Lojistik Faaliyetler
Lojistik faaliyetler nedir?
Lojistik faaliyet alanı taşıma, stok yönetimi, depo yönetimi, ambalajlama, sipariş işleme, elleçleme, gümrükleme müşteri hizmetleri, bilgi yönetimi, talep tahmini, satış sonrası servis, fabrika-depo yer seçimi, satın alma, atık parça yönetimini içine almaktadır (Özdemir, 2012:10). Lojistik faaliyetler ham madde, yarı mamul veya parçaların işletmeye ulaştırılmasından, işletme içerisinde, ürüne dönüşümü sırasında, malzemenin akışına; sonrasında ise son kullanıcıya kadar olan zincir içerisindeki tüm faaliyetleri düzenlemeye çalışır (Özdemir, 2012:10). Lojistik faaliyetler, işletme faaliyetlerine değer katmanın yanında işletme etkinliğinin artırılmasını da sağlayarak müşteri değeri yaratılması ve bütünsel olarak işletmenin başarısının tesis edilmesinde son derece önemli bir konuma gelmiştir (Kayabaşı ve Özdemir, 2008: 19) Lojistik faaliyetlerin belirlenebilmesi için pazar koşulları, rekabet durumu, çalışılan endüstri kolu gibi faktörlerin önem derecesi etkili olmaktadır. Bu nedenle faaliyetleri kesin sınırlarla ayırmak doğru değildir. Bazı durumlarda pazarın durumu ön plana çıkarken, bazen de rekabet veya çalışılan endüstri kolu öncelik kazanmakta ve değişen önem derecelerine göre lojistik faaliyetler de belirlenmektedir. Bu bağlamda literatürde değişik sınıflandırmalar olabilmektedir.
Lojistik faaliyetlerin çeşitleri ve bileşenleri nelerdir?
Lojistik faaliyetlerin kapsamından yola çıkarak bu faaliyetleri, temel lojistik faaliyetler ve destek lojistik faaliyetler olarak ele alabiliriz. Taşıma, stok yönetimi ve depo yönetimi faaliyetlerini kapsayan temel lojistik faaliyetler, tüm lojistik süreçler içinde gerçekleştirilen anahtar faaliyetler durumundadır. Temel faaliyetler olması nedeniyle bu faaliyetler işletmelerde lojistik yönetiminin etkin bir şekilde yürütülmesinde ve koordinasyonun sağlanarak tamamlanmasında önemlidir. Temel faaliyetler dışında yer alan faaliyetler ise destek lojistik faaliyetler olarak adlandırılırlar. Destek lojistik faaliyetleri genel olarak aşağıdaki faaliyetleri kapsamakla birlikte işletme türüne göre farklılık gösterebilirler. Bu faaliyetler (Özdemir, 2012:15,16,17): • Müşteri Hizmetleri • Ambalajlama • Bilgi Yönetimi • Satın Alma • Elleçleme • Sipariş İşleme • Atık Parça Yönetimi • Fabrika ve Depo Yer Seçimi • Talep Tahmini/ Planlama • Sigortalama/Gümrükleme
Romney ve Steinbart (2003)’ e göre temel ve destekleyici faaliyetler nasıl açıklanabilir?
Romney ve Steinbart (2003)’ın tanımladığı şekildeki değer zincirinde yer alan temel ve destekleyici faaliyetleri, Gümüş (2009: 105) aşağıdaki gibi açıklamıştır: • Üretim öncesi lojistik; işletmenin üretmiş ve satmış olduğu mal ve hizmetlerde kullandığı ilk madde ve malzemelerin satın alınması ve depolanması faaliyetlerini kapsar. • Üretim faaliyetleri; işletmenin satın almış olduğu ilk madde ve malzemelerin üretim süreçlerinden geçerek mal ve hizmetlere dönüştürülmesidir. • Üretim sonrası lojistik faaliyetleri; üretimi tamamlanmış mal ve hizmetlerin müşterilere dağıtım faaliyetlerini kapsar. • Pazarlama ve satış faaliyetleri; işletmenin üreteceği ve üretmiş olduğu mal ve hizmetlerin müşteriler tarafından satın alınmasına yardım etme faaliyetleridir. • Servis faaliyetleri ise; müşterilere satış sonrası destek sağlama faaliyetlerini kapsar
Lojistik faaliyetlerin amaçları nelerdir?
Lojistik sektöründeki gelişmeleri hızlandıran etkenler Uçar (2007)’a ait yayında; üretimde çeşitlilik, artan taşıma ücretleri ve kanuni hükümler olarak anlatılmıştır. Bu etkenlerden yola çıkılarak lojistik faaliyetlerin amaçları aşağıdaki gibi verilebilir (Uçar, 2007: 5): 1. En az stok; maliyetleri en aza indirebilmek için sıfır stok ile çalışmak bunun için de just in time (JIT) gibi faaliyetlerin ihtiyaç duyulduğu ya da talep edildiği anda gerçekleştirilmesi temeline dayanan stok kontrol sistemlerinin belirlenmesi gerekmektedir. 2. En az maliyet; lojistikte temel amaç asgari maliyetle kaliteli hizmet anlayışı sürdürmek olduğu için maliyet kalemlerinin gözden geçirilmesi gerekmektedir. 3. Verimlilik; maliyetleri en aza indirebilmek için maksimum verimliliğin sağlanması. 4. Kalite (hasarsızlık, performans); müşteri memnuniyetinden ödün vermemek ve rekabette ayakta kalabilmek için kaliteli hizmet anlayışı 5. İzlenebilirlik (yük ve araç takibi); yüklerin ve araçların 7 gün 24 saat hem lojistik firması hem de müşterinin takip edebilmesi için GPRS gibi sistemlerin kullanılması. 6. Teslimat yani nakliye sürelerinin kısalması; nakliye süresinin minimum düzeyde olması için uygun ulaşım yolunu seçmek 7. Sürdürebilirlik (yedek parça, ambalaj malzemesi ve hurda geri toplam, çevresel duyarlılık…)
Lojistik faaliyetler hangi işlemleri kapsar?
Lojistik faaliyetler ham maddeden nihai ürüne kadar olan akışı boyunca yukarıda bahsedilen tüm faaliyetleri düzenlemeye çalışırken, ürüne ve/veya hizmete değer katan aşağıdaki üç işlemi kapsamaktadır: • Konum: Ürünlerin, müşteri açısından daha düşük değerli olduğu yerlerden, daha yüksek değerli olduğu yerlere taşınması ve bu sayede konum değerinin artırılmasıdır. Bu işlem, taşıma maliyetlerini de kapsamaktadır. • Zaman: Ürünlere ihtiyaç oluncaya kadar bunların depolanması ve tüm sürelerin daha verimli yapılması ile gerçekleşmektedir. Bu işlem, envanter bulundurma maliyetlerini de kapsamaktadır. • Yapı: Ürünlerin istenilen miktarlarda ve özelliklerde düzenlenerek, bunlara sipariş değeri eklenmesidir.
Taşıma ve taşıma yöntemi nedir?
Taşıma, malzeme akışının temelini oluşturan, ürün ve/ veya hizmetin bir yerden başka bir yere aktarılması işlemini sağlar. Taşıma hizmeti, lojistik faaliyetlerin en önemlilerinden biri olup, mal akışını sağladığı için ticarette önemli rol oynamaktadır. Ürünlerin müşteri ihtiyaçlarını karşılamak üzere, üretilen mal ve hizmetin istenilen zamanda ve yerde, uygun maliyetle istenilen merkezlere ulaştırılması taşıma hizmeti kapsamında gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla, taşımada amaç malın bir noktadan diğerine aktarılması işleminin en doğru, en güvenli ve ekonomik şekilde gerçekleştirilmesidir (Özdemir, 2012: 10). Ürün ve hizmetlerin taşınması tedarik zincirinin de önemli bir parçasıdır. Tedarik zinciri içerisinde taşıma işlemi; depodan malzeme çekme, depoya malzeme gönderme, üretim süreçleri arasında malzemeleri taşıma gibi işletme içindeki fiziki akışların gerçekleşmesini sağlar. Ayrıca tedarikçiden gelen malzemeleri işletmeye taşıma, tamamlanmış ürünleri müşteriye taşıma gibi işletmeler arası taşıma işlerinin de gerçekleşmesini sağlar. Taşıma yönetimi içerisinde; taşıma türü veya türlerinin tespiti, yüklerin birleştirilmesi, taşıma araçlarının rotalarının belirlenmesi, araç çizelgeleme, ekipman seçimi gibi faaliyetler yerine getirilmektedir (Özdemir, 2012: 11). Bu bağlamda taşıma yönetiminin üç genel aşamadan oluştuğu söylenebilir. Bu aşamalar: • I. Aşama: Taşıma türünün belirlenmesi • II. Aşama: Taşıyıcı seçimi • III. Aşama: Taşıma işinin seçimi Taşıma türünün tespiti, sevk ve operasyon yönetimi, zaman planlaması ve program hazırlama gibi konular lojistik aktivitelerinin öncelikli konularıdır. Taşımacılıkta lojistik anlayışının gelişmesi, çeşitli ulaşım alt sistemlerinden en verimli şekilde yararlanılması olanağını vermektedir.
Karayolu taşımacılığının avantajları nelerdir?
Kara yolu taşımacılığın avantajları söyle sıralanabilir: • Daha az altyapı yatırımı gerektirir. • Terminal gereksinimi genellikle azdır. • Tüm üretim ve tüketim merkezlerini bağladığından kapıdan kapıya taşımacılıkta elverişlidir. • Uygun coğrafik koşullar altında ulaşım ağı neredeyse sınırsızdır. • Araç planlama ve bulma kolay olduğundan sık sefer yapılabilir. • Farklı hacimlerde ve büyüklüklerde taşıma yapılabilir. • Kısa mesafede daha verimli ve ekonomiktir. • Haftanın yedi günü 24 saat sefer yapılabilir
Karayolu taşımacılığının dezavantajları nelerdir?
Kara yolu taşımacılığın bu avantajları yanında dezavantajları da bulunmaktadır. Bunlar aşağıdaki gibi özetlenebilir: • Özellikle uzun mesafe söz konusu olduğunda taşıma maliyeti artacaktır. • Kaza riski fazladır. • Uluslararası taşıma yapıldığında gümrük işlemleri ve taşıt geçişlerinde bekleme süreleri olabilir. • Yüksek hacimli taşımalarda ek araca ihtiyaç duyulacağından yetersizlik yaşanabilir. • Kaza riski, çevre kirliliği, trafik yoğunluğu söz konusudur.
Demiryolu taşımacılığının avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Demir yolu taşımacılığının avantajları aşağıdaki gibi özetlenebilir: • Hava koşullarından ve trafik yoğunluğundan daha az etkilenir. • Araba, beyaz eşya, uçak parçası gibi ağır tonajlı ve büyük parça yükler taşınabilir. • Kaza riski daha azdır. • Çevreye duyarlı bir taşıma yöntemidir. Demir yolu taşımacılığının dezavantajları ise şöyle sıralanabilir: • Demir yolu altyapısı olmayan ya da yeterli olmayan yerlere ulaşamaz. • Hızlı taşıma için uygun ve kaliteli altyapıya gereksinim vardır. • Fazla sayıda elleçleme gereken durumlarda kısa mesafeli taşımalarda maliyet artabilir.
Boru hattı taşımacılığının avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Boru hattı taşımacılığının avantajları aşağıdaki gibidir: • Taşınan ürünün dış koşullardan etkilenmesi neredeyse imkânsızdır. • Uzun mesafeler içme ve sulama suyu taşımak için de kullanılır. • Güvenilir olması ve özellikle çok miktarda sıvı ve gaz ürünleri taşıma imkânı vardır. Boru hattı taşımacılığının dezavantajları ise şöyledir: • İlk yatırım maliyeti yüksektir. • Ürün çeşitliliği yoktur. • Başlangıç ve bitiş noktaları sabit olduğundan taşıma esnekliği yoktur. • Özellikle petrol ve doğal gaz taşımacılığı söz konusu olduğunda yatırımlar uluslararası boyutta değerlendirirler.
Havayolu taşımacılığının avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Avantajları ve dezavantajları aşağıda belirtilmiştir. Avantajları: • Taşıma süresi kısadır. • Küçük hacimli taşımalar yapılabilir. • Hassas ürünler hasarsız taşınabilir. • Taşıma ve elleçlemede ürün güvenliği yüksek düzeydedir. Dezavantajları: • Yüksek maliyetlidir. • Hava koşullarından etkilenebilir. • Kısa mesafeler için uygun değildir.
Denizyolu taşımacılığının avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Deniz yolu taşımacılığın avantajları ve dezavantajları aşağıda verilmiştir. Avantajları: • Dünyada en çok tercih edilen taşımacılık şeklidir. • Ürünler konteyner ile taşındığından elleçleme faaliyetlerinde kolaylık sağlanır. • Uluslararası taşımacılıkta gümrük işlemleri çıkış ve varış limanlarında yapıldığından, bu limanlar arasında transit geçiş ve gümrük işlemi yoktur. Dezavantajları: • Mal hasar riski yüksektir. • Zaman unsuru olarak taşıma süreleri dikkate alındığında bozulabilir ürünlerin taşınmasında tercih edilmez. • Taşıma zamanı ve mal güvenliği açısından hava şartlarından yüksek düzeyde etkilenir. • Hizmet sadece liman ve çevrelerine teslim olacağından kapıdan kapıya teslimlerde diğer taşıma türleri ile destekleneceğinden maliyet artacaktır.
Nehir yolu/iç suyolu taşımacılığı nedir?
Araç kapasitelerinin suyun derinliğine ve niteliğine göre (nehir, göl vd. gibi) değişen özel taşıma araçlarına ihtiyaç duyulan bir taşıma yöntemidir. Dünyada çok sık ve yaygın olarak kullanılmasına rağmen ülkemizde çok yaygın kullanılmamaktadır. Bunun sebebi ise ülkemizdeki akarsuların yüksek debiye sahip olmasına rağmen coğrafi sebeplerden dolayı taşıma yapacak yeterliliğe sahip olmamalarıdır. Waters (2003: 317) bu taşımacılık yöntemlerini maliyet, hız, esneklik, yük miktarına ve erişilebilirliğe göre derecelendirmişlerdir. Bu derecelendirmeye göre 1 değerini alan en iyi performansı verirken 5 değerini alan en kötü performansı nitelemektedir.
Çok türlü taşımacılık nedir?
Ürün veya hizmetin birkaç taşıma türü kullanılarak taşınmasıdır. Aktarmalı taşıma şekli olduğundan dolayı birkaç elleçleme faaliyeti içerdiği için dezavantajlıdır. Bir malın taşıtan ile taşıyıcı arasında en az iki taşıma sistemiyle ve tek yük sözleşmesiyle taşınmasıdır. Deveci (2010: 14)’ye ait çalışmada, çok türlü (multimodal) taşımacılık; bir ülkede belirli bir çıkıș yerinden malın, başka bir ülkede teslim yeri olarak belirtilen yere, çoklu tașıma kontratı ile çoklu tașıma operatörü sorumluluğunda, en az iki farklı tașıma türü kullanılarak önceden anlașılan tek bir fiyat ve fatura kapsamında tașınması olarak tanımlanır.
Türler arası taşımacılık nedir?
En az iki farklı taşıma türünün birlikte ve bir kombinasyon yapacak şekilde taşınmasıdır. Taşıma türleri arasında taşıma ekipmanının serbest değişimi olması başlıca özelliğidir. En genel olarak kullanılan türler arası taşımacılık şekilleri şunlardır: • Gemi-kamyon (ship-truck): Motorlu araçlar, en çok kullanılanı kamyon, gemilere yüklenir. RoRo taşıması olarak da bilinir. Az elleçleme ve az maliyet olduğu için tercih edilebilir. • Tren-Kamyon (train-truck): Tır veya kamyon gibi kara yolu araçlarının demir yolunda vagon üstünde taşınması, RoLa olarak da bilinir. • Uçak-kamyon (air-truck): Tır veya kamyon gibi kara yolu araçlarının kargo tipi büyük hacimli uçaklar ile taşınmasıdır. Pahalı olmasına karşın, özellikle afet lojistiğinde zamandan kazanmak açısından tercih edilebilir. Taşıma faaliyeti hakkında yukarıda bahsedilenleri özetleyecek olursak, başarılı bir taşıma işlemi için gerekenler kısaca şunlardır: • Ürün veya hizmet istenen zamanda istenen yere gitmiş olmalıdır. • Taşıma sonunda ürün hasar görmemiş olmalıdır. • Hizmet kalitesi müşteriyi memnun etmelidir. • Taşıma bedeli makul olmalıdır. • Çevreye verilen zarar en az olmalıdır. Tüm bu gerekliliklerden yola çıkarak, lojistik faaliyetler arasında en karmaşık yapıya sahip olan taşıma faaliyeti olduğunu söyleyebiliriz. Bu karmaşıklığın giderilmesi ya da en aza indirilmesi için de etkin bir taşıma yönetimi planlanmalıdır. Etkin bir taşıma yönetiminin planlanmasını zorunlu kılan ve taşıma yönetiminin etkinliğine ve verimliğine katkı sağlayan nedenlerden bazılarını: • Taşınacak mal-araç organizasyonu ve denetimi • Coğrafi mesafe ve operasyonlar • Filo büyüklüğü • Güzergâh belirleme • Zaman planlaması şeklinde sıralamak mümkündür. Taşımacılık türüne karar verilirken dikkate alınan kriterler; maliyet erişilebilirlik, kapasite, geçiş zamanı, güvenilirlik ve ürün güvenliği olarak sıralanabilir (Özdemir, 2012: 41).
Stok yönetimi nedir?
Her işletme faaliyet alanına göre ya üretimi gerçekleştirmek için ya da müşterilerin isteğine cevap verebilmek için elinde bazı madde ve malzemeleri hazır bulundurması gerekmektedir. İşletmenin elinde bulundurduğu bu madde ve malzemelere en genel ifadeyle stok denilmektedir (Chase vd., 1998: 582). Bir başka deyişle stok, üretimi istenen düzeyde tutmak, teslim ve satışı istenen özelliklere göre gerçekleştirmek için elde bulundurulan malzeme ve ürün mevcuduna denir. Lojistik süreç içerisinde ham madde yarı mamule dönüştürülmek üzere, yarı mamul ise bitmiş ürüne dönüştürülmek üzere tutulur. Daha geniş kapsamda, tedarik zincirinin farklı aşamalarında ham madde, yarı mamul ve bitmiş ürünlerin stokları bulunmaktadır. Stok; değişken müşteri talebi karşısında müşteri hizmet düzeyini korumak, fiyatı ve döviz kurundaki dalgalanmalara karşı korunmak, teslimat süresi değişkenliğine karşı korunmak ve mevsimsel talepteki değişiklikleri karşılamak amacıyla işletmeler stok bulundurmaktadırlar (Özdemir, 2012: 11). Aşağıda stoklara ilişkin tipik örnekler verilmiştir: • Bir fabrikada üretilmeyi veya montajı bekleyen bileşen veya yarı bitmiş ürünler • Tedarik zinciri boyunca aktarılan mallar (ham madde, yarı mamul, bitmiş ürün) • Satış öncesinde dağıtım merkezinde depolanan bitmiş ürünler Burada dikkat edilmesi gereken, bir firmanın bitmiş ürünü başka bir firmanın ham maddesi olabilir. Bu stok türlerinin yanı sıra bu sınıflandırmaya kolayca giremeyen stok parçaları da olabilir ki böylece bu üç stok türüne ilaveten iki ayrı stok türü daha söylenebilir (Waters, 2003: 255). • Makine ve ekipmanlar için yedek parçalar • Kâğıt, yağ gibi sarf malzemeler Çekerol (2013: 43) stokları fonksiyonlarına göre de sınıflandırmıştır.
1. Çevrim Stoğu: Üretim ve dağıtım faaliyetleri uzun süreli ve aşamalı olduğunda işletme içinde oluşan yarı mamul stoklarına çevrim stoğu denir. Bunlar, üretim sürecinin, daha kararlı ve düşük maliyetle işlemesi açısından önem taşırlar. 2. Emniyet Stoğu: Stok yokluğuna düşmemek için beklenen ihtiyaçtan fazla olarak tutulan stoktur. Bu tür stoklar iki sipariş arasındaki ortalama talebi karşılamak amacıyla bulundurulur. Bu stoklar, üretimin ve satışların aksamamasını sağlayarak maliyet tasarrufuna ve kâr artışına yol açarlar. Emniyet stoğunu azaltabilmek için dikkat edilmesi gereken 4 nokta şunlardır. • Talebin belirsizliğini azaltmak • Siparişlerin gelme süresini azaltmak • Üretim süresini azaltmak • Talep oluştuğunda stok elde edilebilirliliğini arttırmak 3. Mevsim Stoğu: Mamuller için mamul talebinin fazla olduğu dönemlerde satılmak üzere daha önceden imal edilerek bekletilen stoktur. Malzemeler içinse ancak belirli mevsimlerde tedarik edilmesi mümkün olan malzemelerin uzun periyodu kapsayacak ihtiyaç kadar alınıp bekletilmesiyle oluşur. 4. Promosyon Stoğu: Çok çabuk ve etkin bir pazarlama promosyonu veya müşteriye fiyat indirip, fazla satma önerisi verebilmek için tutulan stoktur. 5. Spekülatif Stok: Fiyatlarda artma beklendiği zaman ihtiyaçtan fazla olarak alınan malzeme stoklarıdır.
Stok Yönetimi, yukarıda bahsedilen beş stok türünün zamanında en uygun maliyetle tedarik edilmesi ve/veya bulundurulmasına yönelik faaliyetlerin bütünüdür. Günümüzde ise stok yönetimi özellikle müşteri ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir rekabet aracı olarak görülmektedir. Sağlıklı bir stok yönetim sistemi, fiziksel ve veri olarak takip edilebilir, doğrulanabilir veriler üreten, güçlü bir kontrol mekanizmasına sahip, geçmiş verileri gerekli analizler için biriktiren ve maliyetlerin azaltılmasına yönelik etkin stok planları oluşturabilen bir sistem olarak tasarlanmalıdır. Genel olarak stok yönetiminin amacı stok yatırımlarını en küçüklemeyi, müşteri hizmet kalitesini en büyüklemeyi, düşük maliyetli etkin bir üretim sağlamayı, etkin tedarikçi ilişkileri kurmayı, düşük birim maliyetleri elde etmeyi ve sürekli tedarik sağlamayı amaçlar. Talepteki belirsizlikler, üretim aşamalarındaki değişkenlikler ve tedarik zinciri bileşenleri arasındaki teslimat sürelerinde oluşabilen gecikmeler nedeniyle stok yönetiminde karşılaşılan problemler oldukça karmaşık hâle gelebilmektedir.
Depo yönetimi nedir?
Depo, ham madde, yarı mamul, bitmiş ürün, maine, ekipman ve sarf malzemeleri olarak tanımlanan stokları korumak veya gerektiğinde kullanmak amacıyla konulan yerdir. Depolar, üretim tesislerinin içinde veya yanında bulunabileceği gibi, ayrı, özel olarak inşa edilmiş yapılar hâlinde de kurulabilirler (Ertek, 2012:2). Depolama ise stokların depo raflarında ya da zeminde beklemesi durumu olarak adlandırılabilir. Depolama süresinin uzun olduğu yerler depo olarak adlandırılırken, sürenin kısa olduğu yerler dağıtım merkezi olarak tanımlanırlar. Depolarda malların güvenli bir şekilde saklanması, istiflenmesi, ambalajlanması ve kalite kontrolü gibi önemli lojistik faaliyetler gerçekleştirilmektedir. Dağıtım merkezi, ürünlerin veya malzemelerin korunduğu ve müşteri siparişlerine göre hızlı taşımalara ve teslimatlara uygun büyük hacimli depolardır. Depolar; • Hava koşullarından korunma derecesine göre: Açık Hava Depoları, Kapalı Depolar, Soğuk Hava Depoları • Ürünün türüne ve özelliklerine göre; Ham Madde Depoları, Yarı Mamul Depoları, Tamamlanmış Ürün Depoları, Gıda Depoları, Tehlikeli Madde Depoları • Mülkiyet biçimine göre; Özel Depolar, Kamu Kurum ve Kuruluşlara Ait Depolar, Kontratlı Depolar, Finansal Kiralama (Leasing) Depoları • İşletme fonksiyonuna göre; Lojistik Depolar, Dağıtım Depoları, Genel Saklama Depolama, Hizmet Depoları • Yerleşim yerine göre; Merkezi Depolar, Bölgesel Depolar, Transit Depolar • Otomasyon düzeyine göre; Geleneksel Depolar, Yüksek Yoğunluklu Depolar, Otomatik Depolar olmak üzere farklı türlere göre sınıflandırılırlar. Dolayısıyla faaliyet alanına bağlı olarak bir deponun işleyiş biçimi, özellikleri, teknoloji ve ekipman tercihleri ile yönetim anlayış ve uygulamaları birbirinden farklı olmaktadır. Ham madde, yarı mamul veya mamulün depoya girmesi, fiziksel depolamanın gerçekleştirilmesi, ambalajlama-etiketleme-konsolidasyon işlemlerinin yanı sıra dağıtım öncesi son kontrollerin yapılması ve depolanıp son kullanıcıya uygun şekillerde ulaştırılması depolama iş süreçlerinin temel halkalarını oluşturmaktadır (Çekerol, 2013: 52). Bu bağlamda depolama süreci beş adımdan oluşmaktadır: • Giriş süreci ham madde, yarı mamul veya mamul stokları, bir üretim deposunda veya dağıtım merkezinde muhafaza edilir. • Ham madde, yarı mamul veya mamul stokları niteliklerine göre tahsis edilmiş ilgili depo bölümlerine yerleştirilir. • Siparişlerin alınmasıyla, ham madde, yarı mamul veya mamul stoklarının depolandıkları bölümde belirlenen teknikler ile hareketini tanımlar. • Ham madde, yarı mamul veya mamul stokları, ürün birleştirme ve kalite kontrol testinden geçirildikten sonra, her türlü depo riskine karşı ambalajlanır. • Depoda çıkışı planlanan ham madde, yarı mamul veya mamul stoklarının taşıma araçlarına taşıma üniteleri yardımıyla gruplandırılarak yerleştirilir. Müşteri istek ve ihtiyaçlarına uygun depo seçimi, eşyaların stoklanması, istenen zaman, miktar ve kalitede dağıtımların gerçekleştirilmesi lojistik firmanın depo yönetimindeki temel sorumluluk alanlarıdır. Depolama esas olarak kontrol, teslim alma, yerleştirme, sayım, toplama, kalite kontrol ve gönderme faaliyetlerini kapsamaktadır. Bu faaliyetlerin gerçekleştirildiği depolama türleri ise aşağıdaki gibidir: • Doğrudan taşıma: Depolama yoktur, ürünlerin üretilip pazarlandığı koşullarda geçerlidir. Çekme sistemlerinin kullandığı bir türdür. • Geleneksel depolama: Ürünlerin üretilip, bilinen bir depoda bekletilmesi ve müşteriye ulaştırılması durumunda kullanılır. Aktarmalı taşımacılık söz konusu ise bu yapı kullanılır. İtme sistemlerinin kullandığı türdür. • Çapraz yüklemeli depo: Çekme sistemi felsefesine uygun depolama şeklidir. Ürünler ambalajlanmamış hâlde depoda bekletilir. Müşteriden talep geldikçe ambalajlama, etiketleme ve gerekirse son montaj yapılıp sevkiyat yapılır. • Sanal depo: İnternet üzerinden alışveriş yapılan sitelerin kullandığı bir türdür. Etkili bir depo yönetiminde dikkat edilmesi gereken bazı faktörler olabilir. Bunlar genel olarak aşağıdaki gibidir: • Merkezi ve dağınık depolama operasyonları dengeli bir yapıda olmalıdır. • Dağıtım merkezinin coğrafi yeri doğru belirlenmelidir. • Depo otomasyonu teknolojilerinden yararlanılmalıdır. • Tüm stok hareketleri sistem üzerinde tanımlanmalı ve kaydedilmelidir. • Stok seviyeleri tedarik zinciri boyunca gerçek zamanlı olarak takip edilmelidir. Depolama ve depo yönetimi ile ilgili temel kavramları verdikten sonra depolama ve depo yönetimine ilişkin bazı diğer kavramların kısaca açıklanmasında yarar vardır.
Radyo frekanslı tanımlama sistemleri nelerdir?
Radyo Frekanslı Tanımlama Sistemleri (RFID), radyo frekansı kullanarak sabit ya da hareketli canlı veya cansız varlıkları tanımlamak için kullanılırlar. Kullanım amaçları arasında sevkiyat hatalarını önlemek, güvenilir stok seviyelerini takip edebilmek, barkodlama ile ilgili işçilik maliyetlerimi azaltmak yer alabilir. RFID sistemlerinin uygulama alanlarına örnek olarak (Kavas, 2007: 74) • Ürün dağıtım zinciri uygulamaları • Üretim, envanter muhasebesi ve kontrolü • Hastane, hasta tanımlama, tedavi ve tıbbi kayıtların kontrolü • Kütüphane, müze, sanat galerisinde ürün tanımlama • Kontrol ve güvenlik uygulamaları • Otomotiv endüstrisinde ürün özellikleri ve bakım bilgi kayıtlarının takibinde • Akıllı kart uygulamalarında • Ürün satın alma • Seyahat kartları uygulamaları • Polis ve emniyet uygulamaları (delillerin ve delil noktalarının kayıtları) • Taşımacılıkta (konteyner ve bagaj bilgileri takibinde) • Değerli ürün üretimi ve değerli ürün izlenmesinde • Kamu taşımacılığı, spor karşılaşmaları, kayak pist kullanımı gibi bilet gerektiren uygulamalar • Kara yolları geçiş ücretleri toplanması • Gıda ve ilaç sanayinde özellikleri son kullanım tarihlerinin izlenmesi ve sahte ilaçların takibinde • İlaç tanımlamada • Hayvanların kimlik ve aşı bilgilerinin izlenmesi ve pasaport uygulamaları verilebilir RFID teknolojisinin lojistik ve tedarik zinciri üzerinde; lojistik yönetiminin ve tedarik zincirinin sıkı izlenmesi, stok yönetiminde daha az iş gücünün yer alması, müşteri hizmet kalitesinin artması ve benzeri sağladığı çok sayıda yarar vardır. RFID ile desteklenen tedarik zinciri uygulamalarında, zincirde verimlilik, doğruluk, görünürlük ve güvenlik sağlanabilmektedir.
Talep tahmini nedir?
Talep tahmini; gelecekte üretimi gerçekleştirilecek faaliyetlerin planlanmasında üretilmesi gereken veya istenen miktarlardır. Talep tahmini; işletmenin ürettiği mal ve hizmetlere ilişkin talebin belirlenmesine yönelik olarak yapılan işlemlerdir. İşletmenin kuruluşundan başlayarak, fabrika yeri seçimi ve düzenlemesi, stok kontrolü, üretimin gerçekleştirilmesi, fiyatların oluşturulması, kalite kontrolü, ürün veya hizmetin tüketiciye ulaştırılması ve tüketim sonrası sonuçlar gibi birden çok faaliyeti doğrudan kapsamaktadır. İşletmelerin gelecekteki planları, talep tahminlerine göre yapılmaktadır (Saygılı, 1991). Talep tahminlerinde lojistik yönetimi, pazar araştırmalarının yapılarak işletmeye, tüketicilerin ve kullanıcıların özellikleri, rekabet edilen pazarın yapısı, ekonomik yönden talep miktarlarının ve özelliklerinin maliyetleri, hangi alanda üretim yapılacaksa üretilecek ürünün özellikleri, üretime girecek ham madde miktarı, çeşitliliği ile ilgili kaynaklar hakkında gerçekçi ve etkin bilgiler ulaştırılmasında önemini hissettirmektedir. İşletmelerin talep tahminlerine duyduğu ihtiyaç, üretim şekli, üretimde kullanılacak araç ve yöntemler, mamul çeşidi, tüketicinin işletmelere ve ürünlere bakış açısı, rakip işletmelerin durumu, dağıtım kanalları gibi birçok faktörün etkisinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, tüketici taleplerinin ortaya çıkmaya başlamasından, üretilen ürünün tüketicinin eline ulaştırılmasına kadar talep tahminlerinin gerekliliği önem kazanmaktadır (Kobu,, 2010: 112). Talep tahmin yöntemleri işe aşağıdaki gibidir: • Müşteri Anketleri • Delphi Yöntemi • Regresyon Analizi • Hareketli Ortalama • Ağırlıklı Hareketli Ortalama • Üstel Düzeltme • Holt Yöntemi
Ambalajlama nedir?
Eskiden yalnızca bir malı bir yerden başka yere taşıyan lojistikçiler artık paketleme işini de üstleniyor. Paketleme içinde bulunan ürünü sarar, saklar, korur, farkındalığını artırır ve satılmasına destek olur. Bu nedenledir ki her yıl ürün paketlenmesine milyarlarca dolar harcanmaktadır. Dünyadaki tüm paketleme işlemlerinin % 60’ı gıda ürünlerine yöneliktir. Lojistik yönünden bakıldığında ambalajlama ve paketlemenin; malı koruma ile ilgili işlevleri, depolamayı kolaylaştırma ile ilgili işlevleri, ulaştırma ile ilgili işlevleri bulunmaktadır (Özdemir, 2013: 15). Ambalajlamada kullanılan altı temel malzeme vardır: • Cam malzeme; temizlenmesi kolaydır, gaz, nem, koku geçirmez, yeniden kullanılabilir ve geri dönüşümlüdür fakat kırılabilir ve kimi durumlarda oldukça maliyetli olabilmektedir. • Plastik malzeme; hafiftir, sağlamdır, kolay şekil alır, gazlara karşı koruyucudur ve temizlemesi kolaydır fakat bazı durumlarda maliyetli olabilmesine karşın yeniden kullanılabilir ve en çok kullanılan ambalajlama malzemesidir. • Karton malzeme; hafiftir, ucuzdur ve geri dönüşümlüdür fakat düşük dayanıklılık ve sağlamlığa sahiptir. En çok kullanılan ikinci ambalajlama malzemesidir. • Ahşap malzeme; dayanıklı, sağlam ve kullanımı kolaydır, ağır kırılgan yüklerde ve havalandırma özelliğinden dolayı taze sebze ve meyvelerin ambalajlamasında tercih edilir, tekrar kullanılabilir fakat ağır, hacimli ve temizlenmesi zor olan bir malzemedir. • Metal malzeme; dayanıklı ve sağlamdır, ışık, hava, su, böcek ve kemirgenlere karşı yeterli derecede dayanıklıdır fakat ağır ve maliyetlidir. • Tekstil malzeme; hafiftir, tekrar kullanılabilir ancak maliyetli olmakla beraber bazı durumlarda düşük dayanıklılığa sahiptir. Birçok tüketici alım kararını vermeden önce ürünü paketiyle birlikte değerlendirmektedir. İyi bir paketlemeye kendinize çekebileceğiniz tüketicileri aynı şekilde kötü bir paketlemeyle kaybedebilirsiniz. Fakat iyi bir paketleme ürününüzün satışlarının devam etmesini tek başına sağlamayacaktır. İyi bir paketlemeyle kendinize çektiğiniz tüketicileri yüksek ürün kalitesiyle tekrar ürününüzü almaya yönlendirebilir ve artık sadık müşterileriniz arasına alabilirsiniz. Paketlemenin önemini keşfetmiş ve başarıya ulaşmış birçok global firma birçok zaman ürün ambalajlama proseslerine ürünlerinden daha fazla para harcayabilmektedirler. Pazarlama stratejilerinin temel taşları olarak görülen 4P kavramına (product: ürün; price: fiyat; place: dağıtım ve promotion: tutundurma) yakın bir gelecekte packaging: paketleme unsuru da dâhil edilerek 5P denmesi olasıdır. Lojistik açısından konuya bakıldığında ise paketleme iki hizmet sunar. Bunlardan ilki ürünün nakliyesi ve depolanması sırasında ürünün dış etkenlerden korunması ikincisi ise ürünün depolanması ve taşınması esnasındaki kullanılması gereken işçi ve malzeme maliyetlerini azaltmasıdır.
Elleçleme nedir?
Malların yerlerinin değiştirilmesi, istiflenmesi, ambalajlanması ve depoya yüklenmesi gibi faaliyetlerin tümüne elleçleme denir. Elleçleme depoya malzeme boşaltmadır, depoda mal birleştirme, malların istiflenmesidir ve mal ayrıştırmadır ama bunların aksine depoda kullanılacak raf sistemlerinin belirlenmesi değildir. 4458 nolu gümrük kanununa göre “elleçleme” kavramı, gümrük gözetimi altındaki eşyanın asli niteliklerini değiştirmeden istiflenmesi, yerinin değiştirilmesi, büyük kaplardan küçük kaplara aktarılması, kapların yenilenmesi veya tamiri, havalandırılması, kalburlanması, karıştırılması ve benzeri işlemleri ifade eder. Elleçleme için genel olarak altı farklı yapı kullanılır. Bunlar: • Eleman kullanımı • Çatallı taşıyıcı (forklift) • Taşıyıcı bant • Otomatik yönlendirilmiş araç (Automated Guided Vehicle – AGV) • Otomatikleştirilmiş ürün alma koyma sistemi (Automated Storage and Retrieval System – ASRS) • Konveyor ve ASRS’lerin birlikte kullanıldığı karma yapı
Sigortalama nedir?
Sigortalama, risklerin gerçekleşmesi ile oluşacak zararları gidermek için yapılan sözleşmedir Tarafların sorumluluklarını gösterir hukuki bir belgedir. Anlaşmazlık olduğu takdirde ilgili mahkemeler tarafından çözülür. Sigortalama kapsamında yer alan ve taşımacılıkta karşılaşılan riskler ise aşağıdaki gibidir: • Fiziksel hasar • Çevresel felaket • Kaybolma • Hırsızlık • Elleçleme hasarı • Gecikmeden kaynaklanan zarar • Kasıt sonucu oluşan zarar Yukarıda belirtilen riskler ile oluşacak hasar sonucu oluşacak hukuki süreçte gerekli belgeler; sigorta poliçesi, hasar beyanı, tutanak, hasara ait belgeler, gümrük belgesi (varsa), ürüne dair fatura veya irsaliye, ekspertiz raporu sayılabilir. Sorumluluk sigortası, taşıyıcı sorumluluk sigortası ve nakliye sigortası lojistikte karşılaşılan sigorta türleridir.
Gümrükleme nedir?
Gümrükler, ülkelerin birbirleriyle ticaret yapabilmeleri için tanımlanmış geçiş noktalarıdır. Gümrükler, ticari ürünlerin giriş – çıkış yaptığı noktalardır, yani kısaca bir arayüzdür. Gümrükleme lojistik faaliyetleri destekleyen bir diğer hizmettir. Yabancı bir ülkeyle gerçekleştirilen dış ticaret faaliyetlerinde, ürün veya hizmetlerin gümrüklü sahalardan geçişi sırasında devletle olan ilişki ve işlemlerin yürütülmesi hizmetidir. Uluslararası alanda ülke dışına veya içine yapılacak her türlü mal ve hizmet alımında gümrük işlemleri söz konusu olmaktadır.