aofsorular.com
OKÖ306U

RESİMLİ KİTAPLARIN OKULÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÇOCUĞUN GELİŞİM SÜRECİNE KATKISI

1. Ünite 22 Soru
S

Okul Öncesi çocukların resimli kitaplarla karşılaştırılmasının faydaları nelerdir?

Okulöncesi dönemde, çocukların 1-2 yaşından başlayarak sanatçılar tarafından hazırlanmış resimli kitaplarla karşılaştırılması, öğrenme hızı gittikçe gelişen çocuklara bütün gelişim alanları için yeni ve doğal öğrenme olanakları yaratır. Nitelikli resimli kitaplar; okulöncesi dönemdeki çocukların dilsel, bilişsel, devinişsel, kişilik ve toplumsal gelişimleri açısından amaçlanan kazanımların edinilmesini destekleyecek araçlardır. Okulöncesi dönem; çocuğun kendini, çevresini ve dünyayı tanımaya ve anlamayaçalıştığı; bilişsel, dilsel, toplumsal ve kişilik gelişiminin çok hızlı olduğu bir yaşamevresidir. Bu evrede görsel ve dilsel bir uyaran olarak resimli çocuk kitapları; çocuğun öğrenme, eğlenme, oynama gereksinmelerini doğal ve kendiliğinden yaratılan ortamlar içinde yanıtlayan araçlardır. Bu araçların, çocuğun gelişim özelliklerine ve gereksinmelerine uygun olarak sanatçılar tarafından hazırlanması gerekir. Nitelikli resimli kitaplar, çocukların yaşamında onların bütün gelişim alanlarını etkileyen zenginleştirici birer kaynak özelliği taşır.

S

Çocuğun yaşamının ilk günlerinden itibaren çevresiyle etkileşime girmesinin nedeni nedir?

Çocuk, yaşamının ilk günlerinden başlayarak çevresiyle etkileşime girer. Bu etkileşimin temel amacı; çocuğun yaşadığı çevreyi, insanı ve yaşamı tanıma ve öğrenme isteğidir. 0-6 yaş dönemindeki çocukların öğrenme istek ve gereksinmelerinin resimli kitaplarla desteklenmesi, onların sonraki gelişim dönemlerinin niteliğini etkileyen önemli bir duyarlık olarak kabul edilmelidir. Okulöncesi dönemdeki çocukların kitaba yönelmesini sağlayabilmek için ailelere, okula ve öğretmenlere önemli sorumluluklar düşmektedir.

S

Okulöncesi dönemdeki çocukların kitaba yönelmesini sağlayabilmek için ailelere, okula ve öğretmenlere düşen önemli evreler nelerdir?

İlk evre: çocuğun ilgi ve gereksinimine uygun kitaplarla buluşturulması, çocuğun kitapla tanıştırılması, ikinci evre: çocuğun, ilgi ve gereksinmesine uygun kitaplarla iletişime yönlendirilmesi, çocuğun kitapla arkadaşlık kurması, üçüncü evre: çocukta okunan kitabı dinleme ve kitabın resimlerini izleme, inceleme alışkanlığının yaratılması çocukta kitap sevgisinin oluşturulması

S

Çocuğun ilgi ve gereksinimine uygun kitaplarla buluşturulması, çocuğun kitapla tanıştırılması nasıl sağlanır?

1-2 yaşından başlayıp ergenlik dönemine kadar uzanan bir yaşam evresinde çocukların dil ve anlam evrenlerine, gereksinimlerine uygun olarak onların duygu ve düşünce dünyalarını sanatsal nitelikli görsel ve dilsel kurgularla zenginleştiren kitaplar, çocuk edebiyatı ürünleri olarak değerlendirilir. Bu ürünlerin çocukluğun ilk yıllarındaki işlevleri; çocuğun yaşma, gelişimine koşut olarak çeşitlenir, gelişir. Başlangıçta çocukla kitap arasında ilk iletişimi sağlayan oyuncak ya da özel kesimli kitaplar; gittikçe çocuklara çevrelerindeki nesnelerin görsel kimliklerini tanıtma, onları adlandırma sorumluluğu üstlenir. 2-3 yaşındaki çocuklar, genellikle, yalın çizgili sevimli resimlerle oluşturulmuş kitaplarla buluşturulmalıdır. Bu resimler, renk ve çizginin anlatım gücüyle çocuğun ilgisini çekebilecek özellikler taşımalı ya da oluşturulan özgün kurgularla çocuğun algısını resimlere yöneltebilmelidir. Bunun için çocuğun bildiği, gördüğü, kullandığı eşya ve nesneler gerçekliğine bağlı kalınarak; ancak renk ve çizginin ilgi uyandıran anlatım etkisinden de yararlanılarak yansıtılmalıdır. Bisiklete binen ayılar, kitap okuyan fareler, top oynayan kediler gibi çeşitli yaşam durumlarını resimlerle kurgulayan ve birkaç sözcüklük anlatımlarla da resimleri destekleyen kitaplar, 1-3 yaş grubundaki çocuklarla buluştu- rulmalıdır. Bu buluşmalarda çocuklar; kitabın resimlerine sevdiği bir insanın kucağında, yanında bakabilmeli, kitabın sayfalarını çevirebilmeli, sorularına yanıt bulabilmelidir. Çocuk, hacim ve ağırlık yönünden kolayca taşınabilecek özellikler de taşıyan kitapları, dilediği zaman istediği yere götürebilmelidir. Bu yaşlarda çocukla kitap arasında kurulacak sevgi köprüsü için yapılacak ilk iş; çocuklara, duyarlı çabalarla, ilgi ve gereksinmelerine uygun kitapların sunulmasıdır. Başka bir söyleyişle çocuk, kitapla tanıştırılmak; resimli kitap, bir oyuncağı gibi çocuğun yaşam alanına katılmalıdır.

S

Çocuğun, ilgi ve gereksinmesine uygun kitaplarla iletişime yönlendirilmesi, çocuğun kitapla arkadaşlık kurması nasıl sağlanmalıdır?

Çocukların resimli kitaplarla kurduğu iletişim, 4-5 yaşında yeni bir nitelik kazanır. Kısa ve yalın anlatımlı masal, öykü ve anlatıların içerikleri; sanatçılar tarafından yapılmış resimlerle görsel bir metne dönüştürülür. Resimler, çizgi ve rengin yarattığı kurgularla hem çocukların kendi duygu ve düşünce birikimlerini kullanarak masal ve öyküler uydurmalarına hem de yazılı metnin iletilerini belleklerinde canlandırmalarına olanak sağlar. Bu yıllarda sayışmaca, tekerleme söyleme alıştırmaları, bilmece sorma-yanıtlama çalışmaları; çocuklara dilin devingen yapısını, duygu ve düşünce iletme gücünü sezdirir. Çocuklar, kendiliğinden yaratılan doğal oyun ortamlarında, ünlü ve ünsüzleri doğru seslendirme deneyimleri edinirler. Çocuklara bu yaşlarda kısa, yalın, bellekte kalıcı dilsel kurgularla yapılandırılmış, resimlerin anlatımda egemen olduğu masal, öykü vb. kitaplar okunmalıdır. Çocukların kitaplara yönelmesi, onlarla arkadaşlık kurabilmesi için resimlerin ve sözcüklerin anlatım olanakları, çocukların gereksinmelerine ve ilgi alanlarına uygun olmalıdır.

S

Çocukta okunan kitabı dinleme ve kitabın resimlerini izleme, inceleme alışkanlığının yaratılması çocukta kitap sevgisinin oluşturulması

Türkçenin anlam yaratmadaki yaratıcı gücünün çocuk gerçekliğine özgü kurgularla yansıtıldığı, bu kurguların resmin anlatım olanaklarıyla desteklendiği kitaplar; çocuklara dinleme ve izleme alışkanlığının kazandırılmasında önemli bir sorumluluk üstlenir. Yetişkinlerin kitap okuma eyleminde vurgu, durak, tonlama ve ulama gibi söyleyiş ilkelerini yaşama geçirmeleri; çocukların anlatılanları ilgiyle dinlemelerini sağlar. Çocuklarda bu ilginin uyandırılabilmesi için yalın cümlelerle ve merak ögeleriyle yapılandırılmış kısa öykülere gereksinim vardır. Bu öykülerde renk ve çizgilerle içeriği tamamlayan, görünür kılan resimler; çocuklara izleme ve görsel metni inceleme alışkanlığı kazandırır. Kitap okuma eylemine çeşitli duyu organlarıyla katılan ve bundan mutluluk duyan bir çocuk; kendisinin eğlenmesine, merak ettiklerini öğrenmesine olanak sağlayan araca karşı da sevgi duymaya başlar.
Okulöncesi dönemde çocuğun eğitiminden sorumlu olanların (anne, baba, öğretmen vd.); çocukları amaca uygun kitaplarla buluşturması, duyarlı çabalarla kitap ile çocuk arasında bir sevgi bağı oluşturması, çocukların ilköğretim döneminde okuma alışkanlığı edinebilmelerinde belirleyici bir etkendir.
Temel amaç, okulöncesi dönemdeki her evrede çocukları ilgi ve gereksinmelerine uygun kitaplarla buluşturabilmektir. Bu buluşturmada kitapların çocuğa göreliği, ailenin ve okulun duyarlı çabaları; çocukların kitaba sevgi ve saygı oluşturmalarını sağlayan temel etkenlerdir. Ünitenin bu bölümünde nitelikli (çocuğa göre olan) kitapların okulöncesi dönemdeki çocukların gelişimlerine olan katkıları, genel bir çerçeve içinde, örneklerden de yararlanılarak incelenmiştir.

S

Resimli kitapların, çocukların dilsel-bilişsel gelişimine katkısı nedir?

Çocuğun gelişimi süreklilik gösteren ve evrelerden oluşan bir süreçtir. Bu süreçte her evre, önceki evrenin birikimleri üzerine yapılanır. Bu evrelerde gelişim basitten karmaşığa doğru bir sıra izlerken gelişim hızı da yaşlara göre çeşitlilik gösterir. İnsan, yaşamının her evresinde öğrenme gereksinmesi duyar. Çocuğun yaşamın ilk günlerinden başlayarak çevresiyle iletişime girmesi; bakma, tanıma, dokunma vb. eylemlere girişmesi; öğrenme isteğinin somut göstergeleridir. Bu eylemler çocuğun kendini, yaşadığı çevreyi, insanı tanıma ve anlama isteğinin doğal bir dışa vurumudur.

S

Çocukların 1-3 yaş aralığında gösterdikleri gelişim nasıldır?

Birinci yılın sonu nda n üçüncü yılın başına ya da ortalarına uzanan dönemde, çocuk yürümeyi, konuşmayı başarır; beyninin çok hızlı büyümesine koşut olarak bilişsel-dııygıısal yetileri gelişir; kendi benliğini çevresinden ayrı algılar; kendi istekleri ile çevrenin beklentileri arasındaki karşıtlıkları tanır. İki buçuk, üç  yaşlarına giren çocuğun düşünce dünyasında, giderek artan biçimde, yeni ilgi alanları oluşur. Bunlardan en önemlisi eşeylik ayrılıkları ile ilgilidir. Çocuğun dikkati eşeylik organlarına, bunların anlamlarına yönelir.

S

Çocukların 3-6 yaş aralığında gösterdikleri gelişim nasıldır?

Üçüncü yaştan altı yaşına dek olan oyun çağında çocuk, devinim dizgesi üzerinde egemenlik kurmuş olup artan devingenliği ile çevresinin çapını genişletmektedir. Konuşabilmesi, insanlar arası ilişkilerin daha anlamlı biçimde genişlemesinde büyük yer almaktadır. Piaget’nin dediği gibi çocuk, “bene-dönük” bir durumdan “topluma-dönük” bir duruma doğru hızla ilerlemektedir. Çevreden ve başka insanlardan ayrı bir kişi olduğunu kavramış olan çocuk, artık “nasıl bir kişi” olacağını araştırmaktadır. Kazandığı özgüven ve özerklik duyguları oranında yavaş yavaş çevresini keşfetmekte, kendi benliği ve çevre üzerinde bir denetim gücü kazanmaktadır. Bu amaçla kendi bedenine, cinsel ayrılıklara ve genellikle çevrede olagelen her şeye karşı derin, bitmek bilmez bir soruşturma ve öğrenme eğilimi belirir. Bunun için bu döneme sorma-bilme tutkusu (curiosity-tecessüs) dönemi de denir. Bu dönemin çocuğu artık “küçük bir adam” olmuştur. 3-4 yaşlarında çocuk, özgürce girişim ve atılganlık eylemlerini açıkça göstermeye başlar. Sürekli olarak bilinmeyen konulara büyük merak, sürekli bir şeyler yapma, büyüme isteği çocukta girişim duygusunun temellerinin atılmakta olduğunu gösterir.

S

Çocukların gelişim alanlarında hızlı değişim yaşadıkları dönemde onlara nasıl davranılmalıdır?

Çocukların bütün gelişim alanlarında hızlı değişimler yaşadığı bir dönemde öğrenme gereksinmelerine duyarlı davranılması, bu gereksinmelerin uygun uyaranlarla yanıtlanması gerekir. Başka bir söyleyişle çocukların kendilerini, insanı ve yaşamı sorarak, araştırarak, anlayarak öğrenme istekleri, çocuğa özgü ortamlar içinde karşılanmalıdır. Utandırma, ayıplama, suçluluk duygusu yaratma, korkutma ve değişik türden cezalar vermeyi; çocukluk dönemlerinde özerklik duygusunu, sorma-bilme, girişim ve becerme yetilerini köstekleyen, körelten ya da söndüren etkenlerdir. Sürekli utandıran, ayıplayan, suçlayan ve korkutan baskıcı ailelerin, çocukların özerk benlik duygusunu ve özgür düşünebilme yetisini bastırdığı görülmektedir.

S

Çocuk kitapları çocukların öğrenme gereksinimlerine nasıl katkı sağlar?

Çocuk kitapları, çocukların öğrenme gereksinmelerini; oynayarak, eğlenerek, bularak, keşfederek yanıtlamalarına olanak sağlayan araçlardır. Görsel ve dilsel iletileriyle çocukların yaşamla bağını kurar. İlgi ve beğeni alanına girerek onları eğlendirir. Her şeyden önemlisi de çocuklara özgü kurgular yaratarak onlar için doğal yaşantı edinme kaynakları olur. Çocuklara sanatçıların çizgiye, sözcüklere yansıttıkları-sindirdikleri yaşama ve insana ilişkin duyarlıklarını anlama sorumluluğu yüklerler. Bu süreç, çocuklara duygu ve düşünce birikimlerinin kılavuzluğunda düşünerek, düş kurarak, sorarak, sorgulayarak yaşamı, kendilerini ve çevrelerini tanıma ve anlama olanağı sağlar.

S

Çocukların ilgi ve gereksinmelerine uygun, sanatçılar tarafından hazırlanmış yapıtların çocukların dilsel ve bilişsel gelişimlerine sağlayacağı katkılar nelerdir?

Karar verme, akıl yürütme, problem çözme ve yaratıcı düşünme gibi zihinsel etkinlikler; bilişsel beceriler olarak değerlendirilebilir. Bilişsel gelişim için yaşamın ilk yıllarından başlayarak çocuklara gözlemleme, karşılaştırma, sınıflandırma, uygulama ve eleştiri yapma becerilerini geliştirebilecekleri ortamların yaratılması gerekir. Çocuğun bilişsel gelişmesi; onun kendini, çevresini ve dünyayı anlamasını sağlayan zihinsel becerilerin bir süreç içinde değişip yetkinleşmesidir. Çocukların bilişsel gelişimleri ile dil ve düşünce gelişimleri arasında güçlü bir ilişki vardır. Dilde her sözcük, zihinde bir kavramı çağrıştırır. Düşünme, kavramlar ve onları simgeleyen sözcüklerle gerçekleşir. Dil ile düşünce arasındaki birbirleri¬ni bütünleyen ilişki, bilişsel gelişimin de niteliğini belirler. Dil, bir iletişim aracı olmanın yanında anlama, anlatma ve düşünme aracıdır. Düşünmenin temel ögesi kavramdır. Aksan’a (1999, s.41) göre kavramlar, insanın çevresindeki nesnelere, olay ve durumlara ait kişisel gözlem ve deneyimlere dayanan tasarımların zihinde yer eden ve bir soyutlamayla (abstraction) dile dönüşen yönüdür; göstergelerin gösterilen yanıdır. Bir dilin söz varlığını temel alarak da kabaca bir tanımla bir sözlükte madde başı olarak yer alan sözcükler biçiminde niteleyebiliriz. Kavram sayısı ve onların bellekte diğer kavramlarla oluşturdukları bağlantılar, kişinin düşünce gücünün sınırlarını belirler. Çocuk, önce çevresinde gördüğü nesne ve varlıkları görsel kimlikleriyle (özellikleriyle) belleğine yerleştirir, bunları adlandırarak kavramsal gelişimini sürdürür. Çocuk, dilini edinirken aynı zamanda örneğin süt sözcüğüyle birlikte onun içilen beyaz sıvı olduğunu, ekmeğin bir yiyecek, kuşun uçan bir hayvan olduğunu öğrenir. Böylece zamanla çocuğun zihninde birtakım ses bileşimlerine, sözcüklere bağlı biçimde, deneyimlerin de ürünü olarak kavramlar oluşur. Bardak, kedi, soba, elma gibi somut nesnelerin yanında zamanla kıskançlık, özlem, rüya gibi doğrudan doğruya dile dayanan soyut kavramlar da edinir.

S

Çocuklar 1-3 yaşları arasında nasıl bir gelişim sağlar?

1-3 yaşlarında, dilsel ve bilişsel gelişim hızlanır. Çocuklar, 3-4 sözcüklük dilbilgisine uygun olmayan yapılarla duygu ve düşüncelerini anlatabilir; resimlere bakarak varlıkların eylemlerini (top oynama, ip atlama, koşma, yürüme, gülme, ağlama vb.), durumlarını (teklik-çokluk) tanımlayabilir. 2-3 yaşlarındaki çocuklar, benzer varlıkları eşleştirir; az sayıdaki birbiriyle ilgili parçalardan bir bütün oluşturabilirler.
Bu yaşlardaki çocuklar; “ben”, “o”, “bu”,“şu” gibi adılları kullanmaya başlar; organlarını tanımayı öğrenir. “Nerede?” sorusuna “içinde”, “dışında”, “altında” vb. yanıtlar vermeye başlar. Çocukların günlük etkinliklerinin ilgi çekici oyuncak kitaplarla desteklenmesi (banyo kitapları, sesli ve özel dokulu kitaplar; tavşan, kaplumbağa, ayı, uçak, ev gibi özel biçimli kitapçıklar, kısa masal ve anlatılar vb.) onların dilsel ve bilişsel gelişimlerine önemli katkılar sağlar.

S

3-6 yaş döneminde çocukların dilsel ve bilişsel gelişimi için neler yapılmalıdır?

Bunun için çocuklar; dil gelişimlerine uygun, kavramsal birikimlerine katkı sağlayacak masal, öykü, anlatı gibi yazınsal nitelikli resimli kitaplarla buluşturulmak; bu buluşmalar tekerleme, sayışma vb. dilsel gereçleri seslendirme (söyleme) ve bilmece sorma-yanıtlama etkinlikleriyle desteklenmelidir. Kitapla buluşmalar, çocukların eğlenebildiği oyun ortamlarına dönüştürülmeli, etkinliklere anne baba ya da çocuğun sevdiği başka bir yetişkin ortak olmalıdır. Çocuk, kitabın hem eğlenmesine, oynamasına hem de sevdiği bir insanla zaman geçirmesine olanak sağlayan bir araç olduğunu duyumsayabilmelidir. Bu dönemde dil gelişimine resimli kitaplarla katkı sağlayabilmek için, 3-6 yaş grubundaki çocukların dil gelişim özelliklerinin bilinmesinde büyük yarar vardır.

2-6 yaş döneminde dilsel gelişimde büyük değişimler yaşanır. 3-4 yaşındaki çocuklar, 3-4 ya da daha fazla sözcükle basit ve bileşik tümceleri başarıyla kurabilir; geçmiş, şimdiki ve geniş zaman kipleriyle dili etkili bir iletişim aracı olarak kullanabilirler. Bu dönemde çocuklar, bellekte kalıcı özellikler taşıyan az sözcüklü uyaklı yapıları (şiirleri, tekerlemeleri, bilmeceleri vb.) söylemekten, tekrarlamaktan hoşlanırlar. Nitelikli görsel ve dilsel uyaranlarla desteklenen bir çevrede büyüyen çocuklar, 2-3 yaşında 900 sözcüklük bir dağarcığa ulaşabilirler. Bu dağarcık, duyarlı çabalar sürdürüldüğünde 4-5 yaşlarında 2000-2500’e çıkabilir. Bu yaşlarda merak ve öğrenme isteği yoğunlaşır; dil, çocuğun kendisini gerçekleştirme-sinde etkili bir araçtır. Çocuklar 5-6 yaşında, ana dillerini kullanarak duygu ve düşüncelerini bir yetişkini andırırcasına etkili biçimde anlatabilirler. 5-6 yaşında yer belirteçlerini ve kişi adıllarını doğru kullanma ve karmaşık tümceler kurma becerisi gelişir.

S

MEB Okulöncesi Eğitim Programına göre, 36-48 aylık çocukların dil gelişim özellikleri nelerdir?

Bu dönemdeki çocuklar; kendi kendine şarkı, şiir, tekerleme söyler; yaptığı günlük işlerle ilgili olarak sorulan sorulara cevap verir; konuşmalarında sıfatları, kişi zamirlerini, yer bildiren ifadeleri, çoğul eklerini kullanır; “neden”, “nasıl”, “kim” gibi sorular sorar; iki olayı oluş sırasına göre anlatır; duygularını sözel olarak ifade ederler

S

MEB Okulöncesi Eğitim Programına göre, 48-60 aylık çocukların dil gelişim özellikleri nelerdir?

Bu dönemdeki çocuklar; kendisine verilen üç yönergeyi dinler ve yerine getirir; birleşik cümleler kullanır; resimdeki saçmalıkları açıklar; zıt anlamlı sözcükleri söyler; konuşmalarında sözcüklerin olumsuz biçimlerini ve bağlaçları kullanırlar.

S

MEB Okulöncesi Eğitim Programına göre, 60-72 aylık çocukların dil gelişim özellikleri nelerdir?

Bu dönemdeki çocuklar; günlük deneyimlerini anlatır; birbirini izleyen üç emir tümcesinde, istenileni sırası ile yerine getirir; tekil ve çoğul ifadeleri birbirine dö-nüştürerek kullanır; cümlelerinde özneye uygun fiil kullanır; yeni ve bilmediği kelimelerin anlamını sorar; bazı sözcüklerin eş ve karşıt anlamlarını bilir; “ne zaman, neden, nasıl?” gibi soru sözcüklerini içeren sorulan yanıtlar; “Bana tersini söyle.” yönergesine doğru yanıt verir; yer bildiren sözcükleri doğru ve yerinde kullanır; cümlelerinde “çünkü, daha sonra”gibi bağlaçlar kullanır; birleşik cümleler kullanır; basit şakalar yapar; bazı soyut ifadeleri anlar; evinin ve/veya anne-babasının telefon numarasını söyler.

S

36-48 aylık çocukların bilişsel gelişimleri nelerdir?

Bu dönemdeki çocuklar; büyük-küçük, az-çok, açık-kapalı, uzun-kısa kavramlarını ayırt eder; 1’den 10’a kadar sayar; bire bir eşleştirme yapar; üç küple köprü yapar; 1 ’den 10’a kadar olan nesneler içinde istenen sayıdaki nesne ya da nesneleri gösterir; eksik insan resmine kol ve bacak çizerek tamamlar; üç parçalı bul yapı tamamlar; renkleri tanır ve eşleştirir; resmini gördüğü nesneyi tanımlar; diz, dil, boyun, kol, parmak gibi beden parçalarını gösterir; cinsiyetini ayırt eder. Novick ve Harlin’in (2007) Sayılar adlı çalışması; çocukların büyük-küçük, az-çok, açık-kapalı, uzun-kısa kavramlarını ayırt etmesine, 1’den 10’a kadar saymasına, eşleştirme yapmasına, çeşitli nesne ve varlıkları da görsel kimlikleriyle tanımasına olanak sağlayacak özellikler göstermektedir. Açılır-kapanır sayfa tasarımıyla yapılandırılan kitap, oyun kurgusu içinde sezinleterek çocukların bilişsel ve dilsel gelişimine katkı sağlamayı amaçlamaktadır.

S

48-60 aylık çocukların bilişsel gelişimleri nelerdir?

Bu dönemdeki çocuklar; insan resmini 6 ögeyi içerecek şekilde çizer; 4-8 parçalı bul yapı tamamlar; 1’den 10’a kadar olan nesneler ile rakamlar arasında ilişki kurar; nesneleri ortak özelliklerine göre (taşıtlar, hayvanlar, büyük/küçük nesneler, ağır/hafif nesneler vb.) sınıflandırır; 1’den 20’ye kadar ezbere sayar; 3’lü, 4’lü eşit takımları eşleştirir; iki yarım daireyi birleştirip tam bir daire yapar; baştaki, sondaki, ortadaki gibi mekânsal konumları ayırt eder; bir olayı oluş sırasına göre sıralar; model olunduğunda 10 küpten kule yapar; nesnelerin neden yapıldığını söyler; “Neden?” sorusuna cevap verir; dokuları ayırt eder; 8 rengi isimlendirir; renkleri gruplandırır; renkleri tonlarına göre sıralar; bazı paraları tanır ve isimlendirir; kısa bir süre önce gördüğü resmi hatırlar; eksik resimleri modele bakarak tamamlar; gösterilen resimle ilgili bir öykü anlatır; öyküdeki 5 ana noktayı hatırlar ve tekrarlar; neden-sonuç ilişkilerini kurar; etkinliklere bağlı olarak günün hangi zamanında olduğunu söyler; bir nesnenin diğerine göre ağır ya da hafif olduğunu söyler. Bu dönemde çocukların bilişsel öğrenmelerinin kalıcı davranışlara dönüştürülmesi için çocuklara masal, öykü, şiir, anlatı gibi sanatçılar tarafından yazılmış kitapların okunması; ev ya da okul ortamında bu kitaplarla ilgili çeşitli etkinliklerin düzenlenmesi gerekir.

S

60-72 aylık çocukların bilişsel gelişimleri nelerdir?

Bu dönemdeki çocuklar; bedenin tüm parçalarının isimlerini söyler; 10-25 parçalı yapbozu tamamlar; iki üçgeni birleştirerek kare yapar; aynı dokudaki 6-10 nesneyi eşleştirir-gruplandmr; nesneleri bir özelliğine göre gruplandırır; 1’den 10’a kadar olan nesne gruplan ile rakamlar arasında ilişki kurar; 1’den 10’a kadar olan nesneleri kullanarak toplama ve çıkartma yapar; yarım ve bütün olan nesneleri gösterir; 1’den 10’a kadar olan rakamları sıralar; eşleştirme, ilişki kurma, gruplandırma ve sıralamayı nasıl yaptığını açıklar; basit neden sonuç ilişkilerini açıklar; kısa bir süre gösterilen bir resimdeki ayrıntıları hatırlar; bir olaydan sonra ne olabileceğini tahmin eder; nesneler arasındaki benzerlik ve farklılıkları ayırt eder ve söyler; nesnelerin kendi içindeki konumunu birinci, ikinci şeklinde isimlendirir; “en az, en çok, birkaç ” gibi miktar bildiren ifadeleri kullanır; haftanın günlerini sırasıyla söyler; 20’ye kadar ritmik sayar; “dün, bugün, yarın” ile ilgili konuşur; beş harfi isimlendirir; daha önce dinlediği öyküleri anlatır; sorulan sorulara kendine özgü cevaplar verir; yaşadığı yerin adresini söyler.
Bu dönemde çocukların bilişsel gelişimlerine katkı sağlayacak öğretici nitelikteki resimli kitapların yanında yazınsal metinlerle de buluşturulması gerekir. Bilişsel gelişimleri için çocuklara yazınsal kurgularla sezinletici yaşantılar kazandırmak, onların ilköğretim yıllarında kitaplarla kuracakları iletişimi sürekliliğe dönüştüre- bilmek için çok önemlidir. Bu nedenle çocuklara istekle dinleyeceği, resimlerine bakarak öyküler oluşturabilecekleri kitaplar okunmalıdır. Bu kitapların çocuklarda dil bilinci ve dil duyarlığı oluşturacak, onların kavramsal gelişimlerine katkı sağlayacak bir anlayışla hazırlanması gerekir.

S

Resimli kitapların çocukların kişilik ve toplumsal gelişimine katkısı nedir?

Yazınsal nitelikli çocuk edebiyatı yapıtları, çocukları dilin ve çizginin anlatım olanaklarıyla öbür insanlara ulaştırır. Onları insanların yaşamlarına, yaşama ilişkin duygu ve düşüncelerine ortak eder. Okulöncesi dönemde çizgiyle ve sözcüklerin anlam dünyasıyla iletişime girmeye başlayan çocuk, sanatçıların öznel ve yaratıcı sezileriyle örülmüş yeni bir gerçeklikle tanışır. Bu tanışmada sanatçıların kullandıkları araçlar; çizgi, renk ve sözcüklerdir. Çocuk, bu araçların ustaca kullanılmasıyla yaratılan dil ve anlam evrenine uygun kurgular içinde, insan ve yaşam gerçekliği ile buluşur. Bu buluşmada insanoğlunun tüm serüvenleri; tutkuları, sevinçleri, acıları, güzellikleri sanatçı duyarlığı ile yeniden biçimlendirilerek çocuğa aktarılır.
İşte bu süreç, çocuğun kendini tanımasına, öbür insanlarla karşılaştırmasına: yaşamda karşılaşabileceği sorunları kestirmesine; onların çözümlerine yönelik ipuçlarıyla buluşmasına olanak sağlar. Çocuğa; duygu ve düşüncelerini yönetme, yaşanılan çevreye uyum sağlama gibi kişilik gelişiminde belirleyici olan davranışları edinebileceği bir deneyim alanı yaratır.

S

3-6 yaş döneminde çocukların kişilik ve toplumsal gelişimi için neler yapılmalıdır?

Bu dönemdeki çocuklara; onların çevrelerini tanımalarına ve genişletmelerine, değişik kişilik özelliklerini sezmelerine, demokratik bir bilinç geliştirmelerine olanak sağlayacak yazınsal metinler sunulmalıdır. Bu metinler çocuğu; kendi çevresindeki ilişkilerle oluşturduğu yaşam deneyiminin, düş ve düşünce gücünün dışına taşımalı; ona, yaşama ve insana ilişkin duyarlık kazandırmalıdır. Çocuk, okunan kitabı dinleyip resimlerini inceledikten sonra, kendi düş ve düşünce gücünün sınırlarını aşabilmeli; sevme, acıma, hüzünlenme, öfkelenme, sevinme gibi insana özgü duygu durumlarını duyumsayabilmelidir. Yazınsal metinler; çocuklara bir so-runun birden çok çözümü olabileceğini; kin, nefret vb. duyguların, şiddet içerikli eylemlerin insan doğasına aykırılığını sezdirebilmelidir. 3-6 yaş döneminde, ana-baba ile özdeşim kuran çocuğun benliği gelişir. Çocukta üstbenlik (vicdan) oluşmaya başlar. Okulöncesi dönemden başlayarak çocukların öğrenmeye meraklı, araştıran, düş ve düşünce gücü gelişmiş bireyler olarak yetiştirilebilmelerinde aileye ve okul türü öğrenmeye önemli sorumluluklar düşmektedir. Bunun için onlara; kendilerini tanıma, kendi duygu ve düşünce birikimine güvenerek yaşamlarını yönetme bilinç ve duyarlığının kazandırılması gerekir. Öykü, masal, şiir, anlatı gibi yazınsal metinler; çocuklara yaşamı ve insanı tanıtan, onlarda yaşama ve insana ilişkin duyarlık oluşturan dilsel ve görsel uyaranlardır.