SOMUT NESNELERİN ÖZDEŞLİĞİ VE DEĞİŞİMİ
Somut nesnelerin yalın somut nesnelerden nasıl oluştuklarını açıklayınız?
Uzay ve Zaman’ı temel kategori sayarak, somut nesnelerin yalın somut nesnelerden nasıl oluştukları şöyle açıklanabilir. A gibi B türünden herhangi bir somut nesne varolduğu t gibi belli bir zaman anında uzayın Ut gibi belli bir bölgesini kaplar. (Zaman anından noktasal değil, sonlu bir süresi olan bir zaman dilimi anlıyoruz; şöyle ki bu süre içinde A somut nesnesinin belirlenmiş özellikleri, yani tropları değişmez.) Buna göre Ut uzay bölgesinin u gibi bir alt bölgesi olan herhangi bir bölgeciğini ele alalım. u’nun bir bölgecik olması, aynı bir belirlenebilirin altında birden çok sayıda belirlenmiş olan tropun u alt bölgesinde bulunmaması demektir. Başka bir deyişle, u bölgesi t zamanı ile birlikte Trop Bağdaşmazlığı İlkesi’nin uygulanabildiği bir yer ve zamanı oluşturur. Söz konusu A somut nesnesi ya yalındır ya bileşiktir. Eğer A bir yalın somut nesne ise, kapladığı Ut bölgesinin kendisi u gibi bir tek bölgecik oluşturur. Buna karşılık A bir bileşik somut nesne ise, ya kapladığı Ut bölgesi birden çok bölgecikten oluşur ya da tek bölgecikten oluşur ama bu bölgecikte bulunan troplardan en az biri bir sonraki zaman anında değişir.
Yalın somut nesne nedir?
Belli bir zaman anında belli bir bölgeciği kaplayan trop bileşimlerine yalın somut nesne denir.
Bir somut nesnenin t zaman anında kapladığı uzay bölgesi neye tekabül etmektedir?
Bir somut nesnenin t zaman anında kapladığı uzay bölgesi, o nesneyi oluşturan yalın somut nesnelerin kapladığı
bölgeciklerin toplamı demektir.
Birey ve kitle arasında ne gibi farklar vardır, açıklayınız?
Somut nesnelerin yapısı ve taşıdığı özellikler bu nesnelerin ait oldukları türe göre değişebilir. Dolayısıyla somut nesnelerin ontolojik yapısını ortaya koyabilmek için somut nesne türlerini göz önünde tutmak gerekir. Gündelik dilde Somut Nesne türlerinden söz etmek için, “insan”, “gezegen”, “tunç”, “su”, “hava” gibi tür adları kullanılır. Bu tür adlarından “insan” ve “gezegen” sayılabilir birey türü adları, tunç”, “su”, ve “hava” ise (sayılamayan) kitle türü adlarıdır. Bu dilsel ayrımın şöyle bir ontolojik karşılığı vardır. Birincileri İnsan, Gezegen gibi birey türlerinin, ikincileri ise Tunç, Su, Hava gibi kitle türlerinin adlarıdır. Bir birey türünün örnekleyenleri birbirinden ayrılabilen nesneler olmasına karşılık, kitle türlerinin örnekleyenleri doğal olarak (yani kendiliğinden) ayrılabilen nesneler olmayıp sayılamazlar.
Aynı türü örnekleyen bireylerin doğal olarak birbirinden ayrı olmaları neye dayanır?
Aynı türü örnekleyen bireylerin doğal olarak birbirinden ayrı olmaları Bireylerin Girişmezliği İlkesi’ne dayanır.
Birey kavramını açıklayınız?
Birey türlerinin örnekleyenleri olan ve doğal olarak birbirinden ayrı olan veya ayrılabilen tek tek somut nesnelere birey denilir. Bireyler ayrılabilen şeyler olduğu için her biri birdir, dolayısıyla da sayılabilen şeylerdir. Örneğin İnsan türünün örnekleyenleri Ahmet, Belgin gibi tek tek insanlar, Gezegen türünün örnekleyenleri ise, Merih gezegeni, Venüs gezegeni gibi tek tek gezegenlerdir. Buna göre belli bir yerde aynı türü örnekleyen bireylerin, eğer varsa, sayısı bellidir. Örneğin bu odada üç insan vardır, Güneş’in çevresinde dokuz gezegen vardır
Bireylerin girişmezliği ilkesini kısaca açıklayınız?
(1) Bireylerin Girişmezliği İlkesi: Aynı türden bireyler aynı zamanda aynı yeri (yani uzay bölgesini) kaplayamaz. Bu ilke, Ünite 5’te ortaya konulan Yalın Somut Nesnelerin Girişmezliği İlkesi’nin bir sonucudur. Bunu olmayana ergi yöntemi ile göstermek için Yalın Somut Nesnelerin Girişmezliği İlkesi’ni kabul edip, (1)’in değillemesini, yani aynı türden iki bireyin belli bir zaman anında aynı bir yeri kapladığını varsayalım. Buna göre o yerde her iki bireyin parçası olan bir yalın somut nesne bulunur. Oysa söz konusu bireyler farklı olduğundan, en azından bir zaman anında aynı yerde iki farklı yalın somut nesne bulunmalıdır. Yalın Somut Nesnelerin Girişmezliği İlkesi ise bunun olanaksız olduğunu ortaya koyduğundan bir çelişki elde edilmiş olur. Dolaysıyla Bireylerin Girişmezliği İlkesi’nin değillemesi yanlış kendisi de doğrudur. Böylece bireylerin birbirinden ayrı oldukları gösterilmiş olur
Kitleler kaça ayrılır, açıklayınız?
Kitleler, homojen ve heterojen olmak üzere iki çeşide ayrılır. Homojen kitle hem kendisi hem de bütün parçaları aynı türden olan kitle, heterojen kitle ise homojen olmayan kitle demektir. Örneğin tunç, su ve hava kitleleri homojen kitleler, zeytinyağı ile karıştırılmış bir su-zeytinyağı karışımı bir heterojen kitledir. Belli bir türden homojen kitlelerin toplamı o türden homojen bir kitledir. Örneğin iki homojen su kitlesinin toplamı gene homojen bir su kitlesidir. (Bkz. Lowe, 2003, s. 75 - 79.)
Bir somut nesnenin kimliği neye tekabül eder?
Bir somut nesnenin kimliği, o nesnenin (i) belli bir türden bir nesne olmasını sağlayan ve (ii) nesneyi o nesne yapan şey demektir. Dikkat edilirse bu durumda hem (i) hem de (ii) koşulunu yerine getirdiğinden bireylerin kimliği vardır.
Bireyin içkin/içkin olmayan özellikleri ayrımını açıklayınız?
Bir bireyin taşıdığı bir özelliğin içkin olması, yalnız kendi doğasından kaynaklanan, yani o bireyin başka bireylerle olan bağıntılarına dayanmayan bir özellik olması demektir. Örneğin, bir insanın kütlesi onun içkin özelliği ağırlığı ise yeryüzüyle olan ilişkisine bağlı olduğu için onun içkin-olmayan bir özelliğidir. Sözgelişi bir astronotun yeryüzündeki kütlesi ile uzay boşluğunda kütlesi eşit olmakla birlikte bu iki yerdeki ağırlıkları çok farklıdır. Burada “kütle” sözcüğünü “durağan kütle” anlamında kullanıyoruz. Bir cismin ağırlığının durağan kütlesi ile çekim ivmesinin çarpımı olduğunu anımsayalım. Bu çekim ivmesi ise, cismin yeryüzüne olan uzaklığına bağlıdır. Dolayısıyla bir cismin ağırlığı, yalnız o cismin doğasından değil bu cisim ile başka biri cisim arasındaki ilişkisinden kaynaklanır. Böylece bir bireyin kütlesinin o bireyin içkin bir özelliği, ağırlığının ise o bireyin içkin-olmayan bir özelliği olduğunu görüyoruz.
Bir bireyin kimliğinin, onun taşıdığı içkin tümel özelliklerden oluşmadığı nasıl gösterilmiştir?
Bir bireyin kimliğinin, onun taşıdığı içkin tümel özelliklerden oluşmadığı şöyle gösterilmiştir. Uzay boşluğunda birbirinden ayrı duran ancak tüm içkin özellikleri aynı olan iki küre düşünelim. Dolayısıyla eğer “bir bireyin kimliği, onun taşıdığı içkin tümel özelliklerden oluşur” tezi doğru olsaydı, iki küre aynı olmuş olurdu. Oysa bu küreler farklı olduğu için bu tez doğru değildir. (Bkz. Lowe, 2003, s. 79 - 80 ve Black, 1952.)
B gibi bir türe ait şeylerin özdeşlik ölçütünün genel biçimini tarif ediniz?
Genel olarak herhangi B gibi bir türe ait şeylerin özdeşlik ölçütünün genel biçimi şöyledir (bkz. Lowe, 2003, s. 91): x ile y, B türüne ait şeyler olduğunda, x ile y özdeştir ancak ve ancak x ile y, K gibi bir koşulu yerine getirirse.
Zayıf Leibniz Özdeşlik Ölçütünü gösteriniz?
Zayıf Leibniz Özdeşlik Ölçütü şöyledir: x ile y özdeştir ancak ve ancak x ile y’nin tüm özellikleri aynı ise.
Kuvvetli Leibniz Özdeşlik Ölçütünü gösteriniz?
Kuvvetli Leibniz Özdeşlik Ölçütü Şöyledir: x ile y özdeştir ancak ve ancak x ile y’nin tüm içkin özellikleri aynı ise.
Yer değişimi süresinde bir somut nesnenin özdeşliğini korumasına bir örnek veriniz?
Yer değişimi süresinde bir somut nesnenin özdeşliğini korumasına örnek verecek olursak, bugün (t1 zamanında) salondan getirmiş olup, çalışma odamda üstünde oturduğum A sandalyesi ile dün (t2 zamanında) salonda oturduğum A sandalyesinin aynı sandalyeler olduğunu, yani özdeş sandalyeler olduğunu düşünürüm.
Dört boyutlu somut nesne kuramını açıklayınız?
“A, “ anında B’dir ve A, t2 anında B değildir” önermesinin doğruluğunun metafizik açıklayıcısı şöyledir: (i) A somut nesnesinin t1 anındaki zamansal parçası B içkin özelliğini taşır. (ii) A somut nesnesinin t2 anındaki zamansal parçası B içkin özelliğini taşımaz. (iii) A somut nesnesinin t1 anındaki zamansal parçası ile A somut nesnesinin t2 anındaki zamansal parçası C somut nesne türüne özgü olan bir özdeşlik ölçütünü yerine getirir.
Denkel'in evreli trop kuramını açıklayınız?
“A, t1 anında B’dir ve A, t2 anında B değildir” önermesinin doğruluğunun metafizik açıklayıcısı şöyledir: (i) A somut nesnesi t1 zaman anında B içkin özelliğine sahiptir. (ii) A somut nesnesi t2 zaman anında B içkin özelliğine sahip değildir. (iii) A’nın t1-evresi ile A’nın t2-evresi, C türünün özü olan biçim tipini örnekleyen aynı tikel özü taşır
Evreli ve bölgecikli trop kuramını açıklayınız?
“A, t1 anında B’dir ve A, t2 anında B değildir” önermesinin doğruluğunun metafizik açıklayıcısı şöyledir: (i) A’nın t1-evresinin bileşeni olan bir yalın somut nesnenin içinde B özelliğini örnekleyen bir trop bulunur. (ii) A’nın t2-evresinin bileşeni olan bu yalın somut nesnenin içinde B özelliğini örnekleyen bir trop bulunmaz. (iii) A’nın t1-evresi ile A’nın t2-evresi C somut nesne türüne özgü olan bir özdeşlik ölçütünü yerine getirir.
Evreli-Üç Boyutlu somut nesne kuramları nasıl kuramlardır?
Evreli Üç-Boyutlu Somut Nesne Kuramları (kısaca Evreli Üç-Boyutluluk), Üç-Boyutluluk ile DörtBoyutluluk arasında yer alan, bir bakıma bu iki türden kuramın bir sentezi (bireşimi) niteliğinde olan kuramlardır.
Üç boyutlu somut nesne kuramının duyularımız ve gündelik hayatımızla ne gibi bir ilişkisi vardır?
Üç-boyutlu Somut Nesne Kuramı (üç-boyutluluk) bir bakıma sağduyusal olarak kabul görmesi beklenen bir kuramdır. Nitekim gündelik yaşamımızda gördüğümüz, kullandığımız somut nesnelerin geçen gün, dün, bugün gibi zaman aralıklarında tümüyle aynı nesneler olduklarını, dolayısıyla zaman süresi boyunca özdeşliklerini koruduğunu düşünürüz. Quine’ın Küçük Menderes (Kaystros) Nehri örneğine dönecek olursak, üç-boyutluluk’a göre A1 ve A2 aynı nehirler, A1 ile A3 ise aynı su kitleleri olup gerek A1 ile A2 arasında gerekse A1 ile A3 arasındaki zamanlar-arası özdeşlik vardır. Üç-boyutluluk’a göre, bir somut nesnenin zamanlararası değişim karşısında özdeşliğini yitirmiyor olması bir temel ontolojik kavramdır; yani başka kavramlar yardımıyla çözümlenmeye gereksinimi olan bir kavram değildir.