aofsorular.com
ÇGE108U

ÖĞRENME-ÖĞRETME

2. Ünite 20 Soru
S

Öğrenmenin temel özellikleri nelerdir?

Öğrenmenin temel özellikleri şunlardır:

  • Öğrenme sonucunda mutlaka bir davranış değişikliği olur.
  • Birey yeni bir davranış kazanır.
  • Var olan davranışı değişir.
  • Yanlış davranış düzeltilir.
  • Öğrenme yaşantı ürünüdür.
  • Öğrenme kalıcı izlidir.
S

Davranışçı yaklaşım ve bilişsel yaklaşımın öğrenmeye bakış açısındaki farklılıklar nelerdir?

Davranışçı Yaklaşım

Bilişsel Yaklaşım

• Davranış öğrenilir.

• Bilgi öğrenilir.

• Pekiştirme davranışı güçlendirici özellik taşır.

• Pekiştirme davranışın doğruluğuyla ilgili dönüt sağlayan bir kaynaktır ve öğrenmeden bağımsızdır.

• Öğrenen bireylerin uyarıcılarla etkileşimde bulunması ve pekiştireç alması için etkin olmasına ihtiyaç vardır.

• Öğrenen bireyin etkin olması öğrenme sürecinde dikkatini toplaması, uyarıcıları seçmesi, seçtiği uyarıcıları kullanması gereklidir.

• Birey sorunu deneme yanılma yoluyla çözer.

• Birey sorunu kavrayıncaya kadar düşünür.

• Öğrenme ile ilgili çalışmalar hayvanlar üzerinde ve laboratuvar ortamında yürütülmüştür.

• Bilişsel yaklaşımda çalışmalar insanlarla ve doğal çevre içerisinde yapılmıştır.

S

Bilgi işleme kuramı nedir ve hangi sorulara yanıt aramaktadır?

Bilgi işleme kuramı öğrenmeyi en sistemli ve kapsamlı biçimde açıklayan kuramdır. Bu kurama dayalı olarak geliştirilen model de bilgi işleme modeli olarak anılmaktadır. Bilgi işleme kuramı temel olarak şu dört soruyu yanıtlamaya çalışmaktadır:

• Yeni bilgi dışarıdan nasıl alınmaktadır?
• Alınan yeni bilgi nasıl işlenmektedir?
• Bilgi uzun süreli nasıl depolanmaktadır?
• Depolanan bilgi nasıl geriye getirilip hatırlanmaktadır?

S

Öğretme stratejisi nedir?

Yaşar (1998), öğretme stratejilerinin genel anlamda öğretim yolları olduğunu ve öğretim yöntemlerinin seçimlerine ışık tuttuğunu belirtmektedir. Yine, Ergün ve Özdaş (1997)öğretme stratejisi kavramını, bir öğretmenin, bir dersin veya bir konunun öğretilmesinde amaca ulaşmak için seçeceği öğretim yöntemi, çeşitli teknikler ve hatta değerlendirme biçimlerinin uyum içinde olmaları olarak tanımlamışlardır. Buna göre, öğretme stratejileri dersin amaçlarına ulaşmak için öğretmenler tarafından kullanılan her türlü yöntem ve teknik olarak adlandırılabilir. Öğrenme ile ilgili birçok çalışma yapan birçok araştırmacı, aynı zamanda öğretimin nasıl olması gerektiği üzerinde çalışmışlardır (Senemoğlu, 1997). Bu araştırmacıların temel olarak üzerinde durdukları ve birçok kaynakta da ele alınan üç temel öğretme stratejisi vardır. Bunlar şu biçimde sıralanabilir (Demirel, 2004; Bilen, 2002;Senemoğlu, 1997):

1. Sunuş Yoluyla Öğretme Stratejisi
2. Buluş Yoluyla Öğretme Stratejisi
3. Araştırma-İnceleme Yoluyla Öğretme Stratejisi

S

Öğrenme-öğretme yöntemlerinden tartışma yöntemi nedir ve tartışma biçimleri nelerdir?

Etkili bir öğretimde, tartışmanın merkezi bir rolü vardır. Tartışma yöntemi, sınıf içinde öğrenci etkinliğine dayalı yöntemlerden birisidir. Tartışma yöntemi, bir grup öğrencinin belli bir ko- nunun kavranması amacıyla karşılıklı görüşler, fikirler ve eleştiriler üreterek, o konuyu daha kapsamlı ve ayrıntılı olarak incelemesidir. Tartışma yöntemi, dinleme, sorgulama, fikir alışverişi ve değerlendirme gibi etkinlikleri içerir. Bu yöntemin temel amacı, öğrencilerin bir konu üzerinde düşünmelerini sağlamak, özellikle öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek ve çeşitli fikirler üretmek için onları cesaretlendirmektir. 

Tartışma yönteminin sınıf içerisinde değişik uygulama biçimler vardır. Bunlar, konunun ve öğrencilerin özellikleri göz önünde bulundurularak tercih edilebilir. Tartışma yönteminde yaygın olarak kullanılan tartışma biçimleri şunlardır:

Büyük grup tartışması

Münazara

Panel

Forum

Seminer

Açıkoturum

S

Öğrenme-öğretme yöntemlerinden  örnek olay yöntemini kısaca açıklayınız.

Örnek olay yöntemi, gerçek hayatta karşılaşılan sorunların, sınıf ortamında çözülmesi yoluyla öğrenmenin sağlanmasına dayalı bir yöntemdir. Bir başka deyişle, bu yöntemde öğrencilerin sorunlu bir olaya etkin olarak katılmaları ve sorunlu olayın nedenleri hakkında fikirler ve çözümler üretmeleri istenir. Bu yöntem, öğrencilere bir konuyu ya da bir beceriyi kazandırmak ve o konuda uygulama yaptırmak amacıyla kullanılır. Ayrıca, günlük hayatta karşılaşılan bir sorunun çözümü amacıyla da kullanılabilir. Örnek olaylar genelde yazılıdır, görsel olan olaylara da yer verilebilir.

S

Öğrenme-öğretme tekniklerinden beyin fırtınası tekniği nedir? Kısaca açıklayınız.

Çok bilinen ve yaygın olarak kullanılan düşünme tekniklerinden birisi beyin fırtınası tekniğidir. Beyin fırtınası, öğrencilerin düşüncelerini geliştirmek, bir soruna çözüm getirmek, çeşitli konularda fikir ve düşünce üretmek için kullanılır. Başka bir deyişle, beyin fırtınası, bir gruba ait öğrencilerin, açık fikirli olarak, bir konu, olay veya sorun durumu hakkında düşünmelerini ve mantıklı olup olmadığı endişesine kapılmadan olabildiğince çok sayıda fikir üretmek olarak tanımlanabilir. Buna göre, beyin fırtınası tekniğinde üretilen düşüncelerin niteliği çok önemli değildir. Önemli olan birçok sayıda iyi-kötü ya da doğru-yanlış değerlendirmesinden bağımsız fikir üretmektir. Yani, üretilen fikirlerin niteliğinden çok niceliği daha önemlidir. Bunun amacı ise, öğrencilerin yaratıcı düşünme becerilerini geliştirebilmektir.

S

Rol oynama tekniğinin olumlu ve olumsuz yanları nelerdir?

Rol oynama tekniği, öğrencilerin bilişsel, duyuşsal ve psikomotor gelişimlerine katkı sağlaması, yaratıcılıklarını ortaya çıkarması ve kendi duygu ve düşüncelerinin farkına varılması, başkalarının aynı durum karşısında neler hissettiklerini anlamaya yardımcı olması olumlu özellikleri olarak sıralanabilir. Bununla birlikte, uzun zaman alması, öğrenciler oyunun önemini anlamadığında amaçtan uzaklaşılması ve iyi hazırlanılmadığında başarılı olunmaması gibi eksik yönleri olabilir.

S

Benzetim tekniği nedir?

Benzetim tekniği hemen her alanda kullanımı olan ve bunun yanında eğitim alanında da yaygın olarak kullanılan tekniklerden birisidir. Bu teknikte, öğrenci gerçek bir durumun benzeri üzerinde eğitilmeye çalışılmaktadır. Benzetim tekniği, sınıf içinde öğrencilerin bir olayı gerçekmiş gibi ele alıp üzerinde eğitici çalışma yapmalarına olanak sağlayan bir öğretim tekniğidir.

Benzetim tekniği, gerçek ortamlarda gerçek araçlarla yetiştirmenin güç, tehlikeli ve maliyetinin çok olduğu durumlarda kullanılabilir. Böylece olabilecek kazaların ve tehlikelerin önlenmesi söz konusudur. Öğrenci, gerçek bir durumun yaratacağı sıkıntı olmadan, rahat bir ortamda öğrenebilir. Bilgisayarla benzetim yapılabileceği gibi, sınıf uygun biçimlerde düzenlenerek öğrencilere problem çözme ve karar alma ile ilgili sorumluluklar verilebilir. Çocuk meclisleri, çocukların kendilerinin işleteceği market, banka gibi.

S

Programlı öğretim nedir?

Programlı öğretim, bireysel öğrenme tekniklerinden birisidir. Gagne, Pressey, Skiner ve Crowder gibi araştırmacılar programlı öğretim yönteminin öncüleri olarak bilinmektedir. Programlı öğretim, öğretmeye disiplinli ve planlı bir yaklaşımdır. Programlı öğretim, öğrencilerin davranışsal amaçlara ulaşmasına yardım etmek üzere geliştirilmiş öğrenme teknolojisinin sistemli olarak uygulanmasından oluşan bir süreçtir.

Sınıf öğretimine karşı olan Skinner, sınıftaki öğrenme sorunlarına çözüm getirmek amacıyla programlı öğretim tekniğini önermiştir. Bu tekniğe göre, öğrenilecek bilgi öğrencilere küçük adımlarla sunulmalı, öğrenen kişi kendi hızına göre ilerlemeli ve öğrenen kişiye öğrenmelerinin doğruluğu ya da yanlışlığı hakkında anında geribildirim verilmelidir. Ayrıca, öğretme-öğrenme sürecinde öğrencinin performansı olanaklar ölçüsünde ödüllendirilerek, istenen davranışların pekiştirilmesi de büyük önem taşımaktadır.

S

Mikro öğretim nedir ve nasıl uygulanmaktadır?

Mikro öğretim, ilk kez 1960 yılında ABD’de Stanford Üniversitesi’nde öğretmen eğitiminin niteliğini artırmak amacıyla, deneysel bir programın parçası olarak geliştirilmiştir. Mikro öğretim, öğretmen adaylarının mesleki gelişimlerini arttıracak laboratuar (normal sınıf ortamına göre daha kontrollü olan ortam) öğretim tekniğidir. Bu teknikte, etkinlikler ve yaşantılar denenmektedir. Mikro öğretimin amacı, öğretmen adaylarının, kazandıkları bilgi ve becerileri uygulamaya aktarmalarını sağlamak, çeşitli becerileri deneyerek, deneyim kazanmalarını sağlamak, araştırma yeteneklerini geliştirmek, kendilerine olan güvenlerini arttırmak, kaygı düzeylerini azaltmak ve kendilerini değerlendirme olanağı sağlamaktır. 

Mikro öğretim tekniği, öğretim süresi, sınıftaki öğrenci sayısı ve konu bakımından küçültülmüş ve yoğunlaştırılmış bir öğretim deneyimidir. Mikro öğretim, 5 –20 dakikalık süreyle az sayıda öğrenci ile gerçekleştirilir. Aynı zamanda, yalnızca bir öğretim becerisi ele alınmaktadır. Dersler videoya kaydedilmekte, buna göre öğretmen adayı kendisini izlemekte ve değerlendirmektedir. Yine, öğretmen öğrencilerindenöğretim becerisinin uygulanmasına dönük olarak eleştiriler ve öneriler istemektedir. Bu alınan dönütler ışığında mikro ders yeniden öğretilmektedir. Mikro öğretim tekniğinde, her öğretmen adayı, hem öğrenci hem de öğretmen rolündedir. Bu uygulama sayesinde yaparak yaşayarak öğrenme ortamı elde edebilirler, deneyim kazanırlar

S

Altı şapkalı düşünme tekniği nedir?

Öğrencilerde yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmeyi amaçlayan altı şapkalı düşünme tekniği sıklıkla kullanılan tekniklerden birisidir. Edward De Bono tarafından ortaya konan teknikte, bireylere nasıl yaratıcı olabilecekleri ve yeni fikirler üretebilecekleri öğretilmek istenmektedir. Altı Şapkalı Düşünme Tekniği’nin temelinde, düşüncelerin altı farklı bakışı simgeleyen farklı renklerdeki şapkaları takarak ortaya konulması ve yaratıcılığın geliştirilmesi yatmaktadır. Altı şapkalı düşünme tekniğinde altı renkte şapka bulunmaktadır.

S

Altı şapkalı düşünme tekniğinde yer alan şapkaların renkleri ve işlevleri nelerdir?

Altı şapkalı düşünme tekniğinde altı renkte şapka bulunmaktadır. Bu şapkalar ve işlevleri şöyle açıklanabilir:

Beyaz Şapka: Beyaz tarafsız ve objektiftir. Bilgiyi merkeze almaktadır. Beyaz şapkayıgiyen şu soruları sorar: Var olan bilgiler nelerdir? Daha hangi bilgiler gerekiyor? Eksikbilgiler nelerdir? Gerekli bilgiler nasıl elde edilebilir? Ne tür sorular sorulmalıdır? Beyaz şapka, dikkati elde olan bilgiler ve eksik olan bilgiler üzerinde toplamaktadır. Bu şapka ile bilinenden yola çıkılmaktadır.

Kırmızı Şapka: Duygusal bir bakış açısı verir. Kırmızı şapka kullanıldığında, hiçbir açıklama yapmadan duygular ve sezgiler söylenebilir. Genel olarak insan zihninin arka planında korku, öfke, nefret, şüphe, kıskançlık ya da sevgi gibi güçlü duygular yer alabilir. Bu duygular algılama biçimini sınırlar ve yönlendirir. Kırmızı şapka, duyguları görünür kılar. Bireylerin ne hissettikleri sorulabilir?

Siyah Şapka: Siyah şapka, karamsar, olumsuz ve kötümserdir. Bir şeyin niçin yapıl- mayacağını görür. Bir başka deyişle, olaylara eleştirel bir bakış açısı ile bakmayı olanaklı kılmaktadır. En sık kullanılan şapka, siyah şapkadır. Siyah renk bize yargıcın cüppesini anımsatır. Siyah şapka tehlikelere dikkat çeker. Bu şapka zararlı şeyler yapılmasına engel olur. Riskleri ve bir şeyin neden işe yaramayabileceğini gösterir.

Sarı Şapka: Sarı güneş gibi aydınlık ve olumludur. İyimser umutlu ve olumlu düşünme ile ilgilidir. Sarı şapka düşünmesi değerli ve yararlı olan şeyleri arar ve araştırır. Daha son- ra bu değerli ve yararlı şeyler için mantıklı destekler sağlamaya çalışır. Sağlam temellere dayanan bir iyimserliği ortaya koymaya çalışır. Bu düşünme, yapıcı ve üreticidir. Somut teklifler ve öneriler çıkar. Sarı şapka ile bu durumun olumlu yönlerdir? sorusuna yanıt aranmaktadır.

Yeşil Şapka: Yeşil bereket ve verimli büyüme demektir. Yaratıcılık ve yeni fikirlerle il-gilidir. Yeşil renk, büyümenin, enerjinin ve yaşamın simgesi olan bitkileri çağrıştırır. Yeşil şapka enerji şapkasıdır. Yeşil şapka ile, yeni görüş ve seçenekler ortaya konulabilir. Yine buşapkayla, ortaya atılan bir görüşe ilişkin değişiklikler önerilebilir. Bu şapka öğrencilerin yaratıcı düşünmesine yöneliktir. Bir sorun değişik yollarla nasıl çözümlenebilir? sorusuna yanıt aranmaktadır.

Mavi Şapka: Mavi serinkanlılığı temsil eder ve her şeyin üstündeki göğün rengidir. Düşünme sürecinin düzenlenmesi ve kontrolü ile uğraşır. Mavi şapka doğrudan doğruya düşünce sürecini değerlendirmek amacıyla kullanılmaktadır. Bundan sonra ne yapmalıyız? Şu ana değin neler başardık? soruları temel alınmaktadır. Bu şapka ile durum analiz edilerek bir sonuca varılmaktadır.

S

Öğrenmeyi öğrenme ne demektir? Kısaca  açıklayınız.

Bilgi işleme kuramı öğrenmenin açıklanması açısından önemli bir kuramdır. Bu kuram ile birlikte üzerinde durulan en çarpıcı kavram öğrenmeyi öğrenme olmuştur. Öğrenmeyi öğrenme bireylerin kendi öğrenme süreçleri üzerinde söz sahibi olmasıdır. En önemli öğrenme “öğrenmeyi öğrenme” olarak nitelendirilmektedir. Öğrenmeyi öğrenme, bireyin bilgiye ulaşması, seçmesi, kullanması ve yeni bir bilgi üretmesi becerilerine sahip olmasını gerektirir. Böylelikle kendi öğrenme sürecinde söz sahibi olan birey öğrenme sürecinde etkin olabilecektir. Buna göre, öğrenmeyi öğrenme bireyin kendi öğrenme özelliklerini tanıması, öğrenmede yararlanılan stratejileri bilmesi, seçmesi ve kullanabilmesi olarak tanımlanabilir.

S

Öğrenme stili ne demektir? 

Öğrenme stili kavramı, araştırmacıların bireyler arasındaki farkları inceleme çalışmaları sonucunda ortaya çıkmıştır. Öğrenme stili her birey ile ilgili ipucu veren gözlenebilir ve ayırt edilebilirdavranışları içerir. Bireyler, bilgiyi farklı yöntemlerle öğrenirler. Yapılan araştırmalar, herkesin öğrenme sürecinin birbirinden farklı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu farklılıklar; bireylerin kim olduğuna, nerede olduğuna, kendini nasıl gördüğüne, neye dikkat ettiğine, insanların kendisinden ne istediğine ve ne beklediğine gibi pek çok şeye bağlıdır. Birey- lerin bilgiyi nasıl öğrendiği iki önemli öge ile açıklanabilir. Bunlardan birincisi; bilgiyi nasıl algıladığı, ikincisi; algıladığı bilgiyi nasıl işlediğidir. Her birey gerçekleri değişik olarak algılar, değişik yöntemlerle zihnine yerleştirir. Kimileri hissederek, kimileri izleyerek, kimileri düşünerek, kimileri yaparak gerçeklerin farkına varır. Bu da bireylerin öğrenme stilleri ile ilgili özelliklerdir. Tüm bunlara dayalı olarak öğrenme stilinin, yaratılış ve doğuştan gelen özelliklerden ortaya çıktığı söylenebilir. Başka bir deyişle yaşamboyu değişmeyen ancak bireyin yaşamını değiştiren bir kavram olarak açıklanabilir.

Öğrenme stili, öğrencilerin öğrenme çevresinde bilgiyi alma, bilgiyle etkileşme ve bilgiye karşılık verme sürecinde bilişsel, duyuşsal ve fiziksel davranışlara yönelik özellikler olarak tanımlanabilir. Yani, bir öğrencinin algılamasını, çevredekiögelerle etkileşmesini ve öğrenme çevresindeki davranışlarına etki eden bilişsel, duyuşsal ve fizyolojik yapısını öğrenme stili belirler. Kısaca, öğrenme stili, bireyin öğrenmeye yönelik eğilimlerini ya da tercihlerini gösteren özellikler olarak açıklanabilir. 

S

Dunn ve Dunn öğrenme stili modelinin bileşenleri nelerdir?

Dunn ve Dunn’ın Öğrenme Stili Modeline göre öğrenme stilleri iç ve dış faktörlerden oluşan beş temel elementten ve bunların 21 alt elementlerinden oluşan bir yapı göstermektedir:

1. Çevresel (Işık, ses ve tasarım),
2. Duygusal (Güdülenme, sebat, sorumluluk, yapı),
3. Sosyal (Bireysel, ikili grup, üçlü grup, yetişkinle öğrenme, çeşitli yollarla öğrenme), 4. Psikolojik (Çözümsellik/bütünsellik, beynin sağ/sol yarımkürelerini tercih etme,hızlı tepki verme/sakin davranma),
5. Fiziksel (Algısal, yiyecek, zaman, hareketlilik).

S

Reinert öğrenme stilleri sınıflamasını kısaca açıklayınız.

Reinert, öğrenme stillerini beceri ya da yetenekler olarak adlandırmıştır ve bireyin bilgiyi daha etkili alma, anlama, hatırlama ve yeni bilgileri elde etmeyi öğrenmeye programlanması yolları olarak açıklamıştır. “Bir resim bin kelimeye bedeldir. Bir şey yapılarak daha iyi öğrenilir. Televizyon kuşağı olmasından dolayı bireyler için görsel örnekler önemlidir. Bir dizi kelimeyi en kolay akılda tutmanın yolu her bir kelimeyi üç defa yazmaktır.” biçiminde öğrenme özelliklerini vurgulamaktadır. Reinert öğrenme stillerini dört grupta toplamıştır.

• Görerek öğrenenler
• İşiterek öğrenenler
• Sözel semboller ile öğrenenler
• Hareket temelli öğrenenler

S

Öğrenme stratejilerinin başlıca işlevleri nelerdir?

Öğrenme stratejileri öğrenme sürecinin daha etkili duruma getirilmesi için kullanılmaktadırlar. Öğrenme stratejileri ile öğrenenin öğreneceği bilgileri etkili bir biçimde seçmesinin, edinmesinin, düzenlemesinin ve ön öğrenmeleriyle ilişkilendirmesinin amaçlandığı belirtilmektedir. Bunlara ek olarak öğrenme stratejilerinin önemli sayılabilecek başlıca işlevlerini şu biçimde sıralamaktadır:

• Öğrenciyi bilinçli öğrenci durumuna getirir.
• Öğrencinin öğrenmedeki verimliliğini arttırır.
• Öğrencinin herhangi bir kılavuzluk gereksinmesi duymadan öğrenebilir duruma gelmesini sağlar.
• Öğrencinin daha çok isteyerek ve zevk alarak öğrenmesine yardım eder.
• Öğrencinin okul sonrası öğrenmelerini temel alır.

S

Öğrenme stratejileri hangi başlıklar altında gruplandırılmaktadır?

Öğrenme stratejileri beş grupta toplanmaktadır:

1. Yineleme Stratejileri
2. Anlamlandırma Stratejileri
3. Örgütleme Stratejileri
4. Anlamayı İzleme Stratejileri
5. Duyuşsal Stratejiler

S

Anlamayı izleme stratejileri nedir ve neden önemlidir?

Anlamayı izleme stratejileri, öğrencilerin kendi öğrenmelerini düzenlemelerine, yürütmelerine ve denetlemelerine yön veren stratejilerdir. Anlamayı izleme, öğrencilerin biliş bilgisine sahip olmalarını gerektirir. Bu nedenle, anlamayı izlemede bilişbilgisi stratejilerinin kullanıldığını söylenebilir.

“Bilişbilgisi, bireyin kendi biliş yapısı ve bu yapının nasıl işlediği ile ilgili bilgidir. Her öğrencinin bilişbilgisi farklıdır. Bilişbilgisine sahip olan bir öğrenci öğrenmelerinde ken- disine şu soruları sorup yanıtlayabilir: “Bu konuyu niçin öğreniyorum? Öğrenme etkinliği sonunda neleri öğreneceğim? Öğrenmek için nasıl bir yol izlemeliyim? Konuyu öğrenmek için ne kadar süre yeterli olur? Öğrenip öğrenmediğimi nasıl denetleyebilirim?” Daha açık bir deyişle bilişbilgisi gelişmiş olan bir öğrenci neyi, nasıl, hangi hızla öğrenebileceğini bilir, kendine uygun öğrenme stratejisini seçebilir”. Kendi kendileri- ne yukarıdaki soruları soran ve yanıtlayan öğrenciler, başka bir ifade ile anlamayı izleme stratejilerini kullanan öğrenciler öğrenmenin her aşamasında kendilerini denetlerler ve öğrenme de istenilen başarıyı sağlayabilirler. Bu soruları yanıtlayamayan öğrenciler ise öğrenme de başarı sağlayamazlar. Tüm bunlara dayalı olarak anlamayı izleme stratejilerini kullanan öğrenciler neyi, nasıl ve hangi hızla öğrenebileceklerini doğru olarak belirleyebilir, öğrenmede ortaya çıkan farklı etkenlerin nasıl denetim altına alacaklarını ve izleyeceğini bilirler ve amaçlarına uyun öğrenme stratejilerini belirlerler.

Yapılan kimi araştırmalarda, öğrenme sürecinde farklı öğrenim basamaklarında başarısız olan öğrencilerin ve küçük yaştaki öğrencilerin anlamayı izleme stratejilerini belirleyip kullanmada yetersiz kaldıkları ortaya çıkmıştır. Buna göre, öğrencilerin anlamayı izleme stratejilerini kendi kendilerine geliştirmeleri güçtür ve bu konuda da öğretmenlerin onların bu stratejileri geliştirecek öğrenme-öğretme ortamları düzenlemeleri de gereklidir. Ancak, bu konuda yalnız öğretmenlere değil, ailelere de çok önemli bir rol düşmektedir. Nitekim çocukluktan başlayarak, sorumluluk bilincini üstlenmeleri, yaratıcı düşünmeleri, dışa dönük bir kişiliğe sahip olarak yetişmeleri öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerini denetleyebilmelerini kolaylaştıracaktır.