Bir Çalışma Alanı Olarak Medya
İletişim ne anlama gelmektedir?
İletişim en yalın tanımıyla bilgi, düşünce ve davranışların aktarılması sürecidir.
İletişimde insanın önemi nedir?
İnsan, ileti alışverişi anlamında iletişim kurma yeti ve becerisine sahip tek varlık olmadığı gibi, simge (sembol) üretme özelliğine sahip tek canlıdır. Bu özelliğiyle başkalarına yalnız duygularını iletmekle kalmaz, aynı zamanda duygu ve bilgilerini biriktirip aktarma olanağına sahiptir. Bu sayede iletiler mekânsal ve zamansal şartlara bağlı olmaksızın iletilebilir. Duyulanlar, görülenler, duygular, düşünceler farklı mekânlara taşınabilirken bilgi ve birikimlerin nesilden nesile aktarılması da mümkün olabilmektedir.
İletişim olgu ve sürecinde değişmez kabul edilen temel ögeler nelerdir?
İletişim olgu ve sürecinde değişmez olarak kabul edilen temel ögeler: verici, alıcı, mesaj, kanal ve geri beslemedir.
İletişim sürecinde verici ne anlama gelmektedir?
Her iletişim olgusunda mesajı “gönderen” bir kişi, küme, topluluk ya da kurum ve kuruluşlar vardır. İletinin ilk çıktığı yer olması açısından bu öge, iletişimi başlatan “kaynak” durumundadır. Mesaj iletimi söz konusu olduğu için “iletici” olarak da adlandırılır. Mesajı aktaran bazen gerçek bir kişi olabileceği gibi bazı durumlarda da bir araç yani bir gazete, radyo, televizyon da olabilir.
İletişim sürecinde alıcı ne anlama gelmektedir?
Her iletişim sürecinde vericinin mesajın hedefi olarak seçtiği ise “alıcı” olarak adlandırılır. Alıcı tek bir birey olabileceği gibi küme, topluluk ya da kurum ve kuruluşlar olabilir. İletişimin gerçekleşebilmesi için mutlaka bir alıcı ya da hedefin olması gerekir. Çünkü kaynak gönderdiği mesajla hedefe bilgi aktarımı, hedefte tutum ve davranış değişikliği yapmayı amaçlamaktadır.
İletişim sürecinde mesaj ne anlama gelmektedir?
İletişimin oluşabilmesi için verici ile alıcı arasında aktarılan bir mesaj ya da ileti gereklidir. Bu mesajın içerisinde yalın bir ileti olabileceği gibi sayıca çok ya da karmaşık yapıda iletiler de olabilir.
İletişim sürecinde kanal ne anlama gelmektedir?
Kanal (araç) iletinin aktarılmasında izlenecek yol, yöntem ya da kanal, araçtır. Kanalın niteliği, iletişimin türünü de belirler. Örneğin, mesaj aktarımı radyo ya da televizyon aracılığıyla yapılıyorsa mesajın niteliği de niceliği de ve bunlara bağlı olarak hedefi de değişecektir.
İletişim sürecinde geri besleme ne anlama gelmektedir?
İletişim sürecinde, iletişimin eksiksiz gerçekleşebilmesi için koşullardan biri de alıcının mesaja verdiği tepkinin kaynak tarafından öğrenilmesi anlamına gelen geri beslemedir. Bu ögenin var olmadığı durumlarda iletişimin tek yönlü olduğu söylenebilir. Dolayısıyla mesajın alınıp alınmadığını, derecesini, bu mesaja olan tepkiyi bilmek mümkün olmamaktadır. Yukarıda bahsedilen dört öge (verici, alıcı, ileti, kanal) bir iletişimin oluşması için zorunlu ögeler iken beşinci öge olan geri besleme, etkili bir iletişim için olmazsa olmazdır.
Kitle iletişimi ne anlama gelmektedir?
Kitle iletişim, kitlesel düzeyde, bütün bir topluma ilişkin olarak gerçekleşen iletişim demektir. Bu tanım iletişimin, kent meydanlarında düzenlenen mitinglerle, stadyumda gerçekleştirilen etkinliklerle ya da antik dönemdeki agora geleneğiyle yürütülen şekline vurgu yapar. Yani büyük insan kalabalıklarına yönelik kitlesel iletişim gerçekleştirebilmek, herhangi bir araç kullanmadan bunu yapabilmek mümkündür. Kitle iletişimi, bilgi, düşünce ve tutumların büyük ve dağınık bir kitleye, teknik araçlar kullanılarak iletilmesidir. Kitle iletişiminde iletişim kişiler, bireyler arasında değil bir toplum içerisinde, aynı yapıda, türdeş olmayan ve tek tek özellikleri bilinmeyen bir kitleye, bir yerden, kitle iletişimi için geliştirilmiş teknik araçlar yoluyla gerçekleştirilir. Kitle iletişim sırasında, iletiyi alan ile veren arasında çok genel ilişkiler dışında -gazete satın alma ya da abone olma, sinema bileti alma- herhangi bir ilişki söz konusu değildir.
Kitle iletişiminde etkin rol oynayan kitle iletişim araçları nelerdir?
Kitle iletişiminde etkin rol oynayan kitle iletişim araçları; gazeteler, dergiler, radyo ve televizyon olarak sıralanabilir.
Geleneksel iletişim ile kitle iletişim arasındaki farklar nelerdir?
Geleneksel iletişim ile kitle iletişim arasındaki farkları şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Kitle iletişim araçları, zamandan tasarruf ederek, kapsama alanlarını genişleterek enformasyonun hem taşınabilir hem de saklanabilir hâle dönüşmesini sağlamıştır. Bu olanak, toplumsal etki yönünden kitle iletişim araçlarını geleneksel iletişim yöntemlerinden daha güçlü kılmıştır.
- Kitle iletişim araçlarının işleyebilmesi için bir örgütlenmeye ihtiyacı vardır. Kitle iletişim araçları da tıpkı diğer toplumsal kurumlar ve örgütler gibi bazı özellik ve yükümlülüklere sahiptir.
- Kitle iletişimini geleneksel iletişimden ayıran diğer bir özellik, önceden çift yönlü olan iletişim sürecinin tek yönlü bir iletime dönüşmesidir.
Medya kavramı ne anlama gelmektedir?
Günümüzde gazete, radyo, televizyon, İnternet, dergi gibi kitle iletişim araçlarının tümünü ifade etmek için medya kavramı kullanılmaktadır. Medya, kitle iletişiminde gerekli araçlarla bu hizmeti sunan yapının bütününü ifade ettiği gibi bu iletişimin gerçekleştiği ortamın kendisini de ifade etmektedir.
Ülkemizde medya kavramının kullanımında etkili olan gelişmeler nelerdir?
Medya kavramının kullanımı yabancı ülkelerde daha eskilere dayanmakla birlikte Türkiye’de özel radyo ve televizyonların yayın hayatına başladığı 1990’lı yılların başında gerçekleşmiştir. Medya kavramının kullanımında, özel televizyonlarının yayına başlaması, gelişmesi ve dünyadaki küreselleşme eğilimi ile kültürel etkileşim etkili olmuştur.
Medyanın temel özellikleri nelerdir?
İletişim süreci incelendiğinde, medyanın üç temel özelliğinden bahsedilebilir: kurumsallaşma, tekelleşme, yabancılaşmadır.
Medyanın özelliklerinden biri olan kurumsallaşma ne anlama gelmektedir?
İlkel biçimiyle bir üretici, bir ileti ve bir tüketiciden oluşan iletişim süreci, kitle iletişim sürecinde çeşitli işlevlere ayrılmış ve bu işlevler büyük yapılar içinde kurumsallaşmıştır. İletim sürecinde oluşan bu kurumlar; haber ajansları, kâğıt sanayii, basımevleri, radyo-televizyon istasyonları, film şirketleri, gazeteler, reklam şirketleri, dağıtım şirketleri ve radyo televizyon alıcı-vericileri üreten şirketler olarak sıralanabilir. İletişim teknolojilerindeki sürekli gelişim, teknolojinin karmaşıklığı ve artan ekonomik yük, kitle iletişim araçlarının büyük kurumlar tarafından yürütülen işletmeler olmasına yol açmıştır. Böylece, iletişim sürecini oluşturan işlevler ayrışmakta ve kurumsallaşmaktadır.
Medyanın özelliklerinden biri olan tekelleşme ne anlama gelmektedir?
İletişim sürecinin yapısını belirleyen ikinci olgu, medya kurumlarında görülen tekelleşme eğilimidir. Tekelleşme, farklı medya sektörlerinde aynı grup veya şirket çıkarlarının birikmesini ifade etmektedir. Medya sektöründe iki tür tekelleşme görülmektedir. İlki medyanın kamu hizmeti yaptığı görüşünden hareketle, kamu tarafından uygulanan tekel, ikincisi ise özel şirketlerin pazarda arz, dağıtım, talep üzerinde kontrol kurmak üzere çeşitli stratejiler geliştirerek oluşturdukları tekeldir. ABD’de 1880’lerden itibaren başlayan ve tüm dünyaya yayılan medya sektöründeki tekelleşme daha çok ticari bir nitelik taşımaktadır. Medyadaki tekelleşme, şirketi satın alma, şirketlerde hisselerin çoğunluğunu alarak denetim kurma, şirketler arasında yapılan anlaşmalar ve birleşmeler yoluyla gerçekleşmektedir.
Medyadaki tekelleşme biçimlerinden dikey tekelleşme ne anlama gelmektedir?
Medyadaki tekelleşme temelde iki biçimde gelişmiştir. Sektör içinde değişik faaliyet alanlarında yer alan kuruluşların, örneğin üretim yapan kuruluşlar ile dağıtım yapan kuruluşların tek bir firma içinde bütünleşmesiyle dikey tekelleşme oluşmaktadır.
Medyadaki tekelleşme biçimlerinden yatay tekelleşme ne anlama gelmektedir?
İkinci tekelleşme biçimi olan yatay tekelleşme ise değişik medya kuruluşlarının birleşme ya da satın alma yoluyla tek çatı altında bütünleşmesidir.
Medya sektöründe yaygın olarak görülen yatay tekelleşmenin nedenleri nelerdir?
Sektörde yaygın olarak görülen yatay tekelleşmenin başlıca nedeni, ekonomik şartlar nedeniyle yayın hayatını sürdüremeyen kuruluşların büyük medya grupları tarafından satın alınmasıdır. Bu el değiştirmelerin ardından gazete, televizyon ya da radyonun mevcut yönetim ve yazı işleri kadroları da değişime uğramakta ve medya grubunun elindeki bütün yayın organları havuz sistemiyle beslenmektedir. Bu da bir gruba ait bütün yayın organlarında haberlerin, yayın politikalarının benzer nitelikler taşımasına yol açmaktadır.
Medyanın özelliklerinden biri olan yabancılaşma ne anlama gelmektedir?
Kitle iletişim sürecinin yapısını belirleyen üçüncü olgu yabancılaşmadır. Sürecin kurumsallaşması iletişimin temel ögelerinin birbirine yabancılaşması sonucunu doğurmaktadır. Kitle iletişim sürecinde içerik oluşturulurken üretimle bağlantılı kurumların biçimsel, içeriksel-ideolojik koşullarına uymak zorundadır. Bu zorunlulukta reklam veren şirketler, medyanın sahiplik yapısı ya da devlet sansürü etken olabilmektedir. Bu süreç, üreticinin iletisine yabancılaşmasına yol açacaktır. Öte yandan iletişim sürecinin kurumsallaşarak ayrışan yapısı tüketiciyi de iletinin üreticine ve iletinin üretim koşullarına yabancılaştırmaktadır. Tüketici iletide aktarılan bilgilerin gerçekliği, gerçekleşme zamanı ve yeri konusunda kendisine verilen bilgilere bağımlıdır. Örneğin bir ileti televizyon haberinde aktarılıyorsa gerçektir ama dizide ya da filmde gösteriliyorsa öyküseldir. Ayrıca kitle iletişim sürecinin tek yönlü yapısı tüketicinin kendisine aktarılan iletiye verdiği tepkilerinin sürecin dışında kalmasına ve etkisizleşmesine yol açmaktadır.
Yapısal olarak yazılı basının türleri nelerdir?
Yapısal olarak yazılı basını iki alt başlıkta incelemek mümkündür. Bu başlıklardan biri gazete, diğeri ise dergidir. Gazete ve dergiler göze hitap eden kitle iletişim araçlarıdır. Aynı zamanda bu araçlarda yer alan haber, yazı, fotoğraflardan yararlanmak için okuma yazma bilme zorunluluğu bulunmaktadır.
Gazete ne anlama gelmektedir?
Gazete, politika, kültür, ekonomi ve daha pek çok konuda haber ve bilgi vermek için yorumlu ve yorumsuz her gün ya da belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın anlamına gelmektedir. Gazetede ağırlıklı olarak bir önceki günün olaylarından derlenen haberler yer alırken gündemdeki konular hakkında yorum yazıları da bulunmaktadır.
Gazetecilik ne anlama gelmektedir?
Gazetecilik ise, haber değeri taşıyan bilgilerin toplanması, yazılması, düzenlenmesi ve dağıtılmasını içeren bir işlemdir. Gazetecilik, bir yönüyle kişilerin sorunlarının çözülmesine yardımcı olan bilgilerin ulaştırılmasıdır.
Gazeteci ne anlama gelmektedir?
Gazeteci, enformasyon toplamak, topladığı bilgileri doğrulamak ve bu bilgileri seslendiği kitleye göre işlemek yani anlaşılır ve yararlı kılmakla yükümlü kişidir. Gazeteci düzenli bir şekilde, günlük ya da süreli bir yazılı, görüntülü, sesli veya elektronik basın ve yayın organında, kadrolu, sözleşmeli ya da telif karşılığı, haber alma, işleme, iletme görevi üstlenen ve asıl işi ile başlıca geçim kaynağı bu olup çalıştığı işletme ile ilgili yasalar karşısındaki konumu bu tanıma uygun olan kişidir.
Gazeteler örgütlenme bakımından kaç birime ayrılır?
Gazeteler örgütlenme bakımından üç temel birime ayrılır:
- Yazı işleri
- Teknik birim
- İdari birim
Ulusal günlük bir gazetenin yazı işleri kaç temel seksiyondan oluşmaktadır?
Yazı işleri, haberleri toplayan, gazeteye hangi haberlerin, hangi hacimde, hangi tipografik özelliklerle ve görsel estetikle gireceğini belirleyen temel birimdir. Gazetenin türüne, amacına ve büyüklüğüne göre farklılık göstermekle birlikte bir ulusal günlük gazetenin yazı işleri bazı temel seksiyonlardan oluşmaktadır. Bir gazetede en azından, birinci sayfa, iç politika, dış politika, toplum ve magazin haberlerini de kapsayan genel haberler ve spor servisleri bulunmaktadır. Yazı işleri bölümlemesi değişken bir yapıdadır. Değişen ihtiyaçlara uygun olarak yeni seksiyonlar oluşturulabilir. Son yıllarda gazetelerin internet sayfalarına verdikleri önem doğrultusunda yazı işlerinde İnternet birimleri oluşturulmuştur.
Gazetelerde bulunan genel yayın yönetmeninin görevleri nelerdir?
Genel yayın yönetmeni gazete örgütlenmesinin en üst noktasındaki yöneticidir, bazı gazetelerde genel yayın müdürü, genel yayın danışmanı gibi isimlerle de adlandırılmaktadır. Genel yayın yönetmeni, gazeteyi çıkarmak üzere, gazete sahibi ile anlaşan ekibin başında yer almaktadır. Genel yayın yönetmeni, gazete ekibinin kilit noktasındaki yayın koordinatörlerini, danışmanları, yazı işleri müdürünü, editörleri, sayfa sekreterlerini uyumlu çalışabilecek kişiler arasından seçmekte ve çalışma ekibini oluşturmaktadır. Bu kişi, gazetenin ne tür bir gazete olacağına, hangi okuyucu kesimine hitap edeceğini, hangi siyasi çizgiye yakın duracağına, haber ve sayfa düzeni anlayışına yani gazetenin genel yayın politikası kapsamına giren her türlü yönüne karar vermektedir.
Gazetelerde bulunan yazı işleri müdürünün görevleri nelerdir?
Genel yayın yönetmenin yardımcısı gibi çalışan, ona karşı sorumluluğu bulunan, gerektiğinde onun tüm görevlerini üstlenebilecek yönetici konumundaki kişidir. Haberleri sayfa sekreterlerine dağıtır, birinci sayfa haberlerinin başlıklarına karar verir ve puntolamalarını gerçekleştirir. Gazetedeki bütün yazıların genel yayın politikasına uygunluğunu denetlemekle yükümlüdür, genel yayın yönetmenini günlük akışla ilgili de bilgilendirir.
Gazetelerde bulunan editörlerin görevleri nelerdir?
Yazı işlerini oluşturan her seksiyonda editörler ve sayfa sekreterleri bulunmaktadır. Editörler, gazetenin kendi kaynaklarından ve ajanslardan gelen haberler arasından gazeteye girecek kadar önemli olanları seçmekle işe başlar. Yine editörlerin önemli görevlerinden biri, farklı uzunluklarda gelen haberleri anlamında herhangi bir farklılaşmaya yol açmadan kısaltmak ve gazetede ayrılan alana sığdırmaktır. Haberi kısaltma işlemi kimi zaman genişletme, kimi zaman da iki haberi birleştirme şekline dönüşebilir. Özetle, haberin biçimlendirilmesinde editör ve yardımcıları aktif olarak görev yapmaktadır.
Gazetelerde bulunan sayfa sekreterinin görevleri nelerdir?
Sayfa sekreterleri de editörler gibi gazete sayfalarının oluşumunu sağlayan görevlilerdir ancak onlar işin teknik kısmından yani mizanpajından sorumludur. Sayfa sekreterleri, editör ve yardımcıları tarafından belirlenen ve gazeteye girmesine karar verilen haberlerin sayfanın hangi kısmında, hangi büyüklükte, hangi harf karakteriyle ve nasıl bir görsel malzemeyle desteklenerek gireceğine karar veren kişilerdir. Sayfa sekreteri yazı işleri ile teknik servis arasında köprü vazifesi gören, haberciliği, teknik bilgisi, genel kültürü, dile hâkimiyeti, imla bilgisi, gelişmiş estetik duygusuyla iyi yetişmiş bir gazeteci olmalıdır.
Gazetelerde bulunan muhabirlerin görevleri nelerdir?
Muhabir, habere konu olacak olayı izlerken aynı zamanda durumu irdeleyen, doğrulatan, haberi gerektiğinde topladığı görüşlerle güçlendiren özetle haberin toplanma ve yazım aşamalarında aktif olarak çalışan kişidir. Muhabirler çalıştığı gazetenin editoryal yapısına paralel bir uzmanlaşmaya giderler. Ciddi bir politika gazetesinin muhabirleri ağırlıklı olarak, siyaset, ekonomi, dış politika gibi konularda uzmanlaşırken bir magazin gazetesinin muhabirleri, daha çok magazin dünyasındaki gelişmelerle, modayla, sanatla ilgili konulara yoğunlaşacaktır.
Gazetelerde bulunan kaşeli muhabirin görevleri nelerdir?
Bir ya da birden çok gazeteye bağlı olarak çalışan aynı zamanda yaşadığı yerde yerel muhabir olarak da görev yapan, hazırlayıp gönderdiği ve yayınlanan haber başına pirim ya da telif usulüyle ücret alan kişidir. Yaşadığı çevrede gazetesinin ilgisini çekebileceğini varsaydığı her türlü olayı haber hâline getirmekle görevlidir. Kaşeli muhabirin belli bir konuda uzmanlaşması, çalışma alanı geniş olduğu için mümkün değildir, aksine her konudan bir miktar anlamak zorundadır.
Gazetelerde bulunan redaktör biriminin görevleri nelerdir?
Yazı işleri bünyesinde bulunan diğer bir birim redaksiyon servisidir. Bu birimde, yayınlanmaya uygun olarak gelmeyen haberlerin yeniden yazımı gerçekleştirilmektedir. Birçok denetimden geçerek yazı işlerine gelen haberlere buradaki çalışanlar tarafından da bazı müdahalelerde bulunulur. Çoğu zaman haberi kısaltmak, uzatmak ya da aynı kapsamdaki haberleri tek haber olarak birleştirmek şeklindeki bu müdahalelere yazım sırasında meydana gelen dizgi hatalarını gözden geçirme yani tashih de eşlik eder.
Gazetelerde bulunan istihbarat şefinin görevleri nelerdir?
Gazete örgütlenmesi içinde her seksiyonun kendi çalışma alanına giren konuları takip etmesi söz konusudur. Ancak gazete ve dergilerde muhabirleri haber konusunda yönlendiren bir kişi de vardır. İstihbarat şefi olarak adlandırılan bu görevli, muhabirlere haber konularını önerir, haber merkezine gelen istihbaratlar doğrultusunda muhabirleri görevlendirir, gündemi düzenler, aynı habere birden fazla muhabirin gitmesini ya da hiçbir muhabirin gitmemesi durumunu engeller ve haberlerin oluşmasından sorumludur. Yalnızca haber konusunun muhabirlere dağılımından değil, haberin merkeze ulaşması sürecinde de muhabirlerle irtibat hâlindedir.
Dergilerin uzmanlaşma alanlarına göre ayrıldığı dallar nelerdir?
Dergiler genellikle belli temalar doğrultusunda uzmanlaşma yolunu tercih etmektedir. Bu alanlar şu şekilde sıralanabilir:
- Bilimsel
- Magazin (sinema, sahne, kadın-erkek vb.)
- Radyo-TV
- Meslek
- Ekonomi
- Aktüalite
- Sanat ve Edebiyat
- Spor ve çeşitli meslek dalları
Dergi haberciliğinin temel sıkıntıları nelerdir?
Dergilerde genellikle muhabirlerin kendi çabalarıyla ortaya çıkardığı özel haberler, belli verilere dayanan araştırma haberler yer alır. Dergi haberciliğinin temel sıkıntılarından biri, özellikle belli alanlarda işlenecek yeni ve farklı konu bulmadaki zorluktur. Bu sıkıntı örneğin kadın dergilerinde çok olmamakla birlikte bilimsel dergilerde ciddi olarak yaşanmaktadır. Rutin-günlük haberlere dergilerin yayın periyoduna uygun olmadığı için genellikle sayfalarda yer verilmez. Ancak haftalık çıkan bir dergi o haftanın rutin gelişmelerine de yer vermekte yani günceli de takip etmektedir. Bu durumda okurlarına, o güne kadar gazeteden, televizyondan, radyodan öğrendikleri güncel gelişmeleri, bol ve kaliteli fotoğraflarla, farklı bakış açılarıyla kaleme alınan söyleşilerle, röportajlarla yeniden okutabilmeyi hedeflemektedir.
Bir televizyon kuruluşunda yer alan idari personeller kimlerdir?
Ulusal bir televizyon kuruluşunun idari personeli aşağıdaki görevlilerden oluşmaktadır:
- Genel Müdür ya da Genel Yayın Yönetmeni
- Haber Müdürü
- Program Müdürü
- Dış Yapımlar Müdürü
- Muhasebe Müdürü
- Reklam Müdürü
- Halkla İlişkiler ve Tanıtım Müdürü
- Bina Sorumlusu
- Satın Alma Müdürü
Bir televizyon kuruluşunda yer alan yapım- yönetim ekibi personelleri kimlerdir?
Televizyonda yayınlanan hemen her türlü programın bir yapım bir de yayın süreci vardır ve bu süreçte aktif rol oynayan ekipler bulunmaktadır. Bunlar:
- Stüdyo Şefi
- Sunucu/Spiker
- Yapımcı
- Yönetmen
- Yönetmen Yardımcısı
- Prodüksiyon Amiri
- Dekoratör
- Makyözler
- Kostümcü
- Kuaför
Bir televizyon kuruluşunda yer alan teknik personelleri kimlerdir?
Televizyonda haber ya da bir başka programın yayını esnasında da geniş bir teknik ekip çalışır. Bunlar:
- Teknik Yönetmen
- Teknisyen (VTR’ci)
- Ölçü Bakım Elemanı
- Ses Operatörü
- KJ Operatörü
- Aydınlatma (Işık) Yönetmeni
- Kameraman
- Grafiker
- Kurgucu
- Prompter Sorumlusu
- Yayın Yönetmeni
- Ana Kumanda Sorumlusu