aofsorular.com
SOS115U

Nüfusun Bileşenleri: Doğurganlık ve Ölüm

6. Ünite 20 Soru
S

Potansiyel doğurganlık nedir?

Potansiyel doğurganlık, doğurabilirlik veya doğurganlık gücü (veludiyet) kavramı ile ifade edilir.
Bu kavram bir nüfus özelinde, biyolojik bakımdan çocuk doğurabilme kapasitesini, bir kadın özelinde
tanımladığında ise kadının gebe kalabilme ve doğum yapabilme kapasitesini anlatır.

S

Doğal doğurganlık kavramı nedir?

Doğal doğurganlık kavramı, bilinçli şekilde herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanılmadan gerçekleşen bir davranış şeklindeki doğurganlığı anlatır.

S

John Bongaarts doğurganlık üst sınırı ile ilgili belirlediği insanın biyolojik üreme sistemine ilişkin faktörler nelerdir?

Gebe kalma için geçen süre, Dölüt ölümleri, Doğumdan sonra adet kesilmesi, Kısırlık

S

Demograf Ansley Coale’a göre, doğurganlık dönüşümünün sosyal değişimdeki rolü nelerdir?

Doğurganlık Dönüşümünün Sosyal Değişimdeki Rolü tablosunda özetlendiği görülmektedir (S: 196, Şekil 6.1)

S

Belirli bir doğum veya evlilik yaşındaki kadınların yaşamları boyunca yaptıkları doğum sayısına dayalı doğurganlık ölçüsüne ne ad verilir?

Kuşak ölçüleri ise doğurganlık düzeyinin art zamanlı olarak ölçüldüğü modellerdir. Kuşak ölçümlerinde, benzer yaşlarda veya aynı doğum kuşağında olan belirli bir grup kadından üreme çağı boyunca meydana gelen doğurganlık performansı takip edilir. Dolayısıyla belirli bir doğum veya evlilik kuşağındaki kadınların yaşamları boyunca yaptıkları doğum sayısına dayalı doğurganlık ölçülerini hesaplamak istediğimizde kuşak ölçülerine başvururuz.

S

Belirli bir yılda, 15-49 yaş arası her bin kadına düşen canlı doğum sayısını ifade eden doğurganlık ölçüsü nedir?

Genel Doğurganlık Hızı: Belirli bir yıldaki canlı doğum sayısının o yılın yıl ortası 15-49 yaş grubu kadın nüfusuna olan oranıdır...Belirli bir yılda, 15-49 yaş arası her bin kadına düşen canlı doğum sayısı olarak ifade edilir.

S

Dünya nüfusunda 1950’li yıllardan günümüze doğurganlığın yaş örüntüsünde gerçekleşen önemli değişiklikler nelerdir?

Dünya nüfusunda 1950’li yıllardan günümüze doğurganlığın yaş örüntüsünde gerçekleşen önemli değişiklikler şunlardır:
• Adölesan doğurganlık yarı yarıya azalmıştır; 15-19 yaş grubunda 1950-1955 döneminde binde 87
olan doğum hızı 2015-2020 döneminde binde 43’e inmiştir.
• Genç yaş gruplarının (20-34) doğurganlık hızlarındaki azalma diğer yaş gruplarından daha düşük
oranda gerçekleşmiştir.
• 35 ve daha yukarı yaş kadınların doğurganlık hızları 1950-1955 dönemindeki hızların üçte birine
kadar inmiştir.

S

Dünya nüfusunda 35 ve daha yukarı yaş kadınların doğurganlık hızlarındaki azalmanın nedeni nedir?

Dünya nüfusunda doğurganlık düzeyinin azalmasında 35 ve daha yukarı yaş kadınların doğurganlık hızlarındaki azalmanın rolü önemlidir. Üreme çağı olarak kabul edilen 15-49 yaş döneminin ikinci yarısındaki kadınlar arasında doğurganlık azalması büyük ölçüde gebeliği önleyici yöntem kullanımı sayesinde gerçekleşmektedir.

S

Nüfus düzeyinde gebeliği önleyici yöntem kullanımının yaygınlığı ve hangi yöntemlerin kullanıldığını belirleyen unsurlar nelerdir?

Nüfus düzeyinde ise; yöntem kullanımının yaygınlığı ve hangi yöntemlerin kullanıldığını belirleyen unsurlar, nüfustaki doğurganlık tercihleri, doğurganlık eğilimleri, evlilik örüntüleri ve üreme çağındaki kadınların yaş yapılarıdır.

S

1923-1960 yılları arasında Türkiye'nin uyguladığı doğurganlığı destekleyen Pronatalist politikalar nelerdir?

Türkiye, Osmanlı devletinin dağılması, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı gibi tarihsel gelişmeler sonucunda 20.yy’ın ilk yarısında hayli kayıp vermiş ve yaş yapısı bozuk olan bir nüfusa sahipti. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren ise ölümlerde azalma, doğurganlıkta ise artış yaşanmaya başlanmış ve nüfus artışı ortaya çıkmıştır. Türkiye bu dönemde nüfus artışını ekonomik ve sosyal gelişmesi ve ülke güvenliğinin sağlanması bakımından gerekli görmüştür. Bu nedenle de 1923-1960 arası dönemde nüfus artışını sağlamaya yönelik, doğurganlığı destekleyecek pronatalist politikalar takip edilmiştir. Pronatalist politikalar uyarınca, 5 ve daha fazla sayıda çocuk sahibi aileleri destekleyecek ekonomik tedbirler alınmıştır. Devlet bu dönemde gebeliği önleyici yöntemlerin yaygınlaşması yönünde çaba sarf etmemiş, bilakis bu tür araç ve gerecin ithalatı yasaklanmıştır. Çocuk düşürmeye yönelik cezalar çıkarılan yasalarla güçlendirilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nda evlenebilme için konulan yaş sınırı erkekler için 17’ye ve kadınlar için 15’e indirilmiştir. 1920’lerden sonra -II. Dünya Savaşı dönemi haricinde genel olarak istikrarlı bir siyasal ve toplumsal düzenin olması ve pronatalist politikalar sayesinde doğurganlık düzeyi yükselmiştir. 1930’lı yıllardan başlayarak 1960’lı yılların sonuna değin Türkiye’de toplam doğurganlık hızı kadın başına ortalama 6 ve 7 canlı doğum arasında bir düzeyde kalmıştır. Bu dönemde Türkiye, doğurganlık geçişinde erken geçiş aşamasında olan bir ülke olarak kabul edilmektedir.

S

Türkiye hangi nedenden dolayı 1965 yılında antinatalist nüfus politikalarına geçmiştir?

1960’lı yıllarda yoğun göçler neticesinde kentlerde artan nüfusun yol açtığı toplumsal sorunlar kendisini belirgin şekilde göstermeye başlamıştır. Bu durumun değerlendirilmesi neticesinde nüfus politikasında
değişikliğe gidilmesi kararlaştırılmıştır. 10 Nisan 1965 tarihinde kabul edilen 557 Sayılı Nüfus Planlaması
Hakkındaki Kanun ile Türkiye artık antinatalist nüfus politikalarını takip etmeye başlamıştır.

S

Günümüzde Türkiye'de gebeliği önleyici modern yöntem kullanımında evli kadınların özelliklerine göre ortaya çıkan örüntüler nelerdir?

Türkiye’de gerçekleştirilen demografik araştırmalar zaman içinde modern yöntem kullanımının giderek yaygınlaştığını göstermektedir. Günümüzde gebeliği önleyici modern yöntem kullanımına evli kadınların özelliklerine göre bakıldığında şu örüntüler ortaya çıkmaktadır:
• Yöntem kullanımı, kadınların yaşayan çocuk sayısı ile doğrusal olarak artmaktadır. Örneğin, beş veya daha fazla çocuğu olan her on evli kadından altısı bu yöntemleri kullanırken, hiç yaşayan çocuğu olmayan kadınlarda bu oran her altı kadından birine inmektedir.
• Kentsel alanlarda yaşayan kadınlarda modern yöntem kullanımı kırsal alanlarda yaşayanlara göre
daha yüksektir.
• Okula gitmemiş veya ilkokulu bitirmemiş kadınlar arasında yöntemkullanımıen düşük düzeydedir(yüzde 40). Bu oran eğitimle birlikte artarak lise veya üzeri eğitimi olan kadınlarda yüzde 52’ye ulaşmaktadır.    • En düşük (yüzde 39) ve düşük (yüzde 46) refah düzeyindeki hanelerde yaşayan kadınlar arasında modern yöntem kullanımı, en yüksek refah düzeyindeki (yüzde 58) hanelerde yaşayan kadınlara göre daha düşüktür.

S

Nüfusbilimde ölüm olayına ilişkin tüm süreçleri kapsayan kavrama ne ad verilir?

Ölümlülük nüfusbilimde ölüm olayına ilişkin tüm süreçleri kapsayan bir kavramdır.

S

Doğuşta beklenen yaşam süresi göstergesi hangi amaçla kullanılır?

Doğumun başlangıcından ileri yaşlardaki ölümlere kadar, bir nüfustaki tüm yaşlarda gerçekleşen ölümleri dikkate alarak nüfustaki genel ölümlülük düzeyini ifade etmek üzere doğuşta beklenen yaşam süresi göstergesi kullanılır. Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi (e0), yeni doğmuş bir bireyin yaşamı boyunca belirli bir dönemdeki yaşa özel ölümlülük hızlarına maruz kalması durumunda yaşaması beklenen ortalama yıl sayısına işaret etmektedir.

S

Nüfusbilimde çocuk ölümleri yaş dönemi kaçtır?

Nüfusbilimde erken yaş ölümleri yaşamın ilk beş yıllık döneminde gerçekleşen ölümleri kapsar. Bu
dönem kendi içinde yaşamın ilk bir yılı içinde gerçekleşen bebek ölümleri ve birinci yaş ile dördüncü
yaşın tamamlanması arasındaki sürede gerçekleşen çocuk ölümleri olarak iki genel kısma ayrılarak incelenir.

S

Genel ölümlülük düzeyini ifade eden gösterge nedir? 

Doğumun başlangıcından ileri yaşlardaki ölümlere kadar, bir nüfustaki tüm yaşlarda gerçekleşen ölümleri dikkate alarak nüfustaki genel ölümlülük düzeyini ifade etmek üzere doğuşta beklenen yaşam süresi göstergesi kullanılır.

S

Ölümlülüğün modernleşme ile yüksek düzeylerden düşük düzeylere azalmasına ne ad verilir?

Ölümlülüğün modernleşme ile yüksek düzeylerden düşük düzeylere azalmasına epidemiyolojik dönüşüm (geçiş) denilmektedir.

S

Abdel R. Omran'a göre Epidemiyolojik dönüşüm (geçiş) modelinin evreleri nelerdir?

Bu modele göre modern toplumların ortaya çıkış sürecinde hastalık ve sağlıkta değişim birbirini takip eden dört evrede gerçekleşmiştir. Öldürücü Salgın Hastalık ve Kıtlık Dönemi, Gerileyen Pandemi Dönemi, Kronik Dejeneratif ve Yaşam Tarzına Dayalı Hastalıklar Dönemi. Omran’ın bu modele daha sonra eklenen dördüncü dönem bulunmaktadır. Bu yaşlı hastalıkları dönemi, nüfus yaşlanması sonucunda ileri yaş grubunun çoğalmakta olduğu ve doğurganlığın iyice azaldığı koşullara karşılık gelmektedir. Modele eklenmesi önerilen beşinci dönem için öngörülen sağlık sorunları ise geç dönem dejeneratif sorunlara ek olarak yeniden boy göstermesi beklenen bulaşıcı hastalıklardır.

S

Türkiye’de erken yaş ölümlerinin nüfusbilim alan yazınında Türk Bulmacası olarak adlandırılmasının nedenleri nelerdir?

Erken yaş ölümlülüğünde azalma ise en etkili şekilde 1970’lerden sonra gerçekleşmeye başlamıştır.
Türkiye’de erken yaş ölümlerinin, ülkenin kat ettiği sosyoekonomik gelişme düzeyine rağmen uzun süre
yüksek düzeylerde kalmış olması nüfusbilim alan yazınında Türk Bulmacası (Turkish Puzzle) olarak isimlendirilmiştir (Aktar, 2017). Bu ölümlerde azalmanın benzer ülkelere nispetle daha geç tarihte başlaması ve yavaş hızda gerçekleşmesinin arka planında; kadın statüsünün düşük olması, bölgeler arasında büyük gelişmişlik farklılıkları ve kırsal alanda kadınların eğitiminin düşük düzeyde olması gibi nedenler öne sürülmüştür.

S

Ölüm sayıları ve nüfus verisi kullanılarak hesaplanan gösterge nedir?

Kaba Ölüm Hızı
Ölüm sayıları ve nüfus verisi kullanılarak hesaplanan bir göstergedir. Belirli bir yıldaki ölüm olaylarının kayıtları, nüfus sayımı veya nüfus kayıt sistemi verileri kullanılarak hesaplanır.Belirli bir yılda, her bin nüfus başına düşen ölüm sayısı şeklinde ifade edilir.