OKÖ306U
OKULÖNCESİ ÇOCUK ANLATILARI
5. Ünite
•
14 Soru
S
Çocuk edebiyatında öykü ve romanın yerini kısaca açıklayınız.
Öykü ve roman; çocuğun okuma eğitiminde, edebiyat deneyimi kazanmasında en önemli yazılı araçlar olarak görülür. Çünkü bu türün temel özelliği, ele aldığı konuyu belli bir plan içinde anlatmasıdır. Bu yönüyle öykü ve romanlar, edebiyat metninin bütün genel özelliklerini üzerinde taşıyabilir. Metnin niteliğine göre okur olan çocuk, yerine göre okuduklarıyla özdeşleşip yerine göre de eleştirel bakış açısı geliştirmeyi öğrenebilir. Öte yandan masal yaşını aşmış çocuklar da kendi dünyalarının sorunlarını ele alan ve daha gerçekçi öykülerin işlendiği kitapları okumayı isterler. Böylece kendi sorunlarına koşut bir dünya bulma olanağı yakalandığı gibi kendine ve çevreye belli bir uzaklıktan bakabilme gerçekleşir. Zaten edebiyat eğitiminin amacı da okuma alışkanlığı kazandırmasının ötesinde insanın belli bir sorun çerçevesinde tek yanlı bir bakışa saplanmadan çok açılı eleştirel düşünce geliştirmek değil miydi? Elbette edebiyat bizlere olası bir dünyayı sunar; ancak bizler, çoğu kişinin yanılgıyla belirttiği gibi yalnızca hoş zaman geçirmeyi beklemeyiz edebiyat ürünlerini okurken. Tam tersine okuma süreci, yeni düşüncelere ulaşma- ya yardımcı olduğu, yeni düşüncelerin oluşmasına olanak sağladığı ölçüde yaratıcı bir sürece dönüşür. O zaman okul dönemine girmiş ya da okumayı öğrenmiş çocuklar için yazılan öyküler ve kısa romanlar, çocuk edebiyatının en önemli araçları olarak görülebilir.
S
Çocuk edebiyatının özellikleri ve içermesi gereken ideal koşullar nelerdir?
Bu edebiyatın özellikleri ve içermesi gereken ideal koşullar kısaca şöyle sıralanabilir:
• Çocuk öykü ve romanlarında mantık yanlışı kesinlikle olmamalıdır. Çocuk kitabının küçümsenerek “Çocuk nasıl olsa fark edemez.” diye bakıp yapı- lacak yanlışlar, çocuğun yanlış bilgi edinmesine yol açacağı gibi aklını da karıştırabilecektir.
• Olaylar basit bir plan çerçevesinde geliştirilip elverdiğince karışıklıklardan kaçınmalıdır. Çünkü çocuğa görelik kavramından da bildiğimiz gibi çocuklar için yazılacak kitapların karmaşık bir kurgu içermemesi gerekiyor. Eğer kur- gu, güç bir biçime getirilirse çocuk fazlaca karışık olayları anlamakta güçlük çeker ve okuma güdüsünü yitirebilir veya okuduğunu anlamama tehlikesi doğabilir. Bu nedenle kitaplarda anlatılan kişiler veya karakterlerin özellikle- rinin fazla karışık olmayan bir ya da birkaç yönüyle tanıtılması gerekir.
• Hedef kitlemiz olan çocukları ilgilendirmeyen veya onlara anlatılması gerekmeyen özellikle şiddet, politik görüşler, cinselliğin kötüye kullanımı gibi konuların ele alınması sakıncalıdır.Ülkemizde çocuk edebiyatı konusunda ilk ürünleri verenlerden biri olan Gökşen (1985) de bu konuyu özellikle vurguluyor. Ancak daha önce de belirtildiği gibi günümüzde, medyanın da yoğun etkisiyle çocuk bu gibi konuların zaten yabancısı değildir artık. Bu durum- da belki bu konuların yine de çocukları doğrudan ilgilendiren konular olmadığını gözden yitirmeden böylesi konular, çocuğa göre olmak koşuluyla bir ölçüde ve dikkatli bir biçem anlayışıyla ele alınabilir.
• Çocuk için serüven, vazgeçilmez bir olgudur. Robenson dönemi olarak da adlandırılan ilköğretim evresinde serüvenler ve dozu çocuğa göre iyi ayarlanmış gerilim, okuma güdüsünü kamçılar.
• Soyut kavramlardan elverdiğince kaçınmalı ve bol diyaloglu metinler oluşturmaya özen göstermelidir.
• Betimlenen kişi, çevre ve olaylar; en çarpıcı ve belirgin özellikleriyle anlatılırken canlı anlatım yitirilmemelidir.
• Resim ve şekiller, çocuk kitaplarının kaçınılmaz birer ögesidir. Erken yaşlardan geç döneme doğru resim kullanımı da koşutluk göstermelidir. Yani daha küçük yaştaki çocuklar için oluşturulan kitaplarda görsel ögelerin kullanımı daha bol olmalıdır.
• Çok uzun roman ve öyküler, çocuğun dikkatini ve okuma ilgisini olumsuz etkileyeceğinden bu konuda dikkatli olmak gerekir.
S
Çocuk edebiyatında öykü ve romanların konuları bakımından sınışamaları nelerdir?
Bunları kısaca şöyle sıralayabiliriz: Hayvanları konu alan öykü ve romanlar, serüven öykü ve romanları, mizahi anlatımı inceleyen öykü ve romanlar, aile konulu öykü ve romanlar, bilim-kurgu konulu öykü ve romanlar, duygusal öykü ve romanlar, doğal çevreyi anlatan öykü ve romanlar; gezi, anı ve biyografi öykü ve romanları, tarihsel olayları konu edinen öykü ve romanlar.
S
Okul öncesi çocukları için üretilen anlatıların “anlatıma dayanma” özelliğini açıklayınız.
Anlatıma dayanma, Resimli kitaplar ya da okulöncesi çocuk anlatıları, adından da anlaşılacağı gibi kurguladığı gerçeği anlatarak var eder. Yani şiir gibi belli bir uzaklıkta durarak bireysel izlenimleri ya da masallar gibi aşırı düşsel bir dünyayı sunmaz okuruna. Tam tersine sanki karşı tarafta izlenen bir görüntü, dil ile yeniden yaratılmaya çalışılarak bir olay ve durum anlatılır. Zaten bu kısa türe okulöncesi çocuk anlatıları dememizin temel nedeni de buydu. Böylece (çoğunlukla) yetişkinin kendisine okuduğu anlatıyı dinleyen çocuk, kendi yarı fantastik dünyasıyla benzeşimler kurarak bir anlamdaokunanlar ile özdeşleşir. Zaten görsel malzemeyle desteklenen anlatı (Bu tür için bu nedenle resimli çocuk kitapları deniyor.), çocuk için neredeyse bir gerçek olur. Böylece henüz okumayı bilmeyen; ama yetişkin birinin kitapta yer alan işaretlere bakarak anlattığı şeyler aracılığıyla çocuk, ilk kez okuma gerçeğinin farkına varır. Bu özellik, çocuğun daha ileri yaşlardaki okuma davranışını da belirleyecek bir yaklaşımdır.
S
Okul öncesi çocukları için üretilen anlatıların “görsellik” özelliğini açıklayınız
Görsellik, okulöncesi çocuk kitaplarında görsellik deyince yalnızca kitaplarda yer alan resimleri anlamamak gerekiyor. Görsellik kavramı; kitabın dış görünüşü, ciltlemesi, kullanılan kağıdın niteliği, yazıların punto büyüklüğü, kapak resmi, kullanılan resimler bakımından bir bütün olarak görülmelidir. Çünkü çocuğa kitap, önce dış görünümüyle ulaşmaktadır. Bu ölçütler ışığında çocuk, kitapla karşılaştığı ilk anda kitabı ya çekecek ya da itecektir. Okulöncesi çocuk anlatılarında, anlatım kadar görsellik, görsel düzen ve resimlerin de titizlikle düzenlenmesi gerekir.Okulöncesi çocuk anlatılarındaki resimler, anlatı ile koşutluk içinde olmalı; ancak basit bir süsleme, dekor olma yanılgısına düşülmemelidir. Resimler, yalnızca metni yinelemenin ötesinde resmi tamamlayan ve çocuğun sanat duyarlığını geliştirici bir öge olarak görülmelidir.
S
Okul öncesi çocukları için üretilen anlatıların “duruluk” özelliğini açıklayınız.
Duruluk, okulöncesi çocuklar için üretilen bütün anlatılar, son derece duru bir anlatıma sahip olmalıdırlar. Hedef kitle okulöncesi hangi çocuk grubu olursa olsun çocuğun anlama engeliyle karşılaşmaması için duru anlatım da görsellik kadar önemli bir ögedir. Yoksa çocuğun anlatılanlardan bir şey anlamaması, onun kitapla ilişki kuramamasına ve kitaptan uzaklaşmasına neden olacaktır. Anlatılmak istenen şey neyse fazlaca ayrıntıya kaçılmadan; ama söylenmesi gerekli olan ögeler de yalın biçimde vurgulanarak anlatılmalıdır. Betimlemeler basit ve göze ilk çarpan genel yönleriyle ifade edilmelidir. Çocuğu olumsuz olarak yönlendireceğinden öznel ve duygusal yargılardan kaçınmalıdır.
S
Okul öncesi çocukları için üretilen anlatıların “öğreticilik” özelliğini açıklayınız.
Öğreticilik, ele aldığımız türdeki çocuk kitaplarının hemen hepsinde öğretici bir özellik bulun- maktadır. Aslında çocuk kitaplarında salt anlamda öğreticilikten kaçınmak olanaklı değildir. Çünkü hedef kitle olan çocuklar; zaten henüz yaşamı, dünyayı, çeşitli değerleri öğrenme aşamasındadırlar. Kitaplarda da ister istemez ço- cukların bilmedikleri konular yer alacağından yalın bir öğreticilik kendiliğinden doğmaktadır. Dikkat edilmesi gereken asıl nokta, bu öğreticiliğin tehditkar bir anlayışla beyin yıkamaya aracına dönüşmemesi ya da otoriter bir anlatım biçemine kaymamasıdır. Okulöncesi çocuklarının kendini, ailesini, yaşamını yakından ilgilendiren bazı değerleri; çeşitli nesneleri öğrenmeyegereksinimi vardır. Bu durumda yazarlara ve çizerlere düşen görev, dikkatli ve titiz bir anlayışla çocuğun gereksinimlerini karşılamaktır. Böylece çocuk, öğrenmesi gereken bilgileri daha kolay öğrenecek veya en azından bunlara hazırlıklı olacaktır.
S
Okul öncesi çocukları için üretilen anlatıların “kısalık” özelliğini açıklayınız.
Kısalık, okulöncesi çocuk anlatılarının hepsi kısadır. Sayfa sayılarının çoğu kitapta kabarık olmasının nedeni, az yazının bol resimle desteklenmesidir. Yukarıda metinlerini örnek olarak verdiğimizden kitaplardan da anlaşılacağı gibi anlatılanlar aslında birkaç satırdan oluşuyor. Bu tür kitaplarda resimlerle desteklenen yazı, kitabın bütününe öylesine yayılıyor ki sonuçta ortaya gerçekten bir kitap çıkıyor. Aşağıda da verilecek örnek metinler, bu kitapların içerdiği yazı miktarı konusunda yeterince ipucu verecektir. Metnin tümünün kısalığının ötesinde anlatıyı oluşturan tümceler de kısadır.
S
Okul öncesi çocukları için üretilen anlatıların “kişiler” özelliğini açıklayınız.
Kişiler, resimli kitaplarda ya da okulöncesi çocuk anlatılarında daha çok hedef kitle yaşında ve özelliklerinde çocuklar kullanılır. Bunun yanı sıra hayvanlar da bu kitaplarda en çok kullanılan canlılar olarak göze çarpıyor.
Hayvanların yoğun olarak kullanılma nedeni olarak hemen bütün çocukların hayvanları sevmesi, hayvanlardaki doğallığın ve farklılığın çocuğun hoşuna gitme- si gösterilebilir. Günlük yaşamda yer alan kedi, köpek, kuş gibi evcil hayvanlar; çocuğun yaşamında zaten yer alan canlılardır. Çocuk, dünyaya gözlerini açtığı ilk andan itibaren bu hayvanların ister oyuncak ister canlı biçimleriyle bir şekilde yüz yüze geliyor. O nedenle bu tanıdık canlıların çocuk kitaplarında kullanılması, an- latılmak istenenin bunlar aracılığıyla aktarılması yerine göre hem komik hem de eğitsel bir ortam yaratmaktadır. Bunun ötesinde özellikleriyle ön plana çıkan bazı hayvanlar da çocuk kitaplarında çokça kullanılır. Örneğin keçiler inatçılıkları, kaplumbağalar yavaşlıkları, tavşanlar uzun kulakları ve hızları, kuzular saşık ve masumiyetleri nedeniyle çokça kullanılır. Amaç, bir yandan da bu hayvanların özellikleri ile insan davranışları arasında benzeşimler kurmaktır. Hedef kitleye benzeyen çocukların kullanımındaki amaç ise dinleyen/izleyen (okuyan) çocuğun özdeşleşmesini sağlamaktır. Böylece anlatılan öyküde kendinden de parçalar bulacak olan çocuğun dikkati uyarılacak ve çocuk, kitap ile birlikte kendi düş gücünü de harekete geçirecektir. Yetişkinler de bu yaş grubu çocuk kitaplarında az da olsa yer alır. Ancak bunlar en önemli rolleri almadıkları gibi daha çok silik çizilirler.
S
Okulöncesi çocuk anlatılarındaki konusal sınıflamalar nelerdir?
Bu sınıflamalar:
• Çocuğun kendini tanımasına yardımcı olan kitaplar,
• Yakın çevre ve basit kavramlar,
• Doğa ve hayvanları tanıtma
• Toplumsal ilişkileri konu alan kitaplar
S
Okulöncesi çocuk anlatılarındaki konusal sınıflamalar içerisinde yer alan “Çocuğun kendini tanımasına yardımcı olan kitaplar” sınıflamasını açıklayınız.
Bu tür kitaplarda yer alan kişiler ister insan (çocuk) ister hayvan olsun önemli olan çocuğun kendinin tanımadığı bir yanını bulgulaması, yanlış bildiği bir konunun doğrusunu öğrenmesi ya da çocuğun sergilediği bir olumsuzluğu deneyimler yoluyla düzeltmesi söz konusu edilir. Bu bağlamda kavramlar da öğretilmeye başlanır. Kıskançlık, gürültü yaparak başkalarını rahatsız etme; kendini, özelliklerini tanımamaktan doğan karamsarlık, can sıkıntısı gibi olumsuzlukları yenme ya da yanlış bir arayış içinde olanların kendini ve çevreyi tanıdıktan sonra sorunların aşılma- sı gibi şeyler söz konusu edilir.
S
Okulöncesi çocuk anlatılarındaki konusal sınıflamalar içerisinde yer alan “Yakın çevre ve basit kavramlar” sınıflamasını açıklayınız.
Çocuğun yakın çevresinde geçen olayları ve çocuğu yakından ilgilendiren basit kavramları içeren kitaplar, oldukça bol olarak temsil edilmektedir. Bu özelliğinden dolayı bu tür kitapların yoğun bir öğreticilik boyutu da vardır. Örneğin basit şekiller, adlar, deyimler, harfler, sayı sayma ve rakamlar, renkler, kardeş ve akrabalarla olan ilişkiler, davranışlar gibi konular ele alınabilir.
S
Okulöncesi çocuk anlatılarındaki konusal sınıflamalar içerisinde yer alan “Doğa ve hayvanları tanıtma” sınıflamasını açıklayınız.
Çocukların, doğayı tanımasına yardımcı olan kitaplarda hayvanların büyük bir kullanım alanı vardır. Hayvanlar kimi zaman insan davranışlarını ve rollerini üstlenerek olumlu/olumsuz bir eleştiriyi belirginleştiren birer öge oluyor, kimi zaman da doğanın işleyişi konusunda bilgi aktarıcı bir işlev kazanıyorlar. Örneğin cinsiyet, doğum, üreme, aile ilişkileri gibi konularda hayvanlar sıklıkla kullanılan ögelerdir. Aynı biçimde bitkiler de zaman zaman bir araç olarak böylesi bir amaca hizmet eder.
S
Okulöncesi çocuk anlatılarındaki konusal sınıflamalar içerisinde yer alan “Toplumsal ilişkileri konu alan kitaplar” sınıflamasını açıklayınız.
Çocuk, aynı zamanda toplumsal bir varlık olarak çevresinde bulunan kişilerle ilişki içindedir. Bu bağlamda da yakın çevresindeki kişilerle uyumlu olduğu kadar çatışma içinde de bulunabilir. Çocukların kişiliklerini de belirleyecek olan toplumsal davranışları konusunda onların bu yönlerinin de kitaplarda temsil edilmesi önemlidir. Bu konuda Can Göknil’in Kirpi Masalı, Fiti Fiti Tek Başına, Kardeş Kardeşe; Gülsüm Cengiz’in Canı Sıkılan Palyaço gibi kitapları örnek olarak gösterilebilir.