Osmanlı Kültürü
Selçuklu dünyası içerisinde uç beyliklerinin durumu nedir?
Selçuklu dünyası içerisinde İlhanlı bürokratlar, Batı Anadolu Beyliklerini hem “uç beyliği” olarak hem de Türkmen kimlikleri nedeniyle Doğu ve Orta Anadolu Beyliklerinden ayırt etmekteydi. Bu beylikler izinsiz büyük akınlarda bulunamazlar, bulundukları yerde fiziksel olarak yerleşemezlerdi. Uç beylikleri sürekli akınlara hazır bir durumda olmalıydı ve merkezin kontrolü dışında hareket edemezlerdi. Bulundukları yeri terk etmek durumunda kalabilecekleri için de yerleşik yaşam sürmeleri tercih edilen bir durum değildi.
Selçuklu yönetiminde bir uç beyliği olan Osmanlılarla ilgili ilk yerleşim yerleri Söğüt ve çevresinde maddi kültür verisinin yok denecek kadar az olmasının sebebi nedir?
Selçuklu yönetiminde bir uç beyliği olan Osmanlılar izinsiz büyük akınlarda bulunamazlar, bulundukları yerde fiziksel olarak yerleşemezlerdi. Uç beylikleri sürekli akınlara hazır bir durumda olmalıydı ve merkezin kontrolü dışında hareket edemezlerdi. Bulundukları yeri terk etmek durumunda kalabilecekleri için de yerleşik yaşam sürmeleri tercih edilen bir durum değildi.O nedenle Selçuklu yönetiminde bir uç beyliği olan Osmanlılarla ilgili maddi kültür verisi, ilk yerleşim yeri olarak kabul edilen Söğüt ve çevresinde yok denecek kadar azdır.
Cumhuriyet Dönemi tarihçilerinin Osmanlı Beyliğinin sosyal ve kültürel yapısı hakkında genel eğilimi nasıldır?
Cumhuriyet Dönemi tarihçilerinin genel eğilimi Osmanlı Beyliğinin sosyal ve kültürel yapısını Selçuklu’nun devamı gibi görmeleridir. Oysa Osmanlı İslam dininin kurumlarını benimsemiş bir topluluk olarak Selçukluyu reddetmese bile kendi özgün sosyal ve kültürel yapısını oluşturmuştur. Moğollara yenilmiş ve Anadolu birliğinin devamlılığını sağlayamamış olan bir Selçuklu devletinin politik mirasçısı olmayı tercih etmeyen Osmanlılar, yeni aldıkları bölgelerde karşılaştıkları olguları da kendi yararları doğrultusunda içleştirerek ve onlardan faydalanarak yeni bir politika ve güç oluşturmaya çalışmışlardır.
Osmanlı kentlerinin oluşumu nasıl biçimlenir?
Osmanlı kentlerinin oluşumu Külliyeler sayesinde biçimlenir.
Külliyeler içlerinde hangi kurumları barındırır?
Sosyal yardım, imaret: medrese öğrencilerine ve yolculara bedava yemek dağıtılan yer; tabhane: misafirhane; darüşşifa: hastane; hamam; kervansaray: kervanların ve yolcuların konakladığı yer; eğitim medrese; darülkurra: Kuran’ın incelendiği okul; darülhadis: peygamberin sözleri olan hadislerin öğretildiği okul; sıbyan mektebi: ilkokul; din (cami, mescit, türbe, zaviye, tekke) ve ticaret (şehir içi hanı, bedesten, arasta, kapalı çarşı, dükkân) işlevlerini karşılayan Osmanlı kurumlarını içeren değişik işlevli yapıların aynı bani (kurucu veya yapan kişi) tarafından inşa ettirilip aynı vakfiyede yer alması ile oluşan Külliyeler banisinin adı ile anılır ve çevrelerinde mahallelerinin oluşumunu sağlayarak, mahalleye adını verir.
Selçuklu sanatının ana mimari süsleme ögesi nedir?
Selçuklu sanatının ana mimari süsleme ögesi mukarnas'tır.
Timurlu istilaları ile Osmanlı Anadolu coğrafyasında görülmeye başlanan farklı özellikler nelerdir?
15. yüzyıl başında Timurlu istilaları ile farklı özellikler Osmanlı Anadolu coğrafyasında da görülmeye başlanır. Şam’dan gelen mimar ailelerin Amasya’daki işleri Suriye’de görülen renkli taş işçiliğini Anadolu’ya getirmiştir. Şam ve İran üzerinden gelenlerin Merzifon’da yaptıkları İran örneklerine yakındır. Timur’un Ankara Savaşından sonra Tebriz’e götürdüğü ve sonra Bursa‘ya gelerek Yeşil Külliyeyi inşa eden mimar ve çini ustalarının yaptıkları, yapılarda kullanımı artan alçı işçiliğinin Selçuklu geleneğinden kopup Timurlu üslubuna yakın yeni bir tasarımla ortaya çıkması, yapılardan, yapı ve bezeme ustalarının isimlerini veren kitabelerden ve bezemelerinden edindiğimiz bilgilerdir.
14. yy ile 16. yy arasında kurulmuş zaviyelere hâkim olan gelenek hangisidir?
Daha çok Tanrının niteliğini ve evrenin oluşumunu varlık birliği anlayışıyla açıklayan dinî ve felsefi akım olan tasavvuf geleneğinin hâkim olduğu sufilerin yaşadığı zaviyelerde toplanılır ve dini konular üzerinde, günlük sorunların yorumlanması üzerinde konuşulurdu. İslam dininin gizemleri üzerine yapılan bu varlık tartışmalarında popüler inanç öğeleri de ele alınırdı.
Dervişlerin erken Osmanlı dönemindeki görevi nedir?
Bu yapılar, Osmanlı ekonomi tarihçisi Ömer Lütfi Barkan’ın deyimiyle “kolonizatör Türk dervişleri” nin yeriydi. Bu dervişler erken Osmanlı döneminde beylerin yanında “altıncı kol” görevi yapmakta ve fethedilen yerlerin Müslümanlaşmasını ve Türkleşmesini sağlamaktaydı.
Zaviyeler hangi dönemde yerini tekkelere bırakmıştır?
Ancak İmparatorluk düzenine geçilip merkezi bir yönetim kurulduktan sonra bu tür kurumlara gereksinim duyulmamıştır. Babai-Kalenderi dervişlerinin ve dini içerikli destansı halk edebiyatının hâkim olduğu bu zaviyeler yerine merkezi yönetimin sistemli organizasyon örneğini alarak kurumsallaşan tekkeler gelmiştir.
Arasta nedir?
Arasta ve Kapalı Çarşılar Osmanlının ticaret kültürünü gösteren yerlerdi. Arastalar bir sokağın iki yanında yer alan dükkânlardan oluşurdu. Bu dükkânlarda esnaf buğday, arpa gibi belirli bir malı veya dükkânında ürettiği ayakkabı, eğer vb... eşyaları hem üretmekte hem de satmaktaydı.
Yeni oluşan Osmanlı üst kültürü hangi kültürlerin etkisinde gelişmiştir?
Dini destanlara dayalı bir halk kültürü yanı sıra, Arap-İslam ve Fars kültürü etkisinde yeni bir Osmanlı üst kültürü oluşmaktaydı.
Osmanlı Devleti, Beylik düzeyinden İmparatorluk kurumsallaşmasına hangi dönemde geçmiştir?
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u almasıyla beraber Osmanlı Devletinin Beylik düzeyinden İmparatorluk kurumsallaşmasına girdiği kabul edilir. Her ne kadar II. Murat döneminde başkent Edirne’de bu düzenlemelerin ilk örnekleri görülse de, Osmanlı toprakları arasında bir ada gibi kalmış olan Konstantinopolis kentinin alınması, kentin Doğu Roma’nın başkenti olarak yüklendiği anlamlar ve simgelerin devam eden varlığı bu yeni döneme yön verecektir.
Fatih Sultan Mehmet imgesinin Akdeniz bölgesinde dolaşmasını sağlamak için ne yapmıştır?
Osmanlı padişahları kendilerini imzaları olan ve resmi evrak üzerine yazılan tuğraları ile temsil ederlerdi. Oysa Fatih buna ek olarak Akdeniz dünyasının alışık olduğu görsel bir dil kullanmak istemiş ve imgesinin Akdeniz bölgesinde dolaşmasını sağlamak için portresinin olduğu madalyonlar döktürmüştür.
Elyazması kitaplara minyatürler yapan, onları tezhiple bezeyen kişilere ne ad verilir?
Elyazması kitaplara minyatürler yapan, onları tezhiple bezeyen, ayrıca yapıların duvar nakışlarını yapan kişilere nakkaş denirdi.
Hat sanatı nedir?
Hat sanatı (“hat” sözcüğü Arapçada çizgi anlamına gelir), güzel yazı yazma sanatıdır. Kuran’ı Kerim’in deri üzerine yazılması ile başlamış, zamanla köşeli veya yuvarlak hatlar yazılan iki tip çıkmış, çiçeklerle bezenerek uygulanan örnekleri de olmuştur.
Minyatür geleneği Osmanlıya hangi kültürden gelmiştir?
Minyatürler ise bir el yazmasında anlatılan bilgileri veya hikâyeleri betimleyen küçük boyutta resimlerdir. Konuları kitap içinde yazılanlardan kaynaklanır. Metin içerisine ve tek sayfa olarak yapılan bu resim geleneği, İran kitap sanatından Osmanlıya gelmiştir.
Aristo’nun aklı temel alan akıl yürütme (usavurma) yöntemini kullanarak felsefe ile İslam dinini uzlaştırmaya çalışan düşünür kimdir?
Aristoteles düşüncesi Akdeniz dünyasında uzun süre hâkim olmuş bir düşüncedir. Rönesans döneminde Neo-Platoncu düşünceyle beraber 19. yüzyıla kadar etkileri devam etmiştir. Maveraünnehir doğumlu ve Bağdat’ta eğitim gören düşünür Farabi (870-950) ise bu düşünürü İslam felsefesi ile birleştirmeye çalışmıştır. Farabi’nin düşüncesi Aristo felsefesine dayanan akılcı bir felsefedir. Aristo’ nun aklı temel alan akıl yürütme (usavurma) yöntemini kullanarak felsefe ile İslam dinini uzlaştırmaya çalışmıştır.
Surname nedir?
Surnameler Divan edebiyatında padişahın çocuklarının doğumu, sünneti, kızlarının, kız kardeşlerinin evlenmesi gibi nedenlerle düzenlenen halka açık eğlencelerin anlatıldığı manzum eserlerdir.
Klasik Dönem Osmanlı Sanatının oluşumuna katkıda bulunan en önemli iki etken nelerdir?
Bir imparatorluk ve saray sanatı olan Klasik Dönem Osmanlı Sanatının oluşumuna katkıda bulunan en önemli iki etken baniler ve kurumlardır. Saray ve saraya bağlı yönetici sınıf sanatın destekleyicileri ve banileri olmuştur.