Sanatın Üretimi
Yerleştirme(enstalasyon) ne anlama gelmektedir?
Belirli bir mekâna, çoğu kez gündelik yaşama dair nesnelerin özel olarak
yerleştirilmesiyle oluşan, mekânın olanaklarını kullanan, izleyicinin katılımıyla anlam kazanan çağdaş bir sanat uygulamasıdır.
Sanatın, içinde üretildiği toplumla olan ilişkisi nasıldır?
Tarihsel ve toplumsal bir ürün olarak sanat yapıtı, içinde üretildiği topluma hâkim
olan iktidar ilşkilerinden bağımsız düşünülemez. Koşullar tarih boyunca
farklılık göstermekteyse de sanat, her dönemde gündelik yaşamla, ekonomik
ilişkiler ağıyla ve egemen ideolojiyle etkileşim içinde olmuştur. Sanatçı, özgün
bir yaratı alanı oluşturmayı hedeflediğinde de bu ilişkiler ağından tamamıyla ba-
ğımsız değildir.
Sanatın, estetik bir olgu olarak değerlendirilmesinden, yani 18. yüzyıldan önce algılanışı nasıldı?
Sanatın, bugün anladığımız anlamda bağımsız bir estetik olgu olarak ortaya
çıkışı, pek çok sanat tarihçisine göre Rönesans döneminde, Shiner’e göreyse on
sekizinci yüzyılda gerçekleşir. Ondan önce yaklaşık iki bin yıllık bir dönemdeyse
sanat, zanaatle neredeyse ayrılmaz durumdadır. Bu iki bin yıllık dönemde sanatç›,
ayakkabı ustası, marangoz aras›nda kesin bir ayrım bulunmadığı gibi, sanat
ürünü de pek çok durumda işlevsel bir değer taşımaktadır.
Sanatın gündelik yaşamla ilişkisi nasıldır?
Sanatın gündelik yaşamla ilişkisini en açık biçimde görebilmek için, onun do-
ğuşuna kadar uzanmak gerekir. İnsanlıkla başlayan erken dönemde sanatın, sonraki dönemlerde taşıdığı türden estetik kaygılardan uzak olduğu varsayılmaktadır. Bu dönem sanatın toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğu, sanatsal etkinliğin, özellikle dini etkinlikten ayrılamayacağı bir dönemdir.
Erken dönemde sanat etkinliğinin en önemli belirleyicisi nedir?
Erken dönemde sanat etkinliğinin önemli bir belirleyicisi sanatın (özellikle müzik
ve dansın), pek çok durumda, kolektif bir eylem olarak ortaya koyulmasıdır.
İnsanın toplu halde yaşadığı, ancak bu şekilde hayatta kalma şansına sahip oldu-
ğu avcı toplayıcı dönemde, bugün “sanat” olarak tarif ettiğimiz eylemler, bu kolektif yaşam biçiminin bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır.
Toplumbilimci Howard S. Becker'e göre, sanat etkinliğinin doğasını nasıl açıklar?
Becker’a göre sanat etkinliği, sadece sanatçının değil, malzeme sağlayıcılardan
maddi destekçilere, her türlü aracı kifli ve kurumdan alımlayıcıya dek uzanan
geniş bir insan topluluğunun ortak bir ürünüdür.
Sanatın kolektif bir dizi eylem sonucu ortaya çıkması hangi görüşe karşıt bir yaklaşımdır?
Bu görüş, özellikle on dokuzuncu yüzyılda belirginleflen, sanatçıyı olağanüstü bir yeteneğe sahip, yalnız ve içinde bulunduğu koşullardan bağımsız bir birey olarak değerlendiren, sanatın kolektif doğasını görmezden gelen bakış açısına, tam bir karşı çıkıştır.
Ekonomik ve siyasi güç ilişkileri sanat üzerinde nasıl bir rol oynar?
Ekonomik ve siyasi güç ilişkileri, tarih boyunca, sanatçının yaşamını sürdürebilmesi, ürün verebilmesinde belirleyici rol oynamıştır. Modern devlet öncesinde sanatçı, ihtiyaç duyduğu maddi desteği aristokrasiden (soylu sınıf), kiliseden, burjuva (kentsoylu) sınıfından almak durumundayd›. Bu noktada, siyasi ve ekonomik iktidarın, yüzyıllar boyunca, sanata patronluk eden bu ayrıcalıklı kurum ve toplumsal sınıfların elinde bulunduğunu hatırlamak gerekir.
Rönesans İtalya'sında, sanat üretimi ve iktidar arasındaki ilişki nasıldı?
Rönesans İtalya’sında tüm sanat türleri, dönemin şehir devletlerinde siyasi, ekonomik ve kültürel yaflama hâkim olan büyük tacir ailelerin desteğiyle serpilebilmiştir. Floransa’nın yönetimini uzun süre elinde tutan banker ve tacir Medici ailesi buna örnek oluşturmaktadır. Bugün “yüksek sanat”ın en belirgin örneklerinden biri olarak görülen opera sanatının ilk örneği, bu ailenin bir üyesi olan Maria de Medici ile Fransız Kralı IV. Henri’nin düğün törenleri için eğlence müziği olarak bestelenmiştir.
Fransız toplumbilimci Pierre Bourdieu, 19. yüzyılda saantçının servet sahiplerine olan bağımlılığını nasıl açıklar?
Bu bağımlılık iki araçla gerçekleşir: Birincisi, sanatçı üzerinde dolaylı olarak
etkili olan piyasa ilişkileridir (örneğin yazarlar için satış rakamları ve sanatçıya
sağlanması olası gazetecilik, yayıncılık gibi yeni iş olanaklarına ulaşma olanağı).
Diğeri özellikle burjuva ev sahiplerinin düzenlediği salon toplantıları aracılığıyla
sanatçılar ve yüksek sosyetenin kimi kesimleri arasında kurulan kalıcı ilişkilerdir.
Bugünün sanat üretiminde rol oynayan etmenler nelerdir?
Bugünün sanat üretiminde, hem piyasa koşulları, hem maddi destekçiler
önemli rol oynamaktadır. Bir ressamın, ürününü menajerler, eleştirmenler, galeriler,
koleksiyoncular vb.’nin oluşturduğu bir sanat piyasasının dışında kalarak
sergileme olanağı varsa bile oldukça kısıtlıdır. Hatta sanat eleştirmeni, küratör,
galeri sahibi ve koleksiyonerler gibi aktörler, hangi türde sanat yapıtlarının sergileneceğine, hangilerinin makbul olduğuna karar vererek, daha üretim aşamasında, sanatçının yaratıcılığı üzerinde bir tür etki oluşturabilmektedirler.
Günümüzde sanatın başlıca maddi destekçileri kimlercir?
Günümüzde sanatın başlıca maddi destekçileri büyük şirketler ve devlettir. Modern devletin kuruluşu, sanatın desteklenmesinin devlet tarafından, kültür politikalarına bağlı olarak, kurumsal bir biçimde yürütülmesini beraberinde getirir.
1980'li yıllarda, sanat destekçiliğinin büyük şirketlere geçişi nasıl olmuştur?
1980’li y›llardan itibaren serbest piyasa ekonomisinin güçlenmesi, sosyal devletin küçülmesini ve özellefltirmelerin hız kazanmasını beraberinde getirir. Bu yıllardan itibaren sanat destekçiliğinin, büyük ölçüde şirketlerin hâkimiyetine geçmifl oldu¤u söylenebilir. Şirketlerin, müze, sergi, festival ya da senfoni orkestrası gibi kurum ve organizasyonlara verdiği destek, bir tür ticari girşim görünümündedir.
Şirketlerin sanatı desteklemesinin kendilerine ne gibi faydası vardır?
Şirketler, sanatsal ve kültürel etkinliklere destek verdiklerinde, belirli ölçüde
vergi muafiyetine hak kazanmaktad›rlar. Böylece bu kurumlar, devlete ödenecek
olan vergiden muaf tutularak, bizzat devlet tarafından sanat destekçiliğine
özendirilmekte, diğer bir deyişle devlet, sanat destekçiliği rolünü özel sektöre aktarmaktadır.
Kültür endüstrisi kuramı hangi düşünürlere aittir?
Frankfurt Okulu düşünürleri, Theodor Adorno (1903-1969) ve Max Horkheimer (1895-1973)'e aittir.
Kültür endüstrisi kuramı sanat üretimini nasıl açıklamaktadır?
Kültür ve sanat ürünleri, içerik ya da form bak›m›ndan standartlaştırılırken bu ürünlerin dağıtımı, pazarlanması, piyasa koşullarına uygun biçimde gerçekleşmektedir. Böylece ortaya çıkan kültürel ürün, içinden çıktığı kapitalist sistemin, hem ekonomik, hem de düşünsel düzeyde kendini yeniden üretebilmesinin aracı haline gelmektedir.
Adorno'ya göre, kültür esndüstrisi sanatı nasıl etkilemektedir?
Adorno’ya göre sanat, hem içinde bulunduğu toplumsal duruma ilişkin bir eleştiri
olanağını, hem bir başka dünya özlemini içinde barındırır. Oysa kültür endüstrisi,
sanatın bu olumlu işlevini siler. Ne yüksek sanatın yararlılığını, ne halk sanatı
nın içinde taşıdığı isyancı direnş olanağını barındıran ticari bir ürün ortaya koyar
Walter Benjamin'in, sanat ürününün kopyalanması konusundaki düşünceleri nelerdir?
Bir sanat ürününün, en yetkin yeniden üretimi (kopyası) bile aslının,
üretildiği zaman ve mekân içindeki özel konumundan, tarihsel tanıklıktan yoksundur. Diğer yandan, sanat ürününün biricikliği, erken dönem sanatının taşıdığı büyüsel ve törensel işleve dayanmaktadır. Sanat ürünü, teknolojik olanaklarla yeniden üretimi sonucunda, kendi tarihsel varoluşu nedeniyle taşıdığı biricikliği ve kutsallığını kaybeder.
İnternet sanatı nedir?
Internet’i temel araç olarak kullanan ve video sanatında olduğu gibi, konusunu da kullandığı mecradan alan; internet, internet kültürü, teknolojitoplum ilişkileri gibi konuları irdeleyen kültürel üretim şeklidir. Pek çok örneği, internet kullanıcılarının
müdahaleleriyle yapıtın nihai halinin değiştirilmesine açıktır.
Alt-kültür en anlama gelmektedir?
Alt-kültür, en genel anlamda, egemen kültür içinde, bazı genel kültürel normlara
uyum göstermekle birlikte, kendilerine özgü davranış kalıpları geliştiren grupları
tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bunlar, etnik, dinsel, cinsel azınlıkların oluşturduğu topluluklar olabileceği gibi, ortak değerler çevresinde bir araya
gelen gruplar da olabilirler.