsamında çeşitli etkinliklerin yapılmasının çocukların gelişimleri ve eğitimleri üzerindeki etkisi sıkça vurgulanmıştır.Örneğin, kelime dağarcıkları gelişir, akıl yürütürler, gözlem yaparlar, sayı sayıp karşılaştırmalar yaparlar. Bu etkinliklere örnek olarak şunlar verilebilir: Çevre gezileri,mevsimsel farklılıkları işaret eden oyunlar, doğayı incelemek, fen-doğa ile ilgili kitaplar okumak, doğayla iç içeyken şiir yazmak, doğaya ilişkin hayalleri resme dökmek ya da değişik tasarımlar yapmak. Karda insanların ve hayvanların ayak izlerini izlemek, bu izleri saymak, izlerdeki ayak büyüklükleri hakkında fikirler üretmek ve bu izleri çocukların kendi izleri ile karşılaştırmak gibi fırsatların çocukların çevresel duyarlılıklarını artmasına yardımcı olacağı belirtilmiştir. Programda öğretmenlerin doğa ve çevre ile ilgili amaç, kazanım ve davranışlara yer vermesi, çocukların güvenli bir ortamda doğa ve çevre ile ilgili oyunlar oynamasını desteklemesi gerektiği belirtilmiştir.
S
MEB okulöncesi eğitim programında kaynaştırma eğitimi nasıl tanımlanmıştır?
Türkiye’de okulöncesi eğitimin önemli konularından bir tanesi de özel ihtiyaçları olan çocukların eğitim hakkından yararlandırılması ve bunun için gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır. Özel ihtiyaçları olan bu çocuklar, kaynaştırma programı çerçevesinde, normal gelişim gösteren çocuklarla aynı okullara gitmekte, aynı sınıflarda beraber eğitim almaktadır. Kaynaştırma sınıflarında gerekli fiziksel, sosyal, duygusal ve akademik düzeyde düzenlemelerin yapılmasıyla okulöncesi eğitim almaları sağlanmaktadır. MEB, Okulöncesi Eğitim Programında, kaynaştırma eğitimi şöyle açıklanmıştır: Kaynaştırma ortamında bulunan normal gelişim gösteren çocuk, engelli arkadaşlarıyla ilişki kurma fırsatını elde etmekte, sonraki yaşamındada kullanabileceği deneyimler kazanmakta, kendinden farklı olanlara karşı tutumunu değiştirebilmekte ve bireysel ayrılıkların farkına varmakta, buna uygun sosyal davranışlar geliştirebilmekte, sonraki yaşamında da engellilere karşı ön yargısız ve hoşgörülü olabilmektedir. Programda sıkça vurgulanan ‘Farklılıklara Saygı’ değerinin kapsamına girmekte olan ve engelli çocuklar olarak adlandırılan bu çocukların özel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla alt değerler çıktığını da görmekteyiz. Programda kaynaştırma eğitimi çerçevesinde önyargılı olmamak, hoşgörü, farklılıklara saygı değerleri verilmeye çalışılmaktadır.
S
Değer kavramını tanımlayınız?
Değer kavramı, değerler açısından Halkın, kendi yarattığı ya da benimsediği, kıymet verdiği kültür ürün ve olayları; eğitim açısından ise Bir varlığın ruhsal, toplumsal,ahlaksal ya da güzellik yönünden taşıdığı düşünülen yüksek ya da yararlı nitelik olarak tanımlanabilir .Değerler var oldukları insan topluluklarını yansıtmaktadır. Okulöncesi eğitim programları da sahip oldukları felsefe açısından, içinde doğdukları toplumun kültürünü yansıtmaktadır. Diğer bir deyişle, okulöncesi eğitim programları geliştirilirken, bu programı oluşturan insanların içinde bulunduğu toplumun kıymet verdiği kültür ürünleri ve olaylar dikkate alınmakta, dolayısıyla okulöncesi eğitim programları, felsefeleri ve sahip oldukları değerler açısından paralellik göstermektedirler.
S
Okulöncesi programında yer alan değerler nelerdir?
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Okulöncesi Eğitim Programı incelendiğinde, programda yer alan değerlerden bazılarının programın temel ilkelerinde açık veya örtük olarak ortaya konulduğu görülmektedir. Programda yer alan değerler şunlardır: Sorumluluk Alma; Çevre Bilinci; Saygı; Cesaret; iletişim ve Empati; Liderlik ve Girişimcilik; Dayanışma, Yardımlaşma ve işbirliği; Özdisiplin; Sevgi ve Kardeşlik; Hoşgörü; itaat (Kurallara Uyma ve Sırasını Bekleme).
S
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) okulöncesi programında çocuklara sorumluluk verilmesi onlara ne gibi beceriler kazandırabilmektedir?
Sorumluluk alma değeri MEB Okulöncesi Eğitim Programında en çok vurgulanan değerlerden biridir. Programda çocukların yaşlarına ve yeteneklerine uygun sorumluluklar verilmesi, sosyal olarak kabul edilebilir davranışların öğretilmesi ve çocuklara yaptıklarının sonuçlarını görme fırsatlarının verilmesi vurgulanmaktadır.Ayrıca öğretmenlerden olumlu model olması ve yönlendirmeler yaparak çocuklara kültürel ve sosyal normlara göre davranmayı öğretmesi, çocuğun iç kontrol becerisini geliştirmesine yardımcı olması beklenmektedir. Programa göre iyi bir eğitim ve disiplin yöntemlerinin uygun şekillerde kullanılması ile çocuklara öz kontrol, karakter, kurallara uyma, öz yeterlik gibi beceriler kazandırılabilir.
S
Okulöncesi eğitim programlarından biri olan Reggio Emilia yaklaşımı nerede ortaya çıkmıştır?
Loris Malaguzzi önderliğinde, italya’nın Reggio Emilia kasabasında doğan Reggio Emilia yaklaşımı hazır bir eğitim programı değil, bir dizi eğitim ilkesi sunmaktadır.Bu ilkeler çocuk imajı, öğretmenin rolü, çevrenin rolü, dokümantasyon ve proje tabanlı müfredatı içerir. Bu prensiplere paralel olarak Reggio Emilia Yaklaşımında var olan değerler şunlar olarak söylenebilir: Katılım; Tartışma; Öğrenme Topluluğu; işbirliği; Çevre Bilinci; Aile/Toplum Bağları; Fikirlerini ifade Etme; Seçme Hakkı; Merak
S
Okulöncesi eğitim programlarından biri olan Felemenk programında çocuklara kazandırılmak istenen değerler nelerdir?
Belçika’da Felemenk okullarında okulöncesi eğitim ikiye ayrılmaktadır. Bebeklik ve ilk yürüme dönemini içeren 0-2,5 yaş arası günlük-bakım ve 2,5-6 yaş arası ise anaokulu eğitimidir. Felemenk okulöncesi eğitim sistemi Deneyimsel Eğitim Yaklaşımı, Gelişim Odaklı Eğitim yaklaşımı ve Froebel, Montessori, ve Steiner gibi düşünürlerden etkilenmiştir. Çocukların gelişimlerine uygun hedefler belirlenmiştir ancak bu hedefler bilgi verme amaçlıdır, bu hedeflere ulaşılması zorunlu değildir. Sınıflar 15-25 kişilik olup sınıflarda çocuklara kazandırılmak istenen değerler şunlardır: Eşit Eğitim Fırsatı; Deneyim; Çevre Bilinci; Dil Öğrenimi (Fransızca ve Felemenkçe); Diyalog; Özgürlük; Katılım; Mutluluk ve Tatmin; Sorumluluk; Saygı; Farklılıklara Saygı . Ayrıca Felemenk anaokullarında din dersi, ahlak dersi ve kültür uygarlığı eğitimi velilerin izni dâhilinde verilir, ancak özerk okullarda din dersi muafiyeti verilmez.
S
Okulöncesi eğitim programlarından biri olan Waldorf eğitiminde çocuklara kazandırılmak istenen değerler nelerdir?
Waldorf eğitimi , Steiner tarafından Almanya’da geliştirilmiştir. Gerçek materyallerin kullanıldığı, çevreye çok büyük önem verildiği bu okulöncesi eğitim yaklaşımında, çocuklar karışık yaş gruplarında eğitim alırlar. İşbirliği, doğayla iç içe bir eğitim, taklit, coşku, hürmet, özdenetim ve oyunla aktif öğrenme Waldorf yaklaşımın temellerini oluşturur. Çocuğun tüm gelişimini yani kalp-kafa ve ellerini dikkate alarak eğitim vermek önemli prensipleri arsındadır. Waldorf Programı çerçevesinde çocuklara verilmek istenen değerler şunlardır:Sorumluluk Alma; Şükran; Özdenetim; Çevreye Karşı Duyarlılık; İşbirliği ve Farklılıklara Saygı. Waldorf eğitiminde öğrenilmiş çaresizliğe sebebiyet veren öğretmen-merkezli yaklaşıma karşı çıkılmış ve çocuklar yaparak öğrenmeye, keşifler yapmaya ve sorumluluk almaya teşvik edilmiştir. Çocukların değerleri doğrudan anlatım metodu ile öğrenmesinin uygun olmadığı, yaparakyaşayarak öğrenmelerinin uygun olduğu vurgulanmıştır. Özel eğitime ihtiyaçları olan çocuklar için de ‘curative’ yani iyileştirici eğitim anlayışı esastır. Waldorf eğitim anlayışına göre bu çocukların her biri bir birey olarak tanınmalıdır ve topluma katkısı olduğu kabul edilmelidir.
S
Okulöncesi eğitim programlarından biri olan High/Scope programında hangi değerler çocuklara kazandırılmaktadır?
High/Scope müfredatı, High/Scope Perry Preschool Programının bir uzantısı olarak Weikart ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir. Sınıfta bulunan çeşitli köşeler, çember zamanı, anahtar deneyimler ve planlauygula-değerlendir aşamaları müfredatın temelini oluşturur. Çocuklar oluşturulan köşelerde ne yapacaklarını planlar,uygular ve sonunda değerlendirir. istediği köşeyi seçme şansına sahip olan bu çocuklar, planlarında bilinçli olarak değişiklik yapıp farklı köşeleri de ziyaret edebilirler.Planlı hareket, öz kontrol, sorumluluklarını yerine getirme High/Scope programında önemli değerler arasındadır. Müfredat işbirliği ve paylaşmayı, aynı zamanda rekabeti de desteklemektedir. High/Scope programı ABD’de uygulanan okulöncesi eğitim programlarından sadece bir tanesidir. Amerika Birleşik Devletleri’nde okulöncesi dönemde hangi değerlerin verilmesi gerektiği konusunu irdelediğimizde karşımıza farklı tartışmalar çıkmaktadır. Çok kültürlü bir toplum olmasının sonucu olarak, Amerika’da herkese uyan bir program yapılamamaktadır. Çok kültürlü toplumlar farklı değer, anlayış ve yaşayış biçimlerini aynı anda içinde barındırmaktadır. Amerika’da bu farklılıklara cevap olarak, esnek bir yaklaşımla bu farklılıkları tanımak ve tanıtmak ve herkesin ilgi ve ihtiyaçlarına cevap vermek için çalışmalar yapılmaktadır. Bu durumu, her eyalette farklı programların, farklı amaç ve kazanımların (standart ve benchmark) var olmasından da anlamaktayız.