Medyanın Eleştirel Ekonomi Politiği: Avrupa’da Eleştirel Ekonomi Politik Yaklaşım (Golding ve Murdock, Garnham, Mattelart)
Medyaya eleştirel ekonomi politik yaklaşımın ABD ve Avrupa'daki öncü isimleri kimlerdir?
Medyaya eleştirel ekonomi politik yaklaşımın ABD ve Avrupa kaynaklı iki odağı bulunmaktadır. Genellikle araçsalcı olarak anılan ABD’deki ekonomi politikçilerin önde gelen isimlerini Schiller, Smythe, Herman ve Chomsky oluştururken, medyaya yapısalcı ve bütüncül yaklaşım geliştiren Avrupa’daki öncü isimler ise Golding ve Murdock, Garnham ve Mattelart’tır. Medya ve kültür endüstrileri, kapitalist ekonomik düzen, siyasi ve ideolojik yapının temel belirleyici olduğu ortamda faaliyet gösterirler. Çalışma konusu kapitalist toplumda üretimin sosyal ilişkileri olan ekonomi politik yaklaşımın amacı, tarihsel olarak üretim ve değişimin, bölüşüm ve tüketimini incelemektir.
Eleştirel kuramcıların kitle iletişim araçları konusundaki düşüncesi nedir?
Medyayı özgür ve özerk bir kurum olarak görmeyen eleştirel kuramcılar, kitle iletişim araçlarını egemen ideoloji, ekonomik sınıflar ve devletle iç içe geçmiş, onların değer ve ideolojilerini yeniden üreten araçlar olarak konumlandırırlar.
ABD ve Avrupa medya örgütlenmesi arasındaki fark nedir?
ABD ve Avrupa medya örgütlenmesi birbirinden farklıdır. ABD’de daha kapitalist ve tümüyle ticari bir medya sistemi var iken, Avrupa’da kamusal yayıncılık daha fazla gelişmiştir.
Medyanın ekonomi politik yaklaşımı hangi yönelimlere ayrılmaktadır?
Medyanın ekonomi politik yaklaşımı araçsalcı ve yapısalcı olmak üzere iki farklı yönelime ayrılabilir. Her iki yaklaşım da iletişime radikal eleştirel yaklaşımlar olarak görülür. Araçsalcı yaklaşımcılar medyayı kapitalist sınıfın bir aracı olarak görürler. Kapitalist sınıfın medya üzerindeki etkileri ve üretim sürecindeki çıkarlarını korumak için bir kontrol aracı olması üzerine odaklanırlar. Bu yaklaşım iletişim endüstrilerinde üretim sürecini ve kurumsal politikaları mülkiyet yapısının belirlediğini iddia eder. Althusser ve Marksist ekonomi politik yaklaşımın medyaya uygulanmasına dayanan yapısalcı yaklaşım ise, medya politikalarının kapitalist ekonominin genel dinamikleri tarafından kontrol edildiğini vurgular. Murdock’a göre her iki yaklaşım da burjuva çoğulcu yaklaşımların karşısında yer alır. Yapısalcı analize göre, iktidar/ideoloji tarafından desteklenen ekonomik dinamikler, medyayı biçimlendirir. Kapitalistlerin doğrudan kültür endüstrilerinin üretim sürecine müdahale etmelerine gerek yoktur. Çünkü zaten egemen işleyiş biçimi medya ürünlerinin kapitalistlerin çıkarlarına hizmet etmelerine dayanır. Böylece medya kapitalist sistemin emrinde değil, doğrudan onun yerine ve onun adına hareket eder.
Neo-Marksistlerin en fazla eleştiri aldıkları konu ne olmuştur?
Neo-Marksistlerin en fazla eleştiri aldıkları konu ideolojik üretim süreci içinde ekonomik ve siyasi yapıların ayrıntılı çözümlerini yapmadan sadece eleştiri yapmaları olmuştur. Klasik eleştirel yaklaşımlara göre ideoloji toplumsal yaşamla iç içe geçmiştir ve geçerli/gerçek bilginin önündeki bir engeldir. Medyanın ideolojik rolü, ekonomik ve siyasal güçlerin meşrulaştırılmasıdır.
Ekonomi politik yaklaşımcıların ideolojiye bakışları Foucault tarafından ne şekilde eleştirilmektedir?
Ekonomi politik yaklaşımcıların ideolojiye bakışları Foucault tarafından eleştirilir. Foucault, en başta iktidar ilişkilerinin bir aracı olarak ideolojiye abartılı bir önem verdiği için Marksizmi eleştirir. İdeolojinin egemen sınıfın küresel tahakküm projesinden kaynaklandığını iddia eden görüşlere karşı çıkan Foucault, iktidarın yukardan geldiğini ima eden bu görüşe karşı çıkar ve yönetenler ve yönetilenler arasında her şeyi kapsayan bir karşıtlığın olduğunu da kabul etmez. Focault’a göre, iktidar basitçe yanlış düşünce üretmez ya da bilimsel bilgiyi gölgelemez, daha ziyade bilgi üretir ve söylem içinde gerçeği oluşturur. Öyleyse analiz edilmesi gereken asıl husus bilginin oluşturulma tarzı olmalıdır.
Golding ve Murdock’a göre ekonomi politiğinin temel görevi ne olmalıdır?
İletişim alanında yapılacak çalışmaların birer endüstri biçiminde örgütlenen medya ve kültür endüstrileri ile başlaması gerektiğini savunan Golding ve Murdock’a göre ekonomi politiğinin temel görevi, kapitalist toplumlardaki ekonomik ve siyasi ilişkilerinden kaynaklanan üretim stratejilerinin medyanın üretim sürecinde çalışanların somut faaliyetlerini nasıl biçimlendirdiğini inceleyerek üretim ve yeniden üretim sürecinin işleyişini ortaya koymak olmalıdır.
Golding ve Murdock'un, Marks’ın “üretim araçlarını kontrol edenler, düşünce üretim araçlarını da kontrol eder” tezinde dikkat çektikleri üç temel önerme nedir?
Golding ve Murdock medya ve kültür endüstrilerine yaklaşımlarını, Marks ve Engels’in ileri sürdükleri “üretim araçlarını kontrol edenler, düşünce üretim araçlarını da kontrol eder” tezi üzerine kurarlar. Golding ve Murdock, Marks’ın bu tezinde üç temel önerme olduğuna dikkat çekerler (Erdoğan ve Alemdar, 1990, s.186): (1) İdeolojinin üretimi ve dağıtımı üzerindeki denetim, üretim araçlarının kapitalist sahiplerinin elinde toplanmıştır. (2) Bu denetim sonucunda medya aracılığı ile kapitalist ideoloji ve dünya görüşlerinin sürekli reklamları yapılmakta ve bu ideolojilerin alt grupların düşüncelerine de egemen olmaktadır. (3) Bu ideolojik egemenlik sınıf eşitsizliklerinin devamında esas rol oynamaktadır. Golding ve Murdock, bu önermelerden yola çıkarak İngiltere’deki ekonomik formasyonları ve süreçleri sahiplik, kontrol ve üretim biçimleri üzerinden analiz etmişlerdir.
Golding ve Murdock’a göre ekonomi politik yaklaşımın üç temel karakteristik özelliği nedir?
Golding ve Murdock’a göre ekonomi politik yaklaşımın üç temel karakteristik özelliği bulunmaktadır: Bütünseldir, tarihseldir ve realist/materyalist epistemiyolojiyi benimsemiştir. Eleştirel ekonomi politik için ilave olarak iki önemli karakteristik özellikten daha bahsetmek gerekmektedir. Birincisi klasik ekonomi politik’i analiz etmeye ahlaki ve felsefi temellerinden başlanmalıdır. İkincisi yine klasik ekonomi politikçilerin yaptığı gibi iletişim süreç ve kurumları kapitalizmin dağıtım ile ilgili sonuçları üzerinden incelenmelidir.
Golding ve Murdock'un, iletişimin ekonomi politiğinin ilgilerini ve önceliklerini göstermek için belirledikleri üç çözümleme alanı nelerdir?
Kapitalist toplumlarda iç içe geçen ve karmaşık bir yapı oluşturan ekonomik ve siyasi ilişkilerin nasıl medya içeriğinin üretiminde belirleyici olduğunu araştıran Golding ve Murdock, iletişimin ekonomi politiğinin ilgilerini ve önceliklerini göstermek için üç çözümleme alanı belirlemişlerdir: (1)Kültürel malların üretiminin incelenmesi, (2) Medya ürünlerinin üretimi ve tüketimi arasındaki ilişkiyi açığa çıkarmak üzere metinlerin ekonomi politiğinin analizi, (3) Maddi ve kültürel eşitsizlik arasındaki ilişkiyi göstermek için kültürel tüketimin ekonomi politiğinin analizi.
Murdock, modernlik terimi ile ne anlatmak istemektedir?
Murdock, modernlik terimi ile insanlığın feodalizm ve mutlakiyetten (yani eski düzenden) çıkıp, içinde yaşadığımız yeni dünyaya doğru olan değişimini anlatmak istemektedir. Bu değişim üç temel alanda meydana gelmiştir: Üretimin (ekonominin), siyasetin (zor kullanımı ve siyasal egemenliğin) ve söylemin (temsil ve bilişin) örgütlenmesi.
Garnham'ın, medya araştırmaları konusundaki düşünceleri nelerdir?
Garnham, medya araştırmalarının, medyanın emtia üretimi ve değişimi yoluyla artı değerin ortaya çıkarılmasına ve reklamlar aracılığıyla diğer sektörlerdeki emtia üretim ve tüketimine hizmet eden ekonomik boyutunun gözden kaçırmaması gerektiğine dikkat çeker. Medya analizlerinin ekonomik, ideolojik ve siyasal süreçlerin tamamını hesaba katarak bütüncül bir biçimde yapılmasını isteyen Garnham’a göre tekelci kapitalist toplumlarda kültür ve ideoloji birer emtiaya (ticari ürüne) dönüştürülmüştür. Medya bir taraftan eğlence ürünleri ile doğrudan artı değer üretirken, diğer taraftan da reklamlar aracılığı ile diğer sektörlerin de artı değer üretmesine katkı sağlar.
Garnham, kültürel üretimin ekonomi ile ilişkisini ne şekilde açıklamaktadır?
Garnham, kültürel üretimin ekonomi ile kesin olarak bağlantılı olduğunu savunmaktadır. Kültür endüstrilerini çözümlerken ilk ele alınan sorun, medyanın sermaye sınıfı için üstlenmiş olduğu ekonomik işlevlerdir. Garnham’a göre medya tarihsel olarak, ekonomik altyapının doğrudan üretim biçimleri aracılığıyla artı değer yaratma kabiliyeti ile sıkı sıkıya bağlıdır. Bu yüzden toplumsal ve tarihsel olmayan kuramların tuzağından korunabilmek için, kitle iletişim araçları incelemeleri tarihsel maddecilik geleneği ile bağlarını yeniden kurmalıdır. Zaten üst yapı tarihsel olarak ekonomik altyapı tarafından biçimlendirilir. Çünkü artı değerin dağıtımını belirleyen şey bu toplumsal ilişkilerdir. Kültür endüstrilerine yapılan yatırım, artı değerin bir ürünü ve yeni yatırım alanları arayışının bir yansımasıdır. Garnham’a göre kapitalist bir toplumda ekonomik sisteme (alt yapıya) sıkı sıkıya bağımlı olan üst yapı bağımsız veya özerk bir biçimde toplumda var olamaz.
Garnham’a göre üretim ve tüketim arasında nasıl bir ilişki vardır?
Garnham’a göre üretim ve tüketim diyalektik bir ilişki içindedir. Üretimin yapısı ile tüketimin yapısı karşılıklı olarak birbirini belirler. İdeolojik formasyonları anlamak ve böylece ideolojiyi üreten ve tüketenlerin toplumsal konumlarını açıklayabilmek için, ideolojinin kendisine değil, yaşamın maddi koşullarına bakmak gerekmektedir. Özellikle kültür endüstrileri ile kültür emekçilerinin ilişkileri, toplumsal konumları, daha geniş toplumsal düzen açısından incelenmelidir.
Garmham'ın kitle iletişimi konusundaki düşüncesi nedir?
Garmham’a göre kitle iletişimi ekonomi politik olarak analiz edilmesi gereken bir olgudur. Medyanın endüstriyel, teknolojik ve hukuki olarak yapılanması ve gelişmesi doğrudan ekonomik ve toplumsal yapı ile ilişkilendirilir. Garnham, Smythe’in televizyonun “reklamcılara satılabilir izleyiciler üreticisi” yaklaşımını eleştirerek, bu tavrın televizyonu belirlemede ekonomik mantık kadar önemli olan siyasal ve kültürel boyutun çıkmaza sokulması anlamına geldiğini savunur.
Mattelart’ın eleştirel medya kuramlarına temel katkısı nedir?
Mattelart’ın eleştirel medya kuramlarına temel katkısı küresel enformasyon düzeninin ve enformasyon toplumunun ortaya çıkardığı karmaşık ilişkiler yumağının çözülmesi çabalarına yaptığı katkıdır. İletişim, enformasyon ve kültür alanlarındaki küresel tartışmaların altını çizerek, bu alanlardaki uluslararası sorunlara dikkat çeker. Mattelart, çeşitli uluslararası organizasyonların gündemindeki fikri mülkiyet, enformasyon toplumu, kültürel çeşitlilik ve medya özgürlüğü gibi ilkelere ilişkin tartışmalara eleştirel bir perspektif ile yaklaşır.
Mattelart’ı özellikle Frankfurt Okulu düşünürlerinden ayıran temel fark nedir?
Mattelart’ı özellikle Frankfurt Okulu düşünürlerinden ayıran temel fark, küresel medyanın hayatın her alanını kuşatan tektipleştirici etkisine karşılık pasif direniş yerine aktif direniş yöntemini önermesidir.
Mattelart, küresel ekonomik sermayenin egemenliği altındaki kültürel ve ideolojik emperyalizme karşı bir direniş yolu olarak ne önermektedir?
Mattelart küresel ekonomik sermayenin egemenliği altındaki kültürel ve ideolojik emperyalizme karşı bir direniş yolu olarak, sivil toplum kuruluşlarının yöntem ve desteğine sahip bir kamu yayıncılığının yeniden canlandırılmasını önermektedir. Önerisini şu şekilde somutlaştırır: Enformasyon hakkı için verilen mücadele, kültür, eğitim, sağlık, çevre vb. gibi insanlığın ortak iyiliklerinin yönetimi konusunda, yeni bir kolektif eylem felsefesi deneyimini açığa vurmaktadır... Kamu hizmeti ve kültürel istisna, pazar mekanizmalarına galebe çalmak zorundadır.
Mattelart kitle ilişim araçları tarafından üretilen ve yayılan enformasyon hakkında hangi düşüncelere sahiptir?
Mattelart, kitle ilişim araçları tarafından üretilen ve yayılan enformasyonu geleceğin “hammaddesi” olarak tanımlamaktadır. Enformasyon öyle bir hammaddedir ki, endüstri devrimini ortaya çıkaran enerji ve yenilikler kadar önemlidir. Siyah altın (petrol) artık eski hammadde/enerjidir. Dünya üzerinde yaşanacak bir ekonomik savaşta, kültürel enformasyon kadar, mali, bilimsel, teknik ya da her tip enformasyon sanayileşmiş büyük ülkelerde krizden çıkışın en iyi siyasal ve ekonomik yolu olacaktır. Bu hammadde aynı zamanda gelecek için ulusal bağımsızlığın da garantisi olabilecektir.
Mattelart'ın küresel iletişim konusundaki düşünceleri nelerdir?
Mattelart, iletişimin küreselleşmesini, bazen karşı karşıya, bazen de aynı yöne yönelmiş bulunan aydınlanma çağı ve liberalizmin ürünü olarak niteler. Aydınlanma ile birlikte küresel iletişim, insan toplumlarının çağdaşlığı ve kusursuzluğu düşüncesinin etkisiyle bir ülkü durumuna gelmiştir. Düşüncenin ve görüşlerin serbest iletişimi'nin bir ‘insan hakkı olarak’ sınır tanımaması gerektiğine inanan Aydınlanmacı düşünürler, bilgi alışverişini bir değer yaratıcısı olarak yücelterek, ‘iletişimin yaygınlaştırılması gerektiği’ fikrinin benimsenmesini sağlamışlardır. Önce köprüler ve yollar yapılarak kurulan iletim/ iletişim kanalları, insanları ayrıştıran ‘kötü huy’a karşı, kişilerin ve malların dolaşımını sağlayan ve birleştiren ‘iyi huy’u, yani aklı ve aydınlanmayı muzaffer kılmayı amaçlamaktadır.