Medya Sektöründe Yayınların Düzenlenmesi, Denetimi ve Planlanması
Dünyadaki ilk düzenleyici kuruluş hangisidir?
Dünyada ilk düzenleyici kuruluş ABD’de kurulan “Federal İletişim
Komisyonu” (Federal Communications Commission/
FCC)dur. FCC, bu ülkede yayıncılık özel sisteme dayandığı için baştan beri vardır. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve Japonya gibi AB dışındaki ülkelerde de
radyo televizyon yayınlarına düzenleme getirmek ya
da denetlemek amacıyla kurulmuş yapılanmalar bulunmaktadır. Türkiye’de radyo televizyon yayınlarına
ilişkin düzenleme getirmek amacıyla Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) oluşturulmuştur.
ABD'de medya sektöründe devletin düzenleme ve kontrol yetkisi kime aittir?
ABD, baştan itibaren özel girişimciliğin hakim olduğu bir yayıncılık sistemine sahiptir ve devletin düzenleme ve kontrol yetkisi Federal Communications
Commission (FCC) tarafından yapılmaktadır. FCC,
1927 yılında radyo yayınlarına yönelik düzenleme
getirmesi için Federal Radyo Komisyonu olarak kurulmuş, 1934’te Federal İletişim Komisyonu olarak
örgütlenmiştir (Öksüz, 2003: 13). FCC, 50 eyalette,
Columbia Bölgesi’nde ve ABD topraklarında radyo
ve televizyon yayınlarını düzenlemekle yükümlü kuruluştur. Kongre tarafından denetlenen bağımsız bir
ABD devlet kurumu olan Komisyon, Amerika’nın
İletişim Kanunu ve düzenlemelerini uygulamaktan
sorumludur (www.fcc.gov/).
İngiltere'de medya sektöründe düzenleme ve kontrol yetkisi kime aittir?
İngiltere’de yayıncılık alanını 2003 yılında farklı kuruluşların bir araya getirilmesiyle kurulan The
Office of Communications (OFCOM) adlı kuruluş düzenlemektedir. BBC dahil bütün radyo televizyon kuruluşları OFCOM’un denetimine tabidir. Ancak İngiltere’de radyo ve televizyon alanında
düzenlemeler getirmeye yetkili daha önceden kurulmuş ve adı ve işlevi değişen kuruluşlar vardır.
1954 yılında BBC tekelinin kaldırılıp özel yayıncılığa izin verilmesiyle birlikte İndependent Television Authority (ITA) adlı Bağımsız Televizyon
Otoritesi kurulmuş, bu kuruluş 1972 yılında çıkarılan yayıncılık yasası ile Independent Broadcasting
Authority (IBA) adını almıştır. IBA, programlar yayına verilmeden izleme (bir bakıma sansür) yetkisine sahipti.
1991’de IBA yerine kurulan Independent Television
Commission (ITC), BBC yayın kuruluşu ile Galler
dışındaki tüm İngiltere’deki yayın kuruluşlarını düzenleme ve denetlemekle görevlendirilmiştir. 2003 yılında iletişim
alanındaki çeşitli kuruluşların birleştirilmesiyle
OFCOM kurulmuştur. OFCOM, 1991’de faaliyete geçen Bağımsız Televizyon Komisyonu ITC ve Radyo Otoritesi, Yayın
Standartları Komisyonu, Yayın Şikâyetleri Komisyonu, telefon hizmetleri ile ilgili kuruluş olan OFTel
gibi medya alanındaki başka düzenleyici kuruluşların bir çatı altında toplanması ile oluşturulmuştur. Daha önce ITC’nin
denetim alanı dışında bulunan BBC, OFCOM’un
kuruluşuyla birlikte bu kurumun denetim alanına dahil edilmiştir
Fransa'da medya sektöründe düzenleme ve kontrol yetkisi kime aittir?
Fransa’da yayıncılık alanının düzenleyici kuruluş
Conseil Superieur de L’Auidovisuel (CSA)dır. CSA,
Fransa’da 1949 yılında televizyon yayınlarının başlamasından sonra yayıncılıkla ilgili çıkarılan çok sayıda
yasadan sonra, 1989 yılında CSA ile ilgili çıkarılan
yasaya göre görev yapmaktadır. CSA’nın daha önce 9
olan üye sayısı, 2013 tarihli bir yasayla 7’ye düşürülmüştür. Üyelerden 3’ünü cumhurbaşkanı seçmekte,
3’ünü senato belirlemekte, 1’i ulusal meclis tarafından atanmaktadır. Atamalarda kadın ve erkeklerin
eşit temsil edilmesine dikkat edilmektedir. CSA üyeleri, kamu çalışanı ya da özel yayın çalışanı ya da hissedarı olamazlar.
İtalya'da medya sektöründe düzenleme ve kontrol yetkisi kime aittir?
İtalya’da radyo ve televizyon yayınları Autorità
per le Garanzie nelle Comunicazioni (AGCOM)
tarafından denetlenmektedir. AGCOM, 1997’de
bağımsız bir otorite olarak kurulmuştur. Kurumun başkanı, Ulaştırma Bakanlığı
ile mutabakata varılarak Bakanlar Kurulu önerisi
üzerine Cumhurbaşkanı kararıyla atanır. Kurum
başkanının adaylığı, onaylanmak üzere yetkili meclis komisyonlarına sunulur. İtalya’da radyo televizyon yayıncılığındaki düzenlemeler özel yayıncılığın
yasal olmayan durumunun yasal hâle getirilmesi
için yapılan düzenlemeler sırasında bir üst kurul
oluşturulmasıyla başlar. Uzun yıllar liberal yaklaşımların etkisiyle özel kanalların denetimsiz yayıncılığı, 1990 tarihinde yasal hâle getirilmiş ve ayrıca
“Ufficio del Garante” (Garantörler Bürosu) adlı bir
üst kurul oluşturulmuştur. Bu kurul bütün radyo
televizyon kuruluşlarının program planlamalarına,
yasalara uygunluğunu denetlemekle görevlendirilmiş, gerektiğinde yaptırım uygulamakla yetkili
kılınmıştır.
Almanya'da medya sektöründe düzenleme ve kontrol yetkisi kime aittir?
Die Medienanstalten (DLM) Almanya’daki 14
eyalet medya otoritesinin birleştiği üst kuruldur.
Özel radyo ve televizyon yayıncılarının denetiminden sorumludur. Almanya’daki reklam yayınlarının
yasalara uygunluğunu denetler ve çocukların zararlı
yayınlardan korunmasına yönelik hükümlere uygunluğunu kontrol eder. Almanya’daki 14 eyaletin
medya otoritesi DLM çatısı altında düzenleyici kurallara ilişkin çalışmaların yanı sıra medya eğitimi gibi çeşitli konularda projeler üzerinde çalışır. Böylece üst kurul, hem Almanya içinde özel radyo ve televizyonların belli bir düzen içinde yayın yapmasını
sağlar, hem de yayınların Avrupa Birliği medya politikalarına uygunluğu denetler.
Japonya'da medya sektöründe düzenleme ve kontrol yetkisi kime aittir?
Japonya’da radyo ve televizyon yayınları Broadcasting Ethics and Program İmprovement Organization (BPO) tarafından denetlenmektedir. 2003
yılında kurulan BPO’dan önce, 1965 yılında Japon
Radyo ve Televizyon Kurumu (NHK), Özel Japon Yayıncılık Birliği ve Japon Yayın Kurumu adlı 3 yayın
kuruluşunun işbirliğiyle Yayın Programı Geliştirme
Komitesi kurulmuş, daha sonra farklı isimler altında organizasyonlara gidilmiş, en son 1990’lı yıllarda etik sorunların artmasıyla denetimin tek bir çatı
altında toplanmasına karar verilerek 2003’te BPO
kurulmuştur. BPO bünyesindeki kurullar, frekans
tahsisi, yayınlanmış televizyon programlarını izleme,
yayınlara ilişkin şikâyetleri inceleme gibi görevleri
yürütmekte, uyarı, düzeltme isteme, ceza verme gibi
yaptırımları bulunmaktadır
Türkiye'de medya sektöründe düzenleme ve kontrol yetkisi kime aittir?
Türkiye’de radyo televizyon yayınlarına ilişkin düzenlemeler Radyo Televizyon Üst Kurulu
(RTÜK) tarafından yapılmaktadır. Türkiye’de radyo ve televizyon yayınları pek çok Avrupa ülkesinde
olduğu gibi uzun yıllar kamu tekeli şeklinde yürütülmüştür. Sadece Türkiye’de değil, TRT’nin kuruluşunda model aldığı İngiltere’de BBC olmak üzere
Avrupa ülkelerinde yayıncılık kamu hizmeti yayıncılığı anlayışı ile ve gelirleri halktan sağlanarak,
hükümetlerden ve sermaye kesimlerinden bağımsız özerk kurumlar olarak kurulmuş ve 1980’lere
kadar bu yapı devam etmiştir. 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemine geçildikten sonra, TRT Yönetim Kurulu üyeleri ve TRT Genel Müdürünün atanması
10.07.2018 tarihli ve 3 Sayılı Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi ile doğrudan Cumhurbaşkanının yetkisine bırakılmıştır.
14.07.2021 tarih ve 31541 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan 2021/348 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile TRT Yönetim Kurulu
üyeliğine 9 kişi atanmıştır. Ayrıca yeni düzenlemeye göre TRT Genel Müdürü ve TRT Yönetim
Kurulu Başkanı ayrı kişilerden oluştuğu için TRT
Genel Müdürü ve TRT Yönetim Kurulu Başkanı
ayrı ayrı atanmıştır. Böylece eski düzenlemede yer
alan TRT Genel Müdürünün aynı zamanda TRT
Yönetim Kurulu Başkanı olması yönündeki uygulamaya da son verilmiştir.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Anayasa’nın
133. maddesi kapsamında üyeleri TBMM Genel
Kurulunca seçilen, özerk ve tarafsız bir kamu tüzel kişiliğidir. Üst Kurul üyelerinin görev süresi altı
yıldır. Üyelerin üçte biri iki yılda bir yenilenir. Üst
Kurul üyeleri, kendi aralarından bir başkan ve bir
başkan vekili seçer. Başkanlık süresi iki yıldır. Kurulun mali kaynakları, özel radyo ve televizyonlardan alınacak lisans ücretleri ile reklam gelirlerinden alınacak paylardan oluşmaktadır. Ülkemizde
karasal, sayısal, uydu, kablo, IPTV ve internet ortamından yayın yapacak kuruluşlara yayın lisansı
ve yayın izni Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından verilmektedir. Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu, Avrupa Düzenleyici Kurullar Platformunun (EPRA), Akdeniz Düzenleyici Kurullar
Ağı (MNRA) ve Karadeniz Yayıncılık Düzenleyici
Kurulları Forumunun üyesidir.
RTÜK'ün faaliyetleri nelerdir?
Radyo Televizyon Üst Kurulu, Türkiye’nin
imza attığı uluslararası sözleşmeler ve ilgili yasalara
göre radyo ve televizyon yayınlarını belli kurallar
içinde yürütülmesini sağlamak görevini yürütmektedir. Radyo ve televizyon yayınlarının tamamı
RTÜK tarafından kesintisiz olarak kaydedilmekte ve arşivlenmektedir. RTÜK radyo televizyon
yayınlarını, 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların
Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanuna,
Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi gibi taraf olunan milletlerarası antlaşmalara ve ilgili yönetmeliklere uygunluk açısından denetlenmektedir. 6112 Sayılı Kanun, radyo, televizyon ve isteğe
bağlı yayın hizmetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi, ifade ve haber alma özgürlüğünün sağlanması, medya hizmet sağlayıcılarının idari, mali
ve teknik yapıları ve yükümlülükleri ile Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunun kuruluşu, teşkilatı, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları belirlemektedir(https://www.mevzuat.gov.tr).
Radyo televizyon yayınlarının RTÜK tarafından
denetimi ise RTÜK uzmanları tarafından doğrudan ya da izleyici şikâyetlerinin incelenmesiyle yapılmaktadır. RTÜK, radyo ve televizyon programlarını önceden izleyemez, müdahale edemez ancak
yayından sonra denetleyebilir ve gerek gördüğünde
yaptırım uygulayabilir. RTÜK yaptırımları ve uygulamaları yargı denetimine de açıktır.
Radyo ve televizyon kanallarının öncelikli yayınları nelerdir?
Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında
Yönetmelikte 2020’de yapılan bir değişiklikle “zorunlu yayınlar” ifadesi “öncelikli yayınlar” olarak
değiştirilmiştir. Yönetmeliğe göre öncelikli yayın
tanımı ise “Hedef kitlede olumlu tutum ve davranış değişikliği meydana getirmek ve topluma yararlı konularda kamuoyu bilinci oluşturmak amacıyla
medya hizmet sağlayıcı kuruluşların mevzuat gereği
yayınlamak zorunda oldukları bilgilendirici ve eğitici yayınlara öncelikli yayın denilmektedir.” olarak
açıklanmıştır. Öncelikli yayınlar
Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun, Orman Genel Müdürlüğüne
ilişkin bazı düzenlemeler, Radyo ve Televizyonların
Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, Asker Alma Kanunu gibi kanunlara dayanmaktadır. 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş
ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’a göre radyo ve televizyonlar ayda en az doksan dakika gıda
güvenliği, bitki ve hayvan sağlığı ile toprak koruma, iş sağlığı ve güvenliği, çalışma hayatında kayıt
dışılığın önlenmesi, sosyal güvenlik, işçi ve işveren
ilişkileri, halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi, hastalık risklerinin azaltılması ve önlenmesi ile
teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin
daha verimli kullanılabilmesi gibi konularda uyarıcı ve eğitici mahiyette yayınlar yapmak zorundadır
Kamu spotlarının içerikleri nasıl olmalıdır?
Çeşitli kamu kuruluşları ile sivil toplum örgütleri tarafından toplumu bilgilendirmek amaçlı
hazırlanan ve halkla ilişkiler faaliyeti olarak bilinen
kamu spotları da RTÜK tarafından onaylandıktan
sonra radyo ve televizyon kuruluşlarına gönderilebilmektedir. Kamu spotunun her türlü reklamdan ve gizli
ticari amaçlardan uzak olması zorunludur.
Halkla ilişkiler faaliyetlerinin yerine getirilmesi ile ilgili olarak uygulamada uyulması gereken kuralların sınırları hangi anlaşmalarla belirlenmiştir?
Halkla ilişkiler faaliyetlerinin yerine getirilmesi
ile ilgili olarak uygulamada uyulması gereken kurallar; IPRA Davranış Kuralları, Stockholm Anlaşması, Atina Anlaşması, Roma Bildirgesi, Helsinki
Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Global Compact Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Tuhid Meslek İlkeleri’dir. IPRA Davranış Kuralları, tüm dünyadaki halkla ilişkiler uygulayıcılarına tavsiye niteliğindedir.
Bu kurallar, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin
“temel insan haklarına, itibarına ve insan varlığına
olan inancı yeniden doğrulama”, “İnsan Hakları
Evrensel Bildirgesi”ne uyma, halkla ilişkilerin etkileme gücüne, tüm tarafların çıkarlarına katkıda
bulunma, profesyonel ve etik davranış kurallarına
sadık kalma, güven ve inandırıcılığın korunmasına
ve bireylerin, müşterilerin, işverenlerin ve meslektaşların kişisel güvenliğine dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır.
Medya sektöründe yayıncılıkla ilgili mevzuatı İnsan Hakları Evrensel
Beyannamesinin hangi maddesinde yer almaktadır?
Radyo ve televizyon yayınlarına ilişkin yasalar
uluslararası anlaşmalara ve sözleşmelere dayanmaktadır. Medya özgürlüğü, ifade özgürlüğünün
yansıması olarak temel insan hakları kapsamındadır. İfade özgürlüğü ise İnsan Hakları Evrensel
Beyannamesinin 19. Maddesine dayanmakta olup
daha sonra, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin
10. Maddesinde tanımlanmıştır (Darendeli, 2013:
269). Yayıncılığa ilişkin uluslararası sözleşmelerin
en başta geleni Türkiye’nin de imza attığı Avrupa
Sınırötesi Televizyon Sözleşmesi’dir. Ülke içindeki
radyo ve televizyon yayınlarındaki düzenlemelere
ilişkin yasalar bu sözleşmeyle uyumludur.
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında
Kanun'da neler yer almaktadır?
Kanun’un 8. Maddesi yayın hizmeti ilkelerini
belirler. Madde 8’e göre yayın hizmetlerinin özellikleri aşağıda özetlenmiştir:“Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve
inkılâplarına aykırı olamaz. Kanun’un 9. Maddesi ticari iletişimi açıklamaktadır. 9. Maddeye göre;“Ticarî iletişim, yayın
hizmetinin diğer unsurlarından görsel ve işitsel olarak kolayca ayırt edilebilir olmak zorundadır. Ticarî
iletişimde bilinçaltı teknikleri kullanılamaz. Gizli
ticarî iletişime izin verilemez. Televizyon ve radyo yayın hizmetlerinde reklam ve tele-alışveriş ise Madde 10’da açıklanmıştır.
Buna göre; “Televizyon ve radyo yayın hizmetlerinde
reklamlar ile tele-alışveriş, sesli ve/veya görüntülü bir
uyarıyla açıkça fark edilebilecek ve program hizmetinin diğer unsurlarından kolaylıkla ayırt edilebilecek
biçimde düzenlenir. 6112 sayılı Kanun ile getirilen önemli tanımlardan biri de ticari iletişim kavramıdır. Ticari iletişim,
“Radyo ve televizyon reklamları, program desteklemesi, tele-alışveriş ve ürün yerleştirmeyi de kapsamak
üzere, ekonomik bir faaliyette bulunan gerçek veya
tüzel kişinin, ürün, hizmet veya imajını, doğrudan
veya dolaylı olarak tanıtmak amacıyla tasarlanmış
sesli veya sessiz görüntülerin bir ücret veya benzeri
bir karşılıkla ya da öz tanıtım amacıyla bir programla
birlikte ya da bir program içine yerleştirilerek verilmesini” anlatmaktadır. Ticari iletişimle ilgili maddelerde gizli ticari iletişime izin verilemeyeceği, bilinç
altı tekniklerin uygulanamayacağı belirtilir. Kanun’un 11. Maddesi belirli ürünlerin ticari
iletişimini tanımlamıştır. Bu maddeye göre; Alkol
ve tütün ürünleri için hiçbir şekilde ticarî iletişime
izin verilemez. Reçeteye tabi ilaçlar ve tedaviler hakkında ticarî iletişim yapılamaz. Kanun’da, sponsorlukla ilgili belli kurallar da
getirilmiştir. 6112 Sayılı Kanun’a göre desteklenen
programlarda sponsorlukla ilgili husus, programın
başında, program içindeki reklam kuşaklarına giriş ve çıkışta ve programın sonunda uygun şekilde
belirtilmelidir. Program tanıtımlarında programı
destekleyene atıfta bulunulamaz. Yasa’da haber
bülteni ve dinî tören yayınlarında sponsorluğa izin
verilemeyeceği, sinema ve televizyon için yapılmış
filmler, diziler, spor ve genel eğlence programı haricindeki programlarda, haber bültenlerinde, çocuk
programlarında, dini programlarda ürün yerleştirmeye izin verilemeyeceği belirtilir. Program desteklemesi ise, 12. Maddede tanımlanmıştır. Buna
göre; “Bir program tamamen veya kısmen destek görmüşse, bu husus programın başında, program içindeki
reklam kuşaklarına giriş ve çıkışta ve programın sonunda uygun ibarelerle belirtilir. Program tanıtımlarında programı destekleyene atıfta bulunulamaz.
Halkla ilişkiler, reklam, radyo ve televizyon alanındaki meslek örgütleri nelerdir?
Halkla ilişkiler, reklam, radyo ve televizyon alanındaki meslek örgütlerinden Radyo ve Televizyon
Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM), Televizyon Yayıncıları Derneği (TVYD), Türkiye Halkla İlişkilerciler Derneği (TUHİD), Reklamcılar Derneği (RD),
Reklam Yapımcıları Derneği (RYD) ve Yaratıcı Endüstriler Konseyi’nde (YEKON) gibi dernekler, meseki standartları, ilkeleri, etik kuralları belirlemek için önemli çaba sarf etmektedirler. TRT’nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Yayın Birliği (EBU), Asya Pasifik Yayın Birliği (ABU), Akdeniz Görsel İşitsel Daimi Konferansı (COPEAM) gibi
uluslararası yayıncılık örgütleri ise daha çok kamu
hizmeti yayın kurumlarının ve televizyon kanallarının dayanışmasını sağlamak amaçlı kurulmuş uluslararası örgütlerdir. Türkiye’de radyo-televizyon, halkla
ilişkiler ve reklamcılıkla ilgili mesleki örgütlenmelerin geçmişi uzak olmamakla birlikte hem üyelerinin
haklarını korumak hem de evrensel meslek ahlakını
koruyup geliştirmek amaçlı çaba göstermektedirler.
Medyada öz denetim nedir?
Medyada özdenetim:Yayıncı kuruluşun
hukuk ve etik ilkelerin dışına çıkmadan
yayın yapabilmek için dış müdahale ya da
denetime gerek duymadan kendi kendini
denetlemesidir.
Ombudsmanlık (okur temsilciliği) nedir?
Basında Ombudsmanlık, bir kurumun kendi
kendini eleştirmesini sağlayan bir yapıdır. İsveç
dilinde ‘vatandaş koruyucusu” anlamına gelen
ombudsman kavramı, İsveç’teki öz denetim uygulamalarından dünyaya yayılmıştır. Ombudsman,
karar verme yetkisine sahip olmamasına rağmen
bir basın organında kendi kurumunu eleştiren,
hataları tespit eden, düzeltilmesini sağlayan kişidir
İzleyici temsilcilisi nedir?
İzleyici temsilcisi, radyo ve televizyon
kuruluşlarında “Yayın Hizmetleri Usul
ve Esasları Yönetmelik”te belirtilen nitelikte kişilerden seçilmiş, izleyicilerden ve RTÜK tarafından iletilen gelen bildirimleri, şikâyetleri değerlendirip araştıran ve cevaplandıran kişidir.
Özdenetim kurullarının faaliyet amacı nedir?
Basında ve medyada kimi öz denetim kurulları
da yasal olarak yaptırım gücü olsun olmasın, mesleki ilkeleri hayata geçirmek, okuyucuları/izleyicileri
yayınların sakıncalarından korumak gibi amaçlarla
faaliyet göstermektedir
Reklam Özdenetim Kurul'nun (RÖK) amacı nedir?
RÖK, International Chamber of Commerce
(ICC) Uluslararası Reklam Uygulama Esaslarını
esas alır. Bu Uygulama Esasları’nın birincil amacı,
ticari iletişim alanında öz denetim esaslarını ortaya
koymaktır. Uygulama Esasları’nın amaçları; tüm
dünyada reklam ve pazarlama iletişimi konularında sorumlu davranış biçimini ve en iyi örnekleri
sergilemek, kamuoyunun genel anlamda pazarlama
iletişimine olan güvenini artırmak, kişilik haklarına
ve tüketici tercihlerine saygı göstermek, özellikle çocuklara ve gençlere yönelik olarak gerçekleştirilen
pazarlama iletişiminde sorumlulukları göz ardı etmemek, pazarlama iletişimini gerçekleştiren kişilerin
ifade özgürlüğünü sağlamak, pratik ve esnek çözümler sunmak ve yasal uygulamalara olan gereksinimi
en aza indirgemek olarak sıralanabilir.
Televizyonların yıllık yayın planlamaları hangi zaman aralığını kapsamaktadır?
Hitap edeceği hedef kitlesi belli, rakipler içinde kendini konumlandırmış, gerekli yatırımları ve tanıtımları yapmış bir televizyon kanalının bir yandan da yıllık yayın planlarının hazırlanması gerekir. Yıllık
yayın planları, yıl boyunca hangi tür programlara ne oranda yer verileceği, program giderlerine ne kadar
bütçe ayrılacağı gibi genel bir yol haritasıdır. Yıllık yayın dönemi 3’er aylık yayın dönemleri hâlinde 4 yayın dönemini içerir: Sonbahar, kış, ilkbahar ve yaz dönemleri. Programlar 3 aylık dönemlere göre planlanır
ancak yeni yayın dönemi güz-kış-bahar aylarını kapsar.
Yayın planlamasını etkileyen faktörler nelerdir?
Bir televizyon kanalının planlamasının ayaklarının
yere basması için kanalın kuruluşunda benimsenen
yayın politikasını göz önünde bulundurmak, eldeki
imkanlar ve bütçeyi gözden geçirmek, yayıncılıkla
ilgili yasalara hakim olmak, hedef kitlenin izleme
davranışları ve tercihlerini analiz etmek, gündelik
hayatın ritmini yakalayacak yayın kuşaklarına göre
planlama yapmak gibi dikkate alınması gereken etmenler vardır:
Yayın politikası, reklam verenler, hedef kitle, bütçe, yasalar.
Yayın akışı hazırlanırken ne tür stratejiler kullanılır?
Yayın akışı hazırlamak bazı stratejiler gerektirir:
- Yayın planlarında, özellikle televizyonlarda, artık
yerleşik hâle gelen izlenme oranları ölçümünü dikkate alarak hangi zaman diliminde hangi kimlerin
ekran başında olduğunu bilmek gerekir. - Dizi ve eğlence programlarını, yani maliyeti yüksek yapımları en çok izlenen zaman dilimine“Prime Time”a koymaktır.
- Yayın akışı için reklamların yayını da bant reklam, spot reklam, ürün yerleştirme, sanal reklam,
haber reklam ve sponsorluk uygulamaları planlanmalıdır.