Maliye Politikalarının Sektörel ve Bölgesel Etkileri
Kamu açığı nedir?
Kamu açığı: Tüm kamu kurum ve kuruluşları bütçe açıkları toplamıdır.
Bütçe açığı nedir?
Bütçe açığı kavramı bütçe içinde yer alan kamu harcamaları ile vergi ve harç vb. gibi olağan bütçe gelirleri arasında harcamalar lehine olan farkı gösterir. Diğer bir deyişle olağan bütçe gelirlerinin bütçe harcamalarını karşılamada yetersiz kaldığı, yani bütçe harcamalarının olağan bütçe gelirlerini aştığı bölüm bütçe açığı olarak tanımlanır
Vergiler ve diğer olağan kamu gelirleri ile karşılanamayan kamu harcamaları için hangi kurum aracılığıyla borçlanma yapılır?
Vergiler ve diğer olağan kamu gelirleri ile karşılanamayan kamu harcamaları için
Hazine aracılığı ile borçlanma yoluna gidilir. Kamu borç yönetimini üstlenen Hazine ya
Merkez Bankasından borç alır ya da Merkez Bankası dışı kaynaklardan borçlanma yoluna gider. Merkez Bankasından borçlanma işlemi, halkın arasında para basma olarak bilinen, teknik olarak piyasaya çıkmamış olup Merkez Bankası kasalarında steril olarak tutulan paraların devlet bütçesinde kullanılmak üzere hazine üzerinden devlete borç verilmesi sürecidir.
Hazine özel bankalardan nasıl borçlanır?
Hazine, Merkez Bankası dışında, özel bankalar aracılığı ile borç verilebilir piyasalardan da borçlanabilir. Bu süreçte, Hazine belirli aralıklarla ihaleye çıkar ve en düşük faiz oranından borç vermeye razı olan finans kuruluşundan borç alır. Hazineye borç veren finans kuruluşu da çeşitli kanallardan bu borcu özel tasarruf sahiplerine yansıtabilir. Bu durumda piyasaya yeni satınalma gücü sürülmemiş, devlet borç verilebilir fonlar piyasalarına yeni talep eden olarak girmiş olur.
Bütçe açığının finansmanını tanımlayınız?
Bütçe açığı zamanla vergilerin yükseltilmesi yoluyla ortadan kaldırılabilir. Bu durumu
açığın finansmanı olarak değil, açığın kapatılması olarak ele almak gerekmektedir. Harcamaların vergilerle karşılanan bölümü dışında kalan kısmının borçlanma ile karşılanmasına bütçe açığının finansmanı adı verilir.
Keynesyen görüşün bütçe açıkları konusundaki görüşleri nelerdir?
Ekonomik dengelerin sağlanmasında devlete aktif görev veren Keynesyen görüşe
göre iradi olarak bütçe açığı verilmesi gerekmektedir. Bu görüşte bütçe açığı bir sorun olarak değil, maliye politikasının temel aracı olarak iradi politika bağlamında ele alınmaktadır.
Maastricht ölçütüne göre kamu açığının ve borç stoğunun ideal düzeyi ne kadar olmalıdır?
Avrupa Birliğinin kabul etmiş olduğu Maastricht ölçütüne göre, kamu
açığının (akım kavramı) milli gelire oranının % 3’ü, borç stokunun milli gelire oranının
da %60’ı geçmemesi gerekmektedir. Aksi hâlde ekonomik kırılganlık ortaya çıkar ve böyle bir ekonominin hem uluslararası borçlanma faizi risk oranı yükselir, hem de uluslararası piyasalardan borç temini zorlaşacağından ve içeride nakit tutmada zorluklar oluşacağından faiz oranı olağanüstü yükselir ve bu durum ekonomiyi riskli kılar.
Nihai Bütçe Dengesi kavramını tanımlayınız?
Bütçe açığı, hedeflenen politikalara göre iki şekilde ele alınabilir. Tüm kamu harcamalarının dâhil edildiği birinci tanımlamada ne kadar borçlanma gereksiniminin taşınabilir olduğu saptanabilir. Bu hesaplamada tüm kamu harcamaları ile vergiler ve olağan bütçe gelirleri arasındaki fark hesaplanır. (Vergi ve Olağan Bütçe Gelirleri - Toplam Kamu Harcamaları) olarak formüle edilen tanımlamanın sonucuna Nihai Bütçe Dengesi adı verilir.
Birincil bütçe dengesi nedir?
Bütçe açığı ile ilgili diğer bir tanımlamada ise toplam
kamu harcamalarından faiz ödemeleri çıkartılır ve sonuç vergi ve olağan bütçe gelirleri ile karşılaştırılır. [Vergi ve Olağan Bütçe Gelirleri - (Toplam Kamu Harcamaları - Faiz Ödemeleri) ] Böylece formüle edilen açıklamada bulunan sonuca, birincil bütçe dengesi adı verilir.
Neo-klasik Yaklaşım'ın bütçe konusundaki görüşlerini kısaca açıklayınız?
Neo-klasik ekonomistler ekonomik işleyişte piyasanın optimum kaynak ve adil gelir dağılımı sağlayacağı varsayımı ile piyasa dengelerinin bozulmaması için bütçenin denk olması gerektiği görüşünü benimsemişlerdir. Klasiklere göre, ürün piyasalarında tüketim ve yatırım harcamaları dengede olup tasarrufun yatırıma eşit olduğu durumda, ekonomik istikrarın sağlanması amacıyla kamu bütçesinin de denk olması gerekmektedir.
Neo-klasik görüşün kamu borçlanması konusundaki görüşleri nelerdir?
Neo-klasik görüş taraftarları devletin ekonomiye hiçbir şekilde müdahale etmemesi gerektiği görüşü yanında, kamu borçlarının da ekonomik işleyişi bozacağı görüşünü
ileri sürmüşlerdir. Bu görüş taraftarlarına göre, kamu borçları kuşaklararası kaynak ve
gelir dağılımını şimdiki kuşak lehine bozarak piyasanın işleyişini olumsuz etkilediği gibi
olağan koşullarda oluşabilecek kuşaklararası toplumsal tercihleri de saptırır. Bu nedenle
savaş veya doğal afetler gibi acil ortaya çıkan durumlarda ya da kendisini itfa edebilecek yatırımlara yönelik olarak yapılan borçlanmalar dışında kamu borçlanması neo-klasik yaklaşımca benimsenmez
Keynesyen Yaklaşım'ın bütçe açığı konusundaki görüşlerini kısaca açıklayınız?
Keynesyen görüşün odağında bütçe açığının yer aldığı ortadadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasından 1970’lerin ortalarına dek Batı ekonomilerinde görülen sosyal devlet politikaları uygulaması açık bütçe sistemi içinde sürdürülmüştür. Görülüyor ki Keynesyen görüşte, klasik ve neo-klasiklerin aksine, piyasaların canlandırılması ve tam istihdamı sağlayıcı efektif talep düzeyinin yakalanabilmesi için kamu açıklarına aktif işlev yüklenmiştir. Diğer bir deyişle klasik görüşlerin aksine, Keynesyen görüşte kamu kesimi işleyişi denklik içinde götürülmemeli, açık bütçe uygulaması kullanılmalıdır.
Monetarist Yaklaşım'ın bütçe açığı konusundaki görüşlerini kısaca açıklayınız?
Monetarist görüş de, klasik görüşe paralel olarak kamu kesimi borçlanma gereksinimini reddetmiş ve denk bütçe uygulamasına geçilmesini şiddetle savunmuştur.
Monetarist görüş kamu kesimi hacminin küçültülmesini ve devletin ekonomik faaliyetlerden çekilerek, sadece özgürlükleri koruyan ve temel kamu hizmetlerini sunan jandarma devlet anlayışını savunmuştur.
Ricardocu hipotez nedir?
1974 yılında yayınladığı bir makale ile Robert Barro kendi adı ile anılan bir hipotez ortaya attı. Bu hipotez, ilk savunucusunun adı ile Ricardocu hipotez olarak da anılır. Ricardocu ya da Barro hipotezine göre, bütçe açıklarının borçlanma ile finansmanı bugünkü vergi yükünün gelecekteki aynı yükle ikamesi olduğundan yaşam boyu gelir hipotezi altında, tüketim üzerinde etkili olmaz. Bu hipotez, kuşaklararası geçişliliğin bulunduğu, ileriye ait vergi değişikliğinin öngörülmediği ya da olası bir değişikliğin bilindiği ve bireylerin bu bilinçle rasyonel davrandığı varsayımlarına dayandırılmaktadır. Söz konusu varsayımların geçerli olduğu koşulda, açık bütçe uygulamasında vergi avantajı yaşayan bireyler bu avantajı tüketimlerini yükseltecek şekilde değil, ileride faizle birlikte borç itfasına gidildiğinde oluşacak yüksek vergi yükümlülüğünü karşılayabilmek için tasarruflarını yükseltecek yönde kullanırlar. Bu durumda, kamu harcamaları değişmeden açık bütçe uygulamasına geçmek özel harcamaları yükseltmeyeceğinden ekonomi üzerinde olumsuz etki oluşmaz. Diğer yandan, ileride oluşacak faiz yükü bugünkü tasarruflarla karşılandığından gelecek kuşaklar üzerine de yük yıkılmamış olur.
Radikal Yaklaşım'ın bütçe açığı konusudaki görüşlerini kısaca açıklayınız?
Kamu açığı konusuna sistem dışı ve eleştirel olarak yaklaşan radikal görüş yanlıları bütçe açıklarının kapitalist sistemin işleyişinin içsel dinamikleri sonucunda organik olarak ortaya çıktığını iddia etmektedir. bu yaklaşıma göre temel üretim girdi maliyetleri kamulaştırılmaktadır. Böylece kamusal destekle hızla büyüyen özel sermaye giderek monopolleşir. Diğer yandan sistemin meşrulaştırılması için toplumun geri bıraktırılan kesimlerine de sosyal aktarım yapılması gerekmektedir. Böylece, sermaye maliyetleri kamulaştırılırken oluşan kârlar özelleştirilmededir. Bu durum bir yanda kamu harcamalarının yükselmesi yönünde baskı oluştururken diğer yanda da mali açıdan giderek güçlenen firmaların aynı anda siyasal güce de ulaşmış olmalarından
dolayı güçleri oranında vergilendirilememesi nedeniyle bütçe açığı yaratmaktadır. Görülmektedir ki James O’Connor’un savunduğu radikal görüş çerçevesinde kamu açıkları, Keynesyen görüşte savunulduğu gibi ekonomide tam istihdamı sağlamaya yönelik iradi araç olarak değil, fakat sistemin işleyiş dinamikleri doğrultusunda oluşan bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır.
Bütçe açığı hangi yollarla finanse edilebilir?
bütçe açıkları, Merkez Bankasından ya da borç verilebilir fonlar piyasası olarak tanımlanan Merkez Bankası dışında iç ve dış bankalar sisteminden yapılmaktadır. İki ayrı finansman yöntemi iç ve dış dengeler üzerinde farklı etkiler oluşturmaktadır. Açıkların finansman yönteminin ekonomide etkileri tartışılırken finansman yöntem farklılıkları önemlidir. Ancak açığın geniş anlamda kamu kesiminden ya da dar anlamda bütçeden kaynaklanıyor olmasının önemi yoktur.
Bütçe açıklarının merkez bankası kaynaklarından finansmanının ekonomik etkileri nelerdir?
Bütçe açıklarının Merkez Bankası kaynaklarından borçlanılması sonucunda ekonomide para tabanının genişlemesi paranın miktar teorisi kuralına göre tam istihdam ve/veya tam kullanım kapasitesine varılıncaya dek üretimin artmasına neden olur. Bu sınır aşıldıktan sonra ise fiyatlar genel düzeyinde artışa yol açar. Merkez Bankası kaynaklarından yapılan borçlanma yoluyla para tabanının genişletilmesi ileri aşamalarda enflasyonist etki oluştururken aynı zamanda faiz oranında da artışa yol açar. Kamu açıklarının Merkez Bankası kaynaklarından finansmanı yöntemi ile ekonomiye yeni satın alma gücü enjekte etmenin faiz oranı üzerinde ciddi bir etki yaratmadan fiyatlar genel düzeyi üzerinde etki oluşturması, iç denge açısından ürün ve faktör piyasalarında, dış denge açısından ise ticaret dengesi üzerinde ciddi sonuçlar ortaya koyar.
Senyoraj hakkı nedir?
Senyoraj hakki: Devletin para basma tekeline sahip olmasının sonucu olarak para basmaktan elde ettiği gelirdir.
Borçların monetizasyonu nedir kısaca açıklayınız?
Hazine kâğıtlarının değerinde görülen erime, enflasyon oranına bağlı olarak ortaya
çıkar. Merkez Bankasından borçlanılarak başvurulan borç eritme yöntemine borçların
monetizasyonu adı verilir. Monetizasyon sürecinde Hazinenin avantajlı olması yaşanan
enflasyona bağlı olduğundan tam istihdama varılıncaya kadar enflasyonun oluşmaması
durumunda böyle bir avantaj ortaya çıkmaz.
Hoş olmayan monetarist aritmetik nedir?
Para tabanı genişletilerek yapılan açık finansman, tüm bu sakıncalarına rağmen, Thomas Sargent ve Neil Wallace ikilisinin “Hoş Olmayan Moneterist Aritmetik” başlıklı makalelerinde geliştirdikleri görüş doğrultusunda Merkez Bankası dışı kaynaklardan
borçlanma yöntemine karşı savunulmuştur. Bu görüşe göre, kamu açığının borçlanma
yöntemi ile kapatılması durumunda ileriki dönemlerde borç anapara ve faizinin oluşturduğu ödeme yükümlülüğünün vergilerle ya da ek borçlanmalarla karşılanamaması durumunda ilk dönemlerden çok daha büyük miktarlarda para genişlemesi gerekli olacağından, son aşamada enflasyona sürüklenilecektir.
Bütçe açıklarının Merkez Bankası dışı kaynaklarla karşılanmasının sonuçlarını kısaca açıklayınız?
Bütçe açıklarının Merkez Bankası dışı kaynaklarla karşılanması, yurt içi kaynaklar ve yurt dışı kaynaklar olmak üzere iki şekilde olabilir. Yurt içi kaynaklar iç ekonomide borç verilebilir piyasalardan oluşur. İç finansal kuruluşlar ve tüm tasarrufların aktığı finansal piyasalar iç borç verilebilir kaynaklar havuzunu oluşturur. Dış piyasalardaki finansal kaynaklar ise dış borç verilebilir kaynakları oluşturur. Kamu borçlanmasının hacmi büyük olduğundan Merkez Bankası dışı kaynaklara yönelmek faiz oranında ciddi artışa neden olur. Faiz oranında görülen artışın hem faktör hem de finansal piyasalarda önemli etkileri vardır. İç piyasalar açısından bakıldığında, bir maliyet unsuru olarak faiz oranının yükselmesi marjinal sermayenin piyasadan silinmesi sonucunu doğurur.
Ponzi-tipi borçlanma nedir?
Devletin vergi salma yetkisinin yanında para tabanını genişletme gücünün olması nedeniyle bütçe açıklarının borçlanma ile finansmanında Ponzi-tipi borçlanma yöntemini
kullanma fazla sakıncalı görülmez. Ponzi-tipi borçlanmada borç faizi de yeni borçlanma
ile karşılanarak borç stoku devamlı yükselir. Borç stokunun devamlı artmasını göze alabilen devlet, borçların faizini de yeni borçlarla kapatma yoluna gidebilir. Ponzi-tipi borçlanma politikası, borçlanmanın tüm olumsuzluklarının en üst düzeyde gerçekleşmesine neden olur. Şöyle ki Ponzi-tipi borçlanmada faiz oranı denetimden çıkabilir ve özel yatırımlar üzerindeki dışlama etkisi aşırı şekilde hissedilebilir. Yine Ponzi-tipi borçlanmada gelir dağılımı faiz geliri elde edenler lehine, dar ve sabit gelirliler aleyhine bozulur. Bu uygulamada devamlı yüksek faiz ekonomide döviz arzını yükselterek ulusal paranın aşırı değerlenmesine ve böylece dış ticaret dengesinin bozulmasına ve cari açığın büyümesine neden olabilir.
Bütçe açığının Merkez Bankası dışı kaynaklardan finanse edilmesinin ödemeler dengesi açısından sonuçları nelerdir?
Bütçe açığının Merkez Bankası dışı kaynaklardan yani borç verilebilir fonlardan finanse edilmesinin yol açtığı olumsuz etki, yükselen faiz oranının spekülatif yabancı sermayenin ekonomiye girişini pompalayarak içeride döviz arzını yükseltip döviz kurunu
baskılaması ve ulusal para birimini aşırı değerli yapması şeklinde gelişir. Serbest kur politikası uygulamasında döviz kurunun baskılanması iç talepçiler açısından ithalatın ucuzlaması sonucunu doğurur. Böylece ülkenin ithalatı yükselirken dış alıcılar açısından ülke ürünleri pahalılaşmış olduğundan ihracatı geriler ve sonuçta ticaret açığı oluşur.
Bütçe açıklarının borç verilebilir kaynaklardan finansmanı durumunda hangi tür döviz kuru sistemi uygulanması mümkün değildir?
Bütçe açıklarının borç verilebilir kaynaklardan finansmanı durumunda sabit döviz
kuru uygulanması teknik olarak söz konusu değildir. Çünkü ülke faiz oranının dünya
ortalama faiz oranının üzerine çıkması durumunda, ekonomiye giren döviz kuru baskı-larken bunun üzerinde resmi kur uygulanması teknik olarak mümkün değildir. Bunun
nedeni, ülkeye aşırı döviz girişi ile baskılanan döviz fiyatını resmi düzeye çekebilmek için Merkez Bankasının piyasadan yoğun döviz alımı yapması ve piyasaya yoğun ulusal para sürmesi gereğidir. Merkez Bankasının böyle bir işleme dayanma gücü bir yana, bu operasyonun şiddetli enflasyonist etkileri de ekonomide tahribat oluşturur
Klasik görüşe göre bütçe açığının denk bütçeye evrilmesi hangi aşamalar sonucu gerçekleşir?
Klasik görüşe uygun olarak bütçe açığının geçici olduğu ve belirli süre sonunda açığın kapatılarak denk bütçe uygulamasına geçileceği şeklindedir. Bu yaklaşım başlıca üç aşamadan oluşur. Birinci aşamada, kamu harcamaları olağan bütçe gelirlerini aşmakta olduğundan borç alınır. İkinci aşamada, bütçede faiz yükümlülüğü kadar faiz dışı fazla oluşturularak borç stoku sabitlenir. Üçüncü aşamada ise faiz yükümlülüğünü aşan miktarda faiz dışı fazla verilerek borcun anapara bölümü de eritilir.