aofsorular.com
HUK123U

Miras Hukukunun Temel İlkeleri

7. Ünite 20 Soru
S

Miras hukukunun tanımı nedir?.

Miras hukuku, “mirasbırakana ait özel hukuk ilişkilerinin hukuki sonuçlarını düzenleyen hukuk dalı” olarak tanımlanabilir.

S

Mirasın (tereke) bir bütün olarak (atanmış veya yasal) mirasçılara geçmesine karşılık gelen Miras Hukukundaki kurum nedir?.

Mirasın (tereke) bir bütün olarak (atanmış veya yasal) mirasçılara geçmesine karşılık gelen Miras Hukukundaki kurum külli halefiyettir (intikaldir) (TMK m. 599).  Mirasın geçmesiyle birden çok mirasçı arasında elbirliğiyle hak sahipliği esasına dayalı bir miras ortaklığı kurulmuş olur (TMK m. 640). Belirli bir veya birkaç malvarlığı değerinin geçmesini ifade eden cüz’i halefiyetin aksine külli halefiyette, mirasbırakana ait mal varlığı, aktif ve pasiflerinin tümüyle (bir kül olarak) mirasçılara geçer.

S

Mirasbırakanın sadece sözleşmesel ilişkileri mi mirasçılara geçer?.

Mirasbırakanın sadece sözleşmesel ilişkileri değil, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme ve vekâletsiz
iş görme gibi diğer borç kaynaklarından doğan hak ve borçları da mirasçılara geçer. Bunun için borcun
nakli gibi işlemlerin yapılması gerekmez. 

S

Mirasbırakanın manevi tazminat talebi mirasçılara geçer mi?. 

Mirasbırakanın manevi tazminat talebi, sağlığında ileri sürmüş olması koşuluyla mirasçılara geçer (TMK m. 25/IV).

S

Mirasbırakanın serbestçe tasarruf edebileceği ve saklı payların dışında kalan mal varlığı kesimine ne denir?. 

Mirasbırakanın serbestçe tasarruf edebileceği ve saklı payların dışında kalan mal varlığı kesimine tasarruf nisabı denir. Saklı paylı mirasçılar, mirasbırakanın bu nisabı aşan tasarruflarının tenkisini (indirim) talep edebilir.

S

Yasal mirasçılar kimlerdir?.

Yasal mirasçılar 4 alt gruba ayrılır: 1) Kan hısımları, 2) Evlatlık ve altsoyu, 3) Sağ kalan eş, 4) Devlet

S

Mirasbırakanın zümre başı olduğu mirasçı topluluğunda birinci zümreyi kimler oluşturur?.

Mirasbırakanın zümre başı olduğu mirasçı topluluğunda birinci zümreyi mirasbırakanın altsoyu oluşturur. Bunlar; mirasbırakanın çocukları, torunları, torun çocuklarıdır. Çocukların evlilik içi veya dışı doğmuş olması mirasçılık sıfatlarını etkilemez.

S

Tenkis davası nedir ve kimler tarafından açılabilir?. 

Kanun bazı yasal mirasçıların miras paylarını, mirasbırakanın tasarruflarına karşı korumuştur. Bu mirasçılara saklı paylı mirasçılar, bunların korunan paylarına saklı pay denir. Saklı paylar toplamının dışında kalan ve mirasbırakanın serbestçe tasarrufta bulunabileceği tereke kısmına ise tasarruf nisabı (oranı) denir. Saklı pay sahibi mirasçılar altsoy, ana-baba ve sağ kalan eşten ibarettir. Kardeşlerin saklı payı 10.05.2007’de yürürlüğe giren bir kanun değişikliğiyle kaldırılmıştır. Mirasbırakan, ölüme bağlı ve sağlararası tasarruflarıyla saklı payları ihlal edebilir. Bu durumda saklı payların korunması için, bunlara tecavüz oluşturan tasarrufların belirli bir sıra içinde mirasbırakanın tasarruf nisabına kadar indirilmesi gerekir. Bu amaca, tenkis davası ile ulaşılır. Bu dava, kural olarak sadece saklı paylı mirasçılar tarafından açılabilir. Saklı paylı mirasçının bu davayı açabilmesi için saklı payını alamamış olması gerekli ve yeterlidir. Saklı paylı mirasçının acze düşmesi hâlinde bu dava onun alacaklıları tarafından da açılabilir. Saklı paylı mirasçının iflası hâlinde dava, iflas masası tarafından açılır (TMK m. 562). 

S


Miras Hukukunda "birinci zümrede mirasçı varken ikinci zümre; ikinci zümrede mirasçı varken üçüncü zümre mirasçı sıfatını kazanamaz" açılımına karşılık gelen ilke, zümre sistemine hakim olan ilkelerden hangisidir?.

Miras Hukukunda "birinci zümrede mirasçı varken ikinci zümre; ikinci zümrede mirasçı varken üçüncü zümre mirasçı sıfatını kazanamaz" açılımına karşılık gelen ilke; "ön zümredeki mirasçı art zümredeki mirasçının mirasçılığına engel olur" ilkesidir.

S

Miras Hukukunda " Bir zümre içindeki zümre ve kök başları, altsoyun mirasçılığını engeller. Kökbaşı hayatta olduğu sürece onun altsoyu mirasçı olamaz " açılımına karşılık gelen ilke, zümre sistemine hakim olan ilkelerden hangisidir?.

Miras Hukukunda " Bir zümre içindeki zümre ve kök başları, altsoyun mirasçılığını engeller. Kökbaşı hayatta olduğu sürece onun altsoyu mirasçı olamaz " açılımına karşılık gelen ilke zümre sistemine hakim olan ilkelerden " zümre ve kök başlarının önceliği (zümre içinde mirasçıların sırası) " ilkesidir. 

S

Miras Hukukunda " köklerde eşitlik ilkesi " gereğince miras ne şekilde paylaştırılır?.

Miras Hukukunda "köklerde eşitlik ilkesi" gereğince miras, mirasbırakana en yakın kökler arasında eşit olarak paylaştırılır.

S

Miras Hukukunda halefiyet ilkesi eşin mirasçılığında uygulanabilir mi?.

Mirasbırakan öldüğünde sağ kalan eşi, kendisi zümre mirasçısı olmadığından, birlikte mirasçı olduğu kimselerin hangi zümrede bulunduğuna göre değişen oranlarda mirasçı olur. M’den önce ölen eşin mirasçıları da hiçbir şekilde M’nin mirasçısı olamaz. Bunlar ancak M’nin ölümünde sağ olan eşin sonradan ölümü hâlinde ona mirasçı olurlar. Benzer biçimde, sağ kalan eş, önceden ölen eşin yerine geçerek de mirasçı olamaz. Yani halefiyet ilkesi eşin mirasçılığında uygulanmaz. 

S

Boşanmanın mirasçılığa etkisi Miras Hukukunda ne şekilde düzenlenmiştir?.  

Boşanma kararı mirasçılığa engel olur. Ancak bunun için mirasın açıldığı anda kararın kesinleşmiş olması gerekir. Boşanma kararıyla eşlerin, önceden birbirleri lehine yaptığı ölüme bağlı tasarruflar da hükmünü
kaybeder (TMK m. 181/I). Kuşkusuz tasarrufta aksinin öngörülmesi mümkündür. Boşanma davası devam ederken eşlerden biri ölürse ölen eşin mirasçıları boşanma davasına devam edebilir. Bu durumda davaya boşanma olarak değil, sağ kalan eşin kusurunun tespiti bakımından devam edilir. Davalı eşin kusurlu olduğu ispat edilemezse sağ kalan eş, baştan itibaren mirasçı sıfatına sahip olur (TMK m. 181/II). Buna karşılık ayrılık kararı, sağ kalan eşin mirasçılığını etkilemez.

S

Mal rejiminin mirasçılık üzerinde bir etkisi olur mu?. 

Mal rejiminin mirasçılık üzerinde bir etkisi olmaz. Ancak eşlerden birinin ölümü üzerine sağ kalan eş, miras payı yanında mal rejimine göre de hak sahibi olur. Ölümle mal rejimi sona erdiğinden, mal rejimine tabi malların da tasfiyesi gerekir. Böylece bu mallardan hangilerinin ölen eşin mal varlığına dâhil olduğu belirlenmekle onun terekesi de belirlenmiş olur. Böylece sağ kalan eş, hem bu şekilde belirlenen tereke üzerindeki miras payını, hem de mal rejiminden kaynaklanan taleplerini ileri sürebilecektir. 

S

Evlat edinen ve altsoyunun, evlatlığa yasal mirasçı olması mümkün müdür?.

Evlat edinen ve altsoyunun, evlatlığa yasal mirasçı olması mümkün değildir. Bu durum, evlat edinmede mirasçılığın tek yönlü olması şeklinde ifade edilir. Ancak evlatlığın evlat edineni mirasçı ataması mümkündür.

S

Devletin mirasçı olabilmesinin şartları nelerdir?. 

Devletin mirasçı olması için üç zümrede de mirasçı olmaması gerekir. Ancak bu yeterli değildir. Devlet’in saklı payı olmadığı için mirasbırakan, mirasçı atayarak mirasını başka birine bırakabilir. Şu halde Devlet’in mirasçı olması için zümre mirasçısı olmaması yetmez, atanmış mirasçı da bulunmamalıdır. Mirasbırakan terekesinin sadece belirli bir oranı üzerinde mirasçı atamışsa, bu durumda terekenin geri kalanı oranında Devlet’in mirasçılığı söz konusu olur. Bu durumda atanmış mirasçı ile Devlet arasında bir miras ortaklığı meydana gelir.

S

Kısıtlı bir kimse vasiyetname yapabilir mi?. 

Vasiyetname yapabilmek için iki şart öngörülmüştür: 1) ayırt etme gücüne sahip olmak, 2) onbeş
yaşını doldurmuş olmak (TMK m. 502). Şu hâlde bu iki şartı taşıyan kısıtlı da vasiyetname yapabilecektir. 

S

Miras sözleşmesi yapmaya ehil olmak için öngörülen şartlar nelerdir?. 

Miras sözleşmesi yapmaya ehil olmak için ise üç şart öngörülmüştür: 1) ayırt etme gücüne sahip olmak,
2) erginlik, 3) kısıtlı olmamak (TMK m. 503). Miras sözleşmesi bağlayıcı olduğu için, vasiyetnamelerden
farklı olarak tam fiil ehliyetinin varlığı aranmıştır. 

S

Miras sözleşmesinin bağlayıcı olması, mirasbırakanın sağlığında mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunmasına engel olur mu?.

Miras sözleşmesinin bağlayıcı olması, mirasbırakanın sağlığında mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunmasına engel olmaz. Çünkü o, sağlığında hüküm doğuracak bir taahhüt altına girmemiştir. Mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufu bir sözleşmeden (miras sözleşmesi) kaynaklansa bile, ancak ölümünden sonra hüküm ifade eder. Bu tasarruf, ölümünde belirli bir mal varlığı (tereke) bırakma taahhüdünü içermez. Buna karşılık, mirasbırakanın miras sözleşmesindeki yükümlülüğü ile bağdaşmayan ölüme bağlı tasarruf ve bağışlamalarına itiraz edilebilir (TMK m. 527). Dolayısıyla mirasbırakanın sağlığında yaptığı tasarruflar, miras sözleşmesiyle bağdaşmasa bile geçerli olur.

S

Mirasbırakan dilerse, vasiyetname veya miras sözleşmesi ile vakıf kurabilir mi?.

Mirasbırakan dilerse, vasiyetname veya miras sözleşmesi ile vakıf kurabilir (TMK m. 102/I).
Ancak niteliği gereği serbestçe geri dönülebilir tasarruflardan olan vakıf kurma, miras sözleşmesinde yer alsa bile sözleşmenin bağlayıcı içeriğinden sayılmaz. Vakıf, ölümle kendiliğinden kurulmuş olmaz; TMK m. 102 vd. hükümleri uyarınca koşulları gerçekleştiğinde tescille kurulmuş olur. Tescil talebini vasiyeti yerine getirme görevlisi veya mirasçı yapar. Tescil, vasiyetnameyi açan Sulh Hâkiminin bildirimi üzerine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından resen yapılır. Vakıf, ölüme bağlı tasarrufla, ancak terekenin tasarruf edilebilir kısmının tümü veya bir bölümü özgülenerek kurulur (TMK m. 526/I). Vakfın bu malvarlığına-tıpkı ceninde olduğu gibi mirasın açıldığı andan itibaren ve fakat vakfın kurulması koşuluyla sahip olacağı kabul edilir.