aofsorular.com
MUH302U

YATIRIM MERKEZLERİNİN BAŞARISINI ÖLÇME VE TRANSFER FİYATLAMASI

6. Ünite 27 Soru
S

Yatırım merkezi yöneticilerinin başarılarını ölçerken kullanılabilecek yöntemler nelerdir?

Yatırım merkezi yöneticilerinin başarılarını ölçmede kullanılan başlıca beş yöntem bulunmaktadır. Bunlar;  Yatırımın Getiri Oranı, Artık Gelir, Ekonomik Katma Değer, Satışların Getiri Oranı ve Dengeli Ölçüm Kartı Tekniği yöntemleridir. 

S

Yatırım merkezlerinin başarısının ölçülmesine neden gerek duyulmaktadır? 

Yatırım merkezleri yöneticileri i maliyetler, gelirler yanı sıra faaliyet varlıkları üzerinde yapılan yatırımları da kontrol yetkisine sahip olduğundan, gelirler ve maliyetlerin karşılaştırılmasından elde edilen kâr ile bu kârı elde etmek için kullanılan faaliyet varlıkları arasındaki ilişkilere dayalı olarak yatırım merkezinin başarısının ölçülmesi gerekmektedir. 

S

Yatırım Getiri Oranı (YGO) kapsamında dikkate alınması gereken hususlar nelerdir? 

Yatırımın getiri oranı (YGO) kapsamı altında ürünün kâr marjı ile devir hızının birlikte ele alınması gerekmektedir. Başka bir deyişle burada, kârlılık yanında bu kârı elde etmek için kullanılan faaliyet varlıkları üzerinden devir hızı değerinin ne olduğu konusunun göz önüne alınarak yatırım merkezinin başarısının ölçülmesi gereklidir. Çünkü burada sorumluluk merkezi yöneticisinin başarısının belirlenmesi sırasında, kârlılığı yanında ne kadarlık bir faaliyet varlığı ile ve ne derecede bu faaliyet varlıklarını etkin kullandıklarının birlikte göz önüne tutulması zorunluluğu vardır. 

S

Yatırım Getiri Oranı (YGO) nasıl hesaplanır? 

Yatırım Getiri Oranı (YGO) aşağıdaki formül ile hesaplanmaktadır :

Yatırımın getiri oranı = Kâr marjı × Devir hızı

Yatırımın getiri oranı formülünde bulunan kar marji ve devir hızının da hesaplanması için aşağıdaki formüller kullanılmaktadır :

Kar marjı = Net faaliyet kârı/Satışlar

Devir hızı = Satışlar/Ortalama faaliyet varlıkları

Dolayısıyla Yatırım Getiri Oranı hesaplaması aşağıdaki şekilde de ifade edilebilir :

YGO = (Net faaliyet kârı/Satışlar) × (Satışlar/Ort. Faaliyet varlıkları)

S

Yatırımın getiri oranı formülündeki satışları sadeleştirmek gerekli midir? Açıklayınız. 

YGO formülünde bir sadeleştirme yapmamız, tek bir rakam hâlinde elde edilen yatırımın getiri oranı üzerinde, kârlılık ve devir hızının etkilerinin ne derecede olduğu konusunda bilgi edinmemizi olanaksız kılacaktır. Ayrıca bu davranış,kâr marjı üzerinde dikkatleri toplama ve varlıkların devir hızını göz ardı etme eğilimine sebebiyet verebilecektir. Daha açık anlatımla belirli bir derecede kazanılan kâr marjı bir yöneticinin başarısını ölçmede değerli bir faktör olmakla beraber bu faktörün tek başına göz önüne alınması faaliyet varlıklarındaki yatırımın üzerinde yapılması gereken kontrolün göz önünden kaçırılmasına neden olacaktır. Faaliyet varlıklarında bağlı olan aşırı fonlar aşırı faaliyet giderlerinden dolayı kârlılık üzerinde olumsuz etkiye sahip olabilir. Dolayısıyla sadeleştirme yapmak olumsuz sonuçlar doğurabilir. 

S

Net faaliyet kârı ve ortalama faaliyet varlıkları kavramlarını açıklayınız. 

Net faaliyet kârı, faiz ve vergiler sonrası kârdır. Faaliyet varlıkları ise; nakit, alacaklar, stoklar, sabit varlıklar ve işletmede üretim amacıyla kullanılmak üzere elde bulundurulan tüm diğer varlıkları kapsayacaktır.

S

Bir yatırım merkezi yöneticisi için faaliyet varlıklarındaki yatırımı kontrol etmek amacıyla yapması gereken faaliyetler nelerdir?

Bir yatırım merkezi yöneticisi için faaliyet varlıklarındaki yatırımı kontrol etmek amacıyla yapması gereken faaliyetler ise şu şekilde açıklanabilir. Bu amaçla yönetici modası geçmiş ve gereğinden fazla stokları elden çıkarmalıdır. Alacakların tahsil süresini arttıracak satış ve tahsilat politikaları uygulanmak suretiyle bir faaliyet varlığı olan alacaklara yapılan yatırımın da minimuma indirilmek suretiyle devir hızının yükseltilmelidir. Genel yönetim giderlerinin dağıtımında keyfî davranışlardan kaçınılmalı, dağıtım sırasında belirli bir bölüme sağlanan hizmetin söz konusu bölümün kendi kendine sağlaması hâlinde maruz kalacağı tutarı aşmamasına özen gösterilmelidir. Aynı düşünce sistemi, işletme üst yönetimince bölümlere yapılan varlık dağıtımlarına da uygulanmalıdır. 

S

Artık Geliri ile Yatırım Getiri Oranı (YGO) arasındaki farkı açıklayınız.

  • Yatırım merkezi yöneticisinin başarısını ölçmede artık gelir yöntemi kullanıldığında, amaç söz konusu yatırım merkezinin YGO’sunu maksimum yapmak olmayıp artık gelir tutarını maksimum yapmak olmaktadır. Artık gelir ise yatırım merkezinin elde ettiği kârın, söz konusu yatırım merkezinin faaliyet varlıkları üzerinden istenen minimum getiri oranını çarpmakla elde edilen tutarı aşması hâlinde ortaya çıkmaktadır.
  • Artık gelir yönteminde amaç artık gelirin maksimize edilmesi olurken YGO yönteminde amaç YGO’nun maksimize edilmesi olduğundan, işletmeyi bir bütün olarak düşündüğümüzde bazen işletmenin toplam kârını arttırabilecek ek alternatif kararında, sırf YGO’sunu azaltıyor olması nedeniyle ilgili yatırım merkezi yöneticisinin ek yatırımı kabul etmemesi söz konusu olabilmektedir. Başka bir değişle işletmenin toplam kârını artıran fakat ilgili yöneticinin YGO’sunu azaltan bir yatırım, yöneticinin başarısının YGO’suna göre ölçülmesi hâlinde ret edilebilmektedir.
  • Artık gelir yönteminin dezavantajı, bu yöntemin farklı büyüklükteki bölümlerin karşılaştırılması sırasında ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki, sadece artık gelir tutarlarına bakılarak farklı büyüklükteki bölümlerin başarıları tespit edilmek istendiğinde diğerine göre kat kat fazla faaliyet varlığı kullanılarak küçük bölümün elde ettiği artık kârdan biraz daha fazla artık kâr elde etmiş olan büyük bölüm başarılıymış gibi görülebilir.
S

Ekonomik Katma Değer (EVA) ve Artık Gelir arasındaki farkı açıklayınız. 

EVA yeni bir kavram olmakla beraber aslında çalışma sistemi olarak artık gelir yöntemine benzerdir. EVA nın artık gelirden farkı sadece kârı ve sermayeyi hesaplama şeklinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, artık gelirde faaliyet varlıkları hesaplamada göz önüne alınırken EVA’da daha hassas davranılarak bu faaliyet varlıklarının ağırlıklı ortalama sermaye maliyeti ile ilişkisi içinde faaliyet varlıkları hesaplamalara dâhil edilmektedir. Böylece daha sağlıklı sonuçlara ulaşma olanağı elde edilmektedir. Ekonomik katma değer, kısaca bir işletmenin vergi sonrası faaliyet kârından, toplam varlıklarının cari borçlarını aşan kısmının ağırlıklı ortalama sermaye maliyetiyle (AOSM) çarpımı tutarının çıkarılmasıyla elde edilmektedir.

EVA = Vergi Sonrası Faaliyet Kârı - [Ağırlıklı Ortalama Sermaye Maliyeti × (Toplam Varlıklar - Döner Borçlar)]

S

Stratejilerin etkin olarak kullanılmasının önündeki engeller nelerdir?

R. Kaplan ve D. Norton, stratejilerin etkin olarak uygulanabilmesinin önünde dört engel bulunduğunu tespit etmişlerdir:

  • Vizyon engeli kurum hedefinin ve stratejisinin onları uygulamakla sorumlu çalışanlar tarafından yeterince anlaşılmamış olması (çalışanların sadece %5’i kurum stratejisini anlıyor)
  • Operasyonel engel bütçeleme, yatırım planlaması gibi yönetim sistemlerinin uzun vadeli stratejik yaklaşımlar ve öğrenme odaklı olmaması (işletmelerin %40’ı bütçelerini kurum stratejileri ile ilişkilendiriyor)
  • Yönetim engeli üst yönetimin zamanını günlük sorunları çözmek için kullanıp stratejik düşünceye yeterince eğilmemesi (yöneticile rin %85 strateji ile ilgili konulara bir ayda bir saatten daha az vakit ayırıyorlar)
  • İnsan engeli insan kaynakları yönetim ve teşvik sistemlerinin strateji ile bağlantısının kurulmamış olması
S

Dengeli ölçüm kartında performans ölçütlerinin tespiti için izlenmesi gereken adımlar nelerdir?

Bir işletme organizasyonu içinde performans ölçüm sisteminin yapılandırılması sırasında;

  • İçsel ve dışsal faktörlerin tanımlanması
  • Kritik başarı faktörlerinin belirlenmesi
  • Her bir kritik başarı faktörüyle ilgili performans ölçülerinin ve hedef­lerinin (standartlarının) belirlenmesi
  • Belirlenen performans hedef­lerinin organizasyonun tüm düzeylerine sorumluluklarıyla ilişkili olarak yayılması
  • Elde edilen sonuçların ölçülmesi ve raporlanması şeklinde sıralayabileceğimiz temel adımların izlenmesi gerekmektedir.
S

Transfer fiyatlaması nedir?

Transfer fiyatı, bir işletmenin bir bölümünün başka bir bölümüne ürünler ya da hizmetler sağlaması halinde uygulanacak fiyat olarak tanımlanır. Örneğin; maden çıkartma, süreçleme ve üretim olmak üzere dikey büyümeye sahip bir işletmenin var olduğunu varsayalım. Maden bölümü, süreçleme bölümüne transfer edilecek olan hammaddelerin maden ocaklarından çıkarılması işini yapar. Süreçlemeden sonra süreçleme bölümü süreçlenen maden cevherini üretim bölümüne sevk eder. Üretim bölümü ise süreçlenen maden cevherinden işletmenin nihai ürününü elde eder. Bu örnekte maden çıkarmadan süreçleme bölümüne ve süreçleme bölümünden üretim bölümüne olmak üzere iki transfer mevcuttur ve iki ayrı kez transfer fiyatlaması yapılması gerekmektedir. 

S

Transfer fiyatlamasında kullanılabilecek yaklaşımlar nelerdir?

bir işletmenin bölümleri arasında belirlenecek olan transfer fiyatı konusu, sağlıklı başarı ölçümü için gerekli fakat gerekli olduğu kadar da oldukça karmaşıktır. Bir işletmenin değişik kısım ya da bölümlerinin değerlendirilebilmesi için gerekli veriler elde edilebilirse transfer fiyatlarını belirlemede kullanılacak genelde dört yaklaşım vardır. Bunlar; 

  • Maliyete dayalı transfer fiyatının belirlenmesi 
  • Pazar fiyatına dayalı transfer fiyatının belirlenmesi
  • Pazarlığa dayalı transfer fiyatının belirlenmesi
  • İkili transfer fiyatının belirlenmesi olmaktadır.
S

"Maliyete Dayalı Transfer Fiyatının Belirlenmesi" yaklaşımını açıklayınız. 

Bu yöntemde bölümler arasındaki transferler, mal ya da hizmetlerin transfer anına kadar oluşan maliyetleri üzerinden yapılmaktadır. Söz konusu yöntemin avantajı, kullanıcısı açısından kolaylığı olmasına karşın bu yöntemin oldukça önemli dezavantajları vardır. Bu dezavantajları ise ana başlıklar altında şu şekilde toplayabiliriz. Maliyete dayalı transfer fiyatı uygulandığı takdirde, üç aşamanın söz konusu olduğu az önceki örneğimizde, sadece işletme dışına nihai satış yapan bölüm kâr elde eden bölüm olarak görülecektir. Dolayısıyla ilk iki aşamadaki bölüm yöneticilerinin başarısını ölçmede yatırımın getiri oranı ya da artık kâr yöntemlerinin kullanılması mümkün olmayacaktır. Öte yandan bir bölümün oluşan maliyetleri kolaylıkla izleyen bölüme artırılıyor olması durumunda, maliyetleri oluşan tutarlar üzerinden izleyen bölüme aktarılan bölüm yöneticisi açısından, maliyetlerin kontrolü üzerinde titiz davranma gerekliliği son derece az olacaktır.

S

"Pazar Fiyatına Dayalı Transfer Fiyatının Belirlenmesi" yaklaşımını açıklayınız. 

İşletmenin bölümleri arasındaki mal ya da hizmetlerin transferleri pazar fiyatına göre yapıldığı takdirde, sadece nihai bölüm değil daha önceki bölümler de kâr merkezi haline geleceklerinden, her bölümün yöneticisinin başarısını ölçmede faaliyet sonucunda oluşan maliyetlerle söz konusu faaliyetleri gerçekleştirmek için kullandıkları faaliyet varlıkları ve elde ettikleri kâr arasındaki ilişkilere dayalı olarak ölçümünün yapılabilmesi mümkün olacaktır. Aynı zamanda bu yaklaşım, yöneticilere transferlerin hangi fiyat sınırları içinde işletme içinde yapılması gerektiği konusunda da önemli bilgiler vermektedir

S

"Pazarlık Usulüne Dayalı Transfer Fiyatının Belirlenmesi" yaklaşımını açıklayınız. 

Transfere söz konusu olan ara malının pazar fiyatı (eğer varsa) transfer fiyatının üst sınırını ve birim değişken maliyeti de alt sınırını oluşturacaktır. Pazar fiyatının üst sınır olmasının nedeni, alıcı bölümün pazar fiyatının üstünde bir ödeme yaparak işletme içinden ara malını talep etmeyeceğinden kaynaklanmaktadır. Birim değişken maliyetin alt sınır olmasının nedeni ise satıcı bölümün atıl kapasite koşulları altında dahi olsa birim değişken maliyetin altında satış yapması halinde zarar ediyor olmasıdır. Doğal olarak alıcı bölüm mümkün olduğu kadar Pazar fiyatının altında almaya gayret sarf ederken satıcı bölüm de mümkün olduğu kadar pazar fiyatına yakın bir fiyattan satış yapmaya çalışacaktır. Çoğu durumda

  • İşletme içinde satışlarda satış ve yönetim giderlerinin azaltılabilme olanağının olması,
  • Transferlere ilişkin birimlerin hacminin miktar iskontolarını sağlamak için yeterince büyük olması, 
  • Satıcı bölümün atıl kapasiteye sahip olması, 
  • Alıcı bölümce gereksinilen ara malının işletme dışından herhangi bir kaynaktan temin edilmemesi ya da edilmesinin sakıncalı olması vb. durumlarda değişken maliyet alt sınırı ve Pazar fiyatı üst sınırı olmak üzere bu aralık arasında pazarlığa dayalı yapılarak anlaşma bir bütün olarak işletmenin menfaatine yönelik bir davranış olacaktır.
S

İkili transfer fiyatlaması nedir?

Özellikle işletme içi transfer olasılığının yüksek olduğu durumlarda, satıcı bölümün kâr ya da yatırım merkezi olarak değerlendirilmesi ve alıcı bölümün de kararlarına ışık tutacak maliyet verilerini sağlaması amacıyla ikili transfer fiyatı kullanılabilmektedir. Bu yöntemde satıcı bölümde değişken maliyete bir kâr oranı eklemesi yapılarak yapay satış fiyatı belirlenir ve bu sorumluluk merkezi yöneticisinin başarısı maliyet merkezi niteliğinden kurtularak kâr ya da yatırım merkezi olarak ölçülmesi olanağı sağlanır. Öte yandan alıcı bölümde de yapılan transfer değişken maliyete dayalı yapılır. Özellikle bu yöntemde, satıcı bölüm yapay satış fiyatı üzerinden, alıcı bölüm ise değişken maliyet üzerinden transfer yaptığından ikili transferler fiyatlaması adı verilmektedir

S

İkili transfer fiyatlamasının faydaları nelerdir?

İkili transfer fiyatlaması yönteminin faydaları şu şekilde sıralanabilir: 

  • Satıcı bölümün başarısı maliyet merkezi olarak değil kâr ya da yatırım merkezi olarak ölçülür. Dolayısıyla satıcı bölüm olumlu yönde motive edilir.
  • Değişken maliyet uygulayan alıcı bölümün yöneticisi bu değişken maliyeti kararlarına ışık tutması açısından olumlu fayda sağlar.
  • Satıcı bölümde özellikle atıl kapasite olduğunda, değişken maliyet muhtemelen pazar fiyatından düşük olacağından bu yöntem alıcı bölümün alışlarını işletme içinden yapmasını teşvik edecektir
  • İkili fiyat uygulamasıyla hem alıcı hem de satıcı konumundaki tüm işletme bölümlerinin; işletmeyi bir bütün olarak değerleyip genel işletme amaçları doğrultusunda koordinasyon içinde çalışma olanağı ve bu konudaki kararları da tek fiyat sistemine göre daha büyük esneklik sağlamaktadır.
S

Türkiye'de transfer fiyatlaması ile ilgili bulunan vergii düzenlemeleri nelerdir? 

Türk Vergi Sisteminde, işletme bünyesinde oluşan kazancın vergilendirilmeden ortaklara dağıtılması şeklinde ifade edilen “örtülü kazanç dağıtımı’’nın engellenmesine yönelik önlemler mevcuttur. Bu önlemler; 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı R.G.’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5520 sayılı KVK’nın “transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı” başlıklı 13. maddesi ve 193 sayılı GVK’nın “indirilemeyecek giderler” başlıklı 41/5 fıkrasıyla ilişkilendirilerek daha kapsamlı olarak düzenlenmiştir. Uygulamanın kolaylığı açısından yukarıda saydığımız kanun maddeleri dışında konuya ilişkin aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır: 

  • 27/11/2007 tarih ve 2007/12888 sayılı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Kârar
  • 31/3/2008 tarih ve 2008/13490 sayılı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar
  • 1 ve 2 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğ 
  • 24/04/2008 tarih ve TF-1/2008-1 sayılı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Sirküler/1
S

Kurumlar Vergisi Kanunu yönünden transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edebilmek için hangi koşullar aranır?

Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edebilmek için bir kurum tarafından bir mal veya hizmet alım ya da satımının yapılmış olması, söz konusu kurumun bu mal veya hizmet alım ya da satımını ilişkili kişilerle yapmış olması, bu mal veya hizmet alım ya da satımında “emsallere uygunluk ilkesi”ne aykırı olarak fiyat veya bedel tespiti yapılmış olması gerekmektedir. Buradaki kurum ifadesi sermaye şirketleri, kooperatif­ler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya vakıf­lar ile bunlara ait iktisadi işletmeleri ve iş ortaklıklarını kapsamaktadır.

S

Türkiye'de transfer fiyatlandırması uygulaması kapsamına giren mükellefler nelerdir?

Türkiye’de tam ve dar mükellef gerçek kişi ve kurumların tamamı, transfer fiyatlandırması uygulamasının kapsamında değerlendirilmektedir. Bu gerçek kişi ve kurumların, ilişkili kişilerle gerek yurt içi gerekse yurt dışı faaliyetleri ile ilgili olarak yaptıkları mal veya hizmet alım ya da satım işlemleri transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı çerçevesinde ele alınacaktır.

S

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları’nın uygulaması bakımından Transfer Fiyatlandırması Kapsamındaki İşlemler nelerdir?

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları’nın uygulaması bakımından Transfer Fiyatlandırması Kapsamındaki İşlemler ise şu şekilde açıklanabilir: Alım, satım, imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren diğer işlemler her şekilde mal veya hizmet alımı ya da satımı olarak dikkate alınacaktır. Ayrıca bir gayri maddi varlığın/hakkın satışı ya da lisanslanması işlemleri de mal veya hizmet alım ya da satımı kapsamında değerlendirilmektedir.

S

Emsallere uygunluk ilkesi neyi ifade etmektedir?

Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade etmektedir. Emsallere uygun fiyat veya bedel, aralarında ilişkili kişi tanımına uygun herhangi bir ilişki olmayan kişilerin tamamen işlemin gerçekleştiği andaki koşullar altında oluşturduğu piyasa ya da pazar fiyatı olarak da adlandırılan tutardır

S

İç emsal ve dış emsal kavramları nedir?

İç emsal, mükellefin ilişkisiz kişilerle yaptığı işlemlerde kullandığı fiyat ya da bedeli; dış emsal ise ilişkisiz kişilerin kendi aralarında yaptıkları karşılaştırılabilir nitelikteki işlemlerde kullandığı fiyat ya da bedeli ifade etmektedir.

S

Emsal fiyatın tespitinde kullanılacak yöntemler nelerdir?

Emsal fiyatın tespitinde kullanılabilecek yöntemler iki ayrı sınıf­landırmaya tabi tutulmuş olup bunlar; Geleneksel İşlem Yöntemleri ve İşleme Dayalı Kâr Yöntemleri olmaktadır. Emsallere uygun fiyata geleneksel işlem yöntemlerinden herhangi biriyle ulaşma olanağı yoksa mükellef, işlemlerin mahiyetine uygun olarak işleme dayalı kâr yöntemlerini kullanabilir. Ancak, işleme dayalı kâr yöntemlerinin de emsallere uygunluk ilkesi çerçevesinde fiyat ya da bedel tespitine olanak vermemesi durumunda mükellef kendi belirleyebileceği ve daha doğru sonuç verdiğine inandığı bir yöntemi de kullanabilecektir.

S

Transfer fiyatlaması kapsamında istenen belgeler nelerdir?

Transfer fiyatlandırması kapsamında istenecek belgeler temelde Yıllık Belgelendirme ve Peşin Fiyatlandırma Anlaşmasına İlişkin Belgelendirme olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

S

Peşin Fiyatlandırma Anlaşaması nedir?

Peşin Fiyatlandırma Anlaşması (PFA); ilişkili kişilerle yapılan işlemlere ilişkin transfer fiyatlandırmasının tespit edilmesinde belli bir süre için uygulanacak yöntemin mükellef ile Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından anlaşılarak belirlenmesini ifade etmektedir. Bu anlaşmaların temel amacı, mükellef­lerin ilişkili kişilerle yapacakları mal veya hizmet alım ya da satımında uygulayacakları transfer fiyatlandırmasına ilişkin olarak karşılaşılabilecek olası vergi ihtilaf­larının önüne geçmektir. Mükellef ile İdare arasında belirlenen yöntem, üç yılı aşmamak üzere anlaşmada tespit edilen süre ve şartlar dâhilinde kesinlik taşıyacaktır. Peşin fiyatlandırma anlaşmasına ilişkin başvuruda bulunan mükellef