aofsorular.com
LOJ302U

Lojistik Kavramı

1. Ünite 20 Soru
S

Lojistik nedir?

Lojistik, hem kamu hem de özel sektörde yer alan organizasyonlardaki malzeme akışlarının ve ilgili bilginin planlanması ve kontrolü ile ilgilenir (Ghiani, Laporte ve Musmanno, 2004: 1). Daha genel bir ifade ile lojistik; malzeme, hizmet ve ilgili bilgilerin akışını, doğdukları noktadan tüketim noktasına kadar, müşteri taleplerini karşılayacak şekilde verimli olarak planlama, uygulama ve kontrol etme süreçlerini kapsar. Lojistiğin günümüzde kabul gören en geçerli tanımı yeni adı ile Tedarik Zinciri Yönetimi Profesyonelleri (Supply Chain Management Professionals-CSCMP) olan Lojistik Yönetim Konseyi (e Council of Logistics Management-CLM) tarafından yapılmıştır. Bu tanıma göre lojistik; müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ürünlerin üretildiği veya kaynaklandığı noktadan, son kullanımının bulunduğu tüketim noktasına kadar olan tedarik zinciri içindeki malzemelerin, servis hizmetlerinin ve bilgi akışının etkin ve verimli bir şekilde iki yöne doğru hareketinin ve depolanmasının, planlanması, uygulanması ve kontrol edilmesidir (Gülenç ve Karagöz, 2008: 75). Lojistik faaliyetlerinde kritik olan nokta müşteri ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Lojistik için yapılan tanımlarda çok sık dile getirilen kavram müşteridir. Müşteri olarak tanımlanan, ürünün sahibi olan üretici, hizmeti sunan ya da satıcı değil o ürünü veya hizmeti kullanacak olan son kullanıcıdır. Hedef son kullanıcıya istediği malı istediği yerde, istediği zaman, istediği kadar, istediği şartlarla ve istediği fiyatla teslim edilmesinin sağlanmasıdır. Bu da müşteri memnuniyeti yaratmanın temelidir (Yıldıztekin, 2003).Tanımlardan da anlaşılacağı üzere lojistik kavramı ticari alanda oldukça yaygın olarak kullanılmakta olan yeni bir olgudur. Hâlbuki temelinde nakliyat ve depolama olduğundan, insan ve ürün kavramlarının var olduğu çağlardan beri kullanılmaktadır. İlk olarak askeri alanda kullanılmış olup, “Muharip unsurlara strateji ve taktiğine uygun ve gerekli olan ikmal maddeleri ile hizmet desteğini sağlamak için yapılan faaliyetlerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.

S

Lojistik kelimesinin kökeni nedir?

Yaygın birçok tanıma göre, Yunanca “Logos” kelimesinden gelmekte olup, “sipariş” anlamına gelmektedir. Fransızca “Loger” olarak kullanılmakta olup, “tahsis etme, dağıtma” anlamına da gelen LOJİSTİK; malzemenin tedarikçilerden, bitmiş ürünün müşterilere ve daha sonra satış hizmetlerine kadar taşınması gibi, bir firmadaki malzemenin akışını belirleyen fonksiyonel faaliyetleri inceleyen disiplindir (Ghiani, Laporte ve Musmanno, 2013:1). Bir başka görüşe göre Lojistik LOGIC VE STATISTICS kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir.

S

Tedarik zinciri nedir?

Lojistik kavramı ile birlikte çok sık kullanılan ve birbiri ile ilişki içerisinde olan Tedarik Zinciri tanımını da vermekte yarar vardır. Tedarik zinciri:“Ham madde temini yapan, onları ara mal ve nihai ürünlere çeviren, nihai ürünleri müşterilere dağıtan, üretici ve dağıtıcıların oluşturduğu bir ağ” olarak tanımlanabilir. Tedarik zinciri tedarikçilerden üreticilere oradan da dağıtım yapan şirketlere ürünlerin hareketini ve aynı zamanda bilgi, para ve ürün akışının her iki yönde yapılmasını içerir. Tedarik zinciri, bilinenin aksine birden fazla firma arasındaki ilişkiyi kapsamaz. Firmanın kendi dışındaki firmalar ile ilişkisini kapsadığı gibi firmanın kendi içindeki tedarik zincirinden de bahsedilebilir. Bu kavramlar içsel ve dışsal tedarik zinciri yönetimi altında değerlendirilir.

S

Lojistik, 2.Dünya Savaşı'na kadar nasıl bir gelişme göstermiştir?

Lojistiğin temelinde nakliyat ve depolama olduğundan insan ve ürün kavramlarının var olduğu çağlardan beri yani tekerleğin icat olduğu çağlardan beri lojistiğin varlığından söz edebiliriz. Lojistik kavramının ve faaliyetlerinin gelişimine en büyük katkıyı tekerleğin buluşu başta olmak üzere bazı önemli buluşlar sağlamıştır. Tekerleğin bulunmasıyla yerleşik yaşama geçiş başlamış ve tarım devrimi olgusu ortaya çıkmıştır. Tarım devrimiyle beraber toplum hayatında barınak yapma, şehircilik anlayışının, kanun/hukuk anlayışının, matematik fikrinin ortaya çıması gibi değişiklikler oluşmuştur. Ayrıca üretilen tarımsal ürünün saklanması, bir başka ürünle takas edilmesi ve başka bir yere nakledilmesi tarım devriminde lojistiğin nasıl kullanıldığını göstermektedir. Sanayi devrimiyle birlikte tarım toplumundan üretim toplumuna geçilmiş, üretim maliyetleri azalmış, işçi sınıfı doğmuş ve uzmanlaşma başlamıştır. Uzmanlaşma, iş bölümü ve coğrafi avantajın getirdiği farklı üretim tekniklerini de geliştirilmiş, kişisel tüketimin hatta yerel tüketimin ötesinde takas için, ticaret için üretim, taşıma ve depolama çalışmaları başlatılmıştır. Coğrafi farklılıklar ve buhar gücünün deniz, kara ve demir yolu taşımacılığında kullanılması ise kıtalar arası ticareti geliştirerek sömürgecilik, bol ve ucuz üretim ile ürünlerin kolay taşınması ve dağıtımını sağlamıştır. Cephe savaşı olarak adlandırılan 1. Dünya Savaşı ile birlikte lojistik kavramının ilk olarak askeri alanda kullanıldığını ve tam bir lojistik anlayışının geliştiğini görmekteyiz. 1. ve 2. Dünya savaşları sırasında askeri anlamda lojistik kavramının oluşmaya başlamasıyla taşımanın, stoklamanın ve dağıtımın kontrolü önem kazanmıştır. 2.Dünya Savaşının galibi olan ABD’de artan üretimle birlikte malın tüketiciye ulaştırılması sorunu gündeme gelmiş ve distribütörlük, bayilik, ortak üretim gibi kavramlar ortaya çıkarak lojistik hizmetleri kontrol edilmeye başlanmıştır.

S

Lojistik, 2.Dünya Savaşı'ndan sonra nasıl bir gelişim göstermiştir?

2. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle askeri alandan ayrılan lojistik uzmanlar bilgi, beceri ve tecrübelerini çalıştıkları şirketlere taşımaya başlamışlardır. Böylece 1950’li yıllara kadar lojistik kavramını tanımayan işletmeler bu değişime ayak uydurmaya çalışmışlar ve modern lojistik sistemine geçmeye başlamışlardır. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra üretim teknolojisinde yaşanan gelişmeler ile artan kitlesel üretim, pazarda yüksek miktarda mal bulunmasını gerektirmiştir (Acar ve Köseoğlu, 2014:9). 1950 ve 1960’lar arasında bu soruna çözüm olarak hem pazarlama fonksiyonu öne çıkmış, hem de deniz konteynerlerinin keşfedilmesiyle ürünlerin uluslararası dolaşımı artmıştır. Bu yıllarda, plansız ve düzensiz durumda olan dağıtım sistemleri sonucunda; üreticiler üretir, perakendeciler satışını yapar ve ürünler mağazalara ya da son kullanıcıya bir şekilde ulaşırdı. Dağıtım sistemlerinin bu denli plansız ve düzensiz olması 1970’li yıllarda fiziksel dağıtım kavramının gelişmesine sebep olmuştur. Fiziksel dağıtım; nakliye, depolama, mal elleçleme ve paketleme gibi bir dizi fiziksel aktivitenin varlığını ortaya koymuş ve bu aktivitelerin birbirine bağlanarak daha efektif şekilde yönetilebileceğinin anlaşılmasını sağlamıştır (Rushton, Croucher ve Baker, 2010:8). Bu nedenle 1970’ler dağıtım kavramının gelişimi için çok önemli bir dönemdir.

S

Lojistik, 1980'lerden günümüze nasıl bir gelişim göstermiştir?

1980’li yıllar; taşımacılık düzenlemeleri, bilgisayar teknolojisine giriş ve iletişimde devrim yaratan teknolojik ve politik değişimlerin yaşandığı bir süreç olmuştur (Acar ve Köseoğlu, 2014:10).Bu dönemden itibaren işletmeler artık lojistik alanında geleneksel yönetim anlayışından, modern yönetim anlayışına geçmeye başlamışlardır. Bu süreçte lojistik faaliyetlerin merkezileştirilmesi, toplam maliyet yönetimi, süreç optimizasyonu konuları uygulanmaya başlanmış, lojistiğin rekabet avantajı yarattığı, uygulamacılar tarafından kabul edilmiştir (Çekerol, 2013:7). 1980’lerde şirketlerin lojistik alanına olan ilgisinin artmasına paralel olarak 1990’lı yıllarda akademisyenlerin de bu alana olan ilgileri artmış ve alanla ilgili araştırmalar ivme kazanmıştır. Lojistik sistemlerinin yenilenmesi ile ilgili teorik bilgiler uygulamaya geçirilmeye başlanmıştır. 1990’lı yıllarda, lojistik faaliyetlerinin bütünleşme içinde olduğu tedarik zinciri yönetimi kavramı ortaya çıkmıştır. Bilgi teknolojilerinin gelişimi, lojistik faaliyetlerin İnternet aracılığıyla yapılmaya başlanması, B2B ve B2C gibi fikirlerin ortaya çıkması 2000 yılları ve sonrasında gerçekleşmiştir. Özellikle 2000-2010 yılları arasında lojistik ve tedarik zinciri kavramları artık tüm işletmenin başarısına anahtar bir alan olarak tanınmaya başlanmıştır. Savaşı kazanan ülkelerin dünya ticaretini serbestleştirme kararlarının uygulamaya konulması ile GATT (General Agreement on Taris and Trade) ve WTO’nun (Dünya Ticaret Örgütü) çalışmalarıyla küresel ticaret başlamıştır. Dolayısıyla 20. yüzyılın son çeyreğinde lojistik hizmet veren ve kontrolünü yapan kuruluşlar öncelikle ABD’de ortaya çıkmıştır (Yıldıztekin, 2012). (http://www.lojisturk.net/guncel/lojistigin-tarihcesi-1341827992h.html)

S

Lojistik sistemler nelerdir?

Lojistik sistemi, bir amacı gerçekleştirmek için taşıma sistemleri ile birbirine bağlanmış tesisler kümesinden oluşur. Burada tesisler, malzemelerin işlendiği yani üretimin yapıldığı, stoklandığı, ayrıldığı, satıldığı veya tüketildiği yerlerdir. Daha açık ifade ile tesisler; üretim tesisleri (üretim merkezleri), depolar, dağıtım merkezleri, perakendeci dükkanları vb. gibi tesisleri kapsar. Tesisler aynı zamanda tedarik zinciri olarak da isimlendirilen lojistik ağını oluştururlar. Taşıma sistemleri bu tesisler arasında malzemeyi palet, konteynır, taşıma bantları, kamyon, tır gibi çeşitli taşıma araçları ile hareket ettirirler. Dolayısıyla, bir lojistik sistemin fiziksel yapısı durağan tesisler ve bu tesisler arası taşıma hatlarını kapsar. Bir başka deyişle tesisler ve ulaştırma sistemleri lojistik sistemlerinin ana unsurlarıdır. Bu noktada yüklerin (ürünlerin) taşınması, yüklenmesi ve boşaltılması faaliyetlerini içeren yük elleçleme sistemleri ulaştırma sistemlerinin bir parçasıdır. Yük elleçleme sistemi, bu yönüyle lojistiğin ana faaliyetlerinden birisi olan ulaştırmaya olan bağı ile aynı zamanda lojistik sisteminin de bir parçası olmuştur (Esmer, 2009: 31). Esmer (2009)’a göre lojistik sistem içinde ürünlere katma değerler yaratılarak depolanmakta, gerektiğinde montajı yapılmakta ve nihayetinde müşteriye ulaştırılmaktadır. Lojistik sistem temelde katma değer hizmetinin verildiği alanlar olarak tanımlanabilir. Şekilde tüm bu lojistik faaliyetler içinde ulaştırma sistemi ve ulaştırma sistemi içinde de yük elleçleme sistemi gösterilmektedir. Lojistik sisteminin amacı çok basittir: malzeme ve ekipmanları elde etmek ve zamanında ihtiyaç duyulan yerlere makul bir maliyette taşımak. Lojistik sistemi bir işletmenin alt sistemidir. Sistem ise kısaca birbirleriyle etkileşimi olan girdi, dönüşüm ve çıktı gibi temel bileşenlerden oluşan kavramsal veya fiziksel bir varlıktır. Burada girdiler dönüşüm sonucunda çıktı olarak sistemde yer alır ve bu çıktılarda çevre faktörleri de etkilidir.

S

Lojistik sistemlerinin tipleri nelerdir?

Lojistik sistemlerinin iki genel tipi vardır ( Owens ve Warner, 2003: 5): 1. Tahsis veya “itme” sistemleri, 2. Talep veya “ çekme” sistemleri. 1. tip sistemde, sistem aşağı doğru hareket ettiğinde, en tepedeki tesis hangi ürünlerin sistemde aşağı doğru hareket edeceğine karar verir. Yani sistem, üzerinde ürünleri “iter”. 2. tip sistemde en alttaki tesis ihtiyaç duyuldukça ürün talep eder, böylece tedarikleri sistem üzerinde “çeker”. Talep/Çekme sistemleri gerçek ihtiyaçlar hakkında mevcut bilgiye dayandığı için teoride tahsis/itme sistemlerinden daha gerçekçi, daha az zarar vermesi avantajına sahiptir. Talep/çekme sistemlerinin dezavantajı ise bu sistemler sadece gerçek ve doğru bilgiler olduğunda ve en düşük seviyedeki yönetici siparişler için uygun kararı verirse çalışacaktır. Bu nedenle tahsis/itme sistemleri, ihtiyaçlar hakkında gerçek bilgi olmadığı veya yönetim becerilerinin hizmet sistemlerinin üst seviyelerinde yoğunlaştığı zamanlarda daha uygundur.

S

Lojistik sistemleri tasarlarken ne gibi sorulara cevap aranır?

Lojistik sistemlerini tasarlarken iki soru karşımız çıkar. (1) Sipariş kararını kim verecek? Bu kararlara dayanan en az bilgi nedir? (2) Sipariş kararı, ne kadar ve ne zaman sipariş edilmelidir?

S

Lojistik süreçler nelerdir?

Lojsitik süreçler ürünlerin tedarik edildiği başlangıç noktasından tüketildiği son noktaya kadar yer alan aktarma, depolama, paketleme vb. gibi birçok lojistik faaliyetin gerçekleştirildiği süreçlerdir. Bir anlamda lojistik ağ veya başka bir deyişle tedarik zinciri üzerinde malzemenin hareket ettirilmesi ve depolama işlemlerinin yerine getirilmesidir (Özdemir, 2012: 28). Lojistik, tedarik zincirinin bir alt fonksiyonudur. Dolayısıyla lojistik süreçlerin etkin bir şekilde yönetilmesi ile tedarik zincirinde yaratılan değer artacaktır.

S

Lojistik süreçlerin kapsamı nelerdir?

Lojistik süreçler, üç temel süreci kapsar; gelen lojistik (tedarik lojistiği), malzeme yönetimi ve fiziksel dağıtım (dağıtım lojistiği). Fakat günümüzde özellikle geri dönüşüm kavramının dolayısıyla geri dönen ürün akışının önem kazanması ile tersine lojistik de bu üç sürece dâhil olmuştur.

S

Tedarik ve dağıtım lojistiği ile malzeme yönetiminin farkı nedir?

Tedarik lojistiği ham madde, yardımcı malzeme gibi girdilerin tedarik kaynaklarından üretim noktalarına kadar akışıyla ilgilenirken, fiziksel dağıtım; bitmiş ürünlerin üretim noktalarından, son alıcı veya tüketicilere kadar iletilmesiyle ilgili etkinlikleri kapsar (Esmer, 2009: 37). Malzeme yönetimi ise işletme içinde gerçekleşen tüm lojistik faaliyetler ile ilgilidir. Erdal ve Çancı (2003)’ya göre bu üç temel süreç fiziksel tedarik, dâhili işlemler ve fiziksel dağıtım olarak isimlendirmişlerdir.

S

Tedarik lojistiği nedir?

Tedarik lojistiği işletmeye katma değer veren temel faaliyetleri kapsar. Bu süreç tamamen üretim öncesi gerçekleştirilen ve kaynakların üretim hattına taşınmasına hizmet eden bir süreçtir. Tedarik lojistiği fiziksel tedarik olarak da adlandırılmaktadır. Kısaca fiziksel tedarik, üretim/ imalat sektöründe çalışan işletmelerin üretim öncesi gerçekleştirilen ham madde, yarı ürün ve hazır parça temini gibi işlemlerini üretim ortamına taşınmasını kapsayan bir süreçtir.

S

Tedarik lojistiği ne tür faaliyetler içerir?

Gelen lojistik olarak da isimlendirilen tedarik lojistiği, şirketin tedarikçileri ile ilgili olarak ham madde ve/veya yarı mamulleri konusundaki rota seçimi, araç, kargo takibi, taşıma, stok muhafazası, teslim alma, sipariş, tedarik, depolama gibi faaliyetleri içerir (Eker, 2006: 6). Adından da anlaşılacağı üzere bu süreç, üretim öncesi gerçekleşir ve kaynakların üretim hattına iletilmesini sağlar.

S

Tedarik lojistiği hangi süreçte öne çıkar?

Tedarik lojistiği ile ham madde, yarı ürün ve hazır parçaların üretim ortamına taşınmasından sonra bunların iş istasyonları ve üretim tezgâhlarına taşınması için gerekli elleçleme ve ürün akışını içermektedir. Bu süreçte malzemenin taşıması veya elleçlemesi işletmeye bir katma değer yaratmaz, aksine maliyet oluşturur. Bu yüzden bu süreçte amaçlanan, elleçleme işinin olabildiğince azaltılması hatta yok edilmesidir.

S

Üretim lojistiği hangi süreçte öne çıkar?

Üretim lojistiği malzeme ihtiyaç planlaması ile başlar, planlı siparişler ve satın alma talepleri oluşturulur. Daha sonra üretim siparişi açılır ve üretim için depodan mal çekilir. Üretim ve depoya giriş ile sürecin aşamaları tamamlanmış olur. Üretim lojistiği, üretim sırasında işletme içinde izlenecek olan yol ve zaman haritasıdır ayrıca malzemelerin üretim yerlerinde hazır tutulmasından sorumludur (Hopbaoğlu, 2009: 42). Üretim lojistiği, tedarik ve dağıtım lojistik süreçleri ile ilişkili olduğundan bu süreçler arasında aynı zamanda köprü işlevi de görür.

S

Dağıtım lojistiği nedir?

Bu süreçten önce üretim tamamlanmıştır. Ürünler pazara ve müşterilere (son kullanıcılara) ulaştırılmaktadır. Dağıtım lojistiği süreci ürünlerin son kullanıcı/ müşterilere fiziksel olarak teslimi ile ilgilidir. Taşımacılık, depolama, ambalajlama, elleçleme gibi ürünlerin müşterilere ulaştırılmasına yönelik faaliyetleri kontrol etmektedir. Dolayısıyla bu süreci fiziksel dağıtım olarak tanımlayabiliriz.

S

Dağıtım lojistiğinde yaşanan sıkıntı nedir?

Müşteri siparişlerinin zaman ve yerinin saptanmasındaki belirsizliklerden dolayı bu süreç kapsamındaki etkinlikleri planlamak ve yönetmek diğer süreçlere göre daha zordur. Bu zorluğunun yanında, lojistik süreçlerin son halkası yani müşteri ile işletme arasında iletişimin kurulduğu aşama olmasından dolayı da çok önemli bir süreçtir.

S

Lojistik yönetimi nedir?

 Lojistik Yönetimi; doğru ürünü, doğru zamanda, doğru yere ulaştırmak amacıyla işletmede lojistik faaliyetlerin planlanmasını, organize edilmesini, yönetimini, kontrol edilmesini sağlayan, müşteri siparişlerini düzenleyen, ürünlerin depolama, dağıtım ve akışının kontrol eden, değer katan bir yönetim faaliyetidir. Lojistik yönetimi işletmeye daha geniş bir bakış açısı ile bakarak tedarik kaynaklarından müşterilere olan malzeme akışının ve müşterilerden tedarik kaynaklarına olan bilgi akışının bir bütün olarak ele alındığı bir süreçtir (Gümüş, 2009: 109). Lojistik yönetimi’ nin temel hedefi lojistik süreçlerinin (tedarik lojistiği, üretim lojistiği ve dağıtım lojistiği) en etkin biçimde eş güdümünü sağlamak ve bu aşamalarda işletme tarafından kullanılan unsurları en fazla maliyet etkinliği anlayışı çerçevesinde yönetmektir (Czinkota, vd., 2000; 540).

S

Lojistik Yönetimi Konseyi nedir?

Lojistik Yönetimi Konseyi (CLM); Lojistik yönetimini; müşterilerin gereksinimlerini karşılamak üzere her türlü ürün, hizmet ve bilgi akışının, ham maddenin başlangıç noktasından, ürünün tüketildiği son noktaya kadar olan tedârik zinciri içindeki hareketinin, etkin ve verimli bir şekilde akış ve depolanmasının sağlanması, kontrol altına alınması ve planlanması süreci olarak tanımlamaktadır (Lambert vd, 1998: 3). Özetlemek gerekirse lojistik yönetiminde amaç; sistem boyunca ulaştırma ve dağıtımdan ham madde, yarı mamul ve son ürünlerin depolanmasına kadar olan maliyetleri en küçüklemektir. Lojistiğin öneminin artmasıyla lojistik yönetimi kavramının önemi de artmıştır.