MEDYA SOSYOLOJİSİ

Bazı örgütler toplumlar ve devletler tarafından meşru kabul edilmeyebilir. Örneğin aşırı sağcı faşist örgütlenmeler ve bunlara ait partiler,  bazı radikal örgütlenmeler ve partiler ve eşcinsel hayat arkadaşlıkları ve evlilikler. Bunlara atfedilen gayri-meşruluk toplumun ve çoğunluk devletin değerleriyle belirlenir. Bu örgütlenmelerden bazıları ve haklı talepleri olanlar, kendilerini toplum nezdinde meşru kılmak için büyük bir mücadele vermek zorunda kalır.

İnsan kaynaklarının kötüye kullanımı tarih boyu üzücü insanlık durumları
yaratmıştır ve yaratmaya devam etmektedir. Günümüzde bu kötüye kullanımın
başında işsizlik ve ücret politikalarıyla yoksul bırakma gelir. İnsanların örgütsel yapıdan
ve ilişkilerden hoşnutsuzluğu, başkaldırıya ve yeni örgütlenmeler yaratılmasına
ciddi katkıda bulunur. Her ülkede ırksal, cinsel ve dinsel gruplar herhangi bir
nedenle ekonomik, siyasal, kültürel bakımlardan ayırımcılığa uğradıklarını hissettiklerinde içlerine kapanırlar, yakınlaşırlar ve kültürel, ekonomik, sosyal ve siyasal
örgütler kurarlar ve meşru veya gayrimeşru sayılan mücadeleye girerler.

Bu sırada, çıkar yarışında olan uluslararası ve uluslar içi egemen siyasal, kültürel ve ekonomik güçler kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için bu grupları ve örgütlenmeleri kullanma yoluna giderler. Bu da elbette, durumu daha da kötüleştirir. Çok daha kötüsü
ise kontrol politikalarının, çoğunlukla hoşnutsuz insanları hoşnutsuzluğunu
ifade edecek örgütlenmelerden mahrum etmek, kendini ifade etme kaynaklarını
elinden almak, var olan kaynakların kullanımını zorlaştırmak ve yasalarla kontrollü
bir kullanım içine hapsetmek biçiminde olmasıdır.

Sosyal örgütün meşruluğu doğal veya evrensel değildir: Örgütleri meşru yapan çoğu kez örgütün kendi doğası değildir; örgüte atfedilendir, atanandır. Dolayısıyla, örneğin bir ailenin meşruluğunu belirleyen “iki kişinin arzusuyla hayatlarını birleştirmesi” değildir; ailenin toplumda belirlenen yasalara, kurallara, geleneklere, koşullara ve biçimlere uygun kurulmasıdır. Örneğin iki kadın veya iki erkek evlenip aile kuramazlar, çünkü yasalara ve geleneklere göre evlenemezler. Kendileri “aileyiz” diyebilirler ama aile olarak kabul edilmezler. Yasa dışıdır.

Eşcinsel evlilikler dünya genelinde yasal olmamakla birlikte,  bazı ülkelerde yasal olduğunu eklemek gerekir. Bu ülkelerden bazıları şunlardır: Arjantin, Avustralya, Belçika, Brezilya, İngiltere, Kanada, Kolombiya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İzlanda, İrlanda, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, Norveç, Portekiz, Güney Afrika, İspanya, İsveç, ABD ve Uruguay. Eşcinsel evlilik ilk olarak 2001 yılında Hollanda'da yasal olarak kabul edilmiştir.

Şirket sahibinin çalıştığı küçük esnaf büyüklüğündeki örgütlerde yapı oldukça basittir: Karar verme ve uygulama ve uygulatmayla sorumlu olan şirket sahibi ve günlük rutin işleri gören çalışanlar.Şirket fiziksel veya işlevsel olarak genişledikçe, örneğin orta büyüklükte bir şirket biçimine dönüştüğünde, üst yönetim şirket sahibi veya kiraladığı bir yönetici ve orta seviyede yöneticiler ortaya çıkar.

Tekno yapıların ortaya çıkması için şirketin yapısında önemli görevsel farklılaşmaların
olması ve endüstriyel pazar yapısının oluşması gerekir. Farklılaşmış ve bütünleşik endüstriyel örgüt yapılarında zorunlu olarak teknokratlara gereksinim ortaya çıkacaktır. Şirketler dev firmalar veya uluslararası şirketler olduklarında, destek personel oldukça önem kazanır.

1. Üretim görevi: Bunlar örgütsel görevlerin yapılması ve işlerin bitirilmesiyle
ilgili işlevlerdir. Örgütün amacına uygun olarak örgütsel üretimler yapılır, iletişim
bu üretimlerin yapılmasını sağlar.

2. Muhafaza etme: Bunlar örgütün kendisinin sürekli çalışmasıyla ilgili kurallar
ve politikalar; sapmaları düzenleyen geri besleme, resmî olmayan ilişkiler, örgütün üretim ve yenilik gereksinimleri hakkında üyelerin algılarını etkileyen iletişim, çalışanların kendi değerleri ve önemleri hakkındaki duygularını etkileyen iletişim gibi görevlerdir. Aslında, örgütlü yapılar kurallar, kaideler, iş yapış biçimleri, iş kültürleri geliştirirler. Örgütteki ve örgütü çerçeveleyen genel mülkiyet ilişkileri yapılarına göre, örgütler egemenlik ve mücadele alanlarıdır. Örgüt içi egemenlikler ve mücadeleyle kurulan dinamik “düzen sağlama” ilişkilerin yürütülmesi, dolayısıyla iletişimle olur.

3. Yenilik: Bu görev örgütteki değişimle ilgilidir. Örneğin sapmayı artıran geri besleme, yeni fikirler ve pratiklerin gelişmesi, uzun dönem planlama gibi... Aslında bu tür ilişkiler mülkiyet yapıları ve ilişkileri aynı kalmak koşuluyla, bu yapıya maksimum fayda sağlayacak değişimleri amaçlar. Bu da dikey ve yatay büyüme ve
güçlenme çabaları ile olur.

4. Belirsizlik azaltma: Örgüt içi ve dış çevreyi daha tahmin edilebilir kılmaktır.
Karar verme ve uygulamada, günlük rutininin sürmesi yanında rutin dışı oluşumlarda belirsizlik azaltmayı sağlamak, tehlike ve riskleri azaltıp faydaları çoğaltmak gerekir. Bu da genellikle hem içte çalışanlarla hem de dış çevreyle (müşteriler, kurumlar, devlet, vb ile) ilişkide kontrol mekanizmaları kurarak ve uygulayarak yapılır. İşte halkla ilişkilerin önemi bu bağlamda ortaya çıkar. Halkla ilişkiler belirsizlikleri azaltma ve olasılıklı alternatifler arasından en uygun olanın seçilmesi ve uygulanmasına yardımla örgüte ciddi katkıda bulunur.

Sendikal faaliyetler işçilerin şirket tarafından sömürülmemesi ve hakkını alabilmesi için yürütülür. Fakat işçi hakkını alırsa tam anlamıyla alırsa, kapitalist kar edemez- kapitalizmde karın esas kaynağı emek sömürüsüdür. Bu nedenle kapitalist devletler işçi hareketlerini ve sendikal faaliyetleri sürekli olarak bastırmaya çalışırlar. Ölümcül bir virüs olan Covid 19 Pandemisi'nde de, bu karlar kaybolmasın diye tüm emekçiler çalışmaya devam etmektedir. Yine emekçilerin önemli bir kısmı riskli ortamlarda çalışmaya devam etmektedir.

Kitabımızda s. 109'da aile şöyle tanımlanmaktadır: 

Aile hem ekonomik, hem kültürel ve hem de sosyal karaktere sahip olan en az iki
kişiden oluşturulmuş, resmî kurallar ve yazılı olmayan gelenekler, örf ve adetlerle
kurumsallaşmış bir örgütlü yapıdır.

Doğru yanıt E)' dir.

Doğru yanıt kuantum sıçramayı hedefleyen reengineering B) dir.