aofsorular.com
FEL204U

TÜMELLERE İLİŞKİN KAVRAMCI VE ADCI KURAMLAR

3. Ünite 20 Soru
S

Kavramcılığı açıklayınız?

Kavramcılık, tümellerin zihnin dışında bulunmayıp ancak zihnin içinde kavram olarak var olduğunu ileri süren görüştür.

S

Kavramcı tümel kuramların temel kategorileri nelerdir?

Kavramcı tümel kuramların temel kategorileri tikel olan somut nesne, zihin ve küme kategorileri ile tümel olan kavram kategorisi, türetilmiş kategorisi ise durum (ve olgu) kategorisidir.

S

Kavramcı tümel kuramların temel ontolojik ilişkileri nelerdir?

Kavramcı tümel kuramların temel ontolojik ilişkileri ise, kavram örnekleme, kavram taşıma ve kavramın zihinde varolma ilişkileridir.

S

Kavram örnekleme ve kavram taşıma ilişkilerini nasıl bulunurlar, tarif ediniz?

Kavram örnekleme ilişkisi ya somut nesne ile kavramlar arasında ya da kavramlar ile kavramlar arasında bulunur. Kavram taşıma ilişkisi, somut nesneler ile kavramlar arasında bulunur.

S

Özellik türü kavramlarını açıklayınız?

Özellik türü kavramları belirlenebilir özellik kavramları olup, bunların örnekleyenleri bu belirlenebilirlerin altındaki belirlenmiş özellik kavramlarıdır. Örneğin, Sokrates bir somut nesne, bu nesnenin örneklediği kavram ise İnsan nesne türü kavramıdır. Öte yandan Sokrates’in taşıdığı Pembe ten rengi bir belirlenebilir özellik türü kavramı, Sokrates’in M.Ö. 460 yılı boyunca taşıdığı Pembe’nin bir tonu olan kendine-özgü-ten-rengi ki bundan böyle bu renk tonuna Membe diyeceğiz, bir belirlenmiş özellik kavramıdır.

S

Kişilerde zihin içeriği olarak var olan kavramlar nasıl dile getirilir?

Kişilerin zihninde zihin içeriği olarak varolan kavramlar, bu kişilerin kullandıkları ortak dildeki genel terimler, yani yüklemlerce dile getirilir.

S

Bir yüklemin kaplamı neye tekabül eder?

Bir yüklemin kaplamı, o yüklemin gösterdiği kavramı örnekleyen ya da taşıyan somut nesnelerin kümesidir.

S

Türetilmiş “durum” kategorisi nasıl türetilir?

Türetilmiş “durum” kategorisine gelince, bu kategori, “kavram” ile “somut nesne” temel kategorilerinden şöyle türetilir. Bu türetmeyi daha yalın bir biçimde dile getirmek için önce Yükleme İlişkisi’ni kavramcı kuramlar için şöyle tanımlıyoruz: “B kavramı, A somut nesnesine yüklenir” demek, A şeyi B nesne türü kavramını örnekler veya A şeyi B-lik özellik kavramını taşır” demektir. Eğer B kavramı A somut nesnesine yüklenir ise, “B” yüklemi A somut nesnesine uygulanır deriz.

S

Kavramcılığın olumlu yönleri nelerdir?

Kavramcılığın olumlu yönleri: Kavramcı tümel kuramlarının ekonomik tutumluk ilkesi açısından gerçekçi tümel kuramlarına göre şöyle bir olumlu yönü vardır. Kavramcı kuramlardaki kavramlar, gerçekçi kuramlarda zihinden bağımsız tümellerin metafizik işlevlerini yerine getirir. Ama gerçekçi kuramlardaki tümellerden farklı olarak zihin dışında değil yalnızca zihin içinde bulunurlar. Yani kavramcı kuramlarda zihin dışı tümellerin varlığı kabul edilmemektedir. Zihin içinde bulunan tümellerin (kavramların) bilgisi, bunların akılla kavranmasına dayanır. Bu ise olanaklı sayılabilir. Öte yandan kavramların somut nesnelere uygulanır olup olmamasının bilgisi, kavramların bir yandan akılla kavranmasına öbür yandan somut nesnelerin duyu organları ile algılanmasına dayanır. Başka bir deyişle, kavramların kendileri salt akılla bilinmesine karşın bunların kaplamlarının bilgisi akılla birlikte gözlem ve deneye de bağlıdır. Buna karşılık uzay-zaman içinde yer almayan ve zihin dışında bulunan tümellerin akılla kavranması gerçekçi kuramlar için bir sorun oluşturur.

S

Kavramcılığın olumsuz yönleri nelerdir?

Kavramcılığın olumsuz yönleri:Kavramcı tümel kuramlarını gerçekçi kuramlardan ayıran şey, tümellerin zihin dışında değil, yalnız zihin içinde bulunmalarıdır. Dolayısıyla kavramcı kuramların nesnel bir metafizik olması için, aynı kavramların farklı zihinlerin içinde varolabilmeleri gereklidir. Buna göre, bu nesnelliği araştırmak için sözü geçen üçüncü temel ontolojik ilişki olan kavramların zihinde varolma ilişkisi’ni incelemek gerekir. Kavram, tümel olmakla birlikte zihinden bağımsız varolabilen bir şey olmadığına göre, zihin içinde yer alan bir şey, başka bir deyişle bir zihin içeriği olmalıdır. Ancak böyle bir zihin içeriği, tümel olduğundan, somut bir tikel niteliğinde olan bir düşünme edimi, yani bir zihinsel olay olamaz. Aslında kavram, kişinin düşünme ediminin yöneldiği şeydir; ama bu şey de kavram olduğundan zihin içinde varolmalıdır. Üstelik bir kişinin düşünme ediminin yöneldiği kavram başka kişilerin düşünme edimlerinin yöneldiği kavramlarla özdeş olabilmelidir.

S

Adcı tümel kuramlarını kısaca tanıtınız?

Adcı kuramlar, tümellerin varlığını kabul etmeyen kuramlardır. Bu kuramların bir kısmında tümellere yer verilmediği gibi onların işlevini görecek türetilmiş bir kategoriye de yer verilmez. Bu tür kuramların sıkı adcılık ile yüklem adcılığı olarak adlandırılan iki çeşidi vardır. Diğer gruptan olan adcı kuramlarda ise, tümeller temel kategori sayılmaz, ama onların ontolojik işlevini gören türetilmiş bir kategori ortaya konulur. Bu tür kuramların ise doğal küme adcılığı ve benzerlik adcılığı olmak üzere iki biçimi vardır.

S

Sıkı adcılığın temel özellikleri nelerdir?

Sıkı adcılık kuramı’nda kabul edilen tek temel ontolojik kategori, “somut nesne” kategorisi olup, temel ontolojik ilişki yoktur. Bu kuramda, “Ahmet insandır”, “Ahmet kumraldır”, “Ahmet koşuyor” ve “Bu karanfil pembedir” gibi yalın sağduyusal bilgi ileten özne-yüklem önermeleri temel önermelerdir. Genel olarak, öznesi somut nesne gösteren, yüklemi ise yalnız somut nesnelere uygulanabilen özne-yüklem önermelerine temel önerme diyoruz. Sıkı adcılıkta, doğru olan temel önermelerin metafizik açıklamaya gereksinmesi olmadığı için, bu önermelerin kendileri metafizikçe temel önermelerdir.
Öte yandan, sıkı adcılar, “Çalışkanlık bir erdemdir” ve “Kırmızı bir renktir” gibi temel önerme olmayan önermeleri, metafizikçe temel saydıkları önermelere, yani temel önermelere, dönüştürmek zorundadırlar. Bir temel-olmayan önerme, bir temel önermeye dönüştürülebiliyorsa, böyle bir önermeye indirgenebilir özneyüklem önermesi, metafizikçe temel olan bir önermeye dönüştürülebilmesi olanaksız ise, bu önermeye indirgenemez özne-yüklem önermesi diyeceğiz.

S

Sıkı adcılık nasıl eleştirilmektedir?

Sıkı adcılığın eleştirisi: Sıkı adcılığın temel savı, indirgenemez özne-yüklem önermelerinin bulunmadığıdır. Ancak Ünite 2’de “Çalışkanlık bir erdemdir” gibi öznesi soyut tekil terim olan (ve dolayısıyla) temel olmayan özne-yüklem önermelerinin salt somut nesnelerden söz eden temel önermelere dönüştürme çabasının başarısız olduğunu görmüştük. Bu ise bazı indirgenemez önermelerin bulunduğu anlamına gelir. Bu dönüştürmelerin başarısız olduğunu pekiştirmek için bu kez


(1) Kırmızı bir renktir


özne-yüklem önermesini ele alalım. Sıkı adcı (1) önermesini
(2) Tüm kırmızı şeyler rengi olan şeylerdir


önermesine dönüştürecektir. Burada (1) önermesinin, (2) önermesini mantıksal olarak içerdiği açıktır; yani (1) doğru ise, (2) de mutlaka doğrudur. Ancak dönüştürmenin başarılı olması için (1) ve (2)’nin eşdeğer olması gerekir. Bu nedenle sıkı adcı, bu eşdeğerliği göstermek için, (2)’nin (1)’i mantıksal olarak içerdiğini de göstermek durumundadır. Bunun yürümediği şöyle ortaya konulmuştur. Doğru olan


(3) Tüm kırmızı şeyler uzanımı olan şeylerdir


önermesini ele alalım. O zaman, tam eşitlik (tam benzerlik, muadillik) gereği,(1) önermesi, (2) önermesini mantıksal olarak içeriyorsa, (3) önermesinin de


(4) Kırmızı (ya da Kırmızılık) bir uzanımdır


önermesini mantıksal olarak içermesi beklenir. Ancak (3), (4)’ü mantıksal olarak içermez. Çünkü (3) doğru iken, (4) yanlıştır. Bu nedenle (2), (1)’in bir dönüştürmesi sayılamaz. (Bkz. Armstrong, 1978, s. 60 - 61.)

S

Yüklem adcılığının temel ontolojik kategorisi nedir?

Yüklem adcılığı kuramı’nda, sıkı adcılık kuramı’nda olduğu gibi, tek temel ontolojik kategori nesne kategorisidir. Öte yandan bu kuramda, sıkı adcılıktan farklı olarak, bir temel ontolojik ilişkinin işlevini gören, dilin yüklemleri ile somut nesneler arasında uygulama ilişkisi vardır

S

Yüklem adcılığı nasıl eleştirilmektedir?

Yüklem adcılığının eleştirisi: Öncelikle yüklem adcılığında, tıpkı sıkı adcılıkta olduğu gibi, temel-olmayan önermelerin, temel önermelere dönüştürülmesi gerekir. Ancak yüklem adcılığındaki, sıkı adcılığa eklenmiş olan Uygulama İlişkisi bu dönüştürmeyi sağlamak için yeni bir yöntem sunamaz. Bu nedenle, sıkı adcılıkta karşımıza çıkan bazı özne-yüklem önermelerinin salt somut nesnelerden söz eden önermelere dönüştürülememe sorunu, yüklem adcılığında da vardır. Başka bir deyimle, bu kuramda, bazı indirgenemez önermelerin varlığı söz konusudur.


İkinci olarak, Kavramcılık’ta ortaya konan ikinci sorunun benzerinin yüklem Adcılığı’nda da çıktığını söyleyebiliriz: Bu görüşü savunan biri, örneğin, bir tebeşirin beyaz olmasının metafizik nedeni, “beyaz” yükleminin bu tebeşire uygulanmasıdır diyecektir. Ancak, diyelim ki “beyaz” yüklemi dilimizin bir öğesi değildir. Bu durumda, sezgisel olarak, söz konusu tebeşirin beyaz olduğu olgusu gene varlığını sürdürecekti. Bu yüzden, bir şeyin beyaz olmasının nedenini, o şeye “beyaz” yükleminin uygulanırlığı ile ortaya koyamayız. (Bkz. Armstrong, 1978, s. 17)

Üçüncü olarak, yüklem adcılığı, “yüklem tipi” teriminin bir çözümlemesini vermek durumundadır. Sorunun nasıl ortaya çıktığını görmek için, “beyaz” yükleminin, n sayıda beyaz nesneden oluşan bir çokluğa uygulandığını varsayalım. Bu durumda aslında, yukarıda da söylendiği gibi, “beyaz” yükleminin n sayıda nesneye uygulanmasının her biri, bir “beyaz” örnekleyeninin uygulanmasıdır. “Beyaz” tipini “B”, örnekleyenlerini, “B1”,...., “Bn”, uygulandığı nesneleri de A1,...,An ile gösterelim. Yüklem adcılığını savunan biri, “B1” yüklem örnekleyeninin A1 nesnesine,..., “Bn” yüklem örnekleyeninin An nesnesine uygulanmasının hepsinin aynılığını ortaya koyabilmek için, yani yüklem uygulamasının nesnel olduğunu göstermek için, “B1”,....,“Bn” örnekleyenlerinin aynı “B” tipinden olduğunu söylemek durumundadır. Ancak “B”, dilsel de olsa, bir tür (dilsel tümel) olduğu için, Yüklem Adcılığı sözü geçen “tip” teriminin indirgeyici bir çözümlemesini vermek durumundadır. Bu çözümleme çabası aşağıdaki sonsuz gerileme sorununu birlikte getirir:


Öncelikle, yüklem adcılığı’nı savunan biri, “B” tipi, “B1”,...., “Bn” örnekleyenlerinin kümesidir diyemez. Çünkü bu bizi, daha sonra inceleyeceğimiz, Doğal Küme Adcılığı’na götürür. Bu durumda tek seçenek, “B1”,...., “Bn”, aynı “B” tipindedir, çünkü bunların hepsi daha-yüksek basamaklı bir tip olan “B*” tipindendir demektir. Ancak “B*” de bir tiptir. Dolayısıyla bu daha-yüksek basamaklı tipin de bir çözümlemesi verilmelidir. Bu ise bizi sonsuz gerilemeye götürür. (Bkz. Armstrong, 1978, s. 20.)

S

Doğal küme adcılığının temel kategorileri nelerdir?

Doğal Küme Adcılığı kuramının temel kategorileri, somut nesne, (soyut) küme ile doğal küme kategorileridir.

S

Doğal küme adcılığında tümellerin işlevi ne tarafından görülmektedir?

tümellerin işlevini gören, bu tümellerin kaplamlarıdır. Eğer tümel bir nesne türü ise, o tümelin kaplamı (Ünite 1’de olduğu gibi) o nesne türünün örnekleyenleri olan somut nesnelerin kümesi demektir. Öte yandan tümel bir özellik türü ise iki türlü kaplamı vardır. Biri o özellik türünün örnekleyenlerini oluşturan belirlenmişlerin kümesi demektir. İkincisi ise o özellik türünü (dolaylı) taşıyan somut nesnelerin kümesi demektir. Burada söz konusu doğal kümeler, öğeleri yalnız somut nesneler olan kaplamlardır.

S

Doğal küme adcılığı nasıl eleştirilmektedir?

Doğal Küme Adcılığı’nın Eleştirisi: Burada iki önemli eleştiriden söz edeceğiz. (i) Birinci eleştiriyi şöyle örneklendirebiliriz. “kalbi-olan bir canlı” ile “karaciğeri-olan bir canlı” yüklemlerinin kaplamları aynıdır; yani anlamları farklı olan bu yüklemlerin ikisi de K gibi aynı bir doğal kümeyi gösterir. Buna göre, örneğin, “Ahmet kalbiolan bir canlıdır” önermesi ile “Ahmet karaciğeri-olan bir canlıdır” önermelerini ele alalım. Bu önermelerin yüklemlerinin anlamları farklı önermelerin kendilerinin de anlamları farklıdır. Oysa Doğal Küme Adcılığı’nda her ikisinin doğruluğunun metafizik açıklayıcısı özdeş olup, “Ahmet K kümesinin öğesidir” önermesidir. Ancak anlamları farklı olan önermelerin metafizik açıklayıcıları da farklı olmalıdır. Bu durumda Aksiyom 3**(b)(i)’nin geçersiz olmasından dolayı, kuramın yetersizliği gösterilmiş olur. (Bkz. Armstrong, 1989, s. 25; örnek için bkz. Kirkham, 1992, s. 12 - 13.)


(ii) İkinci olarak, gerek Kavramcılık’ta gerek Yüklem Adcılığı’nda ortaya konulan ikinci sorunun benzerinin Doğal Küme Adcılığı’nda da ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bu görüşü savunan biri, Aksiyom 3**(a) gereği, benzer bir biçimde, örneğin, bir tebeşirin beyaz olmasının metafizik nedeni, bu tebeşirin tüm beyaz şeylerin kümesinin bir öğesi olmasıdır diyecektir. Ancak, diyelim ki varolan tek beyaz şey sözü geçen tebeşir olsun. Bu durumda, beyaz şeylerin kümesi, tek öğesi bu tebeşir olan küme olurdu. Öte yandan, sezgisel olarak, söz konusu tebeşirin beyaz olduğu olgusu gene varlığını sürdürecekti. Böylelikle kümenin başka beyaz olan öğelerinin bulunmasının bir işlevinin olamayacağı görülmüş olur. Sonuç olarak, bir şeyin beyaz olmasının nedeninin, o şeyin tüm beyaz şeylerin kümesinin bir öğesi olmadığını, tam tersine bir şeyin beyaz olması nedeniyle o şeyin söz konusu kümenin öğesi olduğunu söylemek durumundayız. (Bkz. Armstrong, 1978, s. 36 -37.)

S

Benzerlik adcılığının temel kategorileri ve ontolojik ilişkileri nelerdir?

Benzerlik adcılığı kuramı’nın temel kategorileri somut nesne kategorisi ile küme kategorisi, temel ontolojik ilişkisi ise, somut nesneler arasındaki benzerlik ilişkisidir.

S

Benzerlik adcılığı hangi açılardan eleştirilmektedir?

Benzerlik Adcılığı’nın Eleştirisi: Burada iki eleştiriden söz edeceğiz. (i) Benzerlik Adcılığı’nın en büyük sorunu her iki temel işlevinin yerine gelmesindeki güçlüktür. Birinci işlevdeki güçlük, benzerlik dairelerinin hangilerinin benzerlik kümesi olduğunu belirleyen bir ölçütün bulunamaması, başka bir deyişle sezgisel olan benzerlik kümesinin biçimsel bir tanımının verilememesidir. İkinci işlevdeki güçlük ise, bir yüklemin anlamını belirleyen ilkörnekler kümesinin alt kümesi olduğu bir tek benzerlik dairesini saptamak için genel bir yöntemin bulunamamamsıdır. (ii) Doğal Küme Adcılığı’nın karşılaştığı aynı güçlükler Benzerlik Adcılığı’nda da ortaya çıkar. Ancak Benzerlik Adcılığı’nın Doğal Küme Adcılığı’na göre şöyle bir üstünlüğü vardır. Doğal Küme Adcılığı’nda yüklemlerin gösterdiği kümeler bir temel kategori oluşturur. Bu kategoriye hangi somut nesne kümelerin ait olup olmadığını belirleyen bir ölçüt verilmemiştir. Buna karşılık Benzerlik Adcılığı’nda, yüklemlerin gösterdiği kümelerin Benzerlik İlişkisi yardımıyla belirlenmesi amaçlanır.