MEDENİ HUKUK I - Deneme Sınavı - 5

Velayet altındaki çocukların ve vesayet altındaki bireylerin yerleşim yerleri anne ve babalarının yerleşim yerleridir. Bu tür yerleşim yerleri yasal yerleşim yerleridir.

Vekalet almadan bir kişi adına iş yapılması üzerine açılabilecek dava türüdür. Bu nedenle adın korunması amacıyla açılacak davalardan birisi değildir.

Bir kişinin uğradığı saldırı nedeniyle maddi kayıplarının karşılanması için fiilin ahlaki yönünün incelenmesi gerekmemektedir.

Bir kişinin işini yaparken kullanmak üzere kendi kendisine verdiği ada takma ad denir

Herkesin mutlaka bir yerleşim yerine sahip olması gerektiğini ön gören yerleşim yernin zorunluluğu ilkesine göre yerleşim yerini iradi olarak seçmeyen bireylere kanun bir yerleşim yeri seçer.

Daha önceden yapılmış ve sona ermiş saldırıya ilişkin var olan etkilerin belirlenmesi, saldırının hukuka aykırılığının belirlenmesi için tespit davası açılabilir.

Takma ad, ticaret unvanı, lakap ve işletme adının bireyleri diğer bireylerden ayıran, tanıtım aracı olması nedeniyle geniş anlamda ad kavramı içerisinde yer almaktadır. Ancak akademik unvan genel anlamda ad kavramı içerisinde yer almaz.

Evlenmeye bağlı olarak eşlerden birinin diğer eşin hısımları ile aynı dereceden oluşturduğu hısımlık türü kayın hısımlıktır.Örneğin bir eşin annesi diğer eşin kayın annesidir

Ortak bir soydan gelen bireyler arasındaki hısımlık türü yan soy hısımlığıdır. Örneğin bir kimse ile teyzesi ve/veya teyzesinin çocukları arasındaki hısımlık türü yan soy hısımlığıdır.

Evlat edinme işlemine yönelik mahkeme kararı ile oluşturulan hısımlık türünde evlat edinilen evlat edinenin mirasçısı olur ve bu tek taraflı bir mirasçılıktır

Velayet altındaki çocukların ve vesayet altındaki bireylerin yerleşim yerleri anne ve babalarının yerleşim yerleridir. Bu tür yerleşim yerleri yasal yerleşim yerleridir.

Vekalet almadan bir kişi adına iş yapılması üzerine açılabilecek dava türüdür. Bu nedenle adın korunması amacıyla açılacak davalardan birisi değildir.

Bir kişinin uğradığı saldırı nedeniyle maddi kayıplarının karşılanması için fiilin ahlaki yönünün incelenmesi gerekmemektedir.

Bir kişinin işini yaparken kullanmak üzere kendi kendisine verdiği ada takma ad denir.

Herkesin mutlaka bir yerleşim yerine sahip olması gerektiğini ön gören yerleşim yerinin zorunluluğu ilkesine göre yerleşim yerini iradi olarak seçmeyen bireylere kanun bir yerleşim yeri seçer.

Tüm modern hukuk sistemlerinde fiziki varlığı olan bireylerin yanı sıra fiziki varlığı olmamakla birlikte bazı topluluk ve kurumlar da hak sahibi kılınmış, hukuk düzeni tarafından kendilerine kişilik verilmiştir. Gerçekten de tüzel kişilerin kendilerini oluşturan kişilerden ayrı olarak bir kişiliği bulunmaktadır. Buna karşılık tüzel kişiler de gerçek kişiler gibi hak ve fiil ehliyetine sahip olmaktadırlar.Bireylerin fani olması, ömürlerinin kısalığı, ortak bir amacı gerçekleştirmek için birden çok kişinin bir araya gelip hareket etmesi, böylece maddi olarak daha güçlü olabilmeleri tüzel kişiliğin doğmasına yol açan sebeplerden sadece bir kaçıdır. Bu nedenle tüzel kişilerin varlığı kendilerini oluşturan kişilerin varlığından bağımsızdır. Doğru cevap D'dir.

Kişiler okullarının geleceği için sürekli çalışmak amacıyla bir araya geldikleri ve etkinliklerinin sürekli olacağı düşünüldüğünde sürekli amaç unsurunun varlığının sözkonusu olduğu söylenebilir. Ayrıca bunun için bir yönetim kurulu ve denetleme kurulu oluşturdukları için örgütlenme unsuru da mevcuttur. Ancak yukarıdaki durumda tüzel kişinin hukuk düzeni tarafından tanındığına ilişkin bir ifade bulunmamaktadır. Bu nedenle doğru yanıt B örgütlenme ve sürekli amaçtır.

Anonim ortaklıkların kuruluşunda izin sistemi geçerlidir. Buna göre Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan izin alınması gereklidir.

Anonim ortalıkların kuruluşu izin sistemine göre gerçekleştirilir. Dernekler ise kural olarak serbest kuruluş sistemine göre kurulur. Kolektif ortaklıklar ve vakıfların kuruluşunda ise tescil sistemi geçerlidir.

Söz konusu örnekteki dernek belirli bir amaç için belirli bir süreliğine kurulmuş ve bu süre içerisinde de amacını gerçekleştirmiştir. Bu nedenle derneğin kendiliğinden sona ermesi, diğer bir deyişle “dağılması” söz konusudur.