aofsorular.com
SOS316U

Örgütsel Yapılar ve İletişim

4. Ünite 26 Soru
S

Örgütler de nasıl bir yapısal ruh vardır?

Örgütler; üretim, dağıtım ve tüketimin doğasına göre farklı birlikteliği, iş birliğini ve rekabeti, paylaşmayı ve sömürüyü, özgürlük ve köleliği, sahip olmayı ve sahip olunmayı heceler. Dolayısıyla, bir örgütlü yapı, bu yapının yöneticilerinin veya destekleyicilerinin sundukları açıklamalara bakarak geçerli bir şekilde anlaşılamaz

S

Örgütlerin doğal yapısını anlamak için hangi soruların cevap bulması gerekmektedir?

Bir örgütlü yapı, bu yapının yöneticilerinin veya destekleyicilerinin sundukları açıklamalara bakarak geçerli bir şekilde anlaşılamaz. Bir yapının doğası; öncelikle, (a) ne için örgütlendiği, (b) nasıl örgütlendiği, (c) örgütün kendi içindeki ve dışıyla olan ilişkilerinin nasıl biçimlendirildiği ve nasıl yürütüldüğü gibi sorulara verilen yanıtlarla anlaşılabilir.

S

Örgütler nasıl birimler olarak kendini gösterirler?

Örgütler, (a) belli amaçlarla (b) çoğu kez bilinçli olarak (c) bir veya birden fazla kişi tarafından kurulmuş, (d) bir kişinin yerine getiremeyeceği veya bir kişinin kendisinin yerine getirmek istemediği (e) en az bir üretim faaliyetini gerçekleştiren (f) toplu birimlerdir. Örgütler doğalarına göre; tarikat, dernek, tiyatro, vakıf ve okul gibi birimler olabilir.

S

Örgüt nasıl bir birlik olabilir?

Örgüt, siyasal, kültürel veya ekonomik bir birlik olabilir; kamu veya özel bir kuruluş olabilir; kurum, enstitü veya şirket olabilir.

S

Aileyi bir örgütlü yapı olarak nasıl değerlendirebiliriz?

Aile hem ekonomik, hem kültürel ve hem de sosyal karaktere sahip olan en az iki kişiden oluşturulmuş, resmî kurallar ve yazılı olmayan gelenekler, örf ve adetlerle kurumsallaşmış bir örgütlü yapıdır.

S

Toplum içindeki örgütlere hangi örnekleri verebiliriz?

Özel şirket olarak biçimlenmiş bir hastane, sağlık hizmeti veren bir örgüttür. Polis ve ordu gibi devlet kurumları belli amaçları gerçekleştirmek için örgütlenmiş ve meşrulaştırılmış insan topluluğudur. Bir siyasal parti, belli çıkarların gerçekleşmesi için oluşturulmuş bir birimdir. Meşru ve yasal olabileceği gibi gayri-meşru ve yasa dışı da olabilir. Dolayısıyla, örgüt kavramı sadece şirketlere mahsus ve sadece şirketleri içeren bir kavram değildir.

S

Toplumsal örgütlenmelerin hepsi doğal nedenlere ve kolektif kaçınılmaz gereksinimlere mi dayanmaktadır?

Toplumsal örgütlenmelerin hepsi doğal nedenlere ve kolektif kaçınılmaz gereksinimlere dayanmaz. Örneğin reklam şirketleri biçiminde örgütlenme, bir doğal veya evrensel gereksinimin bir sonucu değildir. Öznel çıkarların genel çıkarlar üzerinden geçerek gerçekleştirilmesi ile ilgili öznel amaçlı yapılardır. Dinî örgütlerin insanların inanma ihtiyaçlarını, siyasal örgütlerin insanların yönetim ihtiyaçlarını ve ekonomik örgütlerin ise insanların ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak için var olduğunu söylemek, oluşturulmuş bu örgütlenmelerin meşrulaştırılmasıdır; geçerli bilimsel bir açıklama değildir, biliş yönetimi açıklamasıdır. İnsanların
ihtiyaçlarının örgütlü ifadeleri ancak o örgütlü yapının sağladığı faydanın bölüşümü toplumdaki herkesi kapladığı ve hakkaniyet ölçülerine göre yapıldığında, bu örgütlü ifade herkesin çıkarının ifadesidir. Bu da çok ender olur. Çoğu örgütler, özellikle ticari ve siyasal örgütler, herkese mal edilseler bile, aslında öznel çıkarların ifadesidir. 

S

Toplumsal örgütlenmelerin  ortak öğeleri nelerdir?

Toplumsal örgütlenmelerin hepsi de ciddi farklılıklar yanında, ortak öğelere sahiptirler. Bu ortak öğeler, aynı zamanda onların farklılıklarının da kaynağıdır.
Ortak özellikler ve farklılık kaynakları özellikle şunlardır:
• Her örgüt örgütlenmiş mekâna ve örgütlü zamana bağımlıdır. Bu yer İnternet olsa bile.
• Belli bir veya birden fazla amaca sahiptir.
• Birden fazla kişiden oluşur, çünkü toplumsal örgütlenme birden fazla kişiyi gerektirir.
• İş bölümü, güç ve çıkar ilişkileri vardır.
• Çeşitli karakterdeki mülkiyet ilişkileri, baskı, gönüllü ve zorunlu katma ve katılma, egemenlik ve mücadele vardır.
• Görece sınırlara sahiptir. Örneğin, ailenin temel örgütlü yer ile sınırı evdir ve bu sınır ilişkisel bağlamda akrabalara ve ötesine kadar genişletilebilir.
• Kendi içinde ve çevresiyle etkileşim ve iletişimdedir. Dolayısıyla örgütselyapısal sınırlar sadece bir birimin tanımının parçasıdır: Örgüt varlığını kendi içi ve dışıyla olan ilişkilerinden geçerek sürdürür.
• Zaman ve mekân içinde kısa veya uzun dönemde değişikliğe\değişime uğrar.

S

Örgütsel başlangıç konusunda oluşumu belirleyici en temel faktör nedir?

İnsan örgütlü yaşamın yaratıcısı ve yürütücüsüdür; örgütlü yaşamı oluşturan, tutan ve değiştirendir. Her konuda olduğu gibi, örgütsel başlangıç konusunda da oluşumu belirleyici en temel faktör doğal veya yapay gereksinim hissetme veya hissettirilmedir. Fakat gereksinimi hissetmek yeterli değildir, onun üzerinde düşünme ve faaliyete geçmek gerekir. Bu da yeterli değildir; gereksinimi giderme için yaptığımız faaliyeti üzerinde de düşünmemiz ve faaliyeti geliştirme için çaba göstermemiz gerekir.

S

Örgütlü yaşamın  başlangıcında hangi koşullar ortaya çıkmaya başlar?

Örgütlü yaşamın başlangıcıyla, aynı zamanda (a) BENliğin, (b) BİZliklerin, (c) bizden olmayan düşman ve dost ONLARın, (ç) iktidar/güç yapılarının ve ilişkilerinin, (d) örgütsel yapının tanrıdan, doğadan ve yasalardan geçerek meşrulaştırılmasının oluşması ve gelişmesinin ilk koşullarının oluşma olasılığı da başlar. Bu olasılığın (örneğin eski imparatorluklarda) gerçekleşmesiyle, insan ve doğal kaynakların sömürüsü, kölelik, egemenlik ve mücadele de gelişir.

S

Eski Çağ’dan beri süregelen en köklü ve egemen örgütlenme yapısı hangisidir?

Eski Çağ’dan beri süregelen en köklü ve egemen örgütlenme yapısı, siyasal güç olan veya siyasal gücün yanında yer alan örgütlü dindir. İnsan inancı birileri tarafından örgütlenince, artık o inanç, siyaset yapmaya ve ekonomik gücün kendisi veya egemen parçası olur. Örgütlü dinin ve siyasetin başladığı yerde dürüstlük, hakkaniyet ve insan onuru ezilmeye ve acı çekmeye başlar.

S

Bir toplumsal yapı neyi ifade eder?

Bir toplumsal yapı, benzerliklerin egemenliğinin bir ifadesidir. Bu benzerlikler egemenliğinde biçimlenen sosyal kaynaklar, kaçınılmaz olarak benzer örgütsel yapıların oluşmasına katkıda bulunacaklardır. Bu oluşumun genel egemen karakteri örgüt büyüse bile temel özellik olarak kalacaktır. 

S

Örgütün oluşması için hangi koşul gerekmektedir?

Örgütün oluşması için kaynakların olması ve bu kaynakların harekete geçirilmesi gerekir. Oberschall’a göre kaynakları harekete geçirme kolektif amaçlar için kalabalık, grup, dernek ve örgütler oluşturma sürecidir. Kapitalist toplumlarda, bu kaynaklar az çok “serbest akmaktadır” ve geleneksel toplumlardan daha kolayca harekete geçirilebilir. Son iki cümlenin birincisindeki “kolektif amaçlar” şirketler, dernekler ve gruplar için geçersizdir, çünkü bu tür örgütlenmeleri kuranların amacı ve örgütlenmenin amacı kolektif değil, özneldir. Son cümle ise tümüyle yanlıştır, çünkü “serbest akan” kaynak yoktur. Kaynaklar mülkiyetin ve mülkiyet ilişkilerinin bir parçasıdır.

S

Örgüt olgusunu kısaca nasıl tanımlarız?

Örgüt olgusu insanın biçimlendirdiği bir yapısal etkinlikler bütünüdür. Bu bütün aynı zamanda kendini çevreleyen diğerlerinin bir parçasıdır ve onlarla etkileşim içindedir. Örgütü oluşturan temel öge insan olduğu için örgütün var oluşu insan kaynağının var oluşuna bağlıdır. İnsan kaynağı örgütün amacını gerçekleştirmek için tüm hammaddeleri, teknolojik araçları ve iş süreçlerini harekete geçirerek üretimi yapandır.

S

İnsan kaynaklarının kötüye kullanımı hangi sonuçları beraberinde getirmiştir?

İnsan kaynaklarının kötüye kullanımı tarih boyu üzücü insanlık durumları yaratmıştır ve yaratmaya devam etmektedir. Günümüzde bu kötüye kullanımın başında işsizlik ve ücret politikalarıyla yoksul bırakma gelir. İnsanların örgütsel yapıdan ve ilişkilerden hoşnutsuzluğu, başkaldırıya ve yeni örgütlenmeler yaratılmasına ciddi katkıda bulunur. Her ülkede ırksal, cinsel ve dinsel gruplar herhangi bir nedenle ekonomik, siyasal, kültürel bakımlardan ayırımcılığa uğradıklarını hissettiklerinde içlerine kapanırlar, yakınlaşırlar ve kültürel, ekonomik, sosyal ve siyasal örgütler kurarlar ve meşru veya gayrimeşru sayılan mücadeleye girerler. Bu sırada, çıkar yarışında olan uluslararası ve uluslar içi egemen siyasal, kültürel ve ekonomik güçler kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için bu grupları ve örgütlenmeleri kullanma yoluna giderler. Bu da elbette, durumu daha da kötüleştirir. Çok daha kötüsü ise kontrol politikalarının, çoğunlukla hoşnutsuz insanları hoşnutsuzluğunu ifade edecek örgütlenmelerden mahrum etmek, kendini ifade etme kaynaklarını elinden almak, var olan kaynakların kullanımını zorlaştırmak ve yasalarla kontrollü bir kullanım içine hapsetmek biçiminde olmasıdır. Bu hapsedişin iletişimi ise çoğunlukla “sahte imajlar inşa etme” biçiminde olmaktadır. 

S

İnsan kaynaklarının kötüye kullanımında kontol politikalarının yetersiz kalması hoşnutsuz insanların nasıl sahneye çıkmasına neden olmaktadır?

Kontrol politikalarının, çoğunlukla hoşnutsuz insanları hoşnutsuzluğunu ifade edecek örgütlenmelerden mahrum etmek, kendini ifade etme kaynaklarını elinden almak, var olan kaynakların kullanımını zorlaştırmak ve yasalarla kontrollü bir kullanım içine hapsetmek biçiminde olmasıdır. Bu hapsedişin iletişimi ise çoğunlukla “sahte imajlar inşa etme” biçiminde olmaktadır. Sahte imaj inşasında hoşnutsuz insanların örgütlenme ve kendini ifade etme özgürlüğüne sahip olduğu sürekli tekrarlanırken, diğer taraftan sürekli meşrulaştırılmış süreçler, kurallar, kaideler, kaynakları elde etme ve kullanma zorlukları getirilerek, ifade etme olasılıkları ortadan kaldırılmaktır. Bu da kaçınılmaz olarak, toplumsal çatışmaları derinleştirmektedir.

S

Teknoloji bir örgütsel yapı içerisinde hangi boyutu oluşturmaktır?

Teknoloji birikmiş bilgiyle olanaklar kullanılarak oluşturulur. Bir örgütsel yapının oluşumunun (gelişimi ve çökmesinin) karakterini belirleyen teknolojik seviyedir:Biz 1950’lerde köyde eti tuzlayarak mağaradan evimizin yazın serin olan en dip odasında tutarken, Amerikan köylüsü buzdolabına koyuyordu.
Örgüt oluşumu ve gelişmesi için elbette o oluşumu ve gelişimi gerektiren teknolojik altyapının oluşması gerekir. Bazı koşullarda yeni teknolojik araçların kullanımı, insanların yeni örgütler oluşturmasını gerektirebilir. Bazı koşullarda var olanı desteklemede ve genişletmekte kullanılabilir. Bu kullanımla gelen ilişkilerde, bazı örgüt yapıları olumlu yönde etkilenip güçlenirken, diğerleri de zor durumda kalabilir.

S

Örgütlerin ortaya çıkışında iş bölümü nasıl bir role sahiptir?

Örgütlerin çıkışına sebep olarak en yaygın verilen neden iş bölümüdür. Bu görüş tümüyle yanlıştır, çünkü iş bölümü örgütten önce olmaz; örgüt içinde olur. Yani, iş bölümünün olması için örgüt olması gerekir. İş bölümü örgütün kurulmasıyla veya kurulmasından sonra, eğer işin karakteri gerektiriyorsa, ortaya çıkar.

S

Bir örgüte katılmanın sonucunda hangi değerler ortaya çıkmaktadır?

Katılmanın sonucunda bazı değerler üretilir. Bu değerler maddi veya düşünsel olabilir. Aile kurumuna katılmada elde edilen materyal ve psikolojik doyumlar ve kazançlar ile bir şirkete çalışan işçi olarak katılmada elde edilen maddi ve psikolojik doyumlar arasında farklılıklar olacaktır. Ayrıca, ne tür örgüt olursa olsun, katılanın katılımıyla yarattığı değerler ile karşılığında elde ettiği veya ona verilen değerler arasında hakkaniyet ölçülerine göre bire bir dengeli bir bağ aranmamalıdır, çünkü olma olasılığı çok azdır. Bunun önde gelen nedeni yapısal karakterlerdeki güç veya mülkiyet ilişkileri veya iş bölümündeki farklılaşmadır. 

S

Örgüt yapısını belirleyen faktörler nelerdir?

Örgüt yapısını belirleyen faktörler basitçe, mekaniksel ve nesnel bir şekilde iş bölümünün ve koordinasyonun sağlanması ötesinde, iş bölümü ve koordinasyonun kim(ler) tarafından, neden, nasıl, nerede, hangi koşullarda, hangi amaç ve sonuçlarla, hangi kaynakları ve nasıl kullanarak sağlanmak istendiği ve sağlandığı ile ilgilidir.

S

Örgütsel yapıları ve ilişkilerini tarihsel süreçle nasıl  ilişkilendirebiliriz?

Örgütsel yapı tarihsel toplum içinde biçimlenir: Örgütsel yapılar ve ilişkiler, hangi ve ne tür örgüt olursa olsun, içinde bulunduğu tarihsel koşullardan bağımsız kendine özgü eşsiz karakter ve kimlik oluşturmaz ve oluşturamaz. Örgütsel yapı yer ve zamana bağımlı insanın tarihselliğinin bir fonksiyonudur. İnsan tarihi de egemenlik ve mücadeleler tarihidir.

S

Örgütün biçiminin ne ve nasıl olduğu, kendini nasıl oluşturduğu konusunda hangi önemli noktaları göz önünde bulundurabiliriz?

 Örgütsel yapılar ve ilişkilerin ortaya çıkması ve devam sürecinde göz önünde bulundurulması gereken noktalar; Örgütsel yapı tarihsel toplum içinde biçimlenir, Örgütsel yapıların biçimlenmesi dış güçlere bağlı olabilir, Örgüt birbirine bağımlı parçalardan oluşur, Örgütte İnsanlararası bağımlılık karşılıklı olabilir veya olmayabilir, Örgütün görevsel çevresi amaç için kullanılan çevredir, Sosyal örgütün meşruluğu doğal veya evrensel değildir.

S

Örgütsel yönetim hangi faktörlere göre biçimlenir ve değişir?

Örgütsel yönetim örgütün karakterine, bu karakteri belirleyen iç ve çevre faktörlerine göre biçimlenir ve değişir. Kademeleşmenin (bürokrasinin, dikey ilişkinin) olmadığı örgütlenmedeki yönetim, faaliyet ve kontrol ortak kararlara, birinin kararına katılmalara, özveriye, karşılıklı vazgeçmelere veya katılmalara, gerektiğinde katılmamalara ve çatışmalara ve uyumsuzluklara bağlı olarak olur.

S

Günümüzde örgüt tasarımı konusunda öne sürülen egemen yapı biçimi nasıldır?

Günümüzde örgüt tasarımı konusunda öne sürülen egemen yapı biçimi, uluslararası şirketlerin çıkarlarına uygun olan fakat uluslararası şirketlerin yapısı olmayan yapı biçimidir. Bu biçimde ileri sürülen temel yapı tasarımında egemen ögeler öncelikle şunlardır: (1) güç ve karar vermeyi örgütün aşağı kademelerindeki yönetici kadroya veren ademi merkeziyetçilik (yerelleşme veya küresel-yerelleşme/glocalization). Bu yolla daha çok kamu sektörüne yerelleşme saldırısı olmakta ve belediyeler güçlendirilmektedir. (2) Firmada çalışanların sayısını azaltma (Downsizing). Bu tür politika sonucu olarak kamunun zenginlikleri,
özelleştirme adı altında firmalara satılmaktadır. Aynı meşrulaştırma politikasıyla, firmalar grup ve kitleler hâlinde işçi atmaktadırlar. (3) Reengineering: Etkinlikte “kuantum” sıçrama yapmak için yeniden tasarım denen politika. Bu politika da firmaların ücret ve işten çıkarma politikalarını destekleme, kamu sektörünü kontrol etme ve zenginlikleri meşrulaştırılmış gasp ile elde etme yollarını meşrulaştırma mekanizmalarından biri olarak ortaya çıkmaktadır.

S

Örgütsel iletişim kavramı ne anlatır?

Örgütsel iletişim kavramı örgüte ait tarihsel bağlam, amaç ve işlevlerle gelen üretim ilişkilerinin doğasını anlatır.

S

Her hangi bir kişiler arası, örgüt içi veya örgütler arası çatışma durumunda başvurulan veya başvurmak zorunda kalınılan en yaygın çözüm yolları nelerdir?

Her hangi bir kişiler arası, örgüt içi veya örgütler arası çatışma durumunda başvurulan veya başvurmak zorunda kalınılan en yaygın çözüm yolları:
• Çatışmadan kaçınma (eğer mümkünse güçlü istemezse güçsüzün kaçınma olasılıkları ortadan kalkar)
• Çatışma durumunda uzlaşmaya gitme (her iki taraf da isterse)
• Vazgeçmelerden geçerek anlaşmaya varma
• İş birliğine girme (diğer taraf iş birliği istiyorsa)
• İlişkiye son verme (eğer yapabilirse)
• Çatışmanın nedeni ve çözümü üzerinde anlaşmaya varma (eğer mümkünse ve her iki taraf da istiyorsa)
• Çaresizlik nedeniyle, durumu kabullenme (güçsüzün seçeneği)
• “İdare etme” adı altında çatışmayı tatlıya bağlama (güçsüzün ve çatışmadan kaçınmak isteyenin seçeneği)
• Çeşitli güç kullanımı, rekabet ve baskıyla istediğini elde etmeye çalışma (çatışmayı çözüm olarak kullanma)
Çatışma çözümünde, anlaşmazlık olan konu veya şey üzerinde iki tarafın da memnun olacağı bir sonuç beklenir.